BASINDAN YAZILAR
Toplu İş Sözleşmesinin Kanuni Esasları - MuhasebeTR

Toplu İş Sözleşmesinin Kanuni Esasları

Toplu iş sözleşmeleri, çalışma hayatında işçi ve işveren ilişkilerini düzenleyen en temel hukuki araçlardan birini ifade etmektedir. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ve 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu çerçevesinde hukuki dayanakları açıkça belirlenmiştir.

Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın "Toplu iş sözleşmesi ve toplu sözleşme hakkı" başlıklı 53'üncü maddesinde, "İşçiler ve işverenler, karşılıklı olarak ekonomik ve sosyal durumlarını ve çalışma şartlarını düzenlemek amacıyla toplu iş sözleşmesi yapma hakkına sahiptirler." denilmektedir.

Ek olarak, 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun "Tanımlar" başlıklı 2'nci maddesinde toplu iş sözleşmesi tanımlanmaktadır.

Hüküm kapsamında toplu iş sözleşmesi, "iş sözleşmesinin yapılması, içeriği ve sona ermesine ilişkin hususları düzenlemek üzere işçi sendikası ile işveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işveren arasında yapılan sözleşmeyi," ifade etmektedir.

Anayasa ve Kanun'da toplu iş sözleşmesi yapma hakkı işçilere ve işverenlere karşılıklı olarak tanınmış olmakla birlikte, işçiler yerine sendika tarafından kullanılması öngörülen bu hakkın her şeyden önce çalışma koşullarının işçi yararına düzeltilmesi amacını sağlayıcı nitelikte olduğu söylenebilir.

Diğer yandan toplu iş sözleşmesinin sadece işçi yararına olduğu ifade etmek doğru olmayacaktır. Toplu iş sözleşmesinin hem işçiye hem işverene yararlar sağlamaktadır.

Bir toplu iş sözleşmesinin aynı işkolunda bir veya birden çok işyerini kapsaması mümkündür. İşyeri toplu iş sözleşmesi, işletme toplu iş sözleşmesi ve Grup Toplu İş Sözleşmesi olarak 3 farklı türde toplu iş sözleşmesi yapılabilmektedir.

Toplu iş sözleşmesinin yazılı şekilde en az 1 yıl, en çok 3 yıl olarak yapılması gerekmektedir.

Sözleşme süresinin, sözleşme imzalandıktan sonra uzatılması, kısaltılması ve sözleşmenin süresinden önce sona erdirilmesi mümkün değildir.

Toplu iş sözleşmesinin imzası sırasında taraf işçi sendikasına üye olmayanlar, sonradan işyerine girip de üye olmayanlar veya imza tarihinde taraf işçi sendikasına üye olup da ayrılanlar veya çıkarılanlar, toplu iş sözleşmesinin tarafı olan işçi sendikasına dayanışma aidatı ödeyerek toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceklerdir.

Diğer yandan dayanışma aidatı ödenerek toplu iş sözleşmesinden yararlanılabilmesi için işçi sendikasının onayı aranmamaktadır. Dayanışma aidatının miktarı ise üyelik aidatından fazla olamayacaktır. Faaliyeti durdurulmuş sendikalara dayanışma aidatı ödenememektedir.

Ayrıca, iş sözleşmelerinin toplu iş sözleşmesine aykırı düzenleme içermesi mümkün değildir. Eğer toplu iş sözleşmesi hükümlerine aykırı bir düzenleme aksi belirtilmeden yer alırsa iş sözleşmelerinin hükümlerinin yerini toplu iş sözleşmesindeki hükümler alacaktır.

Diğer yandan toplu iş sözleşmesinde iş sözleşmelerine aykırı hükümlerin bulunması halinde, iş sözleşmesinin işçi lehine olan hükümleri geçerli olacaktır.

Eğer toplu iş sözleşmesi sona ermişse, yeni bir toplu iş sözleşmesi imzalanana kadar, toplu iş sözleşmesinin, iş sözleşmesine ilişkin hükümleri uygulanmaya devam edecektir.

Sonuç olarak, toplu iş sözleşmelerinin işleyişi, süresi, türleri ve bağlayıcılığı bakımından sahip olduğu yasal çerçeve, tarafların haklarını netleştirerek uygulamada doğabilecek ihtilafların önüne geçmeyi hedeflemektedir. Bu nedenle hem işçi/işçi sendikaları hem de işverenler açısından toplu iş sözleşmesi mekanizmasının doğru anlaşılması, etkin şekilde uygulanması; sosyal diyalog olgusunu güçlendiren bir unsur olarak değerlendirilmelidir.

(Kaynak: Resul Kurt / Star Gazetesi | 04.07.2025)

>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.

>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.

>> YILIN KAMPANYASI: Muhasebecilere Özel Web Sitesi 1.249 TL + KDV  Ayrıntılar için tıklayın.

GÜNDEM