YAZARLARIMIZ
Vedat Erdem
Serbest Muhasebeci Mali Müşavir
Bilim Uzmanı
vedaterdem1@gmail.com



Yasal İhbar Süresine Riayet Etmeyen İşçinin İşverene Ödemek Zorunda Olduğu İhbar Tazminatına Mahsuben İşçinin Kullanmadığı Yıllık İzin Alacakları Takas Edilebilir mi?

4857 sayılı İş Kanunu’nun “Süreli fesih” başlıklı 17’nci maddesi aşağıdaki gibidir.

“Belirsiz süreli iş sözleşmelerinin feshinden önce durumun diğer tarafa bildirilmesi gerekir.

İş sözleşmeleri;

a) İşi altı aydan az sürmüş olan işçi için, bildirimin diğer tarafa yapılmasından başlayarak iki hafta sonra,

b) İşi altı aydan bir buçuk yıla kadar sürmüş olan işçi için, bildirimin diğer tarafa yapılmasından başlayarak dört hafta sonra,

c) İşi bir buçuk yıldan üç yıla kadar sürmüş olan işçi için, bildirimin diğer tarafa yapılmasından başlayarak altı hafta sonra,

d) İşi üç yıldan fazla sürmüş işçi için, bildirim yapılmasından başlayarak sekiz hafta sonra feshedilmiş sayılır.

Bu süreler asgari olup sözleşmeler ile artırılabilir.

Bildirim şartına uymayan taraf, bildirim süresine ilişkin ücret tutarında tazminat ödemek zorundadır.

…”

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin 2015/16764 E., 2017/18804 K. sayılı kararı aşağıdaki gibidir.

A) Davacı İsteminin Özeti:

Davacı vekili, davacının davalı iş yerinde 16.12.2010-25.12.2013 tarihleri arasında kasiyer olarak çalıştığını, iş akdini istifa etmek suretiyle feshettiğini, ileri sürerek ücret, yıllık ücretli izin ve fazla çalışma ücreti alacağını talep etmiştir.

B) Davalı Cevabının Özeti:

Davalı vekili, davacının 25.12.2013 tarihinde istifa dilekçesi verdiğini, davacının bilgi vermeden ve izin almaksızın işe gelmeyerek yasal ihbar sürelerine riayet etmediğini, iş arama izinleri ve çalıştığı bir günün toplamının ihbar süresinden düşüleceğini ve kalan tutarın yasal prosedürlere göre ödenmesi gerektiği hususunun davacıya tebliğ edildiğini, davacı ile yapılan sözleşme uyarınca davacının talep ettiği alacaklarının bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti ve Yargılama Süreci:

Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davacının hak ettiği 24 günlük 2013 yılı Aralık ücret, 14 günlük izin alacağının mahsubunun doğru olduğu, yine fazla mesai alacağının olmadığının kabulü ile davacının herhangi bir alacağı kalmadığının anlaşıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

D) Temyiz:

Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.

E) Gerekçe:

1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.

2-6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 407/2. maddesinde, “İşveren, işçiden olan alacağı ile ücret borcunu işçinin rızası olmadıkça takas edemez. Ancak, işçinin kasten sebebiyet verdiği yargı kararıyla sabit bir zarardan doğan alacaklar, ücretin haczedilebilir kısmı kadar takas edilebilir.” Dolayısıyla davacının ödenmeyen ücret ve kullandırılmayan yıllık ücretli izin karşılığı alacaklarının hüküm altına alınması gerekirken, işverence yargılama konusu alacak ihbar tazminatı karşılığında takas edildiği kabul edilerek reddedilmesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.

F) Sonuç:

Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 22/11/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Diğer 9. Hukuk Dairesi’nin 2014/2121 E., 2015/13350 K. sayılı kararı ise;

DAVA: Davacı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ile fazla mesai ücreti, ücret, yıllık izin, komisyon ve yol parası alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.

Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

A) Davacı İsteminin Özeti:

Davacı vekili; müvekkilinin davalı bankada 24/05/2006-16/03/2012 tarihleri arasında çalıştığını, yıllık izinlerinin 3-5 günlük parçalar halinde kullandırıldığını, bütün halinde kullanmak istediği için işten çıkarılmakla tehdit edildiğini ve işten ayrılmak istemesi halinde kıdem ve ihbar tazminatlarının ödeneceği söylenerek istifa dilekçesi ve ibraname aldıklarını, yöneticilerine güvenerek bunları imzalamasına rağmen alacaklarının ödenmediğini, hatta komisyon parası, yol parası ve izin ücretinin ihbar tazminatına mahsup edildiği gerekçesiyle verilmediğini iddia ederek, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla mesai, ücret, komisyon ve yol parası alacağı ile yıllık izin ücretlerinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

B) Davalı Cevabının Özeti:

Davalı vekili; davacının, 24/05/2006-16/03/2012 tarihleri arasında çalıştığını, psikolojik baskı ile istifa dilekçesi vermek zorunda bırakıldığı iddialarının doğru olmadığını, kabiliyetli ve üniversite mezunu olan davacının istifa konusunda yönlendirilmesinin hayatın olağan akışına aykırı bir iddia olduğunu, kendi isteğiyle ayrıldığı için ihbar tazminatı ödemekle yükümlü olduğundan ücret, komisyon ve yol parası alacağının ihbar tazminatına mahsup edildiğini ve bu nedenle ödenmediğini, davacının ibraname vererek işten ayrıldığını beyan ederek, davanın reddini savunmuştur.

C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:

Mahkemece davanın kısmen kabulü ile yıllık izin ücreti alacağının tahsiline, diğer taleplerin reddine hükmedilmiştir.

D) Temyiz:

Kararı davacı temyiz etmiştir.

E) Gerekçe:

1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.

2-Taraflar arasında düzenlenen ibranamenin geçerliliği olup olmadığı uyuşmazlık konusudur.

Somut olayda dava konusu fazla mesai alacağının ödendiği ibranamede belirtilmiş olup, cevap dilekçesinde ise davacının fazla çalışmasının olmadığı savunulmuştur.

Mahkemece, ibranameye değer verilerek davacının fazla mesai alacak talebinin reddine karar verilmiştir.

İbraname ile çelişkili savunma karşısında ibranameye değer verilmesine olanak bulunmamaktadır. Tanık beyanları değerlendirilerek tanığın bilebildiği çalışma süresi için, fazla çalışmaların aylık ücret içinde ödendiğinin öngörülmesi ve buna uygun ödeme yapılması halinde, yıllık 270 saatlik fazla çalışma süresinin ispatlanan fazla çalışmalardan indirilmesi gerektiği gözetilerek, varsa yıllık 270, haftalık 5,2 saati aşan fazla mesai ücret alacaklarının hüküm altına alınması gerekirken, talebin yazılı gerekçe ile reddedilmesi hatalıdır.

3-Davacı dava dilekçesinde ücret, komisyon ve yol parası talebinde bulunmuş, davalı işveren cevabında, ücret, komisyon ve yol parası alacağının ihbar tazminatına mahsup edildiği için ödenmediğini savunmuştur.

Mahkemece ücret, komisyon ve yol ücretinin davalı banka tarafından ihbar tazminatına mahsuben ödenmemesi nedeniyle bu taleplerin reddine karar verilmiş ise de Dairemizin kararlılık kazanan uygulaması uyarınca işveren, işçiden olan alacağı ile ücret borcunu işçinin rızası olmadıkça işçinin ücretinden ve tazminatından kesemez. Nitekim yargılama sırasında yürürlüğe giren 6098 sayılı TBK.’un 407/2 maddesi uyarınca “İşveren, işçiden olan alacağı ile ücret borcunu işçinin rızası olmadıkça takas edemez. Ancak, işçinin kasten sebebiyet verdiği yargı kararıyla sabit bir zarardan doğan alacaklar, ücretin haczedilebilir kısmı kadar takas edilebilir”.

Somut uyuşmazlıkta işverenin işçinin ücret komisyon ve yol ücretini ihbar tazminatından mahsubu yargı kararı olmadan kesinti yasal olmadığından, davacının buna yönelik istemlerinin kabulü yerine yazılı gerekçe ile reddi hatalıdır.

4-Mahkemece karar gerekçesinde davacının yıllık izin ücreti talep etme hakkının bulunmadığının belirtilmesine rağmen, hüküm kısmında bu talebin kısmen kabulüne karar verilerek bu alacak açısından gerekçe- hüküm çelişkisine yol açılması ve hükmedilen miktarın net mi yoksa brüt mü olduğunun hükümde belirtilmemesinin infazda tereddüde yol açacağının düşünülmemesi de isabetsizdir.

F) Sonuç:

Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgilisine iadesine, 06/04/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.

KAYNAKLAR

4857 sayılı İş Kanunu

9. Hukuk Dairesi’nin 2015/16764 E., 2017/18804 K. sayılı kararı

9. Hukuk Dairesi’nin 2014/2121 E., 2015/13350 K. sayılı kararı

10.06.2024

Kaynak: www.MuhasebeTR.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)

>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.

>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.


GÜNDEM