Defter ve Belgenin Gizlenmesi ve Tarh Zamanaşımı
Tarih: 14.08.2014
Bilindiği gibi, defter ve belgelerin vergi müfettişine ibraz süresi 213 sayılı VUK’nun 257. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre, defter ve belgelerin usulüne uygun defter ibraz yazısının mükellefe tebliği üzerine verilen süre içerisinde kayıtların mükellef tarafından vergi müfettişine götürülmesi zorunludur. Aksi takdirde bu fiil yine 213 sayılı VUK’nun 359. maddesine göre hürriyeti bağlayıcı cezalar ile cezalandırılmaktadır.[1]
Vergi Usul Kanunun 135. maddesinde vergi
incelemesine yetkili kişiler sayılmıştır. Yasal defter ve belgelerin incelemeye
ibraz süreci, aynı kanunun 148.maddesine göre bu kişiler tarafından yazılı
olarak istenmesi ile başlar. İbraz süresi yasal süre olan 15 günden az olamaz.
Mükellef veya temsilcisi vergi kanunları yönünden (VUK 253.madde) ilgili
bulundukları yılı takip eden takvim yılından başlayarak 5 yıl, Türk Ticaret
Kanunu (TTK 68.madde) yönünden, defterleri son kayıt tarihinden ve saklanması
mecburi olan diğer hesap ve kağıtları tarihlerinden itibaren 10 yıl muhafaza
etmek ve gerektiğinde ilgili kişi veya kurumlara ibraz etmek zorundadır. İbraz
etmemenin Türk Ticaret Kanunda bariz bir müeyyidesi yoktur. Fakat, vergi
kanunlarına göre başta Vergi Usul Kanununa göre ağır cezalar öngörülmüştür.
Verilen süre içinde defter ve belgeler ibraz edilmez ise mali ve hukuki yönden
aşağıdaki sonuçlar ortaya çıkar:
1) Vergi Usul Kanunun 256.maddesine göre yasal defter ve belgeler incelemeye
ibraz edilmediğinden aynı kanunun Mük.355.maddesine göre özel usulsüzlük cezası
kesilir. (Her ne kadar Mük.355.maddede “Özel usulsüzlük cezası kesilmesine
rağmen mecburiyetleri yerine getirmeyenlere yeniden süre verilerek bu
mecburiyetleri yerine getirmeleri tebliğ olunur. Verilen sürede bu
mecburiyetlerin yerine getirilmemesi halinde yukarıda yazılı özel usulsüzlük
cezaları bir kat artırılarak uygulanır” denilmişse de, yazımızın ‘Yasal
Mevzuat’ başlığı altında yer aldığı üzere, 280 No’lu VUK Genel Tebliği ve 1999/5
Sıra No’lu VUK İç Genelgesinde, defter ve belge ibraz etmemenin VUK 30.maddesine
göre re’sen takdir nedeni olduğu ve rapor düzenlenmesi için ikinci sürenin
beklenilmesine gerek olmadığı belirtilmiştir.)
2) Vergi Usul Kanunun 30.maddesine göre tutulması mecburi olan defterlerin hepsi veya bir kısmının vergi incelemesi yapmaya yetkili olanlara herhangi bir sebeple ibraz edilmemesi re’sen takdir nedeni olduğundan, ilgili dönem vergi matrahı veya matrahları re’sen tarh edilecektir. Bunun sonucu inceleme elemanının elindeki verilere göre değişiklik gösterecektir. Eğer vergi kaybına yönelik açık doneler varsa, mükellefin yasal defter ve belgelerinden bu donelerin doğruluğu kontrol edilemeyeceğinden, bu donelere göre re’sen tarhiyat yapılacak ve mükellef öngörmediği vergi, ceza ve gecikme faizleriyle karşılaşabilecektir.
3) Katma Değer Vergisi yönünden, yasal defter ve belgelerin ait olduğu yıl veya yıllara ait katma değer vergisi indirimleri KDV Kanunun 29, 34 ve 54.maddelerine istinaden reddedilecek ve Vergi Usul Kanunun 341, 344, Geç.27 ve 359.maddelerine istinaden üç kat vergi ziyaı cezası kesilecektir. Bu vergi ve cezalar için uzlaşma imkanından da yararlanılamayacaktır. Çünkü VUK’nun Ek 1 ve Ek 11. maddelerinde, VUK’un 359. maddesine dayanarak kesilen vergi ziyaı cezaları için gerek tarhiyat öncesi gerekse de tarhiyat sonrası uzlaşma hükümlerinden yararlanılamayacağı açıkça belirtilmiştir.
4) Re’sen tarhı istenen vergiler üzerinden ayrıca ilgili vergi dairesi tarafından Vergi Usul Kanunun 112.maddesine göre gecikme faizi hesaplanacaktır.
5) İstanbul, İzmir gibi şehirlerde olduğu gibi, mükellef 84 No’lu KDV Tebliği’ne istinaden uygulan ‘kod’ listelerine alınabilecektir. Bunun sonucu olarak ticari münasebetlerde bulunulan mükellefler yönünden olumsuz bir bakış açısına neden olacak, KDV yönünden müteselsil sorumlu tutulma kaygısı nedeniyle belki de ticari ilişkilerin sona ermesine neden olacaktır.
6) Vergi Usul Kanunun 359/a-2 maddesi gereği, mükellef veya mükellef kurum ise yetkilisi/ yetkilileri hakkında, son haliyle 18 aydan 3 yıla kadar hapis cezası istemiyle yetkili Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulacaktır. Son yapılan değişiklikle hapis cezası para cezasına çevrilememektedir.
Yasal defter ve belgelerin gizlenmesinin (incelemeye ibraz edilmemesinin) sonuçları bunlar olmakla beraber bu konuda inceleme elemanı tarafından bazı hususlara dikkat edilmesi gerekmektedir. Aksi takdirde, konu yargıya intikal ettiğinde dava mükellef lehinde sonuçlanabilmektedir.
7) İncelemenin öncelikle
mükellefin işyerinde yapılması gerekmektedir: VUK 139. maddesinde;
“Vergi incelemelerinin esas itibariyle incelemeye tabi olanın iş yerinde
yapılacağı, mükellefin iş yerinin müsait olmaması, ölüm, işin terk edilmesi gibi
zaruri sebeplerle incelemenin yerinde yapılması imkânsız olur veya mükellef ve
vergi sorumluları isterlerse incelemenin dairede yapılabileceği, bu takdirde
incelemeye tabi olanın lüzumlu defter ve vesikalarını daireye getirmesi
kendisinden yazılı olarak isteneceği, incelemenin dairede yapılması halinde,
istenilen defter veya vesikaları belli edilen zamanda mazeretsiz olarak
getirmeyenlerin bunları ibraz etmemiş sayılacağı” belirtilmiştir. Bu kanun
maddesinden anlaşılacağı üzere, mükelleflerden yasal defter ve belgelerin ibrazı
doğrudan yazı ile istendiğinde, mükellef tarafından defter ve belgeler
incelemeye ibraz edilmediğinde, defter ve belgeler henüz gizlenmiş
sayılmamaktadır. Öncelikle mükellefin işyerinde inceleme yapılıp
yapılamayacağının tespitinin yapılması gerekmektedir. Çünkü kanun maddesindeki
sıralama bunu gerektirmektedir. Yargı kararlarına bakıldığında, mükellefin
işyerine gidilmeden doğrudan defter ve belgelerin incelemeye istenmesi ve ibraz
edilmemesi sonucunda mükellefin bu durumu dava konusu yapması halinde, re’sen
takdir nedeninin oluşmadığına ve düzenlenen raporlarda reddedilen KDV’lerin ve
cezalarının kaldırılmasına karar verildiği görülmektedir.
Sonuç olarak, defter ve belgelerin
süresi içerisinde müfettişe ibrazı zorunlu olup, genelde defter ve belgeler 5
yıllık tarh zamanaşımı içerisinde incelenme riski içermektedir. 5 yıl
dolduktan sonra artık dolan yılın defter ve belgeleri talep edilemez.[2]
Örneğin, 2006 yılı
defter ve belgeleri için vergi incelemesi mutlak surette 213 sayılı VUK’nun
114. maddesi hükmüne göre 31.12.2011 tarihine kadar mutlaka defterlerin talep
edilerek incelenmesi zorunludur. 2012 yılında mükellefin 2006 yılı ile
ilgili defterleri incelenemez.
Bir yargı kararında konumuzla ilgili
olarak; mükelleften defter ve belgelerin 23.12.2011 tarihinde talep edilmiş
ve bu tarih itibariyle defter ve belgelerin inceleme için inceleme başlama
tutanağına geçirilmiş, neticede dönem matrahın takdiri için de 12.12.2011
tarihinde de takdir komisyonuna sevk edilmiş, daha sonra buna göre takdir
komisyonu kararına istinaden yapılan cezalı tarhiyat ise vergi mahkemesi
tarafından iptal edilmiştir.[3]
Öte yandan, muhasebecinin defter ve belgeleri ile birlikte kayıtlara karışması
mücbir sebep olarak kabul edilmez.
[4]
Zamanaşımının bitmesine kısa bir süre kala mükellefin sahte fatura
kullandığı iddiasıyla defter, kayıt ve belgeleri takdire sevk edilmesi halinde
müteakip yıllarda takdirin sevk edildiği yılla ilgili cezalı tarhiyat
önerilemez.
[5]
[1] Bkz. ALPASLAN Mustafa – SAKAL Mustafa, Vergi Hukuku Uygulaması – I, Ocak 2008, İzmir, Grafmat Basım.
[2] VUK md. 114.
[3] İzmir 2. Vergi Mahkemesi kararı, 18.12.2012 gün ve E:2012/973-K:2012/1417 sayılı kararı.
[4] Dnş. 4.D. kararı, 20.05.1998 gün ve E:1997/882-K:1998/1799 sayılı kararı.
[5] İzmir 1. Vergi Mahkemesi kararı, 12.01.2012 gün ve E:2011/1084-K:2012/70 sayılı kararı.
Kaynak:
www.MuhasebeTR.com
(Bu makale yazılı veya