YAZARLARIMIZ
Dr.Hayrullah Doğan
Yeminli Mali Müşavir
E. Hesap Uzmanı
DT Denetim Turkey
hdogan@denetimturkey.com



2006 ile 2009 Yıllarında Matrah Arttırımı Yapmamış Mükelleflerden Mal Alan Ve Mal Satanlar Maliye Her An Kapınızı Çalabilir

6111 SAYILI KANUNA GÖRE MATRAH ARTIRIMINDA BULUNANLAR HAKKINDA, KANUNUN YAYIMINDAN SONRA ARTIRIMDA BULUNULAN YILLAR İÇİN İŞTİRAK SUÇU CEZASI SALINABİLİRMİ? 

SORU:6111 Sayılı Kanun kapsamındaki yıllar için  matrah artırımında bulunmayan bir mükellef hakkında yapılan inceleme sonucu, sahte veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge kullanılması nedeniyle bu mükellef için vergi ve ceza tarhiyatı yapılırken, aynı zamanda incelenen yıla ilişkin olarak matrah artırımında bulunan bir gelir veya kurumlar vergisi mükellefi için fiile iştirak suçundan bir kat vergi ziyaı cezası kesilebilir mi? 

Vergi Usul Kanununun  344 üncü maddesine göre, vergi ziyaına 359 uncu maddede yazılı fiillerle sebebiyet verilmesi halinde, vergi ziyaı cezası üç kat, bu fiillere iştirak edenlere ise bir kat uygulanmaktadır.

6111 sayılı Kanunun  9 uncu maddesinin 6 numaralı bendine göre;   213 sayılı Kanunun 359 uncu maddesinin (b) fıkrasındaki "defter, kayıt ve belgeleri yok edenler veya defter sahifelerini yok ederek yerine başka yapraklar koyanlar veya hiç yaprak koymayanlar veya belgelerin asıl veya suretlerini tamamen veya kısmen sahte olarak düzenleyenler" 6111 sayılı Kanunun 6, 7 ve 8 inci madde hükümlerine göre matrah ve vergi artırımından yararlanmaları mümkün değildir. Bu nedenle anılan Kanunun uygulanmasına ilişkin açıklamaların yer aldığı 1 Seri Nolu Genel Tebliğde, bu mükelleflerin yapmış oldukları matrah ve vergi artırımı taleplerinin de kabul edilmemesi ve tahakkuk eden vergilerin terkin edilerek tahsil edilen tutarların kendilerine red ve iadesi gerektiği açıklanmıştır.

6111 sayılı Kanunun 9 uncu maddesinin 6 numaralı bendine göre, 359 uncu maddenin (b) fıkrasındaki fiiller nedeniyle cezaya muhatap olanlar 6111 sayılı Kanunun matrah ve vergi artırımı hükümlerinden yararlanamaz iken muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belgeyi kullananlar Kanunun matrah artırımı hükümlerinden yararlanmaktadırlar.
 

İŞTİRAK SUÇLARI KANUN KAPSAMINDA MIDIR ?

6111 sayılı Kanunun 1inci maddesinde, kanunun kapsamı düzenlenmiştir.

31.12.2010 tarihinden önceki dönemlere ilişkin olup Vergi Usul Kanunu kapsamına giren vergi ve bunlara bağlı cezalar ile gecikme faizi ve gecikme zamları 6111 sayılı Kanun kapsamındadır.

Buna göre;

İştirak suçlarına ilişkin vergi ziyaı cezası da Vergi Usul Kanunu kapsamında olan bir ceza olduğu için 6111 sayılı kanun kapsamındadır.
 

1- Kesinleşmiş Alacaklar:

Kanunun 2/1-b fıkrasında, vadesi geldiği halde Kanunun yayımlandığı tarihe kadar ödenmemiş olan  “iştirak fiilleri nedeniyle kesilmiş olan vergi cezaları” nın %50’si ve TEFE/TÜFE oranında hesaplanan gecikme zammının ödenmesi halinde cezanın kalan tutarı ve gecikme zammının tahsilinden vazgeçilmiştir.
 

2-Kesinleşmemiş veya dava safhasında bulunan amme alacakları:
a)6111 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinde, Kanunun yayınlandığı tarih itibariyle yargıya taşınmış olan resen veya idarece yapılmış olan tarhiyatlarda, vergi aslının %50’si ile bu tutar üzerinden TEFE/TÜFE oranında hesaplanan faizin Kanun kapsamında ödenmesi halinde;

-verginin kalan %50’si,

-Gecikme faizi ve gecikme zammının tamamı,

-Vergi cezalarının tamamının,

Tahsilinden vazgeçilmektedir.

b)Aynı maddenin 6 numaralı fıkrasında ise, bu kanunun kapsadığı dönemlere ilişkin olarak iştirak, teşvik ve yardım fiilleri nedeniyle kesilen vergi cezalarında, cezaya muhatap olanlar,

iştirak suçundan dolayı kesilen vergi ziyaı cezası hakkında;

-Henüz yargıda karar verilmemiş ise cezanın %25’ini,

-Terkin kararı verilmiş ise cezanın  %10’unu,

-Tasdik kararı verilmiş ise cezanın %25’ini,

Ödemeleri halinde kalan tutarın tahsilinden vazgeçilmektedir.
 

3-İnceleme ve Tarhiyat Safhasında Bulunan İşlemler:

6111 Sayılı Kanunun 4 üncü maddesinde, Kanunun yayımlandığı tarihte,  inceleme ve tarhiyat safhasında bulunan vergiler ile ilgili olarak kanundan ne şekilde yararlanılacağı düzenlenmiştir.

Maddenin (2) numaralı fıkrasında, “Bu kanunun kapsadığı dönemlere ilişkin olarak iştirak nedeniyle kesilecek vergi ziyaı  cezalarında, cezaya muhatap olanların, cezanın %25’inin birinci fıkrada belirtilen süre ve şekilde ödemeleri halinde, cezanın kalan %75’inin tahsilinden vazgeçilir.” Hükmüne yer verilmiştir.

Görüldüğü gibi matrah artırımı hükümleri saklı kalmak şartıyla 6111 sayılı kanundan önce başlanılan ve Kanunun yayımı tarihine kadar tamamlanamamış incelemelere devam edilmiş ve bu inceleme sonucunda iştirak nedeniyle kesilen cezanın %25’inin ödenmesi halinde cezanın kalan %75’inin tahsilinden vazgeçilmiştir.
 

4-Bundan Sonraki Safha Matrah Arttırımı Safhasıdır:

BU SAFHA MÜKELLEF İLE İDARENİN HELALLEŞME SAFHASIDIR.

Nitekim 6111 sayılı Kanunun genel gerekçesinde, matrah artırımı ile ilgili hükümlerinden bahsederken, “Tasarının matrah ve vergi artırımına ilişkin düzenlemelerle mükelleflerin geçmiş vergilendirme dönemleri ile ilgili olası riskleri ortadan kaldırılarak geleceğe yönelik iş ve yatırım kararlarına daha sıhhatli bir şekilde odaklanmalarına imkan sağlanması amaçlanmıştır” denilmektedir.

Bu amaca uygun olarak, Kanunun 6, 7, 8 ve 9 uncu maddelerinde matrah ve vergi artırımına ilişkin düzenlemelere yer verilmiştir.

Kanunun 6ıncı maddesinin (1) numaralı fıkrasında, 2006, 2007, 2008 ve 2009 yıllarına ilişkin yıllık beyannamelerinde beyan ettikleri matrahlarını kanunda belirlenen oranda artırmaları halinde, bu yıllar için vergi incelemesi yapılmayacağı ve bu vergi türleri için başkaca bir tarhiyat yapılmayacağı hükme bağlanmıştır.

Görüldüğü gibi, iştirak suçu nedeniyle 6111 sayılı Kanunun yayımı tarihinden önce kesilen vergi ziyaı cezalarının bulunduğu safha itibariyle (Kesinleşmiş, yargı safhasında, inceleme safhasında bulunan) ne kadarlık kısmını ödemesi halinde kanun hükmünden yararlanacağı kanunda düzenlenmiştir.

Ancak, Matrah artırımı yapan ve artırımda bulunduğu yıllar için Devletle helalleşmiş olan bir mükellefe, kendisi dışında başka bir mükellefin 6111 sayılı Kanunun matrah artırımı hükümlerinden yararlanmaması nedeniyle kanunun yayım tarihinden sonra yapılan bir incelemeye dayanarak iştirak suçu nedeniyle vergi ziyaı cezası kesilmesi, “Mükellefin 6111 sayılı Kanunda öngörülen şartları yerine getirerek kazanmış olduğu hakların, kendisi dışındaki bir mükellefin eylemi sonucunda geri alınması anlamındadır.” Bu durumda Af Yasasından yararlandırılmayan mükellefin Kanun kapsamında ödediği vergiler geri verilip başa dönülmesi mi gerekecek? Değil ise affın anlamı nerde kalmış olacak.

Af yasalarından yararlanmak mükellefin işlemi ile mümkündür. Başka bir mükellefin af yasasından yararlanma şartına bağlı olması düşünülemez.

Mükellef, Af yasasının şartlarını yerine getirmiş ve devletle olan ihtilaflarını 2006-2009 yılları için sona erdirmiştir. Bunu yaparken ticari ilişkide bulunduğu tüm mükelleflerinde matrah artırımı hükümlerinden yararlanması halinde, ileride bir riskle karşılaşmazsın demek kanun yapma tekniğine uygun olmadığı gibi, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin iradesine de aykırıdır. Aksi halde TBMM’nin öngörmediği bir düzenlemeyi, yorumla genişleten idare, kanun yapma yetkisine haiz TBMM’nin yerine geçmiş olur.

Af Kanunundan yararlanması başkalarının matrah artırımına bağlı  olan bir mükellef, Kanunun genel gerekçesinde belirtilen, matrah artırımı yaparak geçmiş vergilendirme dönemleri ile ilgili olarak riskleri nasıl ortadan kaldıracak, geleceğe yönelik, iş ve yatırım kararlarına nasıl odaklanacaktır.  
 

SONUÇ: Anayasamıza göre;

- vergi kanunla konulur, kanunla kaldırılır.
 

-6111 sayılı Kanun hükümleri kapsamında 2006,2007, 2008 ve 2009 yılları için matrah artırımında bulunan mükellef devletle helalleşmiş olup kendisi hakkında bu yıllar için matrah artırımında bulunduğu vergi türleri için vergi ziyaı cezası kesilemez. Bu iştirak suçu nedeniyle kesilmiş olması bu durumu değiştirmez.
 

-6111 sayılı Kanunda, matrah artırımında bulunmayan mükellefler hakkında Kanunun yayım tarihinden sonra yapılan inceleme sonucu, matrah artırımında bulunmuş olsa dahi iştirak suçundan dolayı ceza kesileceğine ilişkin bir düzenleme yoktur. Aksi bir uygulama, kanuna dayanmayan bir vergi yükümlülüğünün getirilmesidir.

- Af kanunlarından yararlanmak başka mükelleflerin de yararlanma şartına bağlanmaz. Yararlanmayan mükellef hakkında sonuç doğurur.  
Eğer yaklaşım olumsuz olursa, bundan sonra af yasasından yararlanmış tüm mükelleflerin
diken üstünde oturması gerekecektir.Bu durum mükellefler arasında kaos
yaratır, Devletin af yasasıyla vatandaşına verdiği güveni zedeler. Bir
daha vatandaş devletine nasıl güvenecektir.
 

06.12.2012

Kaynak: www.MuhasebeTR.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)

>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.

>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> SGK Teşvikleri (156 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.


GÜNDEM