İthalat İşlemlerinde Ödenen “Satın Alma Komisyonları” Hangi Durumlarda Gümrük Kıymetine Eklenmelidir?
1. Giriş
4458 sayılı
Gümrük Kanunu’nun 23 ila 31’inci maddeleri arasında düzenlenen hükümler uyarınca
tayin ve tespit olunan ithal eşyasının gümrük kıymeti, mal bedeli dışında pek
çok unsurun eklenmesiyle belirlenen oldukça karmaşık bir niteliğe sahip bir
kavramdır. Örneğin ithal eşyası için satıcı/ihracatçıya bedelsiz olarak alıcı
tarafından sağlanan her türlü mal veya hizmete ilişkin tutarlar ile yine ithal
eşyası için ihracatçıya ödenen royalti ve lisans ücretleri, ithal eşyasının
gümrük kıymetine dahil edilip ithalat işlemlerinde vergilendirilmesi gereken
unsurlardan sadece bazılarıdır. İthalatçıların ithalat işlemleri ile ilgili
olarak ödedikleri satın alma komisyonları ise gümrük kıymetine dahil olup olmama
noktasında; satın alma komisyonunun kime ödendiği, komisyoncunun üstlendiği
görevlerin veya yetkilerin mahiyeti ve sınırı ile ödenen satın alma komisyonu
bedelinin aynı faaliyet alanında iştigal eden diğer komisyoncuların işlemlerinde
aldıkları oran veya tutar ile paralel olması gibi hususlar bakımından oldukça
farklı durumlara konu olabilmektedir. Bu makalemizde; ithalat işlemlerinde
ödenen satın alma komisyonu kavramının ne anlama geldiği, gümrük mevzuatımızda
satın alma komisyonuna ilişkin hükümlerin içeriği, ithalat işlemlerinde
işletmelerin ödedikleri satın alma komisyonlarını hangi durumlarda ithal
eşyasının gümrük kıymetine dahil etmeleri gerektiği ile Dünya Gümrük Örgütü
Gümrük Kıymeti Teknik Komitesi’nin bu konudaki açıklayıcı kararları ele
alınacaktır.
Satın Alma Komisyonların Gümrük Mevzuatımızdaki Durumu
Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğe göre “Komisyon” sözcüğü; “Bir işte aracılık yapan kimseye bırakılan yüzde, simsariye” anlamına gelirken “Komisyoncu” ise; “Bir iş karşılığında yüzde alan kimse, simsar” olarak tanımlanmaktadır. Ticari bir kavram olan ise komisyon, bir satış sözleşmesinin tamamlanmasına katkıda bulunan aracılara yapılan ödemeler olarak açıklanabilir. Dolayısıyla komisyon ödemesinin olduğu her olayda, ticari ilişkinin tarafları olan alıcı ve satıcı dışında ‘aracılık’ görevini yerine getiren üçüncü bir taraf bulunmaktadır. Aracı tarafa yapılan ödeme, satıcıyı veya alıcıyı temsilen sözleşmenin tamamlanmasına yaptığı katkılar nedeniyle yapılmaktadır.[1],
4458 sayılı
Gümrük Kanunu’nun 27/4’üncü maddesinde satın alma komisyonu; ithalatçının
temsilcisine kıymeti belirlenecek “eşyanın satın alınmasında
yurtdışında verdiği temsil hizmeti karşılığında ödediği ücret”
olarak ifade edilmektedir. Bu tanımda öne çıkan birkaç kavram üzerinde durmak,
gümrük mevzuatımızda ifade edilen satın alma komisyonunun tam olarak neyi ifade
ettiğinin kavranması bakımından oldukça önemlidir.,
4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun yukarıda belirtilen maddesinde belirtilen satın
alma komisyonu tanımından hareketle satın alma komisyoncusu ile ilgili en önemli
özelliklerden biri, “ithalatçının temsilcisi” lafzıdır. 4458 sayılı
Gümrük Kanunu, satın alma komisyoncusunu öncelikle ithalatçının temsilcisi
olduğunu ortaya koymakta ve komisyoncunun temel işlevini ithalatçı ile
ilişkilendirmek suretiyle ihracatçıyı bu anlamda devre dışında bırakmaktadır.
Bununla birlikte 4458 sayılı Gümrük Kanunu satın alma komisyonunu; “ithalatçının
temsilcisine kıymeti belirlenecek eşya ile ilgili verdiği temsil hizmeti”
olarak tanımlamak suretiyle, satın alma komisyoncusunun temel olarak işlevinin
sadece ve sadece bir temsil hizmeti mahiyetinde olduğunu zikretmektedir. Ancak
yine madde metninden anlaşılan, verilen bu temsil hizmetinin ithalat işlemlerine
konu olan/olacak ithal eşyası ile ilgili olması gerektiğidir.
4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun satın alma komisyonu kavramının tanımına dair
belirttiği son şart, yukarıda belirttiğimiz bu temsil hizmetinin nerede
verilmesi gerektiğine ilişkindir. Bu bağlamda satın alma komisyoncusu,
ithalatçıya kıymeti verilecek eşya ile ilgili temsil hizmetini Türkiye dışında
ifa etmelidir. Dolayısıyla ithal edilecek eşyaya ilişkin Türkiye’de verilecek
herhangi bir temsil hizmetinin gümrük mevzuatımız çerçevesinde satın alma
komisyonu olarak değerlendirilmesi mümkün değildir.
Gümrük Kanunu ve Gümrük Yönetmeliği’nde, satın alma komisyonları dışındaki
komisyonlar ve tellâliyenin; ithal eşyasının eşyanın fiilen ödenen veya ödenecek
fiyatına dahil edilmemiş ancak alıcı tarafından üstlenilen bölümünün, ithal
eşyasının gümrük kıymetine ilave edileceği hüküm altına alınmıştır.[2]
Zira gümrük kıymeti bakımından satın alma komisyonu terimi ve satın alma
komisyoncusu son derece önemlidir. Çünkü satın alma komisyonları dışındaki
komisyon ve tellaliyelerin, ithal eşyasının gümrük kıymetine dahil edilip
ithalat işlemlerinde gümrük vergileri bakımından vergilendirilmesi gerekiyor
iken, satın alma komisyonlarının ithalat işlemlerinde gümrük kıymetine dahil
edilmemesi gerekmektedir.
İthalat
işlemleri gerçekleştirilirken ortaya çıkan ve ithalatçı tarafından yurtdışına
ödenen pek çok unsurlar, “komisyon faturası ve/veya komisyon hizmeti” adı
altında kesilen faturalara istinaden ödendiğinden, uygulamada hangi ödemenin
satın alma komisyonu veya başkaca bir hizmete ilişkin olduğunun belge üzerinde
tespit edilmesi her zaman mümkün olmamaktadır. Böylesi durumlarda ithalat
operasyonları gerçekleştiren işletmeler veya onlar adına Gümrük İdarelerine
beyanda bulunan gümrük müşavirleri, hangi komisyon hizmetlerine dair hangi
ödemenin ithalatta gümrük kıymetine dahil edileceği, hangi ödemelerin ise gümrük
kıymetine eklenmeyeceği noktasında tereddütler yaşamakta ve pek çok kez hatalı
gümrük kıymeti beyanında bulunabilmektedir.
Dünya Gümrük Örgütü Gümrük Kıymeti Teknik Komitesi Kararları Işığında “Satın
Alma Komisyonu”
4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun satın alma komisyonuna ilişkin yukarıda
belirttiğimiz tanımı dikkatlice incelendiğinde, tanımın oldukça basit ve yalın
fakat bununla birlikte net olmayan nitelik arz ettiğini söylemek yanlış
olmayacaktır. Dünya Gümrük Örgütü’nün satın alma komisyonu ile ilgili belirttiği
bu tanım, aynen Gümrük Kanunu’muzda da yerini almış fakat uygulamada pek çok
sıkıntılar çıkmıştır. Uygulama birliği açısından ortaya çıkan sorunlar, gerek
ülkemiz Gümrük İdarelerinin gerek ise dünyanın diğer ülkelerindeki gümrük
idarelerinin hangi komisyon ödemelerini satın alma komisyonu olarak kabul edip
gümrük kıymeti dışında değerlendirmeleri gerektiği noktasında olmuştur.
Ülkemizin de üyesi olduğu Dünya Gümrük Örgütü’nün konu ile ilgili birimi olan
Gümrük Kıymeti Teknik Komitesi; satın alma komisyonlarının hangi şartlarda
gümrük kıymetinin bir unsuru olduğunu tespit etmek ve tüm dünya gümrük
idarelerinde uygulama birliğini sağlamak amacıyla pek çok kez toplanmış ve konu
ile ilgili bir takım kriterler ortaya koymuştur. Gümrük Kıymeti Teknik Komitesi
tarafından belirlenen bu ölçütler, gümrük idarelerine uygulamada kolaylık
sağlama amacını gütmektedir. Bu bölümde bu kriterlerin neler olduğu ve içerik
itibariyle mahiyetlerinin ne olduğu belirtilecektir.
3.1. Üçüncü Kişi Kavramı:
Gümrük Kıymeti Teknik Komitesi’nin “Gümrük Tarifeleri ve Ticareti Genel
Anlaşması’nın” VII. maddesinin uygulanmasına ilişkin “Uluslararası Kıymet
Sözleşmesi’nin 8’inci maddesi kapsamındaki “Komisyon ve Tellaliye” başlıklı 2.1
sayılı İzah Notunda, konu ile ilgili detaylı açıklamalar bulunmaktadır. Bu İzah
Notu’nda;
“Komisyon ve tellaliyenin, bir satış sözleşmesinin tamamlanmasına katkıda
bulunan aracılara yapılan ödemeler olduğu, kendi adına fakat
temsil ettiği kişi hesabına eşya alım satımı yapan komisyoncunun (aracı olarak
da nitelenebilir), satıcıyı veya alıcıyı temsilen sözleşmenin tamamlanmasına
katkıda bulunduğu ve komisyoncunun ücretinin “komisyon” olarak adlandırıldığı ve
genellikle eşyanın fiyatının belli bir oranı olarak hesaplandığı
belirtilmiştir.”[3]
Gümrük Kıymeti Teknik Komitesi’nin satın alma komisyoncusunu da kapsayan genel
bir şekilde tanımladığı “komisyoncu” tanımına göre, komisyoncu ithalat ve
ihracat işlemlerinde her şeyden önce alıcı ve satıcının dışında üçüncü bir kişi
olmak zorundadır. Böylesi bir durum, aracı olarak tanımlanan satın alma
komisyoncusunun ithalatçı veya ihracatçı olarak adlandırılan kişilerin tamamen
dışında, bu kişi veya işletmelerle organik veya hiyerarşik açıdan herhangi bir
bağı bulunmayan kişiler olmasını gündeme getirmektedir. Yani satın alma
komisyoncusu, alıcı veya satıcı ile gümrük mevzuatı uyarınca ilişkili bir kişi
veya kurum olamaz. Gümrük mevzuatımız uyarınca ilişkili olma halleri Gümrük
Yönetmeliği’nin 55’inci maddesinde ifade edilmiştir. Bu durumlar, anılan madde
hükmünde işlemlere taraf olan kişilerin;
a)
Birbirlerinin memuru veya idarecileri olmaları,
b)
Birbirlerinin yasal ortakları olmaları,
c)
İşçi ve işveren ilişkisi içinde bulunmaları,
ç)
Her iki firmanın oy hakkı veren hisse senedi veya sermaye paylarının en az %5’i
doğrudan veya dolaylı olarak aynı kişilere ait olması veya bu kişilerin kontrolü
altında veya elinde bulunması,
d)
Birinin diğerini dolaylı veya dolaysız olarak kontrol etmesi,
e)
Her ikisinin de doğrudan veya dolaylı olarak bir üçüncü kişi tarafından kontrol
edilmesi,
f)
Her ikisinin birlikte, bir üçüncü kişiyi doğrudan veya dolaylı olarak kontrol
etmesi,
g)
Aynı ailenin üyeleri olmaları,
Olarak sayılmış ve tek acente, tek distribütör veya tek bayii olarak birbiri ile
iş ilişkisi içinde bulunan kişilerin yukarıdaki kıstaslara uymamaları durumunda,
ilişki içinde olmadıklarının kabul edileceği belirtilmiştir.
Yukarıda belirtilen hususlar çerçevesinde ithalat işlemlerinde ödenen satın alma
komisyonu bedellerinin gümrük kıymetine dahil edilmemesi, bu ödemelerin ancak ve
ancak ithalatçı veya ihracatçı ile organik veya ortalık bağı bakımından hiçbir
suretle ilgisi olmayan üçüncü kişilere, Gümrük Kıymeti Teknik Komitesi tanımıyla
“aracılara” yapılmış olması halinde söz konusu olabilir. Aksi takdirde alıcı
veya satıcı ile organik bir ilişkisi olan kişi ve kurumlara satın alma komisyonu
adı altında yapılan ödemelerin, gerçek anlamda satın alma komisyonu olarak
kabulü bu şartın sağlanmamasından ötürü mümkün gözükmemektedir.
Buradan hareketle satın alma komisyoncuları olarak iş gören kişiler, çoğunlukla
ihracatçı veya ithalatçılardan bağımsız, bunlarla herhangi bir münasebetleri
olmayan, faaliyet alanları esas itibariyle eşyanın satın alınmasına aracılık
etmek olan, hatta çoğunlukla da birden fazla alıcı adına da faaliyet gösteren ve
komisyonculuk işini esas itibariyle faaliyet alanı olarak ifa eden üçüncü
kişiler olmalıdır.
3.2. Aracı/Komisyoncunun Üstlendiği Hizmetlerin Nitelik ve İçeriği
Dünya Gümrük Örgütü Gümrük Kıymeti Teknik Komitesi Kararlarına göre;
ithalatçılar tarafından ödenen komisyonların satın alma komisyonu olarak
nitelendirilip ithalatta gümrük kıymeti dışında bırakılmasının bir diğer şartı
da; komisyoncunun üstlendiği hizmetlerin sayısı ve içeriği ile ilgilidir.
Gümrük Kıymeti Teknik Komitesi’nin Kararlarına göre, olağan bir satın alma
komisyoncusu olarak faaliyet gösteren komisyoncuların temel vazifesi; alıcı ve
satıcının bir araya gelmesine yardımcı olmak, alıcı için mal temin edilecek
ülkelerde alıcının standartlarına uygun üreticileri araştırıp bulmak ve
gerçekleşecek sevkiyatlarla ilgili numune temini gibi basit risk ve hizmetleri
içerir veya içermelidir. Bu meyanda satın alma komisyoncusu temel olarak, alıcı
ve satıcıyı bir araya getirmek vazifesini üstlenmeli ve bu faaliyetini yaparken
ithalatçıyı temsil ettiğini unutmamalıdır. Dolayısıyla ithalatçının
standartlarına uygun malları bulmak görevini ifa etmeli, bunlarla ilgili pazar
araştırması yapmalı ve numune tedarik işlerini üstlenmelidir. Gümrük Kıymeti
Teknik Komitesi’nin bu kapsamda satın alma komisyoncusunun üstlenebileceğini
öngördüğü hizmetler oldukça net, sınırlı ve herhangi bir kuşkuya yer bırakır
mahiyette değildir.[4]
Dolayısıyla
komisyoncunun, alıcı veya satıcıyı bir araya getirip mal alım-satım
sözleşmesinin gerçekleşmesine katkıda bulunmak, alıcının belirttiği nitelikteki
malların bulunmasını sağlayıp bunlara ilişkin numune gönderim işlemleri dışında
herhangi bir hizmet vermesi veya yetki ile donatılmış olması durumunda, gümrük
tekniği ve mevzuatı hükümleri gereği satın alma komisyoncusu olarak nitelenmesi
mümkün gözükmemektedir. Bu doğrultuda tip komisyoncuya ithalatçı tarafından
ödenen bedellerin de satın alma komisyonu olarak değerlendirilmesi olası
olmayacaktır. Gümrük Kıymeti Teknik Komitesi’ne göre; normal bir satın alma
komisyoncusunun üstlenmeyeceği/üstlenemeyeceği hizmet veya yetkilere ilişkin
örnekler aşağıda sıralanmıştır.
- Üreticilerle doğrudan alınacak mallar ile ilgili ithalatçıyı bağlayan
anlaşmalar yapmak,
- Üreticilere alınan malların karşılığında yapılacak ödemelere ilişkin süreci
yönetmek,
- Satın alınan malların navlun, sigorta ve depolama ile ilgili işlemlerini
ayarlamak,
- Hatalı üretilen mallarla ilgili üreticiler nezdinde tazminat işlemlerini
yürütmek.
Buradan hareketle herhangi bir komisyoncunun ithalat işlemlerinde üstlendiği
risk ve hizmetlerin, mutat bir satın alma komisyoncusu olarak hareket eden bir
işletmenin üstleneceği risk ve/veya hizmetlerden oldukça fazla sayıda ve
çeşitlilikte olması ile birlikte yetkilerinin bir yine mutat bir komisyoncuya
oranla geniş olması gibi nedenler, o komisyoncunun gümrük mevzuatı hükümleri
uyarınca satın alma komisyoncusu sıfatını almasını ve bu komisyoncuya
ithalatçılar tarafından ödenen ücretlerin satın alma komisyonu olarak tarif
edilmesini engel teşkil etmektedir.
3.3. Aracının/Komisyoncunun Eşya Üzerindeki Risk ve Mülkiyet Hakkı
Dünya Gümrük Örgütü Gümrük Kıymeti Teknik Komitesi’nin gümrük ve dış ticaret
işlerindeki satın alma komisyonu ve satın alma komisyoncusu ile ilgili
belirttiği şartlardan biri de, ithal eşyasına ilişkin mülkiyet ve riskin tedarik
zinciri sürecinin herhangi bir aşamasında komisyoncu olarak tanımlanan kişiye
geçip geçmemesine ilişkindir.
Gümrük Kıymeti Teknik Komitesi’ne göre ithal eşyasına ilişkin tedarik zincirinin
hiçbir aşamasında, satın alma komisyoncusu olarak faaliyet gösteren kişinin
ithal eşyası üzerinde mülkiyet hakkının bulunmaması gerekmektedir. Ya da başka
bir deyişle, ithal eşyasının satıcıdan alınıp ithalatçının stok kayıtlarına
intikal etmesine kadar ki tedarik zincirinin tüm aşamalarında, eşya ile ilgili
risk ve mülkiyet komisyoncuya intikal etmemelidir. Aksi bir durum, satın alma
komisyoncusu sıfatını taşıyan kişinin, sadece komisyoncu olarak gösterdiği
faaliyet sonucunda bir ücret almasından çok, eşyanın mülkiyetine sahip olmaktan
doğan bir zarar veya kar elde etmesi olasılığı olan, ayrı ve bağımsız ticari bir
organizasyon olması olasılığını doğurmaktadır. Örneğin ithal edilecek eşyanın
ithalatı yapacak kişi veya kurum adına değil de öncelikle satın alma
komisyoncusu sıfatıyla faaliyet gösteren kişiye fatura edilip daha sonra bu
kişinin malları ithalatçıya ayrı bir fatura ile yansıtması durumunda, eşya ile
ilgili risk ve mülkiyet haklarının öncelikle satın alma komisyoncusuna geçmesi
ve daha sonra ithalatçıya intikal etmesi hali söz konusudur. Böylesi bir
durumda, şüphesiz tedarik zincirinin bir aşamasında ithal edilecek eşya ile
ilgili risk ve mülkiyet haklarının satın alma komisyoncusuna geçmesi mevzu bahis
olduğundan, Gümrük Kıymeti Teknik Komitesi’ne göre bu kişinin gümrük ve dış
ticaret tekniği ve mevzuatı uyarınca satın alma komisyoncusu, aldığı ücretinde
satın alma komisyonu olarak tanımlanması mümkün olmamaktadır.[5]
3.4.
İthal Edilecek Malla İlgili Ödemelerin Satın Alma Komisyoncusu Fonlarından
Yapılması
Dünya Gümrük Örgütü Gümrük Kıymeti Teknik Komitesi’nin satın alma komisyonu
ve satın alma komisyoncusu ile ilgili belirttiği şartlardan bir diğeri, ithal
eşyasına ilişkin ithalat bedellerinin ihracatçıya ödenmesinde, satın alma
komisyoncusunun fonlarının kullanılıp kullanılmaması hakkındadır. Buna göre
ithal edilecek eşya bedelinin doğrudan ithalatçının hesabındaki fonlar
kullanılmak suretiyle ihracatçıya gönderilmesi oldukça önem arz etmektedir. Bu
kapsamda ithal edilecek ürünlere ilişkin ödemelerin, öncelikle satın alma
komisyoncusu adı altında faaliyet gösteren aracılar tarafından ihracatçılara
ödenmesi ve daha sonra ithalatçıdan tahsil edilmesi halinde, satın alma
komisyoncusunun yine yukarıdaki bölümde belirttiğimiz tedarik zincirinin bir
aşamasında, eşya ile ilgili mülkiyet ve riski devralması hali söz konusu
olmaktadır.
Olağan bir satın alma komisyoncusunun görevlerini, alıcı ve satıcının bir araya
gelmesine ilişkin işlemleri yapıp, ithalat konusu malın satın alınması
sözleşmesine aracılık etmek olarak sınırladığımızda; ithalat bedelinin
ödenmesine ilişkin hizmetin bu kapsamda telakki edilmesine olanak olmadığını
ifade etmemiz gerekir. Normal bir satın alma komisyoncusu olarak faaliyet
gösteren organizasyonların, Dünya Gümrük Örgütü Gümrük Kıymeti Teknik Komitesi,
17.1 sayılı satın alma komisyonlarına ilişkin açıklama notlarında; ithal
eşyasına ilişkin ödemelerin aracının/satın alma komisyoncusunun kendi
fonlarından yapılması halini, komisyoncunun eşya üzerine risk ve mülkiyet hakkı
doğuran diğer bir işlem olarak değerlendirmektedir. Şüphesiz yine böylesi bir
durumun söz konusu olması halinde de, bu kişiyi satın alma komisyoncusu, aldığı
ücreti de satın alma komisyonu olarak tanımlanmak mümkün olmayacaktır.[6]
3.5. Çok Uluslu Şirketlerin Yurtdışındaki Kendi Unvanları Adı Altında “Trading”
Firması Olarak Faaliyet Gösteren Şirketlerine Yaptıkları Satın Alma Komisyonu
Adı Altında Ödemeler
Pek çoğumuzun bildiği üzere bugün dünya dış ticaret hacminin büyük çoğunluğu,
çok uluslu şirketler olarak tarif ettiğimiz birden fazla ülkede faaliyet
gösteren büyük firmalar tarafından gerçekleştirilmektedir. Bu firmalar ile
ilgili genel olan özellik, hepsinin farklı faaliyetleri icra etmek amacıyla
dünyanın değişik lokasyonlarında aynı unvan adı altında ancak farklı faaliyetler
icra eden işletmeler kurmalarıdır. Zira sadece al-sat işlemi için “Trading”,
ticaret işlemlerinde kullandıkları finansal fonların dolaşımı için “Financial”
ve alım-satıma konu edecekleri ürünlerin üretiminin sağlanması noktasında da
“Manufacturing” firmalarının kurulması ve her bir firmanın esasen aynı ana
unvanı taşıyarak faaliyet göstermesidir. Bu kapsamda yine çok uluslu şirketler
ile ilgili olarak söylenebilecek diğer bir husus, şirketin genel merkezinin
bulunduğu yerdeki ana şirketin, dünyanın diğer ülkelerinde faaliyet gösteren tüm
bağlı şirketlerin belli bir oranda ortağı ve/veya idarecisi olduğudur.
Dünya Gümrük Örgütü Gümrük Kıymeti Teknik Komitesi; bu tip çok uluslu
şirketlerin yurtdışında “Trading” unvanı adı altında faaliyet gösteren ve esasen
işi sadece kendi bağlı şirketlerine mal tedariği sağlamak olan kurumların
yaptıkları işlemleri komisyonculuk faaliyeti ve bunlardan ötürü yine bağlı
şirketlerinden tahsil ettikleri ücretleri gümrük mevzuatı uyarınca satın alma
komisyonu olarak nitelendirilmesine şüpheyle yaklaşmaktadır. Zira Komite, her
bir bağlı şirketin en nihayetinde ana şirkete belli bir oranda ait olması
sebebiyle, bu şirketlerin işlemlerinin esas itibariyle ortak bir akıl tarafından
belirlendiği ifade etmektedir. Gümrük Kıymeti Teknik Komitesine göre böylesi bir
durum, aracıların/satın alma komisyoncularının ithalatçı veya ihracatçının
tamamen dışında, bunlarla herhangi organik bir bağı bulunmayan kişiler olması
gerektiği şartına pek uymamaktadır. Her ne kadar “Trading” firmaları ile
ithalatçı firmalar arasında doğrudan bir ortaklık ilişkisi bulunmasa dahi, her
iki firmanın ana şirketin sahipliği altında olması hali, Komite görüşüne göre
gerçekleştirilen dış ticaret operasyonlarını dolaylı olarak ilişkili şirket
işlemi olarak ortaya çıkmasını gündeme getirmektedir. Böylesi bir durumda her
bir bağlı şirketin ticari operasyonlarında izleyeceği yol ve yöntemlerin ana
şirket politikaları çerçevesinde yine ana şirketin gözetimi ve denetimi altında
icra edileceği gerçeği altında; çok uluslu şirketlerin aynı unvan altında kendi
“Trading” firmalarına mal tedariği karşılığında ödedikleri komisyonların satın
alma komisyonu olarak değerlendirilmesi, bu şirketlerin ortak, tek bir akıl
tarafından yönetiliyor olması ve bu suretle bilinçli olarak ithalat işlemlerinde
gümrük kıymetine dahil edilmesi gereken bazı unsurları satın alma komisyonu
olarak tanımlayıp ve gümrük kıymetine dahil etmeyip ithalat vergilerinin tamamen
veya kısmen eksik ödenmesine sebebiyet vermeleri gerekçeleriyle Gümrük Kıymeti
Teknik Komitesi’ne göre mümkün gözükmemektedir.
4. Sonuç
İthalat işlemlerinde ithalatçılar tarafından yurtdışına “Komisyon Bedeli” adı
altında yapılan her türlü ödemeler, 4458 sayılı Gümrük Kanunu’na göre gümrük
kıymetinin tespitinde dikkate alınacak önemli hususlardandır. 4458 sayılı Gümrük
Kanunu, “satın alma komisyonu” dışındaki komisyonların ithalatta gümrük
kıymetine dahil edilip ithalat vergilerine tabi tutulmasını öngörmekle birlikte,
gümrük mevzuatımızda ithal işlemlerindeki satın alma komisyonları ve satın alma
komisyoncusunun neyi ifade ettiğine dair çok az belirleyici hüküm bulunmaktadır.
Son dönemlerde Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Gümrük Müfettişlerince dış ticaret
işlemleri yapan firmalar nezdinde yürütülmekte olan “Sonradan Kontrol”
incelemelerinde sıklıkla tespit edilen hususlardan biri, satın alma komisyonu
veya komisyon bedeli adı altında yurtdışındaki firmalara ödenen tutarların,
ithalatta gümrük kıymetine dahil edilmeyip ithalat vergilerinin eksik
ödenmesidir. İşletmelerin ithal eşyasına ilişkin gümrük kıymeti beyanlarında bu
çerçevede hata yapmalarının sebepleri arasında, gümrük mevzuatımızda satın alma
komisyonlarının tam olarak neyi ifade ettiğini belirten yönetmelik, tebliğ veya
genelge düzeyinde ikincil düzenlemelerin olmaması da ayrıca belirtilmesi gereken
bir durumdur.
Sonuç olarak dış ticaret operasyonlarında bulunan kişi veya kurumlar, herhangi
bir şekilde yurtdışına satın alma komisyonu adı altında transfer ettikleri
bedellerin gümrük mevzuatı ve tekniği anlamında gerçek anlamda satın alma
komisyonu mahiyetinde olup olmadığını, Dünya Gümrük Örgütü Gümrük Kıymeti Teknik
Komitesi’nin makalemizde belirtilen ölçütlerini dikkate alarak sorgulamalı ve bu
kapsamdaki ödemelerinin gümrük kıymeti bakımından gerçek mahiyetini tespit
etmelidirler. Aksi takdirde yapılacak sonradan kontrol denetimlerinde, satın
alma komisyonuna yönelik bu tarz tespitlerin sonucu olarak yüksek tutarlarda
gümrük para cezalarına muhatap olma riski taşıyacaklardır.
KAYNAKÇA
1-
GATT’ın
VII. Maddesinin Uygulanmasına İlişkin Uluslararası Kıymet Sözleşmesi
2-
Dünya Gümrük Örgütü Gümrük Kıymeti Teknik Komitesi 2.1. Sayılı İzah Notları
“Komisyonlar ve Tellaliye”
3-
Dünya Gümrük Örgütü Gümrük Kıymeti Teknik Komitesi 17.1 Sayılı Yorum Kararı
“Satın Alma Komisyonları”
4-
Gümrük Kıymeti Kompendiyumu, TAXUD, 2007
5-
4458 sayılı Gümrük Kanunu
6-
Gümrük Yönetmeliği
7-
Gümrükler Genel Müdürlüğü’nün 2002/36 sayılı Genelgesi
[1] Güncel Türkçe Sözlük, Türk Dil Kurumu, http://www.tdk.gov.tr/index.php?option=com_gts&arama=gts&guid=TDK.GTS.54c748f6da3470.50196038, (27.01.2015).
[2] 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 27’nci Maddesi.
[3] Gümrükler Genel Müdürlüğü’nün 2002/36 sayılı Genelgesi.
[4] Dünya Gümrük Örgütü Gümrük Kıymeti Teknik Komitesi Kararları, Satın Alma Komisyonları, 20. Oturum, http://www.wcoomd.org/en/topics/valuation/instruments-and-tools/decisions_of_the_wto_committee_on_customs_valuation.aspx, (27.01.2015).
[5] Gümrük Kıymeti Kompendiyumu, TAXUD, 2007, http://ec.europa.eu/taxation_customs/resources/documents/customs/customs_duties/declared_goods/european/compendium_2007_en.pdf, (24.01.2015).
[6] Dünya Gümrük Örgütü Gümrük Kıymeti Teknik Komitesi Kararları, Satın Alma Komisyonları, 20. Oturum, http://www.wcoomd.org/en/topics/valuation/instruments-and-tools/decisions_of_the_wto_committee_on_customs_valuation.aspx, (27.01.2015).
Kaynak:
www.MuhasebeTR.com
(Bu makale yazılı veya
elektronik ortamda kaynak
göstermeden yayınlanamaz.
Kaynak göstermeden yayınlayanlar hakkında yasal
işlem yapılacaktır .)
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.