BASINDAN YAZILAR
Tablo Yatırımının Vergisel Bir Avantajı Var Mı? - MuhasebeTR

Tablo Yatırımının Vergisel Bir Avantajı Var Mı?

Evet, bu konu, kamuoyunda son günlerde en çok sorulan ve merak edilen hususlar arasında yer alıyor.

Genellikle büyük ölçekli işletmeler, işyerlerinin tefriş ve dekorasyonu, patronların hobileri vb. dışında sanat eseri tabloları bir yatırım aracı olarak da görüyorlar ve bu tabloları satın alarak geleceğe yönelik yatırım yapıyorlar. Bu şekilde, bir yandan sanat eserine sahip olmanın prestijinden yararlanıyorlar diğer yandan da gelecekteki değer artışı beklentisi vb. nedenlerle aktiflerinde sanat eseri tablolar bulunduruyorlar. Tabloların yıpranmaya, aşınmaya veya kıymetten düşmeye maruz bulunmaması bir yana, gelecekteki değer artışı beklentisi yatırım için ayrıca bir tercih nedeni olarak görülüyor.

Şahsi tablo yatırımlarında vergisel herhangi bir sorun bulunmuyor. Ancak, bu tablolar vergi mükellefi şirketler tarafından alınıp satıldığında, amortisman ve gider yazma vb.’den, satışından elde edilen kazanç üzerinden vergi ödenip ödenmeyeceğine kadar pek çok vergisel probleme neden oluyor.

Bu konularda hemen herkesin bir görüşü olsa da, Maliye’nin ve Danıştay’ın da resmi ve uyulması gereken yazılı görüş ve kararları bulunuyor.

Sanat eseri niteliğinde olmayan tablolar için ödenen bedel gider yazılabilir mi?

İşletmelerin tefriş ve dekorasyonunda kullanılmak üzere satın alınan ve sanat eseri niteliğine haiz olmayan, fabrikasyon olarak nitelendirilen tablolar için yapılan harcamalar belli bir tutara kadar doğrudan gider yazılabiliyor veya aktifleştirilerek amortisman yolu ile itfa edilebiliyor. Bu tutar 2023 yılı için 4 bin 400 TL. Yani, her bir tablo bazında 4 bin 400 TL’yi aşmayan tablolar doğrudan gider yazılabiliyor, bu tutarı aşanlar ise aktifleştirilerek amortismana tabi tutularak, amortisman yolu ile itfa edilebiliyor.

Fabrikasyon tablolar için yapılan harcamaların gider yazılabilmesi veya amortismana tabi tutularak itfa edilebilmesi için, bu harcamaların işletmenin büyüklüğü ile mütenasip ve işletmenin faaliyet konusuna uygun tefriş harcamaları niteliğinde olması gerekiyor.

Sanat eseri tablolar için yapılan harcamalar gider yazılabilir mi?

Sanat eseri niteliğine haiz tablolar için yapılan harcamaların vergisel durumu, fabrikasyon ve sanat eseri niteliği olmayan tablolara göre ciddi farklılık arzediyor. Hatta vergisel açıdan taban tabana zıt bile denilebilir.

Maliye’nin bu konudaki görüşü nasıl?

Maliye; ofislerin tefriş ve düzenlenmesi amacı ile satın alınan tabloların, işletmenin faaliyeti ile ilgili olarak kullanılması ve bu nedenle yıpranmaya, aşınmaya veya kıymetten düşmeye maruz bulunmaması nedeniyle bunlar için amortisman ayrılmasının mümkün olmadığı, satın alınan tablolar için yapılan harcamaların ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılmış bir harcama niteliğinde olmaması nedeniyle kurum kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınamayacağı ve KDV’sinin de indirim konusu yapılamayacağı görüşünde bulunuyor (İstanbul VDB’nin 23.01.2012 tarihli ve B.07.1.GİB.4.34.17.01-KDV.30-238 sayılı özelgesi).

Bu yeni bir görüş değil, en az 40 yıllık!  

Maliye’nin bu görüş ve uygulamasına göre, işletmelerde tefriş ve dekorasyon veya yatırım amacıyla alınan sanat eseri niteliğine haiz tablolar kullanma dolayısıyla yıpranmaya, aşınmaya veya kıymetten düşmeye maruz bulunmamaları nedeniyle amortisman yoluyla itfa edilemiyor. Ayrıca, bu harcamalar ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılmış bir harcama niteliğinde olmaması nedeniyle kurum kazancının tespitinde gider olarak da dikkate alınamıyor, KDV’si de indirim konusu yapılamıyor.

İnanmayacaksınız ama durum bu şekilde, hem de uzun yıllardan bu yana böyle!

Peki, bu konuda Danıştay ne diyor?

Danıştay’ın konu ile ilgili farklı kararları olmakla beraber son kararı mükellef aleyhine, Maliye lehine.

Söz konusu kararın özeti,

“iktisap edilen sanatsal eserler için yapılan harcamaların ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılmış bir harcama niteliğinde olmadığı, ayrıca dekorasyon harcamaları kapsamında da değerlendirilmesine olanak bulunmaması nedeniyle kazancın tespitinde gider olarak dikkate alınamayacağı ve KDV’sinin indirim konusu yapılamayacağı”

şeklinde (Danıştay 4. Dairesi’nin 07.07.2021 tarihli ve E.2016/16094, K.2021/3848 sayılı Kararı).

Maliye ve Danıştay’ın son görüşü oldukça net!

Evet, sanat eseri niteliğindeki tabloların satın alma bedellerinin gelir ve kurumlar vergisine esas kazancın tespitinde amortisman yoluyla itfa edilmesi veya doğrudan doğruya gider yazılması ve KDV’sinin indirim konusu yapılması mümkün bulunmuyor. İşin ilginç yanı, bu konuda hem Maliye hem de Danıştay aynı görüşte!

Bu görüş ve uygulamanın temel dayanağı ise, sanat eseri niteliğindeki tabloların işletmenin faaliyeti ile ilgili olmadığı ve dolayısıyla faaliyetlerde kullanılmasının söz konusu olamayacağı, bu nedenle de yıpranmaya, aşınmaya veya kıymetten düşmeye maruz bulunmadığı.

Peki, bu tabloların iş ve işletmeyle hiçbir ilgisi yok mu?

Maliye’ye göre yok, ancak bize göre var.

Bize göre, işletmeler tarafından iktisap edilen sanat eseri niteliğindeki tablolar için yapılan harcamalar ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılmış bir harcama niteliğinde. Safi kazancın tespitinde indirilebileceği veya indirilemeyeceği açıkça belirtilmemiş harcamaların gider olarak yazılıp yazılmayacağının tespiti için harcamaların maliyet unsuru ve ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılmış olup olmaması önem taşıyor. Bir harcamanın işle ilgili olup olmamasındaki temel ölçüt ise, bu gidere katlanılmış olması. Dolayısıyla, tefriş veya dekorasyon ya da yatırım amacıyla satın alınan sanat eseri tablolar, ilgili yıl için belirlenmiş amortisman ayırmaya esas tutar dikkate alınarak (2023 yılı için 4 bin 400 TL) amortisman yoluyla ya da doğrudan doğruya gider yazılmak suretiyle gider yazılabilmeli.

Bunun için bir yasa değişikliği yapılması gerekiyor!

Sanat eseri niteliğindeki tabloların zamanla eskime, yıpranma ve aşınmaya maruz kalsa da genellikle kıymetten düşmeye maruz bulunmaması özelliği amortisman konusunun dışında kalmasına neden oluyor. Dolayısıyla, VUK’a göre sanat eserleri için amortisman ayrılması mümkün bulunmuyor. Çünkü, VUK’da sanat eserlerine amortisman ayrılmasına imkan veren herhangi bir düzenleme yok!

Bize göre, artık sanat eseri tablolar başta olmak üzere tüm sanat eserleri için amortisman ayrılmasına imkan veren yeni bir yasal düzenleme yapılmasına ihtiyaç var.

Sanat ve sanatçının gelişmesi için bu gerekli ve şart.

Sonuç olarak;

Mevcut düzenleme ve uygulamaya göre, sanat eseri niteliğindeki tablolar için amortisman ayrılması veya bunların satın alma bedellerinin doğrudan gider yazılması söz konusu olmadığı gibi, KDV’sinin indirim konusu yapılması da söz konusu değil. Nedeni ise, bu tabloların iş ve işletme faaliyetleri ile bir ilgisinin bulunmaması. Yani, sanat eseri tablolara yatırım yapan işletmelerin vergisel anlamda hiç bir avantajları yok, üstüne dezavantajları var!

Artık sanat eseri tablolar başta olmak üzere tüm sanat eserleri için amortisman ayrılmasına imkan veren yeni bir yasal düzenleme yapılmasına ihtiyaç var. Hatta bunun tam da zamanı. Sanat ve sanatçının gelişmesi için bu gerekli.

Ne dersiniz?

(Kaynak: Abdullah Tolu / Ekonomim.com | 11.12.2023)

>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.

>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.


GÜNDEM