Türkiye’de enflasyon muhasebesi, yıllar sonra 2023 itibarıyla yeniden hayatımıza girdi. Bu süreç, bilançoların görünümünü köklü şekilde etkilerken, şirketlerin dikkatini çeken en kritik kalemlerden biri de şüphesiz sermaye hesaplarının düzeltmesi sonucunda oluşan farklar oldu.
Pek çok şirket, özkaynak yapısını güçlendirmek, finansal tablolarda daha sağlam bir görüntü sunmak ve dış kaynak kullanımını minimize etmek amacıyla, bu olumlu farkları iç kaynaklardan sermaye artışı yoluyla sermayeye ilave etme eğiliminde.
Ancak konu sadece sermaye kalemini büyütmekten ibaret değil. Bu tercih, hem teknik hesaplamalar hem de hukuki altyapı açısından ciddi riskler barındırıyor. İşin detayına bakıldığında, uygulamada mevzuatın yoruma açık noktaları ve mükellefler açısından gözden kaçırılmaması gereken unsurlar ortaya çıkıyor.
Öncelikle çerçeveyi kanun düzeyinde hatırlayalım:
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 298/A-3-f maddesi, yalnızca kâr yedekleri, geçmiş yıl kârları ve net dönem kârlarının sermayeye ilave edilmesi durumunda, enflasyon düzeltmesinde esas alınacak tarihin, bu artışın tescil tarihi olacağını düzenliyor.
Ancak burada işin içine 555 Sıra No.lu VUK Genel Tebliği giriyor ve kapsam genişliyor. Tebliğ’in 17-e maddesine göre;
sermayeye ilave edilirse, yine tescil tarihi esas alınmalı.
Bu geniş yorum, özellikle Sermaye Düzeltmesi Olumlu Farklarının (502 Hesabı), Kayda Alınan Emtia Karşılığı (525 Hesabı) da aynı kapsamda değerlendirilmesine yol açıyor.
Üstelik, 165 No.lu VUK Sirküleri’nin 4.1 bölümünde yer alan açıklamalar da aynı doğrultuda: Sermayenin oluşum şekline bağlı olarak düzeltme tarihlerinin belirlenmesi ve ilgili katsayıların buna göre hesaplanması gerektiği ifade ediliyor.
Ancak tüm bu düzenlemeler beraberinde hukuki bir tartışmayı da getiriyor. Çünkü mevzuat hiyerarşisi açık: Tebliğ veya sirküler ile, kanunda açıkça düzenlenmemiş alanların genişletilmesi, normlar sistemine ve hukuk devleti ilkesine aykırı.
Gelelim işin matematik boyutuna.
Teknik olarak bakıldığında, 2023 ve 2024 yıllarında yapılan enflasyon düzeltmeleriyle ortaya çıkan olumlu farkların sermayeye eklenip eklenmemesi, eğer düzeltmeye esas tarih olarak 01.01.2025 kabul edilirse, 2025 yıl sonu toplu enflasyon düzeltmesi sonucunu değiştirmez.
Başka bir ifadeyle;
Şirket ister bu olumlu farkları 2025 yılı içinde sermayeye ilave etsin, ister bilançoda ayrı bir kalemde bıraksın, yıl sonundaki toplu düzeltme sonrası bilanço büyüklüğü ve özkaynak yapısı aynı noktaya ulaşır.
Fakat burada kritik bir detay gizli:
2025 yılında geçici vergi dönemleri itibarıyla enflasyon düzeltmesi uygulanmayacak. Sadece yıl sonunda, 31.12.2025 tarihli bilançoda, parasal olmayan kalemler için toplu enflasyon düzeltmesi yapılacak.
Ancak şirketler, yıl içinde sermaye artışı yaparak, 500 hesapta artış yaratırlarsa ve Tebliğ’deki yorum esas alınırsa;
Buradaki temel sorun, yetkinin sınırlarını aşan düzenlemelerdir.
Tebliğ, açıkça kanunda yer almayan durumları kapsama dahil ediyor ve bu durum mükellefler açısından; hukuki belirsizlik, öngörülemezlik ve ileride olası vergi incelemelerinde ihtilaf riski yaratıyor.
Tüm bu teknik ve hukuki değerlendirmeler ışığında, 2025 yılı için şirketlerin atacağı adımlarda dikkatli olması gerekiyor.
Özellikle Sermaye Düzeltmesi Olumlu Farkları, Geçmiş Yıl Kârları, Kayda Alınan Emtia Karşılığı veya Yenileme Fonu gibi kalemlerin sermayeye ilave edilmesi planlanıyorsa;
Henüz 2025 yılı içinde iç kaynaklardan sermaye artışı yapmamış olan şirketlere ise daha net bir önerim var:
Bu işlemi 2026 yılının Ocak ayında gerçekleştirmek, hem vergisel avantajların daha sağlıklı hesaplanmasına hem de hukuki belirsizliklerin büyük ölçüde ortadan kalkmasına olanak tanıyacaktır.
Sermaye artırımı, özellikle iç kaynaklardan yapıldığında şirketlerin bilanço yapısını güçlendirir. Ancak güçlü görünen bir bilanço kadar, bu büyüklüğün zamanlaması, hukuki zemini ve vergisel sonuçları da en az o kadar önemlidir.
2025 yılı, bu açıdan hassas bir yıl olacak. Aceleye getirilen sermaye artışları, ileride vergi avantajı kaybına, hukuki tartışmalara ve olası inceleme riskine yol açabilir.
Özetle; mevzuat dikkatle okunmalı, yorum farkları göz ardı edilmemeli, stratejik zamanlama ile hem bilanço görünümü hem de vergi avantajları birlikte planlanmalıdır.
Unutulmamalıdır ki, doğru planlanmış bir bilanço sadece bugün için değil, şirketin uzun vadeli mali sağlığı için de en büyük teminattır.
21.07.2025
Kaynak: www.MuhasebeTR.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.
>> YILIN KAMPANYASI: Muhasebecilere Özel Web Sitesi 1.249 TL + KDV Ayrıntılar için tıklayın.