YAZARLARIMIZ
Ümit Erkan
Yeminli Mali Müşavir
E.Vergi Müfettişi
umiterkan58@hotmail.com



Türkiye’de Yat İşletmeciliğinin Hukuki Statüsü ve Vergilendirilmesinde Temel Esaslar

1- GİRİŞ

Denizcilik sektöründe olan başarılar ülkelerin gelişmişlik seviyelerini göstermekle birlikte gemi, yat ve tekne gibi deniz araçlarının işletilmesi yoluyla da turizm sektörü hareketlenmekte ve döviz kaynağı sağlamaktadır. Bu noktada Ülkemizde denizcilik sektörüyle ilgili vergisel alanda birçok adım atılmıştır. Gerek 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu gerekse 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanun da deniz taşıtlarının işletilmesi ve kiralanması faaliyetlerine ilişkin istisna ve bir takım düzenlemelere yer verilmiştir. Uygulamada ise denizcilik sektöründe, bir takım vergisel sorunların olduğunu görmekteyiz. Bu sorunların bir kısmı yasal vergi mevzuatımızdaki karışıklıktan bir kısmı ise Ülkemizin taraf olduğu çifte vergilendirmeyi önleme anlaşmalarının farklı açıdan yorumlanmasından kaynaklanmaktadır. Diğer taraftan yatların ülkemizde Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığına bağlı olan hangi sicile (Milli Gemi Sicili, Türk Uluslararası Gemi Sicili ve Bağlama Kütüğü) kaydedilmesi gerektiği konusuyla ilgili de problemler yaşanmaktadır.

2- YATLARIN HUKUKİ NİTELİĞİNİN BELİRLENMESİ VE SİCİLE KAYIT ZORUNLULUĞU

Ülkemizde bulunan yatların, Ulaştırma Ve Altyapı Bakanlığına bağlı sicillere kayıt edilmesi zorunludur. Gemilerin hangi sicile kayıt edilmesi konusunda bir sorun bulunmamaktadır. Ancak, yatların hangi sicile kayıt olmasıyla ilgili belirsizliklerin olduğunu görmekteyiz. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı resmi internet sitesinde de genel olarak deniz taşıtları Milli Gemi Sicili, Türk Uluslararası Gemi Sicili ve Bağlama Kütüğü’ne tescil edilebilirler.

6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 935. maddesine göre yatlar, gemi niteliğine haiz olup müteakip maddelerde gemiler ile hukuksal yönden aynı nitelikte sorumlu tutulmuştur. Ayrıca 4/8/1983 tarih ve 18125 Resmi Gazete sayılı Yat Turizmi Yönetmeliğinde yatların, deniz aracı [1] olduğuna dair belirleme de yapılmıştır. 4490 Sayılı Türk Uluslararası Gemi Sicili Kanununun 2. maddesinde[2] yatların "Ticari Yat" olarak belirtilen deniz araçları olarak tanımlanmıştır. Son olarak 2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanunu’ nda yatlar[3] taşıdığı yolcu sayısı otuz altıyı geçmeyen ve tonilato belgesinde yat olduğu belirtilen gemi şeklinde ifade edilmiştir.

Ülkemizde bulunan gemiler Milli Gemi Sicili ve Türk Uluslararası Gemi Sicili’ ne kayıt ve tescil edilirken; yatlar ise Milli Gemi Sicili, Türk Uluslararası Gemi Sicili ve Bağlama Kütüğü’ne kayıt ve tescil olabilmektedir. Bu durum yatların gros tonilato büyüklüklerine ve kullanım amacına göre değişmektedir.

Milli Gemi Sicili, 18 gros tonilato ve daha büyük her ticaret gemisinin kaydının mümkün olduğu gemi sicil sistemimizdir. Milli Gemi Sicili’ne kayıtlı her geminin Türk Bayrağı çekme zorunluluğu bulunmaktadır.[4] 18 gros tonilato ve altındaki gemi, deniz ve iç su araçlarının, özel kullanıma mahsus gemi ve deniz araçlarının kayıt altına alındığı sicil ise Bağlama Kütüğü’ dür. Diğer taraftan ticari yat sınıfında olan deniz taşıtlarının, 4490 Sayılı Kanun ile Türk Uluslararası Gemi Sicili’ ne kaydı mümkün hale gelmiştir. Zaten yat işletmeciliği kapsamında ticari faaliyette bulunan (Türk bayraklı ticari yatlar) işletmelere, kamu kurumlarınca “Deniz Turizm Araçları- Turizm İşletme Belgesi” verilmektedir. 4490 Sayılı Kanun’ un 9. maddesine göre TUGS’ a tescil edilen yatlarda donatanın[5] Türk veya yabancı olmasına bakılmaksızın kaptanın Türk vatandaşı olması esastır. Donatanın Türk vatandaşı olması halinde diğer yat personel sayısının en az %51’ nin Türk vatandaşı olması şarttır. Dolayısıyla 4490 Sayılı Kanun ile özellikle Türkiye’ de üretilen gemi ve yatların ekonomiye katkısı amaçlanmıştır. İthal yoluyla getirilen gemi ve yatların TUGS’ ne kaydında ise kaptan ve gemi personeli hakkında çeşitli kriterlerin sağlanması benimsenmiştir.

Yapılan açıklamalar doğrultusunda daha çok özel kullanıma mahsus ve belirlenen hadlerin (18 gros tonilato) altında kalan yatların Bağlama Kütüğü’ ne, söz konusu hadleri aşan ve özel ya da ticari olanların ise Milli Gemi Sicili’ne kayıt ve tescil yaptırılması gerekir. Diğer taraftan turizm şirketi envanterlerinde kayıtlı ve "Ticari Yat" olarak nitelendirilen yatlar da TUGS’ a kayıt ve tescil yaptırabilmektedirler. Belirtmek gerekir ki özel kullanıma mahsus yatların TUGS’ a kaydı mümkün bulunmamaktadır. Dolayısıyla TUGS’ a, Türkiye’de mukim Türk ve yabancı uyruklu gerçek kişiler ile tam mükellef kurumlara ait yatlar da tescil ettirilebilir.

3- YATLARIN İŞLETİLMESİ VE KİRALANMASI FAALİYETLERİNİN VERGİ KANUNLAR AÇISINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ

3.1-  Gelir ve Kurumlar Vergisi Açısından

Milli Gemi Sicili ve Bağlama Kütüğü’ne tescil edilen yatlar hakkında Gelir ve Kurumlar Vergileri yönünden herhangi bir istisna düzenlemesi bulunmamaktadır. Diğer taraftan 4490 sayılı Kanun’ un 12 inci maddesinde yatların TUGS’ a kayıt edilmesi ve gerekli şartların sağlanması halinde söz konusu yatların işletilmesinden ve devrinden sağlanacak kazançların, gelir ve kurumlar vergileriyle fonlardan istisna olduğu hüküm altına alınmıştır.

 Konuyla ilgili, 1 seri no.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin "5.12.1. Türk Uluslararası Gemi Siciline Kayıtlı Gemilerin İşletilmesinden ve Devrinden Elde Edilecek Kazançlara İlişkin İstisna" başlıklı bölümünde gerçek ve tüzel kişilerin TUGS’ a kayıt ettirdikleri yatların işletilmesinden ve devrinden elde ettikleri kazançlarının istisna olduğu belirtilmektedir. Diğer taraftan otel veya restoran işletmeciliği kapsamında elde edilen kazançlar ise yat işletmeciliği faaliyeti kapsamında değerlendirilemeyeceğinden, herhangi bir istisnaya tabi olmayacaktır. Dolayısıyla TUGS’ a kayıtlı yatların işletilmesinden ve devrinden elde edilecek kazançlar, gelir ve kurumlar vergisi beyannamelerinde vergilemeye etkisi olmayacak ve istisna olarak değerlendirilecektir. Söz konusu istisnadan gelir ve kurumlar vergisine tabi tam mükellefler yararlanacağı gibi dar mükellef ve kurumlarda yararlanabilir. Ancak istisnaya tabi faaliyetler nedeniyle oluşan alacaklara ilişkin kur ve vade farkı gelirleri açısından vergiden istisna olmasına ilişkin bir düzenleme bulunmamaktadır. Ancak, zamana veya yüke bağlı olarak geminin tamamını veya bir kısmını taşıtana tahsis etmek suretiyle yük ve eşya taşıma taahhüt sözleşmeleri kapsamında yapılan “Time-Charter İşletmeciliği” yat işletmeciliği faaliyeti kapsamında değerlendirileceğinden, söz konusu faaliyetlerden elde edilen kazançların kurumlar vergisinden istisna edilmesi gerekmektedir.

3.2-  Katma Değer Vergisi Açısından

3.2.1- Teslim İşlemleri

3065 sayılı KDV Kanununun; 1.1 inci maddesinde; Türkiye'de, ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetlerin KDV ye tabidir.

KDV Kanununun; (13/a) maddesinde ise; faaliyetleri kısmen veya tamamen deniz, hava ve demiryolu taşıma araçlarının, yüzer tesis ve araçların kiralanması veya çeşitli şekillerde işletilmesi olan mükelleflere bu amaçla yapılan deniz, hava ve demiryolu taşıma araçlarının, yüzer tesis ve araçlarının teslimleri, bu araçların imal ve inşası ile ilgili olarak yapılan teslim ve hizmetler ile bunların tadili, onarım ve bakımı şeklinde ortaya çıkan hizmetler ve faaliyetleri, deniz taşıma araçları ile yüzer tesis ve araçların imal ve inşası olanlara bu araçların imal ve inşası ile ilgili olarak yapılacak teslim ve hizmetlerin KDV den istisna olduğu, hüküm altına alınmıştır.

Söz konusu istisna uygulamasına ilişkin olarak KDV Genel Uygulama Tebliğinin (II/B-1.1) bölümünde; "Faaliyetleri kısmen veya tamamen deniz, hava ve demiryolu taşıma araçlarının, yüzer tesis ve araçların kiralanması veya çeşitli şekillerde işletilmesi olan mükelleflere, bu araçların teslimi KDV'den istisnadır. KDV mükellefiyeti olmayan kişi ve kuruluşlar ile KDV mükellefiyeti bulunmakla birlikte faaliyetleri istisna kapsamındaki araçların kiralanması veya çeşitli şekilde işletilmesi olmayanlara, Kanunun (13/a) maddesi kapsamında yapılan söz konusu araçların tesliminde istisna uygulanmaz.”

Şeklinde açıklamalar yapılmaktadır.

Yapılan açıklamalar doğrultusunda faaliyetleri yat işletmeciliği olan mükelleflere bu amaçla yapılan deniz araçlarının teslimleri, bu araçların imal ve inşası ile ilgili olarak yapılan teslim ve hizmetler ile bunların tadili, onarım ve bakımı şeklinde ortaya çıkan hizmetler KDV den istisna olacaktır.

3.2.2- Kiralama İşlemleri

3.2.2.1- Yasal Mevzuat Açısından Değerlendirilmesi

3065 sayılı KDV Kanununun 13 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca teslimleri KDV’ den istisna olan araçların, faaliyetleri kısmen veya tamamen bu araçların kiralanması veya çeşitli şekillerde işletilmesi olan mükelleflere kiralanması hizmeti % 1 oranında vergiye tabidir. (BKK: 2007/13033,I Sayılı liste, Sıra:15)

Deniz, hava ve demiryolu taşıma araçlarını KDV Kanununun 13/a maddesi uyarınca istisna kapsamında satın alma hakkı bulunan mükelleflerin, satın alma yerine kiralamayı tercih etmeleri halinde KDV oranının  % 1 olarak uygulanmasını öngören bu düzenleme hem finansal kiralamalarda hem de normal kiralama işlemlerinde geçerlidir. Buna göre, KDV Kanununun (13/a) maddesi uyarınca teslimleri KDV’den istisna olan araçların, faaliyetleri kısmen veya tamamen bu araçların kiralanması veya çeşitli şekillerde işletilmesi olan mükelleflere kiralanması hizmeti (% 1) oranında KDV’ye tabi olup, bu araçların finansal kiralamaya konu olması halinde de (% 1) oranında KDV uygulanır.

I sayılı listenin 15 inci sırası uyarınca, bir kiralama hizmetinin % 1 oranında KDV’ye tabi olabilmesi için aşağıdaki belirtilen şartları taşıması gerekmektedir.

  1. Kiralama Sözleşmesinin Konusunun, KDV kanununun 13.maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde tanımlanan faaliyet konusuna uygun olması,
  2. Kiralamanın, faaliyetleri kısmen veya tamamen bu araçların kiralanması veya çeşitli şekillerde işletilmesi olan mükelleflere yapılması,
  3. Yapılan işlemin bir kiralama işlemi olması,

Buna göre KDV Kanununun 13/a maddesi gereği teslimi istisna olan deniz, hava ve demiryolu taşıma araçları ile yüzer tesis ve araçların faaliyetleri kısmen veya tamamen söz konusu araçların kiralanması veya çeşitli şekillerde işletilmesi olmayan mükelleflere kiraya verilmesi genel oranda (%18) KDV’ye tabi olacaktır. Öte yandan, faaliyetleri kısmen veya tamamen araç ve tesislerin kiralanması veya çeşitli şekillerde işletilmesi olan mükelleflerin, yurt dışından yapacağı gemi ve uçak kiralama işlemi de % 1 oranında KDV’ye tabi olacaktır.[6] Bu durumda, kiralanmış araç ve tesislerin kiraya verilmesi halinde de, diğer koşulların yerine getirilmesi kaydıyla, KDV oranı % 1 olarak uygulanır.[7]

Kiralamalarda indirimli (%1) oran uygulaması çıplak gemi kiralamaları için geçerlidir. Salt gemi kiralamaları dışında diğer (kaptan ve personelle birlikte de) kiralama işlemleri de yapılmaktadır. Geminin çıplak olarak veya gemi adamlarının hizmet sözleşmeleri ile birlikte devrine ilişkin olanlar Bare Boat / Demise Charter şeklinde ifade edilmektedir. Gemi personeli ile birlikte, fakat hizmet sözleşmeleri devredilmeden geminin kiralanmasına ise Time Charter denilmektedir. Ayrıca bazen gemilerin taşıyan ve taşıtanın sefer esaslı yaptıkları sözleşmeler olup, bu şekilde olanlar ise Voyage Charter olarak ifade edilmektedir.

Taşıma işinin taaahüt edildiği bir taşıma sözleşmesine dayanılarak yapılan işlemler bir kiralama olarak değerlendirilmesi mümkün olmadığından bu işlemler için genel oranda (% 18) KDV uygulanması gerekmektedir.[8] Diğer taraftan Zaman Çarteri (Time charter) sözleşmesinin gemi kiralaması olarak değerlendirilmesi mümkün olmadığından anılan sözleşmelere dayanılarak yapılan işlemlere ( % 1)  KDV uygulanmayacaktır.[9] Zaman Çarteri sözleşmeleri ile taşıma işi taahhüt edilmektedir.

Zaman Çarteri sözleşmesi kapsamında Türkiye’de başlayıp yabancı bir ülkede sona eren, yabancı bir ülkede başlayıp Türkiye’de sona eren veya yabancı bir ülkede başlayıp Türkiye’den geçecek yabancı bir ülkede sona eren bir taşıma yapılması halinde bu işlem KDVK’ un 14/1. uyarınca KDV’den istisna olacaktır. Dolayısıyla mürettebat ile birlikte yapılan “Gemi Kiralamalarında”, ödenen bedelin gemi kirasına isabet den kısmı için (% 1) oranında “Kaptan Ve Personel” tarafından ifa edilecek iş gücü hizmetine isabet eden kısmı için genel oranda  (% 18)  KDV uygulanması gerekir.[10] Ayrıca, şirket aktifinde ticari amaçlı bulunan yatın, faaliyetleri kısmen veya tamamen bu aracın kiralanması veya çeşitli şekillerde işletilmesi olan mükelleflere sezonluk olarak kiralanması halinde (I) sayılı listenin 15.sırası kapsamında (% 1) oranında KDV uygulanması gerekir.[11]

3.2.2.2- Çifte Vergilemeyi Önleme Anlaşmaları Mevzuatı Açısından Değerlendirilmesi

2674 sayılı Karasuları Kanunu’nun 1. Maddesinde Türk karasularının Türkiye’ye dahil olduğu ve karasuları genişliğinin altı deniz mili olarak belirlendiği ve Cumhurbaşkanı’nın belli durumlarda altı deniz milinin üstünde karasuları genişliği tespit etmeye yetkili olduğu belirtilmiştir. [12]

3065 sayılı Kanun’un 1’inci maddesinde; Türkiye’de ve ticari ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan hizmetlerin KDV’ ye tabi olduğu, 4. maddesinde ise kiralama işleminin hizmet sayılacağı ve 6. maddeye göre hizmetin Türkiye'de yapılmasını veya hizmetten Türkiye'de faydalanılması halinde işlemin Türkiye’ de yapılmış sayılacağı belirtilmektedir. KDVK’ un 11. maddesine göre yurt dışındaki müşteriler için yapılan hizmetlerin KDV’ den istisna olduğu ve aynı Kanun’ un 12. maddesine göre bir hizmetin yurt dışındaki müşteriler için yapılan hizmet sayılabilmesi için aşağıdaki şartlar yerine getirilmiş olmalıdır.

  1. Hizmetler yurt dışındaki bir müşteri için yapılmış olmalıdır.
  2. Hizmetten yurt dışında faydalanılmalıdır.

Günümüzde yat işletmeciliğiyle uğraşan tam ya da dar mükellef kurumlar tarafından verilen kiralama hizmeti Türk karasularında başlayıp daha sonra uluslararası sularda devam etmekte ve hizmetin bir kısmı ise yabancı ülke sularında veya topraklarında gerçekleşmektedir. Verilen kiralama hizmetinin Türkiye’de gerçekleşen kısmına ait mevzuat değerlendirmesinde; 3065 sayılı Kanun, KDV Genel Uygulama Tebliğ, diğer tebliğ ve ilgili özelgelerin dikkate alınması gerekir. Uluslararası karasularda gerçekleşen kısmında ise Türkiye’nin taraf olduğu çifte vergiyi önleme anlaşmalarına göre yerine getirilmesi, anlaşma hükümlerinde kiralama işlemine ilişkin bir belirleme olmaması halinde ise hizmetin yabancı ülkede ifa edildiğinin (hizmetten yabancı ülkede yararlanıldığının) kabulü gerekmektedir. Şayet yabancı ülkede gerçekleşen kiralama hizmetinden yurt dışındaki bir müşteri yararlanıyorsa ve hizmetten yurt dışında faydalanıyorsa söz konusu kiralama hizmeti KDV’ den istisna olması gerekmektedir.

Yapılan açıklamalar doğrultusunda yat işletmeciliğiyle uğraşan tam ya da dar mükellef kurumlar tarafından yabancılara yurt dışında ve uluslararası karasularında verilecek kiralama hizmeti KDV’ den istisna olması gerekmektedir. Söz konusu kiralama hizmetinde tanzim edilecek fatura da kiralama hizmetinin Türkiye de (Türk karasuyu alanı da dikkat edilerek) gerçekleşen kısmı ile yurt dışında ve uluslararası karasular gerçekleşen kısmının ayrılabiliyor nitelikte olması gerekir. Ayrıca söz konusu hizmet için kullanılacak yatların gerek seyir rotası ve gerekse hangi ülkede hangi süre kalmalarına ilişkin resmi verilerin (liman idaresi kayıtları ya da buna benzer işlem görecek veriler ise geçen sürenin ölçülebilmesine ilişkin sayaç vb) temin edilmesi konumuz açısından önem arz etmektedir. Bu durumda Türkiye de ve Türk karasularında yabancılara (faaliyetleri kısmen veya tamamen deniz araç ve tesislerin kiralanması veya çeşitli şekillerde işletilmesi olan firmalara/şahıslara) yapılan kiralamalarda KDV oranı % 1 olması gerekir. Yurt dışında ve uluslararası karasularda yabancılara (faaliyetleri kısmen veya tamamen deniz araç ve tesislerin kiralanması veya çeşitli şekillerde işletilmesi olan firmalara/şahıslara) yapılan kiralamalarda KDV istisna olacaktır. Ancak, deniz taşıtlarının yurt dışı müşterilerine yurt dışında verilen kiralama hizmetlerinin istisna olmasına ilişkin yasal mevzutta belirleyici bir hüküm olmamakla birlikte uygulamada netlik sağlanmış değildir. Konuyla ilgili deniz araçları işletmeciliğiyle uğraşan tam ya da dar mükellef kurumlar tarafından istenecek özelgelerle yapılacak işlemlerin vergisel alt yapısı sağlanmaya çalışılması daha uygun olacağı kanaatindeyiz.

4-  SONUÇ

Ülkemizde denizcilik sektörü her geçen zamanda gelişmekte ve deniz araçlarına rağbet artmaktadır. Turizmden sağlanan döviz kaynaklı gelirler ise ekonomik kalkınma ve büyüme de etkili rol oynamaktadır. Ülkemizde bulunana gemiler Milli Gemi Sicili ve Türk Uluslararası Gemi Sicili’ ne kayıt ve tescil olabilmekle birlikte bir çeşit deniz aracı niteliğinde olan yatlar ise Milli Gemi Sicili, Türk Uluslararası Gemi Sicili ve Bağlama Kütüğü’ne kayıt ve tescil olabilmektedir. Bu durum yatların gros tonilato büyüklüklerine ve kullanım amacına göre değişmektedir. Daha çok özel kullanıma mahsus olan yatlar Bağlama Kütüğü’ ne, ticari sınıfta olanların ise Milli Gemi Sicili’ne kayıt ve tescil yaptırılması gerekir. Diğer taraftan turizm şirketi envanterlerinde kayıtlı ve "Ticari Yat" olarak nitelendirilen yatlar da Türk Uluslararası Gemi Sicili’ ne kayıt ve tescil yaptırabilmektedirler. Dolayısıyla özel kullanıma mahsus yatların TUGS’ a kaydı mümkün bulunmamaktadır.

 Yat işletmeciliğinde denizlere kıyısı olan yabancı ülkelerde olduğu gibi Ülkemizde de bu faaliyetlere ilişkin vergisel teşvik, istisna ve düzenlemeler mevcuttur. 4490 sayılı Kanun’ un ile TUGS’ a kayıt ve tescil edilen gemi ve yatların işletilmesinden ve devrinden elde edilen kazançlar, gelir ve kurumlar vergilerinden istisnadır. Diğer taraftan faaliyetleri yat işletmeciliği olan mükelleflere bu amaçla yapılan deniz araçlarının teslimleri, bu araçların imal ve inşası ile ilgili olarak yapılan teslim ve hizmetler ile bunların tadili, onarım ve bakımı şeklinde ortaya çıkan hizmetler KDV den istisna olduğuna ilişkin düzenlemeler ile kiralama faaliyetlerine ilişkin vergisel indirimler mevcuttur.  Ancak, söz konusu deniz araçlarının yabancı müşterilere yurt dışında kiraya verilmesi hizmetinin KDV’ den istisna olmasına yönelik bir düzenleme bulunmamaktadır. Bu konuyla ilgili olarak mükelleflerce özelge talep edilmeli ve yapılacak işlemlerin vergisel alt yapısının tesis edilmesi gerekmektedir.

KAYNAKÇA

-Bakanlar Kurulu (8/6/1983) Yat Turizmi Yönetmeliği. Ankara: Resmi Gazete (18125 sayılı)

-ERKAN, Ü. (2021). “Gemi ve Yat İşletmeciliğinin Vergilendirilmesinde Özellikli Durumlar ve Öneriler” . Vergi Sorunları Dergisi. Sayı: 393.

-ERKAN, Ü. (2020). “Türk Karasularında Yapılan Petrol Arama Faaliyetlerinin Ulusal Mevzuat Ve Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşmaları Kapsamında Değerlendirilmesi” . Vergi Raporu Dergisi. Sayı: 255.

-GÜZEL,  E. B.( 2012). “Türk Uluslararası Gemi Sicili, Milli Gemi Sicili Ve Bağlama Kütüğü’nün Birleştirilerek Tek Sicil Altında Toplanması”. Yayınlanmış Uzmanlık Tezi. Deniz Ticareti Genel Müdürlüğü. Ankara.

-Maliye Bakanlığı (3.04.2007) 1 Seri No’ lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliği. Ankara: Resmi Gazete ( 26482 sayılı)

-Maliye Bakanlığı (26.04.2014) KDV Genel Uygulama Genel Tebliği. Ankara: Resmi Gazete ( 28983 sayılı)

-T.C. Yasalar (10.01.1961). 213 sayılı Vergi Usul Kanunu. Ankara: Resmi Gazete (10705 sayılı)

-T.C. Yasalar (06.01.1961). 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu. Ankara: Resmi Gazete (10700 sayılı)

-T.C. Yasalar (13.06.2006). 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu. Ankara: Resmi Gazete (26205 sayılı)

-T.C. Yasalar (25.10.1984). 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu. Ankara: Resmi Gazete (18563 sayılı)

-T.C. Yasalar (13. 01. 2011). 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu. Ankara: Resmi Gazete (27846 sayılı)

-T.C. Yasalar (16/3/1982) 2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanunu. Ankara: Resmi Gazete (17635 sayılı)

-T.C. Yasalar (21/12/1999) 4490 Sayılı Türk Uluslararası Gemi Sicili Kanunu. Ankara: Resmi Gazete (23913 sayılı)


[1] "Yat" deyimi; yat tipinde inşa edilmiş, gezi ve spor amacıyla yararlanılan, taşıyacakları yatçı sayısı 36'yı geçmeyen, yük veya yolcu gemisi niteliğinde olmayan, tonilato belgelerinde "Ticari Yat" veya "Özel Yat" olarak belirtilen deniz araçlarını, ifade eder.

[2] b) Yat: Yat tipinde inşa edilmiş, gezi ve spor amacıyla yararlanılan, taşıyacakları yatçı sayısı otuzaltıyı geçmeyen, yük ve yolcu gemisi niteliğinde olmayan, turizm şirketi envanterlerinde kayıtlı ve tonilato belgelerinde "Ticari Yat" olarak belirtilen deniz araçlarını, ifade eder.

[3]1)  Yat: Kamarası, tuvaleti, lavabosu, mutfağı olan, ticarî olarak veya ticarî olmadan gezi ve spor amacıyla kullanılan, yük, yolcu ve balıkçı gemisi niteliğinde olmayan, taşıdığı yolcu sayısı onikiyi geçmeyen veya kabotaj seferinde yüz mille sınırlı, en yakın karadan yirmi milden fazla uzaklaşmamak şartıyla taşıdığı yolcu sayısı otuzaltıyı geçmeyen ve tonilato belgesinde yat olduğu belirtilen gemiyi ifade etmektedir.

[4] E. Burcu GÜZEL. Türk Uluslararası Gemi Sicili, Milli Gemi Sicili Ve Bağlama Kütüğü’nün Birleştirilerek Tek Sicil Altında Toplanması. Deniz Ticareti Genel Müdürlüğü. (Yayınlanmış Uzmanlık Tezi). Ankara 2012. s. 43.

[5]Donatan Hakkında. (Çevrimiçi) (https://www.muhasebenews.com/). Erişim Tarihi: 28 Mart 2021

Donatan, gemisini menfaat sağlamak amacıyla suda kullanan gemi malikine denir. Kendisinin olmayan bir gemiyi menfaat sağlamak amacıyla suda kendi adına bizzat veya kaptan aracılığıyla kullanan kişi, üçüncü kişilerle olan ilişkilerinde donatan sayılır.

[6]  İstanbul VDB’nin 09.10.2018 tarih ve 39044742-130 E-899822 sayılı Özelgesi

[7]  İzmir VDB’nin 14.07.2011 tarih ve GİB 4.3.5.17.01 -35-02-317 sayılı Özelgesi

[8] Büyük Mükellefler VDB’nin 07.07.2011 tarih ve GİB 4.99.16.02-KDV  -28.63 Sayılı Özelgesi

[9] İstanbul VDB’nin 04.07.2013 tarih ve 39044742-130-986 sayılı Özelgesi

[10] İzmir VDB’nin 09.11.2012 tarih ve GİB 4.3.5.17.01 -130-937 sayılı Özelgesi

[11] İstanbul VDB’nin 04.05.2011 tarih ve GİB.4.34.17.01-KDV 28-435 sayılı Özelgesi

[12] Ümit ERKAN.“Türk Karasularında Yapılan Petrol Arama Faaliyetlerinin Ulusal Mevzuat Ve Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşmaları Kapsamında Değerlendirilmesi”.Vergi Raporu Dergisi. Sayı: 255. 2020 s.66

09.06.2021

Kaynak: www.MuhasebeTR.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)

>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.

>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> SGK Teşvikleri (156 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.


GÜNDEM