YAZARLARIMIZ
Dr. Onur Bayram
onurbayram@baticim.com.tr



Yatırımcı Dostu Vergilendirme Mümkün mü? ABD’nin Nitelikli Temettü Modeli Üzerine Düşünceler

Günümüzde sermaye piyasalarının derinleşmesi ve yatırımcı tabanının genişlemesi için yatırım ortamının cazip ve sürdürülebilir olması büyük önem taşımaktadır. Bu kapsamda, yatırımcıların elde ettikleri temettü gelirlerinin vergilendirilmesi konusu hem bireysel yatırımcıların motivasyonu hem de şirketlerin kâr dağıtma eğilimleri üzerinde doğrudan etkili olmaktadır. ABD’nin uyguladığı “nitelikli temettü” sistemi, yatırımcı dostu bir vergi düzenlemesi olarak sıklıkla tartışılmakta ve diğer ülkelere de örnek teşkil etmektedir. Bu yazıda, öncelikle ABD’de uygulanan temettü vergilendirme modelini özetleyecek, ardından Türkiye’deki mevcut düzenlemeye değinecek ve son olarak ABD modelinin Türkiye’ye olası faydalarını irdeleyeceğiz.

ABD’de Temettü Vergilendirme Modeli

ABD’de temettü gelirleri, “nitelikli temettü (qualified dividend)” ve “niteliksiz temettü (ordinary dividend)” olmak üzere iki ana kategoride vergilendirilmektedir. Bu ayrım, yatırımcıların elde ettikleri temettülerin kaynağı ve yatırımın niteliğine göre yapılır.

Nitelikli Temettü (Qualified Dividend)

Nitelikli temettüler, genellikle ABD merkezli şirketlerden veya ABD ile çifte vergilendirmeyi önleme anlaşması imzalamış ülkelerin şirketlerinden elde edilen temettüleri ifade eder. Bu temettüler belirli bir “holding period” (elde tutma süresi) şartına tabidir; yatırımcıların ilgili hisse senedini temettü dağıtım tarihinden önceki 121 günlük dönemde en az 61 gün boyunca elde tutmuş olması gerekmektedir.

Nitelikli temettüler, bireysel gelir vergisi oranlarından daha düşük olan sermaye kazancı vergisi oranlarına tabidir. Güncel olarak, yatırımcıların gelir dilimine göre %0, %15 veya %20 oranlarında vergilendirilir. Bu oranlar, yatırımcıyı sermaye piyasalarına yönlendiren önemli bir teşvik unsuru olarak değerlendirilmektedir.

Daha net ifade etmek gerekirse, 2025 yılı için ABD'deki nitelikli temettü vergilendirme oranları şöyledir:

%0 Vergi Oranı: Geliriniz aşağıdaki eşiklerin altındaysa, nitelikli temettü gelirleriniz için federal vergi ödemezsiniz:

  1. Single Filers (Tek Başına Beyan Edenler) / Married Filing Separately (Ayrı Beyan Eden Evliler): $48,350'ye kadar
  2. Married Filing Jointly (Birlikte Beyan Eden Evliler) / Qualifying Surviving Spouse (Nitelikli Hayatta Kalan Eş): $96,700'e kadar
  3. Head of Household (Hane Reisi): $64,750'ye kadar

%15 Vergi Oranı: Geliriniz yukarıdaki %0 dilimini aşar ancak bir sonraki yüksek eşiğin altında kalırsa, nitelikli temettü gelirleriniz için %15 vergi ödersiniz.

  1. Single Filers / Married Filing Separately: $48,351 - $533,400 arası
  2. Married Filing Jointly / Qualifying Surviving Spouse: $96,701 - $600,050 arası
  3. Head of Household: $64,751 - $566,700 arası

%20 Vergi Oranı: Geliriniz en yüksek dilime giriyorsa, nitelikli temettü gelirleriniz için %20 vergi ödersiniz.

  1. Single Filers / Married Filing Separately: $533,401 ve üzeri
  2. Married Filing Jointly / Qualifying Surviving Spouse: $600,051 ve üzeri
  3. Head of Household: $566,701 ve üzeri

Niteliksiz Temettü (Ordinary Dividend)

Niteliksiz temettüler ise holding period şartını sağlamayan veya ABD dışındaki bazı kaynaklardan elde edilen temettüleri kapsamaktadır. Bu temettüler, yatırımcının maruz kaldığı bireysel gelir vergisi oranları üzerinden (yıllık gelirine göre %10 ila %37 arasında) vergilendirilir.

Bu sistem, hem yatırımcıları uzun vadeli yatırım yapmaya teşvik etmekte hem de devletin vergi gelirlerinde denge sağlamaktadır.

ABD Modelinin Temel Felsefesi

ABD vergi mevzuatındaki bu ayrımın temel hedefi; yatırımcıyı kısa vadeli temettü avcılığı yerine uzun vadeli yatırım yapmaya yönlendirmek ve borsalarda istikrarı artırmaktır. Bu sayede şirketlerin düzenli kâr dağıtımı yapması ve yatırımcıların uzun vadeli ortaklık ilişkisini güçlendirmesi teşvik edilmektedir. Ayrıca yatırımcıların vergi yükünü hafifletmek suretiyle sermaye piyasalarına erişimi artırmak da önemli hedeflerden biridir.

ABD modelinin bir diğer avantajı ise şeffaf beyan sistemi sayesinde yatırımcıların elde ettiği temettü gelirlerini doğru şekilde bildirmesi ve vergi otoritesinin bu gelirleri kolayca takip edebilmesidir. Bu, hem kamu gelirlerini hem de yatırımcı güvenini destekleyen önemli bir unsurdur.

Türkiye’de Temettü Vergilendirme Modeli

Türkiye’de temettü gelirleri, gelir vergisi stopajı ve yıllık beyanname üzerinden vergilendirilmektedir. Halihazırda şirketlerin dağıttığı temettülerden %15 oranında stopaj yapılmaktadır. Ayrıca, temettü gelirinin yarısı vergiden istisna tutulurken, kalan yarısı gelir vergisi tarifesine eklenerek beyan edilir.

Özetle:

  • Şirket dağıtımı sırasında %15 stopaj uygulanır.
  • Yatırımcı, elde ettiği temettülerin yarısını gelir vergisi matrahına dahil eder.
  • Gelir vergisi tarifesi %15 ila %40 arasında değişmektedir (2025 yılı için).
  • Beyan edilen gelirden, daha önce kesilen stopaj mahsup edilir.

Sonuç olarak, Türkiye’de temettü vergilendirme modeli, stopaj ve beyanname aşamalarını içeren çift katmanlı bir sistemdir ve yatırımcı açısından bazı karmaşıklıklar barındırır. ABD’deki gibi nitelikli temettü ve niteliksiz temettü ayrımı ve uzun vadeli yatırımı teşvik eden mekanizmalar bulunmamaktadır. Vergilendirme sürecinde tek tip temettü uygulaması geçerli olup, yatırımcının yatırım süresi veya şirketin faaliyet alanına göre farklılaşma yapılmaz. Ayrıca, artan oranlı gelir vergisi tarifesi nedeniyle yüksek gelirli yatırımcılar için temettü gelirleri üzerindeki efektif vergi yükü zaman zaman %30’un üzerine çıkabilir. Bu nedenle, Türkiye’de temettü vergilendirme sistemi, yatırımcıların uzun vadeli yatırım tercihlerinde yeterince cazip bulunmayabilir; özellikle ABD modelinde görülen yatırımcı dostu teşvik mekanizmalarına ihtiyaç duyulduğu açıktır.

ABD Modelinin Türkiye’ye Uygulanmasının Sağlayacağı Faydalar

ABD’deki nitelikli temettü uygulamasının Türkiye’de de benimsenmesi halinde sermaye piyasaları ve yatırımcılar açısından pek çok potansiyel fayda sağlanabilir. Bu faydaları aşağıda maddeler halinde açıklamak isterim:

1- Uzun Vadeli Yatırımları Teşvik Eder

ABD modeli, yatırımcıların hisse senetlerini belirli bir süre (örneğin en az 60 gün) ellerinde tutmalarını şart koşarak kısa vadeli al-sat işlemlerini caydırır. Bu sayede piyasalarda istikrar artar, şirketlerin uzun vadeli planlamaları güçlenir ve hisse fiyatlarındaki oynaklık azalır.

2- Bireysel Yatırımcıların Vergi Yükünü Hafifletir

Nitelikli temettülere daha düşük vergi oranı uygulanması, küçük yatırımcıların net temettü gelirlerini artırarak sermaye piyasasına olan ilgiyi artırır. Böylece daha fazla yatırımcı borsaya yönelir ve sermaye piyasası derinleşir.

3- Sermaye Girişlerini Artırır

Yabancı yatırımcılar açısından da cazip bir ortam oluşur. ABD’de olduğu gibi, nitelikli temettü sistemi ile hem yerli hem de yabancı yatırımcılar için şeffaf ve öngörülebilir bir vergi rejimi sağlanır. Bu durum, özellikle Türkiye gibi gelişmekte olan piyasalara sermaye akışını hızlandırabilir.

4- Kayıt Dışılığı Azaltır

Vergi sisteminde temettü gelirlerinin açık ve net bir şekilde tanımlanması hem şirketler hem de yatırımcılar açısından vergi uyumunu artırır. Böylece kayıt dışılık ve vergi kaçağı riski azalır.

5- Şirketlerin Kâr Dağıtma Eğilimini Güçlendirir

ABD modeli, şirketlerin düzenli ve istikrarlı temettü ödemelerini yatırımcı nezdinde cazip hale getirerek, şirketlerin temettü dağıtma politikalarına olumlu katkıda bulunur. Böylece şirketler, temettü politikalarını sürdürülebilir büyüme ile daha iyi entegre eder.

6- Vergi Sisteminde Basitlik ve Öngörülebilirlik Sağlar

Nitelikli temettü sistemi, farklı yatırım araçlarına uygulanabilecek net kurallar getirerek vergilendirme sürecini basitleştirir ve öngörülebilir kılar. Bu durum, hem yatırımcı hem de kamu otoritesi açısından belirsizlikleri azaltır.

Sonuç

ABD’nin uyguladığı nitelikli temettü modeli, yatırımcıların uzun vadeli yatırım yapmalarını teşvik eden ve vergi yükünü optimize eden bir yapı sunmaktadır. Türkiye’de temettü gelirlerinin vergilendirilmesinde ise henüz bu yönde bir ayrım bulunmamaktadır. ABD modelinin Türkiye’de uygulanması, sermaye piyasalarının derinleşmesine, yatırımcı tabanının genişlemesine ve şirketlerin daha istikrarlı kâr dağıtımı yapmasına katkı sağlayabilir.

Bu tür bir düzenleme; yatırımcıların güvenini artırarak, sermaye piyasalarının büyümesine ve ülke ekonomisinin güçlenmesine önemli bir destek sunabilir.

24.06.2025

Kaynak: www.MuhasebeTR.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)

>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.

>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.

>> YILIN KAMPANYASI: Muhasebecilere Özel Web Sitesi 1.249 TL + KDV  Ayrıntılar için tıklayın.

GÜNDEM