Tevkifat Maliye Bakanlığının bir yandan vergi alacağını garanti almak diğer yandan tahsilatını hızlı/peşin yapmak amacıyla sürekli genişlettiği bir uygulamadır. Başlarda istisnai olarak kurgulanan bu durum gittikçe istisnadan çok esas uygulama halini almıştır. Yayımlanan 41 seri no.lu tebliğ ile kısmi olarak belirlenen tevkifatın, KDV’nin tamamına ihtiyari olarak uygulanabilmesine olanak tanınmıştır. Niyet iyi olsa da akıbete ilişkin önemli endişelerimizi paylaşmak isteriz.
Tebliğin tevkifata ilişkin kısmı incelendiğinde; mükelleflerin belirlenen işler için satın aldığı mal ve hizmetlere isabet eden katma değer vergisinin tamamını satıcıya ödemeyerek tevkif edebilmesi ve bunu vergi dairesine yatırmasını içeriyor. Ancak bu işlemin yapılabilmesi için önceden satıcı ve alıcı arasında bir sözleşme imzalanması ve bu sözleşmenin vergi dairesine bildirilmesi gerekiyor. Sözleşmenin en az 1 yıl süreli olması ve tam tevkifat uygulanacak işlemlerin detaylı olarak izahı gerekiyor. Eğer daireye bildirilen sözleşmeye uygun işlem yapılırsa alıcının KDV Kanunun 9. Maddesindeki müteselsil sorumluluğu söz konusu olmayacak ve özel esaslara alınmayacaktır. Taslak ilk bakışta bütün tedbirleri almış ve alıcının iyi niyetli alımlarından dolayı mağdur olmasını engellemiş gözükmektedir.
Eğer alıcı örneğin tevkifata tabi ihaleli bir iş yapıyorsa bu alımları nedeniyle özel esaslara alınmaz ve sorumlu tutulmaz dolayısıyla KDV iade talepleri de yerine getirilmiş olur. Peki bu durum sahte belge düzenleme ve kullanma fiillerini ortadan kaldıran bir etki yaratır mı? Yoksa etkisi sınırlı mı kalır?
Halihazırda piyasada özellikle tahhhüt işi yapan müteahhitlik firmaları inşaat malzemesi (özellikle demir) alımları ile iş gücü temin ve benzeri hizmetleri satın alırken kılı kırk yarmalarına karşın yine de seneler sonra satıcının sahte belge düzenleme fiilinin tespit edildiği, hakkında vergi tekniği raporu düzenlendiği haberiyle yıkılıyor. Bunun sonucunda hakkında yapılan incelemede bu alımlarına ilişkin KDV’nin reddedildiği görülüyor. Vergi inceleme raporlarında (sahte belgenin toplam alımlar içindeki payı önemli olmakla birlikte) çok büyük oranda mal/hizmetin geçekten satın alındığına ilişkin kanaatin uyandığı bu yüzden kurumlar vergisi açısından tarhiyatı gerektiren bir durum olmadığı, ancak KDVK 9. madde dolayısıyla satıcı tarafından hazineye intikal ettirilmeyen verginin alıcıdan tahsili yoluna gidildiği görülmektedir. Artık rutin bir hal olan bu uygulama mükelleflerce aynı inceleme raporunda kurumlar vergisi ve KDV açısından farklı görüşler olduğu yönünde eleştirilmektedir. Bundan daha önemlisi yıllar sonra yazılan bu raporlarda en az vergi aslı kadar vergi ziayı ve gecikme faizi ödenmesi gündeme gelmektedir.
Eğer alıcı gerçekten mal/hizmeti satın almışsa mağdur olmaktadır. Peki alım fiktif ise? Bu durumda alıcı kurumlar vergisi açısından hala avantaj sağlamış durumdadır. 2022 yılı kurumlar vergisi oranının Yüzde 23 olduğu varsayıldığında, kar eden bir firma için kurumlar vergisi açısından önemli bir avantaj elde edilmiş gözükmektedir.
Yazılan inceleme raporlarında sadece KDV’de müteselsil sorumluluktan bahsedildiğine göre, fiktif işlemler yapan piyasa, tam tevkifat uygulamasına hızla uyum sağlayacaktır. Tebliğin emrettiği gibi yapılan bir sözleşme ile KDV tevkifatını yapan alıcı gözü arkada kalmadan fiktif işlem yapmaya devam edecektir. Zira artık özel esaslar, KDV iadesindeki sorunlar, itibarın zedelenmesi geride kalmıştır. Sahte belge düzenleme işini yapan mükellefler yeni durumda müşterilerine yeni imkanlar sunacak, başarabilirse kendilerinden yapılan tevifattan dolayı iade alacaktır. Alıcı firma KDV’den kar edemese bile kurumlar vergisi açısından önemli bir avantaj sağlayacak, eğer yıllara yaygın inşaat onarım işi yapıyorsa kendisinden yapılan stopajı iade olarak talep edebilecektir. Son tahlilde elimizde 2 KDV iadesi ve 1 stopaj iadesi talebi kalacaktır. Alıcı şüphesiz taleplerinin tamamına kavuşacaktır. Satıcı da iade talep etmediği sürece şimdiki durumuyla çok farklı bir durum yaşamayacaktır.
KDV Uygulama Genel Tebliğinde değişiklik yapan 41 seri no.lu tebliğe göre isteğe bağlı tam tevkifat uygulamasının yasa koyucunun iyi niyetine karşı etkisinin sınırlı olacağı, KDV açısından hazineye intikal eden verginin iyi bir başlangıç olabileceği, ancak gittikçe esas uygulama halini alan tevkifat uygulamasına uyumun kısa zamanda gösterileceği düşünülmektedir.
Tevkifatı asıl uygulama haline getirmektense yapılacak denetimleri arttırmak, vergi sistemini sadeleştirmek ve vergilemede proaktif bir yaklaşım sergilemenin daha iyi sonuçlar doğuracağını düşünüyoruz.
26.04.2022
Kaynak: www.MuhasebeTR.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)
>> Yılın Kampanyası: Muhasebecilere Özel Web Sitesi 1.249 TL yerine 999 TL + KDV Ayrıntılar için tıklayın.
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.