1/7/2015 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere 27/3/2015 tarihli ve 6637 sayılı Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 8 inci maddesiyle Kurumlar Vergisi Kanununun 10 uncu maddesinin birinci fıkrasına eklenen (ı) bendinde, finans, bankacılık ve sigortacılık sektörlerinde faaliyet gösteren kurumlar ile kamu iktisadi teşebbüsleri hariç olmak üzere sermaye şirketlerinin ilgili hesap dönemi içinde, ticaret siciline tescil edilmiş olan ödenmiş veya çıkarılmış sermaye tutarlarındaki nakdi sermaye artışları veya yeni kurulan sermaye şirketlerinde ödenmiş sermayenin nakit olarak karşılanan kısmı üzerinden Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) tarafından indirimden yararlanılan yıl için en son açıklanan bankalarca açılan TL cinsinden ticari kredilere uygulanan ağırlıklı yıllık ortalama faiz oranı dikkate alınarak, ilgili hesap döneminin sonuna kadar hesaplanan tutarın %50’sinin, kurumlar vergisi matrahının tespitinde kurumlar vergisi beyannamesi üzerinde ayrıca gösterilmek şartıyla, kurum kazancından indirim konusu yapılabileceği hüküm altına alınmıştır.
Diğer taraftan, nakdi sermaye artışlarının yurt dışından getirilen nakitle karşılanan kısmı için söz konusu indirim oranı %75 olarak uygulanacaktır.
Konuya ilişkin açıklamaların yapıldığı 1 seri no.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin "10.6.1. İndirimin kapsamı" başlıklı bölümünde;
- "Sermaye şirketlerinin sermaye yapılarının güçlendirilmesi amacıyla getirilen bu düzenleme uyarınca indirime konu edilecek tutarın hesaplanmasında, 1/7/2015 tarihinden itibaren ticaret siciline tescil edilmiş olan ödenmiş veya çıkarılmış sermaye tutarlarındaki nakdi sermaye artışları veya bu tarihten itibaren yeni kurulan sermaye şirketlerinde ödenmiş sermayenin nakit olarak karşılanan kısmı üzerinden, ilgili hesap döneminin sonuna kadar Kurumlar Vergisi Kanununun 10 uncu maddesinin birinci fıkrasının (ı) bendi hükmüne göre hesaplanacak tutar dikkate alınacaktır.
Bu indirim uygulamasında,
a) Nakdi sermaye artışı, sermaye şirketlerince ilgili hesap döneminde ticaret siciline tescil edilmiş olan ödenmiş veya çıkarılmış sermaye tutarlarındaki nakdi artışlar ile yeni kurulan sermaye şirketlerinde ödenmiş sermayenin nakdi olarak karşılanan kısmını,
ifade etmektedir.
İndirime konu edilecek tutarın hesaplanmasında; mevcut sermaye şirketlerinde ödenmiş veya çıkarılmış sermaye tutarlarındaki nakdi sermaye artışları, yeni kurulan sermaye şirketlerinde ise ödenmiş sermayenin nakit olarak karşılanan kısmı dikkate alınacak olup sermayenin nakit olarak karşılanmayan kısmı için indirim uygulamasından yararlanılamayacağı tabiidir.
Bununla birlikte;
- Sermaye şirketlerine nakit dışındaki varlık devirlerinden kaynaklanan sermaye artışları,
- Sermaye şirketlerinin birleşme, devir ve bölünme işlemlerine taraf olmalarından kaynaklanan sermaye artışları,
- Bilançoda yer alan öz sermaye kalemlerinin sermayeye eklenmesinden kaynaklanan sermaye artışları,
- Ortaklarca veya Kurumlar Vergisi Kanununun 12 nci maddesi kapsamında ortaklarla ilişkili olan kişilerce kredi kullanılmak veya borç alınmak suretiyle gerçekleştirilen sermaye artışları,
- Şirkete nakdi sermaye dışında hisse senedi, tahvil veya bono gibi kıymetlerin konulması suretiyle gerçekleştirilen sermaye artışları,
- Bilanço içi kalemlerin birbiri içinde mahsubu şeklinde gerçekleştirilen sermaye artışları,
indirim tutarının hesaplamasında dikkate alınmayacaktır."
denilmiştir.
1 Seri no’lu kurumlar vergisi genel tebliğinde Bilanço içi kalemlerin birbiri içinde mahsubu şeklinde gerçekleştirilen sermaye artışları, faiz indirimi uygulamasından yararlanılamayacağı ifade edilmiştir.
Fakat ortaklara ödenen tutarların tekrar şirkete sermaye olarak konulması ile ilgili bir açıklama olmayıp aynı zamanda şirketin borcunu ödeyerek 331-ortaklara borçlar hesabının kapatılması sonrası sermaye artışı yapılması ve bu artışın nakit sermaye artışı olarak kabul edilmesi en tabii bir olayken Mali İdare ve daha kötüsü Yargıda Mali İdare gibi düşünmektedir.
Konuyu en net anlatan 47285862-125[10-2017/12]-4307 sayılı Kahramanmaraş Vergi Dairesi Başkanlığı’nın vermiş olduğu özelgede
‘’Bu hüküm ve açıklamalara göre, bilanço içi kalemlerin sermayeye eklenmesi suretiyle gerçekleştirilen nakdi sermaye artırımları dolayısıyla Kurumlar Vergisi Kanununun 10 uncu maddesinin birinci fıkrasının (ı) bendinde düzenlenen indirim uygulamasından faydalanılamayacağından, "331-Ortaklara Borçlar" hesabında takip edilen şirket borcunun ortağınıza geri ödenmesi ve ödenen bu tutarın ortağınız tarafından sermaye artırımı dolayısıyla kendisine isabet eden taahhüdün yerine getirilmesinde kullanılması halinde, bu tutarla sınırlı olmak üzere Kurumlar Vergisi Kanununun 10 uncu maddesinin birinci fıkrasının (ı) bendinde düzenlenen indirim uygulamasından faydalanmanız mümkün bulunmamaktadır.’’
Denilmiştir.
Yargı kararları da bu yönde olup en yeni Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunun kararında da bu yöndedir. Kurulun 23.10.2024tarih ve E:2023/1181 K:2024/937 sayılı kararında
‘’Diğer bir ifadeyle, şirkete nakdi sermaye taahhünde bulunarak borçlanan ortağın bu borcunun şirketteki vadesi gelmiş alacağı ile takas etmesi durumunda sermaye artışına konu tutarın takas yoluyla nakden ödendiğinin kabul edilmesi gerekecektir.’’
‘’Sonuç olarak, şirketin ortağına olan borcunu ödemesinin ardından ortağın tahsil ettiği bu tutar ile nakdi sermaye taahhüdünü yerine getirmesi üzerine şirketin gerçekleştireceği nakdi sermaye artışı ile uyuşmazlık konusu olayda olduğu gibi şirket ortağının alacağı mahsup edilmek suretiyle gerçekleştirilen sermaye artışı arasında herhangi bir fark bulunmamaktadır.’’
Denilerek nakit sermaye artış indiriminin uygulanması daha da zorlaşmış ve daha da uygulanamaz hale gelmiştir. Burada ortak şirketten alacaklarını aldığı bir dönemde sermaye artırımı ihtiyacı hasıl olduğunda sermaye artırımı yapan ortağın sermaye için koyduğu nakdin kaynağı sorgulanmalı ve bazen bunu net bir şekilde belirlemek mümkün olmamaktadır. Ortak şirketten aldığı parayı mı koydu yoksa başka kaynaklardan temin ettiği parayı mı koydu tartışması baş gösterecek olup ve belki de ıspatı asla mümkün olmayan durumlar zuhur edecektir.
Oysaki şirketten alacağını almış olan ortak şahsi parasını istediği şekilde harcama iradesi göstermek yerine bunu tekrar şirketine getirmesi kanunun ‘’Sermaye şirketlerinin sermaye yapılarının güçlendirilmesi amacıyla getirilen bu düzenleme’’ amacına uygun olup faiz indiriminden yararlanmalıdır diye düşünüyorum.
Mali idare konuyu bu kadar dar bir alana sıkıştırırsa sermaye artışı sonucu şirket hesaplarındaki bu paralarla belli hesapların kapatılmasına da razı olmayacaktır diye düşünmek istemiyorum.
KAYNAKÇA
5520 Sayılı Kurumlar vergisi kanunu
1 Seri No’lu Kurumlar Vergisi Genel tebliği
27.01.2020 tarih ve 47285862-125[10-2017/12]-4307 sayılı özelge
13.08.2025
Kaynak: www.MuhasebeTR.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.
>> YILIN KAMPANYASI: Muhasebecilere Özel Web Sitesi 1.249 TL + KDV Ayrıntılar için tıklayın.