Uzun yıllar boyunca Türkiye’de sosyal güvenlik sisteminin en büyük eşitsizliklerinden biri, Bağ-Kur’lu (4/b statüsündeki) sigortalıların hak yoksunluğuydu. Bir işveren veya kamu çalışanı kısa süreli bir rahatsızlık yaşadığında Sosyal Güvenlik Kurumu’ndan geçici iş göremezlik ödeneği alabilirken, kendi işinin patronu olan Bağ-Kur’lu esnaf ve çiftçiler, rapor alsalar dahi “gelirsiz” bırakılıyorlardı. Dahası, iş kazası geçirip meslekte kazanma gücünü kaybeden bir Bağ-Kur’luya, bırakın geçici ödeneği, malullük veya sürekli iş göremezlik maaşı da bağlanmıyordu. Ancak bu adaletsizlik, 2008 yılında yürürlüğe giren 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ile sona erdi.
Geçici İş Göremezlik Ödeneği Artık Bağ-Kur’lulara da Var
5510 sayılı yasa ile birlikte, hastalanan, doğum yapan ya da iş kazası geçiren bir Bağ-Kur’lu da artık raporlu olduğu dönemde SGK’dan geçici iş göremezlik ödeneği alabiliyor. Bu ödenekten faydalanabilmek için bazı şartlar bulunuyor:
Bugün artık bir kadın esnaf doğum yaptığı için çalışamaz hale geldiğinde veya bir çiftçi iş kazası geçirip rapor aldığında, SGK onlara da tıpkı bir işçiye sağladığı gibi ekonomik destek sağlıyor. Bu, Bağ-Kur’lular için oldukça tarihi bir kazanım.
İş Kazası Sonrası Malullük Aylığı: Emeğin Güvencesi
Bir diğer önemli düzenleme ise iş kazası veya meslek hastalığı sonucu çalışma gücünü kaybeden Bağ-Kur’lulara malullük aylığı bağlanabilmesidir. Önceki sistemde, Bağ-Kur’lunun emekli olabilmesi için çok daha katı şartları yerine getirmesi gerekiyordu. Ancak 5510 sayılı yasa ile birlikte, %60 oranında meslekte kazanma gücünü kaybettiği tespit edilen sigortalılar, gerekli prim gün sayısını tamamlamaları şartıyla malulen emekliliğe hak kazanabiliyor.
Hatta iş kazası nedeniyle meslekte kazanma gücünü %10’un üzerinde kaybeden kişilere dahi, sürekli iş göremezlik geliri bağlanabiliyor. Bu, iş kazalarının Bağ-Kur’lular üzerindeki yıkıcı etkisini azaltmada hayati öneme sahip.
Elbette birçok Bağ-Kur’lu, bu haklardan geç haberdar olmakta veya prim borcu nedeniyle ödenekten faydalanamamaktadır. Özellikle tarımda çalışan milyonlarca kişinin düzenli prim ödeme kapasitesi sınırlı olduğundan, bu kazanımlar tam anlamıyla toplumsal faydaya dönüşememektedir. Ancak yine de, Bağ-Kur’lunun alın terine devletin verdiği değeri gösteren bu yasal düzenlemeler, sosyal güvenlik sistemimizdeki önemli bir eşitsizliğin giderildiğini göstermektedir.
Bir işçi gibi çalışan ama bir işveren gibi sorumluluk taşıyan Bağ-Kur’lunun sosyal güvenceye kavuşması, sadece bireysel bir hak değil, aynı zamanda sosyal adaletin bir gereğidir.
5510 sayılı Kanun ile Bağ-Kur’lulara tanıdığı bu haklar açısından sosyal devletin temel bir gereğini yerine getirmiştir. Artık kendi işini yapan yurttaş da hastalandığında ya da kaza geçirdiğinde, devletten destek alabileceklerini hatırlatmak istedik.
16.05.2025
Kaynak: www.MuhasebeTR.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.
>> YILIN KAMPANYASI: Muhasebecilere Özel Web Sitesi 1.249 TL + KDV Ayrıntılar için tıklayın.