Mehmet Ali Özsoy
Muhterem okurlar, 02.08.2024 tarih ve 32620 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 28/7/2024 tarihli ve 7524 sayılı Kanunun 37 nci maddesiyle; 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’na 36 ncı maddesinden sonra gelmek üzere Beşinci Kısım olarak “Yerel ve Küresel Asgari Tamamlayıcı Kurumlar Vergisi ve Geçici Maddeler” başlıklı bölüm eklenmek suretiyle Yerel ve Küresel Asgari Tamamlayıcı Kurumlar Vergisi müessesesi getirilmiştir.
Yerel ve Küresel Asgari Tamamlayıcı Kurumlar Vergisi uygulaması 2024 yılı ve izleyen vergilendirme dönemlerinde elde edilen kazançlara, özel hesap dönemine tabi olan kurumların ise 2024 takvim yılında başlayan özel hesap dönemi ve izleyen vergilendirme dönemlerinde elde edilen kazançlarına uygulanmak üzere yayım tarihi olan 02.08.2024 tarihinde yürürlüğe girmiş bulunmaktadır.
Küresel Asgari Tamamlayıcı Kurumlar Vergisinin oranı %15’tir. Küresel asgari tamamlayıcı kurumlar vergisi, küresel asgari tamamlayıcı kurumlar vergisi matrahı üzerinden hesaplanır. Küresel asgari tamamlayıcı kurumlar vergisi matrahı ise net ülkesel bazlı kazanç toplamından; o ülkede bulunan bağlı işletmelerin çalışanlarının yıllık toplam brüt ücretlerinin %5’i ile maddi duran varlıklarının net defter değerinin %5’inin indirilmesi suretiyle tespit olunacaktır.
Bir ülke için küresel asgari tamamlayıcı kurumlar vergisi, küresel asgari tamamlayıcı kurumlar vergisi oranının, küresel asgari tamamlayıcı kurumlar vergisi matrahına uygulanması suretiyle tespit edilir. Şu kadar ki, ilgili ülkeye ilişkin hesaplanan küresel asgari tamamlayıcı kurumlar vergisine varsa; ek cari dönem asgari tamamlayıcı kurumlar vergisi ilave edilecek, nitelikli yerel asgari tamamlayıcı kurumlar vergisi ise bu vergiden indirilecektir.
Küresel ekonomide çok uluslu işletmelerin faaliyetlerini farklı ülkelerde sürdürmeleri, ulusal vergi sistemleri arasında ortaya çıkan farklılıklardan yararlanarak kârlarını düşük vergili ülkelere aktarmalarına imkân tanımıştır. Bu durum, özellikle 2000’li yılların başından itibaren OECD ve G20’nin Matrah Aşındırma ve Kâr Aktarımı (BEPS – Base Erosion and Profit Shifting) projesini gündeme getirmiştir. BEPS projesi kapsamında geliştirilen Kapsayıcı Çerçeve (Inclusive Framework), 2021 yılında 130’dan fazla ülkenin katılımıyla Küresel Asgari Vergi (Global Minimum Tax) uygulamasını (Pillar Two) kabul etmiştir.
Bu çerçevede her ülke, kendi iç hukukunda çok uluslu işletmelerin en az %15 oranında vergilendirilmesini sağlayacak düzenlemeleri yapmayı taahhüt etmiştir. Türkiye de bu süreçte 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’na eklenen “Yerel ve Küresel Asgari Tamamlayıcı Kurumlar Vergisi” (YATKV ve KATKV) hükümleriyle OECD modeline uyum sağlamıştır.
2 Ağustos 2024 tarihinde yürürlüğe giren bu düzenleme, çok uluslu işletmelerin düşük vergili ülkelere kâr aktarmasını önlemek, aynı zamanda Türk vergi sisteminin uluslararası yatırım çekiciliğini korumak amacıyla kaleme alınmıştır. Tebliğ taslağı ise, uygulamanın teknik esaslarını, muafiyetleri, matrah tespit yöntemlerini ve bildirim yükümlülüklerini ayrıntılı olarak açıklamaktadır.
Yerel ve Küresel Asgari Tamamlayıcı Kurumlar Vergisi, 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’na eklenen Ek 2, 3, 4, 5 ve 6. maddeler ile bu maddelere ilişkin Uygulama Genel Tebliği Taslağına dayanmaktadır.
Bu düzenlemelerin temel amacı, OECD’nin Model Kuralları (Model Rules) ve Yorumlarına paralel biçimde, Türkiye’deki çok uluslu işletme gruplarının kazançlarının, %15’in altında bir vergi yüküyle kalmamasını sağlamaktır.
Tebliğde tanımlanan bazı temel kavramlar:
Bu sistem, Türkiye açısından iki yönlü etki yaratmaktadır:
1. Verginin Konusu
Yerel ve Küresel Asgari Tamamlayıcı Kurumlar Vergisi (ATV), çok uluslu işletme gruplarının düşük vergili ülkelerde elde ettikleri kazançların en az %15 oranında vergilendirilmesini temin eden yeni bir kurumlar vergisi türüdür. Verginin temel mantığı, bir grubun küresel ölçekte faaliyet gösterdiği her ülke bazında, fiilî kurumlar vergisi yükü %15’in altında kaldığında, aradaki farkın “tamamlayıcı vergi” olarak eklenmesidir.
5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’na eklenen Ek 2. madde, bu verginin konusunu açıkça tanımlar:
“Nihai ana işletmesinin konsolide finansal tablosundaki yıllık konsolide hasılat tutarları, gelirin raporlandığı hesap döneminden önceki dört hesap döneminin en az ikisinde 750 milyon Avro karşılığı Türk lirası sınırını geçen çok uluslu işletme grubunun bağlı işletmelerinin ilgili hesap dönemindeki kazançları, yerel ve küresel asgari tamamlayıcı kurumlar vergisine tabidir.”
Dolayısıyla bu vergi, yalnızca belirli büyüklüğün üzerindeki işletme gruplarına uygulanmakta olup, küçük ve orta ölçekli işletmeler (KOBİ’ler) kapsam dışında bırakılmıştır.
2. Kapsama Giren Mükellefler
Tebliğin 2. maddesine göre, kapsama giren mükellefler üç ana kategoride sınıflandırılmaktadır:
Bu kapsam belirlemesi, OECD Model Kurallarının (Model Rules, 2021) Madde 1.1 – Scope of the GloBE Rules düzenlemesiyle büyük ölçüde paraleldir.
3. Konsolide Hasılat Sınırı (750 Milyon Avro Eşiği)
Verginin uygulanıp uygulanmayacağını belirleyen temel kriter, grubun konsolide hasılat tutarıdır. Hasılat sınırının karşılanıp karşılanmadığı, grubun nihai ana işletmesinin finansal tablolarında raporlanan gelirler esas alınarak belirlenir.
Tebliğe göre:
Örneğin, 2023 yılı Aralık ayı ortalama Avro kuru 32,00 TL ise, 2024 yılı için eşik tutar 24 milyar TL olacaktır.
Bu sistemle amaçlanan, yalnızca uluslararası ölçekte faaliyet gösteren, yüksek cirolu işletme gruplarının vergi taban kaydırma davranışlarını kontrol altına almaktır.
4. Hesap Dönemi ve Konsolidasyon İlkesi
Verginin hesap dönemi, nihai ana işletmenin konsolide finansal tablolarında esas alınan dönemdir. Bağlı işletmelerin kendi özel hesap dönemleri olsa bile, küresel ATV açısından ana işletmenin hesap dönemine uyumlu değerlendirme yapılır.
Örneğin, Türkiye’de nihai ana işletmesi 1 Ocak–31 Aralık hesap dönemi kullanan bir grubun Belçika’daki bağlı işletmesi 1 Aralık–30 Kasım özel hesap dönemi kullanıyorsa, Türkiye, Belçika’daki işletmenin 1/12/2023–30/11/2024 dönemini 2024 hesap dönemi sayarak ATV hesaplamasına dâhil eder.
Bu yöntem, küresel finansal raporlama standartlarıyla uyum sağlamakta ve TFRS/UFRS temelli muhasebe konsolidasyonuna paralellik göstermektedir.
1. Muaf İşletmeler
Kurumlar Vergisi Kanunu’nun Ek 3. maddesi ve Tebliğin 3. bölümünde, asgari tamamlayıcı kurumlar vergisinden muaf tutulan işletmeler ayrıntılı olarak sayılmıştır. Bunlar:
a) Kamu kurum ve kuruluşları ile uluslararası kuruluşlar,
b) Kâr amacı gütmeyen kuruluşlar,
c) Emeklilik yatırım fonları,
ç) Nihai ana işletme niteliğinde olan yatırım fonları,
d) Nihai ana işletme niteliğinde gayrimenkul yatırım fonları veya araçları.
Bu muafiyetlerin temel gerekçesi, söz konusu kurumların ticari amaç gütmemesi veya kamu yararına faaliyet göstermesidir. Dolayısıyla OECD Model Kuralları’nda da aynı şekilde “Excluded Entities” başlığı altında yer alır.
Muaf işletme olmanın üç önemli sonucu vardır:
Örneğin, tamamen kamuya ait bir emeklilik fonu, bağlı işletmeler aracılığıyla yatırım yapıyor olsa dahi, asgari kurumlar vergisi kapsamı dışında kalır. Ancak aynı fon, ticari iştiraklerini %95’ten az oranda kontrol ediyorsa, bu iştirakler için muafiyet geçerli olmayabilir.
2. Muafiyet Kriterleri: Mülkiyet, Faaliyet ve Kazanç
Tebliğin 3.2. bölümünde, muafiyetin yalnızca kurumun niteliğine göre değil, faaliyet biçimi ve mülkiyet oranı kriterlerine göre de değerlendirileceği belirtilmiştir.
a) Mülkiyet Payı Kriteri
Bir işletmenin değeri en az %95 oranında bir muaf işletmeye aitse, o işletme de muaf sayılır. Bu oran, doğrudan veya dolaylı sahiplik yoluyla hesaplanabilir.
Örneğin, bir kamu kurumu A işletmesinin %100’üne, A ise B işletmesinin %95’ine sahipse, B işletmesi muaf kabul edilir. Ancak oran %90,25’e düşerse (örneğin A’nın B’de %95 payı varsa), muafiyet kaybedilir.
b) Faaliyet Kriteri
İşletmenin faaliyetinin münhasıran muaf işletme yararına varlık bulundurmak veya fona yatırım yapmak olması gerekir. Dolayısıyla ticari faaliyet veya hizmet üretimi söz konusuysa, bu istisnadan yararlanılamaz.
c) Kazanç Kriteri
Muafiyet için, işletmenin kazancının tamamına yakınının istisna kâr paylarından veya sermaye kazançlarından oluşması gerekir. Örneğin bir emeklilik fonunun portföy kazancı %90 oranında kâr payı ise, kalan küçük faiz gelirleri muafiyeti bozmaz.
3. Muafiyetten Vazgeçme
Kanunun Ek 3/4. maddesi, muaf işletmelere kendi talepleriyle muafiyet hükümlerinden vazgeçme imkânı tanımaktadır. Bu durumda işletme, beş hesap dönemi boyunca asgari kurumlar vergisi yükümlüsü olur.
Bu uygulama özellikle yatırım fonları için önemlidir; bazı fonlar, uluslararası yatırımcılarına “vergi şeffaflığı” gösterebilmek amacıyla bu seçimi yapabilir.
Değerlendirme
Türkiye’de YATKV ve KATKV sisteminin kapsam ve muafiyet hükümleri, OECD’nin GloBE Model Kurallarına büyük ölçüde paraleldir. Ancak Türk mevzuatında “yerel asgari vergi” kavramının ayrı olarak tanımlanması, Türkiye’yi benzer düzenlemeler yapan ülkelerden (örneğin Almanya, Fransa, Japonya) farklılaştırmaktadır.
Bu sistemin uygulamaya girmesiyle birlikte:
1. Genel Esas
Küresel Asgari Tamamlayıcı Kurumlar Vergisi (ATV), ülke bazında fiilî vergi yükü ile asgari vergi oranı (%15) arasındaki fark üzerinden hesaplanır.
Bu fark, her ülke için ayrı ayrı tespit edilir ve vergi oranı düşük kalan ülkelerdeki kazançlara tamamlayıcı vergi uygulanır.
Formül olarak:
Küresel ATV Tutarı = (Asgari Vergi Oranı %15 – Ülkesel Fiilî Vergi Yükü) × Düzeltmeler Sonrası Net Kazanç
Tebliğin 1/67. maddesine göre ülkesel bazlı vergi yükü,
“Bir ülkedeki bağlı işletmelerin düzeltilmiş kapsanan vergilerinin toplamının, aynı ülkedeki ülkesel bazlı kazanç toplamına bölünmesiyle”
hesaplanır.
Buna göre, bir ülke düzeyinde %15’in altında kalan efektif oran, “düşük vergilendirilmiş ülke” olarak kabul edilir.
2. Küresel ATV Matrahı
Tebliğin 1/49. maddesinde “küresel ATV matrahı”,
“Net ülkesel bazlı kazanç toplamından, o ülkede bulunan bağlı işletmelerin çalışanlarının yıllık toplam brüt ücretlerinin %5’i ile maddi duran varlıklarının net defter değerinin %5’inin indirilmesi suretiyle tespit olunan kazanç”
olarak tanımlanmıştır.
Bu indirim, OECD’nin “Substance-based Income Exclusion (REF Kazanç İndirimi)” ilkesine dayanmaktadır. Amaç, reel ekonomik faaliyetlerden elde edilen kazançların asgari vergiye konu edilmemesidir.
REF Kazanç İndirimi Örneği:
Bir grubun Türkiye’deki bağlı işletmesinin ülkesel bazlı kazancı 100 milyon TL, brüt ücretleri 40 milyon TL, maddi duran varlıkları 60 milyon TL’dir.
REF indirimi = (40 milyon × %5) + (60 milyon × %5) = 5 milyon TL
Küresel ATV matrahı = 100 milyon – 5 milyon = 95 milyon TL
3. Düşük Vergilendirilmiş İşletme ve Ülke Tespiti
Bir ülke “düşük vergili” sayılabilmek için, o ülkedeki fiilî vergi yükü %15’in altında olmalıdır. Bu yük, ilgili ülkenin vergi mevzuatında yer alan kurumlar vergisi oranına göre değil, tahakkuk eden ve ödenen vergiler esas alınarak hesaplanır.
Tebliğ, kapsanan vergilerden hariç tutulan bazı kalemleri (örneğin iade edilebilir vergiler, niteliksiz isnat vergileri, para cezaları) açıkça belirtmiştir.
Bu hesaplama sonucunda:
4. Düzeltilmiş Kapsanan Vergiler
OECD Model Kurallarında (Madde 4.1) olduğu gibi, Türkiye Tebliği de vergi hesaplamalarında düzeltilmiş kapsanan vergiler (Adjusted Covered Taxes) kavramını benimsemiştir.
Buna göre;
Bu kavramın amacı, muhasebe kârı ile vergi matrahı arasındaki geçici farkların (örneğin amortisman, karşılık, ertelenmiş vergi farkı) vergi oranı tespitinde yanlış sonuca yol açmamasını sağlamaktır.
5. Asgari Kurumlar Vergisi Oranı
Asgari oran %15 olarak belirlenmiştir (Tebliğ md. 1/1). Bu oran OECD/G20 küresel uzlaşmasının sonucudur. Ancak Türkiye, OECD’nin 2023 tarihli yorum metnine paralel olarak, ileride bu oranın değiştirilebilir olduğunu da Tebliğ’de belirtmiştir.
Türkiye açısından bu oran:
6. Yerel Asgari Tamamlayıcı Vergi (YATKV)
Türkiye’nin OECD uygulamasına ek olarak geliştirdiği bir modeldir.
Amaç, Türkiye’deki çok uluslu grupların kazançlarının yurt dışındaki bağlı işletmelerine aktarılması hâlinde bile Türkiye’nin bu kazançlardan ek vergi alabilmesidir.
YATKV, yalnızca Türkiye’de yerleşik nihai ana işletmelere uygulanır.
Bu durumda Türkiye, OECD Model Kurallarındaki IIR uygulamasına karşılık yerel düzeyde “tamamlayıcı” bir vergi mekanizması kurmuştur.
1. IIR’nin İşlevi
IIR (Income Inclusion Rule), küresel asgari verginin çekirdek mekanizmasıdır.
Bir grubun ana işletmesi, düşük vergilendirilen bağlı işletmelerin kazançlarını kendi kazancına dâhil ederek ilave vergi öder.
Örneğin:
Türkiye’deki Tebliğe göre, IIR’nin Türkiye’de uygulanması iki durumda mümkündür:
Bu sistem, çifte vergilendirmeyi önlemek için ülkeler arası sıralama (top-down approach) ilkesiyle çalışır.
2. UTPR’nin Rolü
UTPR (Undertaxed Payment Rule), IIR’nin uygulanamadığı hallerde devreye giren ikinci mekanizmadır. Eğer düşük vergilendirilmiş kazançlara ilişkin IIR ödemesi hiçbir ülkede yapılmamışsa, bu kazanç grubun diğer üyeleri üzerinden orantılı biçimde vergilendirilir.
Türkiye Tebliği’nde, nitelikli UTPR kavramı OECD Model Kurallarına tam uyumlu olarak düzenlenmiştir (Tebliğ md. 1/56). Bu kuralın amacı, hiçbir ülkenin vergi boşluğu yaratmamasıdır. Yani düşük vergili kazanç nerede elde edilirse edilsin, mutlaka bir ülkede ek vergi doğacaktır.
3. Uygulamada IIR ve UTPR’nin Etkileşimi
Tebliğ, OECD’nin “Safe Harbour” ilkelerine paralel şekilde, öncelikle IIR, ardından UTPR uygulanacağını hükme bağlamaktadır.
Böylece aynı kazanç için iki ülkede eşzamanlı vergi tahsil edilmesi (çifte vergileme) önlenmektedir.
1. Küresel ATV Bilgi Beyannamesi (GloBE Information Return)
Tebliğin 1/47. maddesi uyarınca, her çok uluslu işletme grubu, yıllık olarak “Küresel ATV Bilgi Beyannamesi” düzenlemek zorundadır.
Bu beyanname, OECD tarafından belirlenen standart forma (XML formatında GloBE Information Return) uygun şekilde hazırlanır.
Beyanname;
Türkiye’de bu beyannamenin elektronik ortamda Gelir İdaresi Başkanlığı’na gönderilmesi öngörülmektedir.
2. Beyan Yükümlülüğü ve Süresi
Beyanname, ilgili hesap döneminin bitimini izleyen 12 ay içinde verilecektir.
Beyan yükümlülüğü, grup adına belirlenmiş olan “küresel ATV bilgi beyannamesi vermekle yetkili bağlı işletme” tarafından yerine getirilir (Tebliğ md. 1/48).
Ancak, Türkiye’de bulunan bir bağlı işletmenin yabancı bir grubun parçası olması hâlinde,
Bu düzenleme, bilgi alışverişinin etkin olmadığı ülkelerde vergi şeffaflığını sağlamak için getirilmiştir.
3. Beş Yıllık Seçim
Tebliğ, “beş yıllık seçim (five-year election)” uygulamasına da yer vermiştir (md. 1/9). Bu seçim, mükelleflerin bazı hesaplama yöntemlerini (örneğin REF indirimi, vergi düzeltmeleri) beş yıl süreyle sabitlemesine imkân verir. Seçim iptal edilirse, dört yıl boyunca yeniden yapılamaz.
Bu sistem, hem istikrar hem de vergi planlamasında öngörülebilirlik sağlar.
Türkiye’nin 2024 yılında yürürlüğe koyduğu Yerel ve Küresel Asgari Tamamlayıcı Kurumlar Vergisi sistemi, hem uluslararası uyum hem de vergi tabanının korunması açısından önemli bir dönüm noktasıdır.
Bu sistemle:
Uygulamada mali müşavirlerin özellikle dikkat etmesi gereken noktalar:
Bu yönleriyle Yerel ve Küresel Asgari Tamamlayıcı Kurumlar Vergisi, yalnız bir “ek vergi” değil, aynı zamanda uluslararası vergi yönetimi paradigmasının Türkiye’ye uyarlanmış versiyonudur.
Kaynakça (Seçme)
11.11.2025
Kaynak: www.MuhasebeTR.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.
>> YILIN KAMPANYASI: Muhasebecilere Özel Web Sitesi 1.279 TL + KDV Ayrıntılar için tıklayın.