| 
			  
			MUHASEBECİ VE 
			DENETÇİLERİN DÖNEM SONU İŞLEMLERİNDE DİKKAT ETMELERİ GEREKEN İŞLEMLER 
			Tarih: 
			28.11.2007 
			 
			1- GİRİŞ 
			  
			Genel muhasebe öğretide 
			dönem içi işlemleri ve dönem sonu işlemleri olarak ikiye ayrılmaktadır. 
			Dönem sonu işlemleri envanter ve değerleme işlemleri olarak ta anılmaktadır. 
			Çalışmamızda, uzun yıllardır bir çok işletmenin dönem sonu işlemlerinin 
			incelenmesi sırasında edindiğimiz tecrübeler ve yaptığımız tespitler 
			doğrultusunda, uygulamaya dönük pratikte yapılması gerekenlere ve 
			önerilerimize yer vereceğiz. 
			  
			 
			Çalışmamızda, tekdüzen 
			hesap planında yer alan tüm hesapların ve dönem sonu işlemlerinin ayrı ayrı 
			incelenmesi değil 
			(ki, bilindiği üzere böyle bir çalışma başlı başına bir kitap kapsamında 
			ele alınacak kadar geniş mevzuudur), tamamıyla uygulamaya dönük bazı 
			hesap ve işlemler konusunda tespit, öneri ve düşüncelerimiz ile 
			uygulayıcılar açısından dikkat edilmesi gereken konular açıklanacaktır.    
			  
			 
			2- KASA HESABI VE ORTAKLAR 
			CARİ HESABINDA ADAT YÖNTEMİYLE FAİZ HESAPLANMASI 
			  
			Dönem sonu işlemleri 
			aşamasında ve tabii ki dolayısıyla vergiye tabi kazancın tespiti 
			işlemlerinde özellikle kasa hesabına ve ortaklar cari hesabına dikkat 
			edilmelidir. 
			  
			İşletmelerin mali 
			işlemlerinin vergisel açıdan denetlenmesinde, özellikle kasa hesabı 
			hareketleri ile kasada tutulan paranın miktarı ve işletmenin ilişkili olduğu 
			kişiler ve işletmelerle olan cari hesap hareketleri ile para transferleri 
			özellikle incelenmekte ve bu işlemlerde işletme kaynaklarının kayıt dışı bir 
			ortamda değerlendirildiği ya da kayıtlı olsa dahi emsaline nazaran düşük bir 
			fiyat veya faizden değerlendirildiği, kullandırıldığı..v.b. durumlar tespit 
			edilirse, söz konusu kaybın işletme kayıtlarına gelir olarak intikalinin 
			sağlanması ve bu yolla vergi matrahına dahil edilerek, vergi kaybının 
			telafisi edilmesinde uygulanan bir yöntemdir adat yöntemiyle faiz 
			hesabı. 
			  
			 
			2.1- Kasa 
			Hesabı 
			  
			Ticari hayatın 
			bir gerçeği de, hiçbir işletmenin elinde atıl fon tutmayacağıdır. Gerçekten 
			ticari ilişkileri içerisinde, tabiri caiz ise bir kuruşunun dahi hesabını 
			yapan basiretli bir tüccar, kasasında asla normal ihtiyacı dışında bir 
			meblağ tutmayacak ve bu nakit fazlasını mutlaka çeşitli finansal araçlar 
			vasıtasıyla değerlendirecektir. 
			  
			Uygulamada bir 
			çok küçük ve orta ölçekli işletmenin kasa hesabının günlük olağan 
			ihtiyaçlarının üzerinde olduğu görülebilecektir. Buradaki vergisel yaklaşım; 
			kasada fiilen yer almayan meblağın işletme sahipleri tarafından 
			işletmeden çekildiği ve kendi şahsi inisiyatiflerinde ve şahsi ihtiyaçları 
			için kullanıldığı şeklinde olacaktır. 
			  
			 
			Önerimiz; 
			kasanızın bilfiil alabileceğinden daha fazla bir nakdi asla hesaplarınızda 
			tutmayın(!)  
			Elbette bu 
			olaya mizahi bir yaklaşımdır. Olması gereken işletmenin olağan ihtiyaçları 
			kadar nakdin işletme kasasında bulunması ve nakit fazlasının banka 
			hesaplarında yer almasıdır. 
			  
			Bilindiği gibi 
			Maliye Bakanlığı tarafından getirilen nakit hareketlerinde tevsik  
			(nakit hareketlerinin banka havalesi veya çek, PTT veya özel finans 
			kurumları vasıtasıyla ödenerek belgelenmesi) zorunluluğu sonrası  
			işletmeler, eskiden olduğu gibi sadece tahsilat veya tediye makbuzu (işletme 
			içinde düzenlenen ve işletmede kalan evraklardır bunlar ve genel kabul 
			görmüş denetim standartları açısından itibar edilmesi, kanıt nitelikleri en 
			az olan evraklar işletme içinde düzenlenen ve işletmede kalan evraklardır) 
			düzenleyerek, kendi inisiyatiflerinde oldukça yüksek tutarlı kasa nakit 
			hareketlerini aslında gerçekleşmediği halde gerçekleşmiş gibi 
			gösterememektedirler. 
			  
			Bu kısıtlama 
			bazı işletmelerin yüksek tutarlı kasa bakiyelerinin de fiktif bir şekilde 
			azaltılması yolunu engellemiştir. Eskiden herhangi bir işletme yüksek 
			tutarlı kasa bakiyesini ortağa ödeme şeklinde gösterebilmekte ve azaltmakta 
			ya da tam tersini, kasa hesabında kayıt dışı işlemler nedeniyle oluşan ters 
			bakiye durumlarını ortaktan tahsilat şeklinde aslında olmayan işlemleri 
			kaydederek düzeltebilmekteydi. Bu açıdan bakılınca tevsik zorunluluğu 
			uygulaması çok isabetli bir düzenleme olmuştur ve bizce 8.000 YTL’lik üst 
			sınır daha aşağıya indirilmelidir. 
			  
			 
			2.1.1- Kasa 
			Hesabına Adat Yöntemiyle Faiz Hesabı 
			  
			Bu noktada 
			adat kavramını açıklamak istiyoruz. Adat finansal literatürde (gün 
			x kredi tutarı) şeklinde açıklanabilmektedir. Dolayısıyla 
			bilindiği üzere klasik günlük faiz hesabı ise (gün x kredi tutarı x faiz 
			oranı) / 36.000 şeklinde olmaktadır. Vergisel açıdan yapılacak adat 
			yöntemiyle faiz hesabında buradaki kredi tutarı; kasa hesabı açısından 
			ticari hayatın gerekleri, işletme olağan nakit çıkışları üzerinde  olduğu ve 
			işletmenin gelir hanesine girmeyen bir şekilde, işletme kayıtları dışında 
			değerlendirildiği kabul edilen tutardır. 
			  
			Ancak dikkat 
			edilecek husus, kasa hesabı bakiyesinin tamamı faiz hesabında dikkate 
			alınmayacak, normal olarak kabul edilebilecek azami kasa tutarı (azami 
			bakiye) tespit edilecek ve asgari tutarın üzerinde kalan bakiyeler faiz 
			hesabında dikkat alınacaktır.  
			  
			Aşağıda örnek 
			bir kasa adat faizi hesabı çalışmasına yer verilmiştir. İşletmenin örnek 
			olarak ocak 2006 dönemi kasa hareketleri listelenmiştir. İşletmenin olağan 
			kasa çıkışları dikkate alınarak bu işletmenin azami kasa bakiyesinin (kasada 
			bulundurması gereken, günlük nakit ihtiyacını karşılayacak maksimum nakit 
			tutarı)  5.000 YTL olması gerektiğine karar verilmiştir. Bu belirleme için 
			standart bir ölçüt yoktur. Kasa çıkışlarına göre (tabii tevsik zorunluluğuna 
			uygun bir şekilde) günlük kasa ödemeleri 20.000 YTL civarında seyreden bir 
			işletme içinde bu azami bakiye 20.000 YTL olabilecektir. Burada denetçinin 
			şahsi kanaati ön plana çıkmaktadır. Sonuçta bu tutarın az tespit edilmesi 
			kasa fazlası olarak tespit edilecek tutarı arttıracağından daha fazla bir 
			faiz hesabını gündeme getirecektir. 
			  
			Örnek olarak 
			hesaplama mantığını izah etmek açısından sadece bir ay verilmiştir. Ancak bu 
			gibi durumlarda hesaplama 3, 6, 9 veya 12 aylık dönemler şeklinde 
			yapılmaktadır.   
			  
			  
			
				
					
						| 
						   
						 | 
						
						   
						 | 
						
						   
						 | 
						
						   
						 | 
						
						  
						AZAMİ 
						 | 
						
						  
						KASA 
						 | 
						
						   
						 | 
						
						   
						 | 
					 
					
						| 
						  
						TARİH 
						 | 
						
						  
						 
						GİRİŞLER 
						 | 
						
						  
						 
						ÇIKIŞLAR 
						 | 
						
						  
						BAKİYE 
						 | 
						
						  
						BAKİYE 
						 | 
						
						  
						 
						FAZLASI 
						 | 
						
						  
						GÜN 
						 | 
						
						  
						FAİZ 
						(%10) 
						 | 
					 
					
						| 
						 2005 
						Devir 
						 | 
						
						   
						 | 
						
						   
						 | 
						
						     
						125.000      
						 | 
						
						   
						 | 
						
						   
						 | 
						
						   
						 | 
						
						   
						 | 
					 
					
						| 
						  
						02.01.2006 
						 | 
						
						     
						5.000     
						 | 
						
						       
						3.000     
						 | 
						
						     
						127.000      
						 | 
						
						     
						5.000      
						 | 
						
						     
						122.000     
						 | 
						
						     
						1     
						 | 
						
						 33,89 
						 | 
					 
					
						| 
						  
						03.01.2006 
						 | 
						
						     
						8.000     
						 | 
						
						       
						7.000     
						 | 
						
						     
						128.000      
						 | 
						
						     
						5.000      
						 | 
						
						     
						123.000     
						 | 
						
						     
						1     
						 | 
						
						 34,17 
						 | 
					 
					
						| 
						  
						04.01.2006 
						 | 
						
						     
						1.000     
						 | 
						
						       
						5.500     
						 | 
						
						     
						123.500      
						 | 
						
						     
						5.000      
						 | 
						
						     
						118.500     
						 | 
						
						     
						1     
						 | 
						
						 32,92 
						 | 
					 
					
						| 
						  
						05.01.2006 
						 | 
						
						     
						8.000     
						 | 
						
						       
						8.000     
						 | 
						
						     
						123.500      
						 | 
						
						     
						5.000      
						 | 
						
						     
						118.500     
						 | 
						
						     
						1     
						 | 
						
						 32,92 
						 | 
					 
					
						| 
						  
						06.01.2006 
						 | 
						
						     
						8.000     
						 | 
						
						       
						4.500     
						 | 
						
						     
						127.000      
						 | 
						
						     
						5.000      
						 | 
						
						     
						122.000     
						 | 
						
						     
						3    
						 | 
						
						 101,66 
						 | 
					 
					
						| 
						  
						09.01.2006 
						 | 
						
						     
						3.000     
						 | 
						
						       
						3.000     
						 | 
						
						     
						127.000      
						 | 
						
						     
						5.000      
						 | 
						
						     
						122.000      
						 | 
						
						     
						7     
						 | 
						
						 237,22 
						 | 
					 
					
						| 
						  
						16.01.2006 
						 | 
						
						     
						8.000     
						 | 
						
						       
						6.000     
						 | 
						
						     
						129.000      
						 | 
						
						     
						5.000      
						 | 
						
						     
						124.000     
						 | 
						
						     
						1     
						 | 
						
						 34,44 
						 | 
					 
					
						| 
						  
						17.01.2006 
						 | 
						
						     
						7.500     
						 | 
						
						       
						3.000     
						 | 
						
						     
						133.500      
						 | 
						
						     
						5.000      
						 | 
						
						     
						128.500     
						 | 
						
						     
						1     
						 | 
						
						 35,69 
						 | 
					 
					
						| 
						  
						18.01.2006 
						 | 
						
						    
						 3.500     
						 | 
						
						       
						6.500     
						 | 
						
						     
						130.500      
						 | 
						
						     
						5.000      
						 | 
						
						     
						125.500     
						 | 
						
						     
						1     
						 | 
						
						 34,86 
						 | 
					 
					
						| 
						  
						19.01.2006 
						 | 
						
						     
						3.000     
						 | 
						
						       
						3.500     
						 | 
						
						     
						130.000      
						 | 
						
						     
						5.000      
						 | 
						
						     
						125.000     
						 | 
						
						     
						1     
						 | 
						
						 34,72 
						 | 
					 
					
						| 
						  
						20.01.2006 
						 | 
						
						     
						1.000     
						 | 
						
						       
						4.200     
						 | 
						
						     
						126.800      
						 | 
						
						     
						5.000      
						 | 
						
						     
						121.800     
						 | 
						
						     
						3     
						 | 
						
						 101,50 
						 | 
					 
					
						| 
						  
						23.01.2006 
						 | 
						
						     
						8.000     
						 | 
						
						       
						1.200     
						 | 
						
						     
						133.600      
						 | 
						
						     
						5.000      
						 | 
						
						     
						128.600     
						 | 
						
						     
						1     
						 | 
						
						 35,72 
						 | 
					 
					
						| 
						  
						24.01.2006 
						 | 
						
						     
						3.200     
						 | 
						
						       
						3.250     
						 | 
						
						     
						133.550      
						 | 
						
						     
						5.000      
						 | 
						
						     
						128.550     
						 | 
						
						     
						1     
						 | 
						
						 35,71 
						 | 
					 
					
						| 
						  
						25.01.2006 
						 | 
						
						     
						1.100     
						 | 
						
						       
						1.550     
						 | 
						
						     
						133.100      
						 | 
						
						     
						5.000      
						 | 
						
						     
						128.100     
						 | 
						
						     
						1     
						 | 
						
						 35,58 
						 | 
					 
					
						| 
						  
						26.01.2006 
						 | 
						
						     
						5.000     
						 | 
						
						       
						3.000     
						 | 
						
						     
						135.100      
						 | 
						
						     
						5.000      
						 | 
						
						     
						130.100     
						 | 
						
						     
						1     
						 | 
						
						 36,14 
						 | 
					 
					
						| 
						  
						27.01.2006 
						 | 
						
						     
						6.000     
						 | 
						
						       
						7.500     
						 | 
						
						     
						133.600      
						 | 
						
						     
						5.000      
						 | 
						
						     
						128.600     
						 | 
						
						     
						1     
						 | 
						
						 35,72 
						 | 
					 
					
						| 
						  
						28.01.2006 
						 | 
						
						     
						4.000     
						 | 
						
						       
						4.250     
						 | 
						
						     
						133.350      
						 | 
						
						     
						5.000      
						 | 
						
						     
						128.350     
						 | 
						
						     
						2     
						 | 
						
						 71,30 
						 | 
					 
					
						| 
						  
						30.01.2006 
						 | 
						
						     
						3.500     
						 | 
						
						       
						3.000     
						 | 
						
						     
						133.850      
						 | 
						
						     
						5.000      
						 | 
						
						     
						128.850     
						 | 
						
						     
						1     
						 | 
						
						 35,79 
						 | 
					 
					
						| 
						  
						31.01.2006 
						 | 
						
						     
						1.500     
						 | 
						
						       
						1.000     
						 | 
						
						     
						134.350      
						 | 
						
						     
						5.000      
						 | 
						
						     
						129.350     
						 | 
						
						     
						1     
						 | 
						
						 35,93 
						 | 
					 
					
						| 
						   
						 | 
						
						   
						 | 
						
						    
						 | 
						
						   
						 | 
						
						   
						 | 
						
						  
						 
						 TOPLAM FAİZ 
						 | 
						
						     
						1.035,88      
						 | 
					 
				
			 
			  
			 
			  
			 
			2.1.2- Kasa 
			Hesabına Yapılan Adat Yöntemiyle Faiz Hesabı Sonucu Bulunan Tutarın 
			Muhasebeleştirilmesi 
			  
			Yukarıda da 
			açıklandığı gibi kasadaki fiktif fazlalık vergisel açıdan bu tutarın işletme 
			sahipleri tarafından işletmeden çekildiği ve şahsi tasarruflarında 
			kullandıkları, değerlendirdikleri şeklinde yorumlanmaktadır. Bu yorumdan 
			hareketle olması gereken ideal muhasebe kaydı; 
			  
			 
			----------------------------------------- / 
			---------------------------------------------- 
			131 
			ORTAKLARDAN ALACAKLAR                 1.035,88 
			  
			 
			                               679 DİĞER OLAĞANDIŞI 
			GELİR                                    1.035,88 
			 
			                                      VE KARLAR 
			  
			…..dönemi kasa 
			adat faizinin kaydı 
			 
			------------------------------------------- / 
			-------------------------------------------- 
			  
			Tekdüzen hesap 
			planı gereği olması gereken gelir hesabının 679 Diğer Olağandışı Gelir ve 
			Karlar hesabı olduğunu düşünüyoruz. 642 Faiz Gelirleri hesabı hesap planında 
			mali yatırımlar sonucu elde edilen faiz gelirlerinin izlendiği hesap 
			şeklinde açıklanmıştır. Burada mali bir yatırım söz konusu değildir. Ayrıca 
			642, 645 hesaplar aynı zamanda 193 Peşin Ödenen Vergiler hesabı ile de elde 
			edilen faiz gelirleri üzerinden yapılan stopajların takibi açısından 
			bağlantılıdır. 
			  
			Bu kayıt şekli 
			ile işletmeden çekilen değerler nedeniyle işletmenin kaybı olan gelir 
			kayıtlara alınmış olacak ve aynı zamanda nakit girişi de sağlanacaktır. Eğer 
			bu tutar ortaklar tarafından en kısa sürede ödenmezse, 131 hesaba da ayrıca 
			adat yöntemiyle faiz gündeme gelecektir. Bir sonraki bölümde de işletmenin 
			ortaklardan olan alacakları ile ilgili işlemlerde adat yöntemiyle faiz 
			hesabını işleyeceğiz. 
			  
			Uygulamada 
			aşağıdaki şekilde yapılan muhasebe kayıtlarına da rastlanmaktadır. 
			  
			 
			------------------------------------------ / 
			------------------------------------------ 
			689 DİĞER 
			OLAĞANDIŞI GİDER VE ZARARLAR 
			       689.01 
			Kanunen Kabul Edilmeyen Giderler 
			  
			 
			                               780 FİNANSMAN GİDERLERİ 
			  
			….. dönemi 
			kasa adat faizinin kaydı 
			 
			------------------------------------------ / 
			------------------------------------------- 
			  
			Bu kayıt şekli 
			ile finansman giderleri azaltılmakta, ancak 689 hesap kullanılmak suretiyle 
			ticari kazançta herhangi bir değişiklik olmamaktadır. Ancak 689 hesaba 
			kaydedilen tutar K.K.E.G. olarak mali karın hesabında ilave olarak dikkate 
			alınmakta ve adat faizi vergiye tabi kazanca (matraha) dahil edilmiş 
			olmaktadır. Ancak bu kayıt şekli muhasebe ilkeleri açısından doğru değildir. 
			Ayrıca işletmeye nakit girdi de sağlanmadığından bu yönüyle de eksiktir. 
			  
			 
			2.1.3- Yüksek 
			Bakiyeli Kasalara Adat Yöntemiyle Sürekli Faiz Hesaplamak Vergisel Yönden 
			Oluşabilecek Tüm Eleştirileri ve Olumsuz Sonuçları Engeller mi? 
			  
			 
			Kesinlikle 
			hayır ! 
			Kasa bakiyesi sürekli olarak kabul edilemeyecek derecede fazla olan 
			işletmelere vergisel açıdan kesinlikle kayıt dışı işlemleri olan işletme 
			gözüyle bakılacaktır. Bu nedenle mali işlemleri, ortakları ile olan 
			ilişkileri, ortaklarının şahsi vergi beyanları daha detaylı bir incelemeye 
			tabi tutulacaktır. Olması gereken kasa hesabında yüksek tutarların 
			bulundurulmaması, işletme nakdinin mümkün olduğunca bankada tutulması ve 
			tahsilat ve ödemelerde kesinlikle banka kanalının tercih edilmesidir. 
			  
			 
			2.1.4- Döviz 
			Cinsi Kasa Bakiyelerinde Adat Yöntemiyle Faiz Uygulaması ve Görüşlerimiz 
			  
			Türkiye’de 
			uzun yıllar boyunca döviz kurları sürekli yükselmiştir. İşletmeler 
			ellerindeki döviz cinsi varlıklar ve alacakları için değerleme günlerinde 
			sürekli kambiyo geliri yazmak zorunda kalmışlardır. Ancak artık Türkiye 
			ekonomisi belirli bir istikrar kazanmakta olduğundan kurlarda da düşüş 
			gerçekleşmektedir. Bu nedenle işletmeler varlıkları ve alacakları için 
			değerleme günlerinde artık kambiyo zararı da yazabilmektedirler. Hatta bir 
			çok döviz cinsi borcu çok yüksek olan işletmeler, döviz kurlarındaki düşüş 
			nedeniyle mali tabloları üzerinde kâra geçmiş ve vergiye tabi kazançları 
			oluşmuştur. 
			  
			Kasa hesabına 
			adat yöntemiyle faizde genellikle akıllara YTL cinsi kasa bakiyeleri 
			gelmektedir. Oysa olayın mantığı işletmede ihtiyaçtan çok fazla nakit 
			bulunması, bunun fiili sayım ile de tespit edilebiliyor olması ve vergisel 
			yaklaşım sonucu bu fiktif nakit fazlasının işletme ortakları tarafından 
			işletmeden çekildiğidir. Bu vergisel açıdan cezalı tarhiyat gerektiren 
			işlemin YTL, USD veya EURO ..v.b. herhangi bir para birimine göre olması 
			fark etmez. Önceleri, zaten yüksek tutarlı da olsa kambiyo geliri 
			yazıyoruz şeklinde bizce geçersiz bir görüşle savunulan döviz cinsi kasa 
			bakiyelerine adat yöntemiyle faiz hesaplanamayacağı fikri, artık döviz 
			kurlarındaki düşüş sayesinde hepten geçersiz bir tez olmuştur. 
			  
			 
			Bizce, döviz 
			cinsi kasa bakiyelerinde normalin üzerinde bir bakiye varsa ve bu süreklilik 
			arz ediyorsa, uygun şekilde tespit edilecek faiz oranı ile bu kasa 
			hesaplarına da adat yöntemiyle faiz hesaplanmalıdır. 
			  
			Yukarıdaki 
			örnekte yer verilen tutarsal bilgilerin USD cinsi olduğunu varsayalım. Bu 
			durumda işletmenin ocak 2006 dönemine ait USD kasa hesabının, USD cinsi 
			hareketleri aşağıdaki gibidir. 
			  
			
				
					
						| 
						   
						 | 
						
						   
						 | 
						
						   
						 | 
						
						   
						 | 
						
						  
						AZAMİ 
						 | 
						
						  
						KASA 
						 | 
						
						   
						 | 
						
						   
						 | 
					 
					
						| 
						  
						TARİH 
						 | 
						
						  
						ÖDEME 
						 | 
						
						  
						 
						TAHSİLAT 
						 | 
						
						  
						BAKİYE 
						 | 
						
						  
						BAKİYE 
						 | 
						
						  
						 
						FAZLASI 
						 | 
						
						  
						GÜN 
						 | 
						
						  
						FAİZ 
						(%10) 
						 | 
					 
					
						| 
						 2005 
						Devir 
						 | 
						
						   
						 | 
						
						   
						 | 
						
						     
						125.000      
						 | 
						
						   
						 | 
						
						   
						 | 
						
						   
						 | 
						
						   
						 | 
					 
					
						| 
						  
						02.01.2006 
						 | 
						
						     
						5.000      
						 | 
						
						       
						3.000     
						 | 
						
						     
						127.000      
						 | 
						
						        
						5.000     
						 | 
						
						     
						122.000      
						 | 
						
						     
						1     
						 | 
						
						 33,89 
						 | 
					 
					
						| 
						  
						03.01.2006 
						 | 
						
						     
						8.000      
						 | 
						
						       
						7.000     
						 | 
						
						     
						128.000      
						 | 
						
						        
						5.000     
						 | 
						
						     
						123.000      
						 | 
						
						     
						1     
						 | 
						
						 34,17 
						 | 
					 
					
						| 
						  
						04.01.2006 
						 | 
						
						     
						1.000      
						 | 
						
						       
						5.500     
						 | 
						
						     
						123.500      
						 | 
						
						      
						  5.000      
						 | 
						
						     
						118.500      
						 | 
						
						     
						1     
						 | 
						
						 32,92 
						 | 
					 
					
						| 
						  
						05.01.2006 
						 | 
						
						     
						8.000      
						 | 
						
						       
						8.000     
						 | 
						
						     
						123.500      
						 | 
						
						        
						5.000     
						 | 
						
						     
						118.500      
						 | 
						
						     
						1     
						 | 
						
						 32,92 
						 | 
					 
					
						| 
						  
						06.01.2006 
						 | 
						
						     
						8.000      
						 | 
						
						       
						4.500     
						 | 
						
						     
						127.000      
						 | 
						
						        
						5.000     
						 | 
						
						     
						122.000      
						 | 
						
						     
						3    
						 | 
						
						 135,56 
						 | 
					 
					
						| 
						  
						09.01.2006 
						 | 
						
						     
						3.000      
						 | 
						
						       
						3.000     
						 | 
						
						     
						127.000      
						 | 
						
						        
						5.000     
						 | 
						
						     
						122.000      
						 | 
						
						     
						7     
						 | 
						
						 271,11 
						 | 
					 
					
						| 
						  
						16.01.2006 
						 | 
						
						     
						8.000      
						 | 
						
						       
						6.000     
						 | 
						
						     
						129.000      
						 | 
						
						        
						5.000     
						 | 
						
						     
						124.000      
						 | 
						
						     
						1     
						 | 
						
						 34,44 
						 | 
					 
					
						| 
						  
						17.01.2006 
						 | 
						
						     
						7.500      
						 | 
						
						       
						3.000     
						 | 
						
						     
						133.500      
						 | 
						
						        
						5.000     
						 | 
						
						     
						128.500      
						 | 
						
						     
						1     
						 | 
						
						 35,69 
						 | 
					 
					
						| 
						  
						18.01.2006 
						 | 
						
						     
						3.500      
						 | 
						
						       
						6.500     
						 | 
						
						     
						130.500      
						 | 
						
						        
						5.000     
						 | 
						
						     
						125.500      
						 | 
						
						     
						1     
						 | 
						
						 34,86 
						 | 
					 
					
						| 
						  
						19.01.2006 
						 | 
						
						     
						3.000      
						 | 
						
						       
						3.500      
						 | 
						
						     
						130.000      
						 | 
						
						        
						5.000     
						 | 
						
						     
						125.000      
						 | 
						
						     
						1     
						 | 
						
						 34,72 
						 | 
					 
					
						| 
						  
						20.01.2006 
						 | 
						
						     
						1.000      
						 | 
						
						       
						4.200     
						 | 
						
						     
						126.800      
						 | 
						
						        
						5.000     
						 | 
						
						     
						121.800      
						 | 
						
						     
						3    
						 | 
						
						 135,33 
						 | 
					 
					
						| 
						  
						23.01.2006 
						 | 
						
						     
						8.000      
						 | 
						
						       
						1.200     
						 | 
						
						     
						133.600      
						 | 
						
						        
						5.000     
						 | 
						
						     
						128.600      
						 | 
						
						     
						1     
						 | 
						
						 35,72 
						 | 
					 
					
						| 
						  
						24.01.2006 
						 | 
						
						     
						3.200      
						 | 
						
						       
						3.250     
						 | 
						
						     
						133.550      
						 | 
						
						        
						5.000     
						 | 
						
						     
						128.550      
						 | 
						
						     
						1     
						 | 
						
						 35,71 
						 | 
					 
					
						| 
						  
						25.01.2006 
						 | 
						
						     
						1.100      
						 | 
						
						       
						1.550     
						 | 
						
						     
						133.100      
						 | 
						
						        
						5.000     
						 | 
						
						     
						128.100      
						 | 
						
						     1 
						     
						 | 
						
						 35,58 
						 | 
					 
					
						| 
						  
						26.01.2006 
						 | 
						
						     
						5.000      
						 | 
						
						       
						3.000     
						 | 
						
						     
						135.100      
						 | 
						
						        
						5.000     
						 | 
						
						     
						130.100      
						 | 
						
						     
						1     
						 | 
						
						 36,14 
						 | 
					 
					
						| 
						  
						27.01.2006 
						 | 
						
						     
						6.000      
						 | 
						
						       
						7.500     
						 | 
						
						     
						133.600      
						 | 
						
						        
						5.000     
						 | 
						
						     
						128.600      
						 | 
						
						     
						1     
						 | 
						
						 35,72 
						 | 
					 
					
						| 
						  
						28.01.2006 
						 | 
						
						     
						4.000      
						 | 
						
						       
						4.250     
						 | 
						
						     
						133.350      
						 | 
						
						        
						5.000     
						 | 
						
						     
						128.350      
						 | 
						
						     
						2     
						 | 
						
						 106,96 
						 | 
					 
					
						| 
						  
						30.01.2006 
						 | 
						
						     
						3.500      
						 | 
						
						       
						3.000     
						 | 
						
						     
						133.850      
						 | 
						
						        
						5.000     
						 | 
						
						     
						128.850      
						 | 
						
						     
						1     
						 | 
						
						 35,79 
						 | 
					 
					
						| 
						  
						31.01.2006 
						 | 
						
						     
						1.500      
						 | 
						
						       
						1.000     
						 | 
						
						     
						134.350      
						 | 
						
						        
						5.000     
						 | 
						
						     
						129.350      
						 | 
						
						     
						1     
						 | 
						
						 35,93 
						 | 
					 
					
						| 
						   
						 | 
						
						   
						 | 
						
						    
						 | 
						
						  
						   
						 | 
						
						  
						  
						 | 
						
						  
						 
						 TOPLAM FAİZ 
						 | 
						
						     
						1.035,88      
						 | 
					 
				
			 
			  
			31.01.2006 
			tarihinde 1 USD’nin 1,35 YTL olduğunu varsayalım. Bu durumda hesap edilen 
			1.035,88 USD faizin YTL karşılığı 1.398,44 YTL olacaktır. 
			  
			 
			--------------------------------------------- / 
			---------------------------------------------- 
			131 
			ORTAKLARDAN ALACAKLAR                 1.398,44 
			       131.02 
			USD Cinsi Alacaklar 
			  
			 
			                               679 DİĞER OLAĞANDIŞI GELİR 
			                                   1.398,44 
			 
			                                      VE KARLAR 
			  
			USD kasasına 
			….. döneminde hesaplanan adat faizi 
			 
			------------------------------------------------ / 
			-------------------------------------------- 
			  
			Söz konusu 
			1.398,44 YTL (1.035,88 USD) ortaktan tahsil edilecektir. Tahsil edildiği 
			günü döviz kuruna tahsil edilecek veya bilfiil 1.035,88 USD tahsil edilecek 
			ve tahsil tarihindeki döviz alış kuruna muhasebe kayıtlarına alınacaktır. 
			  
			Söz konusu 
			tutar tahsil edilmediği süre 131 hesapta sürekli değerlemeye tabi tutulacak 
			ve ayrıca cari hesapta adat yöntemiyle faiz hesabına konu edilecektir. 
			  
			 
			2.2- Ortaklar Cari Hesabı 
			  
			İşletme ortakları ile 
			sürekli ilişki içinde olacaktır ve bu normaldir. Vergisel yönden eleştirilen 
			ise ortaklara işletme kaynaklarının bedelsiz, karşılıksız ve uzun süreli 
			olarak tahsis edilmesi, kullandırılmasıdır. Ayrıca, tersi durumda ise, yani 
			ortak işletmeye yüksek tutarlarda borç verdiyse bu borç için işletmeden faiz 
			isteyemez. Bu faiz vergi mevzuatımız açısından kanunen kabul edilmeyen 
			giderdir. (GVK. Md.41/4) 
			  
			Vergi uygulaması açısından 
			ve muhasebe ilkeleri gereği de işletmenin sahiplerinden ayrı bir tüzel 
			kişiliği vardır. İşletmenin geliri, gideri, kaynakları işletme sahiplerinden 
			ayrıdır. İşletme sahipleri, kendilerine tanınan yasal yollar haricinde 
			(sermaye azaltımı, kar dağıtımı, tasfiye, ..v.b.) haricinde işletme 
			kaynaklarını kesinlikle bedelsiz olarak kullanamazlar. İşletmeye konu 
			malları bedelsiz veya emsalinden daha düşük bir bedelle satın alamazlar. 
			  
			Uygulamada işletmeler 
			ortaklarına çok yüksek tutarlarda borçlu gözükebildikleri gibi (331 
			Ortaklara Borçlar Hesabı) ortaklarından çok yüksek tutarlarda alacaklı da 
			(131 Ortaklardan Alacaklar) olabilmektedirler. Tabii bu cari hesap 
			ilişkileri bazen başka hesaplarda da gerçekleşebilecektir. Önemli olan; 
			ticari olsun veya olmasın, işletmenin ilgili kişilerle, özellikle de 
			ilişkili şirketlere ve ortaklarına cari hesap ilişkilerinde emsal kurum veya 
			kişilere nazaran avantaj, menfaat sağlayıp sağlamadığıdır. 
			  
			 
			2.2.1- Ortaklar Cari 
			Hesabında Adat Yöntemiyle Faiz Hesaplanması 
			  
			Aşağıda bir önceki bölümde 
			kasa hesabı açısından ele aldığımız nakit hareketlerini bu defa 131 
			Ortaklar Cari Hesabı açısından ele alıyoruz. 
			  
			
				
					
						| 
						   
						 | 
						
						   
						 | 
						
						   
						 | 
						
						   
						 | 
						
						   
						 | 
						
						   
						 | 
					 
					
						| 
						  
						TARİH 
						 | 
						
						  
						ÖDEME 
						 | 
						
						  
						TAHSİLAT 
						 | 
						
						  
						BAKİYE 
						 | 
						
						  
						GÜN 
						 | 
						
						  
						FAİZ (%10) 
						 | 
					 
					
						| 
						 2005 Devir 
						 | 
						
						   
						 | 
						
						   
						 | 
						
						     125.000     
						 | 
						
						   
						 | 
						
						   
						 | 
					 
					
						| 
						 02.01.2006 
						 | 
						
						     5.000     
						 | 
						
						       3.000     
						 | 
						
						     127.000     
						 | 
						
						     1     
						 | 
						
						 35,28 
						 | 
					 
					
						| 
						 03.01.2006 
						 | 
						
						     8.000     
						 | 
						
						       7.000     
						 | 
						
						     128.000     
						 | 
						
						     1     
						 | 
						
						 35,56 
						 | 
					 
					
						| 
						 04.01.2006 
						 | 
						
						     1.000     
						 | 
						
						       5.500     
						 | 
						
						     123.500     
						 | 
						
						     1     
						 | 
						
						 34,31 
						 | 
					 
					
						| 
						 05.01.2006 
						 | 
						
						     8.000     
						 | 
						
						       8.000     
						 | 
						
						     123.500     
						 | 
						
						     1     
						 | 
						
						 34,31 
						 | 
					 
					
						| 
						 06.01.2006 
						 | 
						
						     8.000     
						 | 
						
						       4.500     
						 | 
						
						     127.000     
						 | 
						
						     3     
						 | 
						
						 105,83 
						 | 
					 
					
						| 
						 09.01.2006 
						 | 
						
						     3.000     
						 | 
						
						       3.000     
						 | 
						
						     127.000     
						 | 
						
						     7     
						 | 
						
						 246,94 
						 | 
					 
					
						| 
						 16.01.2006 
						 | 
						
						     8.000     
						 | 
						
						       6.000     
						 | 
						
						     129.000     
						 | 
						
						     1     
						 | 
						
						 35,83 
						 | 
					 
					
						| 
						 17.01.2006 
						 | 
						
						     7.500     
						 | 
						
						       3.000     
						 | 
						
						     133.500     
						 | 
						
						     1     
						 | 
						
						 37,08 
						 | 
					 
					
						| 
						 18.01.2006 
						 | 
						
						     3.500     
						 | 
						
						       6.500     
						 | 
						
						     130.500     
						 | 
						
						     1     
						 | 
						
						 36,25 
						 | 
					 
					
						| 
						 19.01.2006 
						 | 
						
						     3.000     
						 | 
						
						       3.500     
						 | 
						
						     130.000     
						 | 
						
						     1     
						 | 
						
						 36,11 
						 | 
					 
					
						| 
						 20.01.2006 
						 | 
						
						     1.000     
						 | 
						
						       4.200     
						 | 
						
						     126.800     
						 | 
						
						     3     
						 | 
						
						 105,67 
						 | 
					 
					
						| 
						 23.01.2006 
						 | 
						
						     8.000     
						 | 
						
						       1.200     
						 | 
						
						     133.600     
						 | 
						
						     1     
						 | 
						
						 37,11 
						 | 
					 
					
						| 
						 24.01.2006 
						 | 
						
						     3.200     
						 | 
						
						       3.250     
						 | 
						
						     133.550     
						 | 
						
						     1     
						 | 
						
						 37,10 
						 | 
					 
					
						| 
						 25.01.2006 
						 | 
						
						     1.100     
						 | 
						
						       1.550     
						 | 
						
						     133.100     
						 | 
						
						     1     
						 | 
						
						 36,97 
						 | 
					 
					
						| 
						 26.01.2006 
						 | 
						
						     5.000     
						 | 
						
						       3.000     
						 | 
						
						     135.100     
						 | 
						
						     1     
						 | 
						
						 37,53 
						 | 
					 
					
						| 
						 27.01.2006 
						 | 
						
						     6.000     
						 | 
						
						       7.500     
						 | 
						
						     133.600     
						 | 
						
						     1     
						 | 
						
						 37,11 
						 | 
					 
					
						| 
						 28.01.2006 
						 | 
						
						     4.000     
						 | 
						
						       4.250     
						 | 
						
						     133.350     
						 | 
						
						     2     
						 | 
						
						 74,08 
						 | 
					 
					
						| 
						 30.01.2006 
						 | 
						
						     3.500     
						 | 
						
						       3.000     
						 | 
						
						     133.850     
						 | 
						
						     1     
						 | 
						
						 37,18 
						 | 
					 
					
						| 
						 31.01.2006 
						 | 
						
						     1.500     
						 | 
						
						       1.000     
						 | 
						
						     134.350     
						 | 
						
						     1     
						 | 
						
						 37,32 
						 | 
					 
					
						| 
						   
						 | 
						
						   
						 | 
						
						    
						 | 
						
						  
						 TOPLAM FAİZ  
						 | 
						
						     1.077,57     
						 | 
					 
				
			 
			  
			Görüldüğü üzere adat 
			hesabında bir değişiklik olmamaktadır. Sadece kasa hesabında olduğu gibi 
			azami bir bakiye tespit edilmemekte, mevcut hesabın bakiyesi 
			üzerinden gidilmektedir. 
			  
			 
			Buradaki mantık ise, 
			işletme kaynaklarının hiçbir şekilde, ne kadar olursa olsun, işletme ile 
			ilişkili kişilere kesinlikle bedelsiz, karşılıksız kullandırılamayacağıdır. 
			  
			Hesaplanan faiz aşağıdaki 
			şekilde kayıtlara alınacaktır. 
			  
			 
			------------------------------------------- / 
			------------------------------------------------ 
			131 ORTAKLARDAN 
			ALACAKLAR                 1.077,57 
			  
			 
			                               679 DİĞER OLAĞANDIŞI GELİR 
			                                   1.077,57 
			 
			                                      VE KARLAR 
			  
			Ortak (A)’nın cari hesabına 
			…. dönemi için hesaplana adat faizi 
			 
			-------------------------------------------- /  
			---------------------------------------------- 
			  
			Bu noktada hatırlatmak 
			istediğimiz bir diğer hususta, işletme sahiplerine kullandırılan nakitler 
			için hesaplanan faizde KDV hesaplanıp hesaplanmayacağıdır. Bu konu sürekli 
			tartışılmıştır. Maliye’nin görüşü bu faizler ortağa verilen bir finansman 
			hizmeti karşılığı olduğu için ayrıca KDV’de hesaplanması ve faiz + 
			KDV’nin ortağa fatura edilmesidir. Şahsi kanaatimizde bu yönde olmakla 
			birlikte, Danıştay tarafından verilen kararlarda KDV hesaplanmayacağı da 
			belirtilmektedir. Bize göre, kasa hesabı için ortağa yansıtılan faiz 
			tutarları tartışmaya açık olsa bile, bilfiil ortağa transfer edilen, 
			kullandırılan nakitler için cari hesap üzerinden hesaplanan faiz için ayrıca 
			KDV’de hesaplanmalı ve ortağa fatura edilmelidir. 
			  
			 
			2.3- Genel Olarak 
			  
			 
			Kasa hesabı, 
			ortaklar cari hesabı gibi hesaplardaki yükseklik, anormallik bilanço 
			üzerinden de tespit edilebilecektir. 
			Ancak bu demek değildir ki; bilanço günü bakiyeler bir şekilde makul 
			seviyeye inerse bütün bir yıl eleştirilmez. Ya da bilanço günü YTL 
			kasadaki fazla tutarın döviz satın alınmış olarak gösterilerek döviz 
			kasasına aktarılması, YTL kasadaki yıl içinde meydana gelen yüksek bakiyeli 
			işlemlere faiz hesabını engellemez. Üstüne üstlük bu gibi bir 
			işlem döviz kasasına da faiz hesabı için çok sağlam bir gerekçe oluşturur. 
			  
			 
			Bu nedenlerle 
			işletmeler kasalarında asla fazla bir tutar tutmamalı, tahsilat ve 
			ödemelerini banka kanalı vasıtasıyla yapmalı ve işletme sahiplerine kâr 
			dağıtımı haricinde para transferi gerçekleştirilmemeli, eğer para transferi 
			olacaksa da mutlaka faiz hesaplanmalı ve en kısa sürede hesap tahsilat 
			yapılarak kapatılmalıdır. 
			 
			  
			 
			Ayrıca 
			unutulmamalıdır ki; ortaktan olan sürekli ve yüksek tutarlı alacak vergisel 
			açıdan eleştirileceği gibi ortağında işletmeden çok yüksek tutarlarda ve 
			sürekli alacaklı olması, hele ki işletme bir de zarar eden ve yıllardır kâr 
			dağıtmayan bir işletme ise kayıt dışı işlemler ve ortağın açıktan satışlar 
			yoluyla yaptığı tahsilatları işletmeye borç para olarak koyması şeklinde 
			değerlendirilecektir. 
			  
			 
			Kasa hesabına 
			ve ortaklar cari hesabına dönem içinde (vergi beyanı yapılmadan önce) faiz 
			hesaplanması ve işletmenin faiz gelirinden mahrum kalmasının önlenmesi, 
			işletmenin 5520 sayılı yeni Kurumlar Vergisi Kanunu madde 13: Transfer 
			Fiyatlandırması Yoluyla Örtülü Kazanç Dağıtımı hükümleri açısından 
			eleştirilmesini önleyecek ve bu madde kapsamındaki karmaşık geriye dönük 
			düzeltme işlemlerinden de kurtulmasını sağlayacaktır. 
			 
			  
			 
			Son olarak 
			ise, bu çalışma (adat yöntemiyle faiz ve fatura edilmesi) sadece 100-Kasa ve 
			131-Ortaklardan Alacaklar hesabı için değil, tüm ilişkili kişilerden olan 
			alacakların izlendiği hesaplar (101, 120, 121, 127..v.d.) için geçerlidir. 
			  
			 
			3- 
			YABANCI PARA CİNSİ HESAPLARIN DEĞERLENMESİ  
			  
			Dönem sonu 
			işlemleri açısından önemli etkisi olan bir işlemde yabancı para cinsi 
			hesapların değerlemesidir. Uygulamada en çok karşılaşılan durum, 
			işletmelerin yabancı para cinsi değerlemelerine ait ayrıntılı bir tablo 
			oluşturmamalarıdır. 
			  
			Eğer, 
			kullanılan muhasebe programı değerleme işlemleri açısından ayrıntılı bir 
			raporlama veremiyorsa, aşağıdaki şekilde bir tablonun tüm yabancı para cinsi 
			hesaplar için (en detay hesap kodunda) oluşturulması, zorunludur.   
			  
			
				
					
						| 
						  
						Hesap 
						 | 
						
						  
						Döviz 
						 | 
						
						  
						 
						Değerleme Öncesi 
						 | 
						
						  
						 
						Değerleme  
						 | 
						
						  
						 
						Değerleme 
						 | 
						
						  
						Kur 
						Farkı   YTL    
						 | 
					 
					
						| 
						  
						Kodu 
						 | 
						
						  
						Cinsi 
						 | 
						
						  
						Döviz 
						 | 
						
						  
						YTL 
						 | 
						
						  
						Kuru 
						 | 
						
						  
						 
						Sonrası YTL  
						 | 
						
						  
						Gelir 
						 | 
						
						  
						Gider 
						 | 
					 
					
						| 
						  
						100.02.001 
						 | 
						
						 USD 
						 | 
						
						  
						            12.000     
						 | 
						
						  
						           15.600     
						 | 
						
						       
						1,35     
						 | 
						
						  
						          16.200     
						 | 
						
						  
						           600     
						 | 
						
						   
						 | 
					 
					
						| 
						  
						100.02.002 
						 | 
						
						 EURO 
						 | 
						
						  
						            15.000     
						 | 
						
						  
						           25.500     
						 | 
						
						       
						1,75     
						 | 
						
						  
						          26.250     
						 | 
						
						  
						           750     
						 | 
						
						   
						 | 
					 
					
						| 
						  
						101.02.001 
						 | 
						
						 USD 
						 | 
						
						  
						            55.000     
						 | 
						
						  
						           74.250     
						 | 
						
						       
						1,40     
						 | 
						
						  
						          77.000     
						 | 
						
						  
						        2.750     
						 | 
						
						   
						 | 
					 
					
						| 
						  
						101.02.002 
						 | 
						
						 EURO 
						 | 
						
						  
						            75.000     
						 | 
						
						  
						         127.500     
						 | 
						
						       
						1,80     
						 | 
						
						  
						        135.000     
						 | 
						
						  
						        7.500     
						 | 
						
						   
						 | 
					 
					
						| 
						  
						102.02.001.003 
						 | 
						
						 USD 
						 | 
						
						  
						          145.000     
						 | 
						
						  
						         195.750     
						 | 
						
						       
						1,40     
						 | 
						
						  
						        203.000     
						 | 
						
						  
						        7.250     
						 | 
						
						   
						 | 
					 
					
						| 
						  
						102.02.002.005 
						 | 
						
						 EURO 
						 | 
						
						  
						          250.000     
						 | 
						
						  
						         425.000     
						 | 
						
						       
						1,80     
						 | 
						
						  
						        450.000     
						 | 
						
						       
						25.000     
						 | 
						
						   
						 | 
					 
					
						| 
						  
						120.02.001.0001 
						 | 
						
						 USD 
						 | 
						
						  
						          455.000     
						 | 
						
						  
						         614.250     
						 | 
						
						       
						1,40     
						 | 
						
						  
						        637.000     
						 | 
						
						       
						22.750     
						 | 
						
						   
						 | 
					 
					
						| 
						  
						120.02.001.0005 
						 | 
						
						 USD 
						 | 
						
						  
						          325.000     
						 | 
						
						  
						         438.750     
						 | 
						
						       
						1,40     
						 | 
						
						  
						        455.000     
						 | 
						
						       
						16.250     
						 | 
						
						   
						 | 
					 
					
						| 
						  
						120.02.002.0003 
						 | 
						
						 EURO 
						 | 
						
						  
						          720.000     
						 | 
						
						       
						1.224.000      
						 | 
						
						       
						1,80     
						 | 
						
						      
						1.296.000      
						 | 
						
						       
						72.000     
						 | 
						
						   
						 | 
					 
					
						| 
						  
						120.02.002.0007 
						 | 
						
						 EURO 
						 | 
						
						  
						          210.000     
						 | 
						
						  
						         357.000     
						 | 
						
						       
						1,80     
						 | 
						
						  
						        378.000     
						 | 
						
						       
						21.000     
						 | 
						
						   
						 | 
					 
					
						| 
						  
						300.02.001 
						 | 
						
						 USD 
						 | 
						
						     
						   1.000.000      
						 | 
						
						       
						1.350.000      
						 | 
						
						       
						1,40     
						 | 
						
						      
						1.400.000      
						 | 
						
						   
						 | 
						
						      
						50.000      
						 | 
					 
					
						| 
						  
						320.02.001.0030 
						 | 
						
						 USD 
						 | 
						
						  
						          800.000     
						 | 
						
						       
						1.080.000      
						 | 
						
						       
						1,40     
						 | 
						
						      
						1.120.000      
						 | 
						
						   
						 | 
						
						      
						40.000      
						 | 
					 
					
						| 
						  
						320.02.002.0045 
						 | 
						
						 EURO 
						 | 
						
						  
						          125.000      
						 | 
						
						  
						         212.500     
						 | 
						
						       
						1,80     
						 | 
						
						  
						        225.000     
						 | 
						
						   
						 | 
						
						      
						12.500      
						 | 
					 
				
			 
			  
			 
			  
			 
			  
			 
			  
			 
			  
			 
			Bu şekilde bir 
			raporlama/tablolama yapılması, 
			  
			 
			a) 
			Öncelikle VUK gereği işletmenin yapması zorunlu olan envanter işlemlerinden 
			birisinin yerine getirilmesini sağlayacaktır. 
			  
			Ülkemizde 
			envanter denince sadece stokların sayılması anlaşılmaktadır. Oysaki envanter 
			işlemleri tüm hesaplar için söz konusudur. Yapılmasa da zorunludur. 
			Ayrıntılı bir şekilde oluşturulacak envanter listeleri, tabloları..v.b. 
			vergiye tabi kazancın hesaplanmasında en önemli işlemlerden olan değerleme 
			işlemlerinin temel dayanağı olacaktır. 
			  
			 
			b) 
			Bu şekilde bir raporlama yapılması, yanancı para cinsi hesapların değerleme 
			işlemlerinin kontrolü, denetlemesi için gereklidir. Bu alandaki denetim 
			demek, değerleme işlemlerinin doğru olup olmadığı yani, değerleme kuru doğru 
			mu, değerleme işlemi doğru mu, kur farkı gelir ve gideri ilgili hesaba 
			kaydedilmiş mi? sorularına cevap bulunmasıdır. 
			  
			Tabloda gelir 
			gider tespit edilirken yapılan hatalardan birisi de, aktif hesaptaki 
			azalışın zarar olması gerektiği halde gelir, pasif hesaptaki bir azalışın 
			gelir olması gerektiği halde zarar yazılmasıdır. Bu hataya genel olarak 
			aktif hesap (alacak ve mevcut) değerlemesinde gelir pasif hesap (borçlar) 
			değerlemesinde zarar çıkar şartlanması sebep olmaktadır. Bu nedenle 
			değerleme öncesi ve değerleme sonrası YTL değerleri, hesabın adına göre iyi 
			analiz edilmelidir. Örneğin; tablomuzda 320 hesapların değerlenmesi sonucu 
			toplamda 52.500 YTL kur farkı zararı oluşmuştur. Eğer kurda bir düşme 
			olsaydı ve bunun tam tersi, yani 320 hesap YTL bakiyesi azalsaydı ancak buna 
			rağmen tabloda yanlış sütunun kullanılması sebebiyle 52.500 YTL yine de 
			zarar yazılsaydı (gelir yazılması gerektiği halde), bu gibi basit bir hata 
			nedeniyle (işletmede vergi matrahı oluşuyorsa) 52.500 YTL vergi matrahı az 
			beyan edilecekti. Bu sebeple envanter ve değerleme işlemlerinin hiç birisi 
			basit ve kolay bir iş olarak görülmemeli ve azami dikkat gösterilerek yerine 
			getirilmelidir. 
			  
			 
			4- AKTİFLEŞTİRİLMESİ 
			GEREKEN KUR FARKI VE FAİZ GİDERLERİ 
			  
			VUK gereği bir sabit kıymet 
			edinildiyse (finansal kiralama yoluyla aktifleştirilen finansal kiralamaya 
			konu kıymet bedeli dahil), bu sabit kıymet ile ilgili aktifleştirme yılına 
			ait (01.01. – 31.12. arası) oluşan TÜM kur farkları ve faiz giderleri 
			maliyet bedeli ile ilişkilendirilmek zorundadır. Kur farklarında artış ve 
			azalışlar maliyet bedeli ile ilişkilendirilecek ve kur farkı gelir ya da 
			gideri olara yazılmayacaktır. Faizler finansman giderine kaydolunmayacak ve 
			maliyet bedeline eklenerek amortismana tabi tutara dahil olacaktır. 
			  
			İşletmeler genellikle bir 
			sabit kıymet ile doğrudan ilişkisi olmayan (örneğin taşıt kredisi gibi) 
			kredileri işletme kredisi olarak görmekte ve finansman giderlerinden ilgili 
			varlığa pay vermemektedir. Oysa olması gereken, işletme kullandığı kredi ile 
			bir sabit kıymet aldıysa, bu sabi kıymete makul bir dağıtım anahtarı 
			kullanmak suretiyle finansman giderlerinden pay vermelidir. Bazen, bir 
			işletmenin yıl içindeki finansman kaynakları (bilançonun pasif yapısındaki 
			yabancı kaynaklar içinde yer alan mali borçlar) incelendiğinde, işletmenin o 
			yıl varlıklarının büyük bir kısmını kredi yoluyla temin ettiği nakit 
			sayesinde alabildiği analiz edilmektedir. Ancak, işletme o yıl tüm banka 
			kredi faizlerini gider yazmıştır. Oysa, banka kredisinin aktarıldığı vadesiz 
			mevduat hesabının izlenmesi suretiyle de bu kredinin sabit kıymet ve stok 
			edinilmesinde kullanıldığı tespit edilebilir. Kaldı ki bu derece detaya 
			girmeden, sadece mali tablolara analiz yöntemiyle ve nakit akım tablosunun 
			üzerinden giderek bu sonuca ulaşılabilir. 
			  
			 
			5- FAİZ GİDER VE (MENKUL 
			KIYMET) GELİR TAHAKKUKLARI 
			  
			Bilindiği gibi VUK gereği 
			kullanılan banka kredileri için 31.12 itibariyle doğru bir hesap kesimi 
			yapılmalı ve hesap dönemine ait kredi faizi için (fiilen ödenmemiş olsa 
			dahi) gider tahakkuku yapılmalıdır. Aynı şekilde, 31.12 itibariyle vadeli 
			hesaplar, repo hesapları, yatırım fonları, devlet tahvili ve hazine 
			bonoları…v.b dönemsel ya da sabit getirili ya da getirisi hesaplanabilen her 
			türlü menkul kıymet geliri için gelir tahakkuku yapılmalıdır. 
			  
			Çoğu banka artık 
			kredilerine ait faiz tahsilatlarını buna göre ayarlamakta ve genellikle her 
			üç ayda bir işletmenin banka hesabından faizi tahsil etmektedir. 
			  
			 
			İşletmeler, VUK gereği 
			zorunlu olan bu durumunda envanterini yapmak zorundadırlar.  
			Bu sebeple, faiz gelir 
			ve gider tahakkuklarının yapıldığını ispat etmek ve ayrıca envanter 
			açısından yukarıda dövizli hesapların değerlenmesine benzer bir tablo 
			yapılmalıdır. Bu tablodan, tüm banka kredilerine ait faiz giderlerinin 
			ödenmek suretiyle ya da hesaplanarak tahakkuk ettirilmek suretiyle gider 
			yazıldığı ispatlanmalı ve belgelenmelidir. Aynı şekilde tüm menkul kıymet 
			gelirleriyle ilgili gerekli gelir tahakkuklarının da yapıldığı belgelenmeli 
			ve envanteri yapılmalıdır. Yatırım fonuna yatırım 
			yapan işletmeler, 31.12 günü itibariyle sahip oldukları fon miktarı ve fonun 
			fiyatı hakkında ilgili bankadan döküm almalıdırlar. Fon hesaplarında gelir 
			kaydı buna göre tespit edilecektir. (((Fon katılma belgesi adeti x 31.12 fon 
			fiyatı) – (Fonun muhasebedeki hesap bakiyesi)) = gelir veya gider kaydı.) 
			Borsada hisse senedi yatırımı yapan işletmeleri aracı kurumlarından 31.12 
			günü itibariyle sahip oldukları hisse senetleri ve değerleri hakkında bilgi 
			almalıdırlar. Bununla beraber, hisse 
			senetlerinin ve fon portföyünün %51’i Türkiye’de kurulu şirketlerin hisse 
			senetlerinde oluşan yatırım fonlarının katılma belgelerinin alış bedeli ile 
			değerlenmesi gerektiği (yani 31.12’de herhangi bir gelir veya gider kaydı 
			yapılmayacağı) unutulmamalıdır. (VUK Md.279) 
			  
			 
			6- AMORTİSMANLAR  
			  
			VUK gereği, işletmeler 
			amortisman tablolarını detaylı bir şekilde oluşturmak zorundadırlar. 
			Amortismana tabi iktisadi kıymetlerin (ATİK) ve amortismanlarının sağlıklı 
			bir şekilde takibi ve kontrolü için asgari olarak aşağıdaki bilgilerin 
			amortisman listelerinde bulunması gerektiği görüşündeyiz. . 
			  
			a) ATİK’in bulunduğu 
			departmanın veya yerin (üretim, pazarlama, yönetim, muhasebe, insan 
			kaynakları, depo, bahçe, ..v.d.) kodu. (İşletme içinde ATİK’lerin takibi ve 
			envanteri için bu gibi kodlama sistemi oluşturulmalıdır.) 
			  
			b) ATİK’in kendisine ait 
			kodu. (Her bir ATİK için bir kod verilmelidir.) 
			  
			c) ATİK’in türü, cinsi, 
			taşıt ise modeli ve plakası, adı..v.b. bilgiler 
			  
			ç) ATİK’in maliyet bedeli 
			  
			d) ATİK için uygulanan 
			amortisman yöntemi. (Azalan bakiyeler / Hızlandırılmış veya normal 
			amortisman yöntemi) 
			  
			e) ATİK’in amortisman oranı 
			  
			f) ATİK’in amortisman 
			oranına göre faydalı ömrü (Özellikle amortisman ayırma işleminin hangi yılda 
			biteceğinin bilinmesi, azalan bakiyeler yöntemiyle amortismanda kalan bakiye 
			üzerinden sürekli amortisman ayrılması hatasına düşülmesini engelleyecektir. 
			Örneğin %20 oranı, normal amortisman oranı mı, yoksa normal amortisman oranı 
			%10 da bu iki katımı gibi. Bunu sakıncayı önlemek için (d) maddesi de göz 
			önünde bulundurulmalıdır.) 
			  
			g) Cari yıl amortisman 
			tutarı 
			  
			ğ) Birikmiş Amortisman 
			  
			h) Özel maliyet 
			bedellerinde, harcamanın hangi kiralık yer için yapıldığını ifade eden bir 
			kod. 
			  
			ı) Maddi olmayan diğer 
			duran varlıklarda, bu varlıkların ait olduğu iktisadi kıymet ile bağlantı 
			kodu. (Örneğin; bilgisayar programı hangi bilgisayarda kullanılmaktadır.? Ya 
			da elde edilen bir takım gayri maddi haklar hangi iş, proje, makine..v.b. 
			ile ilgili?..v.b.) 
			  
			Özellikle (a) ve (b) 
			maddelerinde oluşan kodlardan bir barkod etiketi oluşturulmalı ve iktisadi 
			kıymetin üzerine yapıştırılmalıdır. Bu özellikle sabit kıymet sayımlarında 
			çok faydalı olacaktır. 
			  
			Amortisman listelerinde, 
			her bir iktisadi kıymet için VUKGT’lerindeki (333, 339 ve 365 seri numaralı 
			VUK Genel Tebliğleri) kaçıncı sıradan (hangi koddan) amortisman oranı tespit 
			edildiği belirtilmelidir. Özellikle geriye dönük denetimlerde, çoğu zaman 
			muhasebe sorumluları dahi hangi koddan amortisman oranı aldıkları 
			hatırlayamamaktadırlar. 
			  
			Normal şartlarda amortisman 
			listelerinde, şirketin muhasebe kayıtlarına giren tüm maddi ve maddi olmayan 
			duran varlıkların olabilecek en ayrıntılı şekilde yer alması gerekir. Aynı 
			şekilde, amortisman listelerinde yer alan her bilginin de muhasebe ile eşit 
			olması gerekir. Sonuçta envanterin bir parçası da amortisman listeleridir. 
			  
			Amortisman listelerinde 
			itfa olmuş, amortisman süresi dolmuş olsa da, işletmede yer alan tüm 
			ATİK’ler gösterilmelidir. Amortisman listelerindeki maliyet bedelleri 
			toplamı muhasebede 25’li ve 26’lı hesapların bakiyelerine eşit olmalıdır. 
			Maddi duran varlıkların birikmiş amortisman toplamları da 257 hesabın 
			bakiyesine, maddi olmayan duran varlıkların amortismanı ise 268 hesabın 
			bakiyesine eşit olmalıdır. 
			  
			 
			Sayım dendiği zaman ülkemiz 
			muhasebe uygulamalarında ilk ve tek akla gelen husus stok sayımları 
			olmaktadır. Oysa sabit kıymetlerde numaralanmalı ve işletmelerde sabit 
			kıymet envanteri de yapılmalıdır. Bu envanter sonuçları sayım tutanağına 
			bağlanmalı ve sorumlu kişilerce imzalanmalıdır. 
			 
			  
			Amortismanlar konusunda bir 
			diğer önemli konu ise amortisman listeleri ile muhasebe arasında eşitliğin 
			sağlanmasıdır. Bu konuda Mali Pusula dergisinin Ağustos 2007 
			sayısında, “Amortisman Tablolarının Kontrolü” başlıklı 
			çalışmamızdan yararlanabilirsiniz. 
			  
			 
			7- ŞÜPHELİ TİCARİ 
			ALACAKLARDA TEMİNAT, DÖNEMSELLİK VE TAKİP 
			 
			  
			 
			Şüpheli ticari 
			alacağın kanunen kabul edilen bir gider olmasının birinci ve temel şartı, bu 
			alacağın geçmişte gelir yazılan ticari bir alacak olmasıdır. Bu sebeple 
			işletmeler, şüpheli ticari alacak karşılıklarına ait muhasebe fişlerinin 
			ekine ya da bu davaları takip ettikleri dosyalara, alacağın zamanında gelir 
			yazıldığına dair ve ticari bir alacak olduğuna dair ispatlayıcı vesika 
			fotokopilerini (fatura, gelir kaydına ait muhasebe fişi ve sözleşme..v.d.) 
			  
			İşletmeler 
			bazen bir alacakları şüpheli hale geldiği halde karşılık ayırmayı 
			unutabilmektedirler. Muhasebe yöneticilerine dava açılan alacaklar hakkında 
			düzenli bilgi verilmelidir. Aynı zamanda muhasebe yöneticileri de açılan 
			davalar hakkında düzenli bilgi almalıdır. Şüpheli alacaklarda karşılık 
			gideri ayrılması hakkında Maliye görüşü kesin ve kesin olarak, davanın 
			açılarak icrai takibatın başladığı yıl içinde karşılık ayrılması 
			şeklindedir. Danıştay’ın bazı kararları, VUK madde 323’de dönemselliğe 
			yönelik bir şart olmadığı ve bu sebeple dava açıldıktan sonraki yıllarda da 
			karşılık ayrılabileceği şeklinde olabilmektedir. Önerimiz, ileride bir 
			sorunla karşılaşılmaması için dava açılan ve icrai takibat başlatılan yılda 
			mutlaka şüpheli ticari alacak karşılığının ayrılmasıdır. 
			  
			Bununla birlikte, 
			alacağın teminatlı olup olmaması da çok önemlidir. 
			Çoğu işletme, bir alıcı ile başlangıçta yapılan sözleşmelere ve sözleşmede 
			teminat alınıp alınmadığına bakmamakta ve dava ettiği alacağın tamamı için 
			karşılık ayırmaktadır. VUK gereği bir alacağın teminatlı kısmı için karşılık 
			gideri yazılamaz. Bu sebeple, muhasebe yöneticileri dava konusu 
			edilen bir alacak için karşılık ayırmadan önce, borçludan zamanda alınan bir 
			teminat (teminat çeki, arsa/bina ipoteği veya nakit teminat …v.b.) olup 
			olmadığını incelemelidirler. Aksi takdirde vergi beyan eden bir işletmede 
			buradan cezalı tarhiyatlar oluşabilir. 
			  
			İşletmelerde, 
			çeşitli sebeplerle (dönem geçmesi ya da alacağın ticari olmaması sebebiyle) 
			ayrılan şüpheli alacaklar kanunen kabul edilmeyen gider olarak izlenmeli ve 
			ilerleyen dönemlerde bu karşılıklar ile ilgili tahsilatlar olması halinde 
			ise gelir yazılan bu tahsilatlar beyanname üzerinde indirim olarak 
			gösterilmelidir. Bu nedenle, gerek Kanun gereği gerekse muhasebe ilkeleri 
			gereği şüpheli alacaklar hem kanunen kabul edilen ve edilmeyen detayında ve 
			hem de tek tek borçlu detayında izlenmelidir. 
			  
			Diğer bir 
			husus ise, şüpheli alacak karşılığı ayrılan bir işlem, dava konusu olay, 
			sıkı takip gerektirir. Dava açmak, karşılık ayırmak ile iş bitmemektedir.  
			Muhasebe yöneticisi işletme avukatı ile sıkı takip içinde olmalı, düzenli 
			olarak dava dosyalarının seyri hakkında yazılı bilgi almalı ve dava 
			dosyasının dönemsel yenileme harçlarını ayrıca dava dosyaları içinde de 
			dosyalamalıdır. Çoğu zaman işletmelerin 128 – 129 hesaplarında uzun 
			yıllardır bekleyen, tabiri caiz ise unutulmuş kayıtlar görülmektedir. Buna 
			imkan verilmemelidir ve açılan davalar avukat ile sıkı bir şekilde takip 
			edilmelidir. Bu ticari hayatın genel mantığı açısından da geçerlidir. 
			Normalde, bir tüccar alacağını en kısa zamanında tahsil etmek için elinden 
			geleni yapar. Sıkı bir takibi yapılmayan karşılıklar iptal edilerek cezalı 
			tarhiyat yapılabileceği unutulmamalıdır. 
			  
			 
			8- ÇEK VE SENET HESAPLARI 
			  
			 
			İşletmeler, 
			envanter günü itibariyle 101, 103, 121, 321 hesap bakiyelerini oluşturan tüm 
			çek ve senetlerin ayrıntılı bir listesini yapmak zorundadırlar.  
			Bir çok 
			muhasebe programı buna imkan vermektedir. Ancak asıl önemli olan envanter 
			günü (31.12) itibariyle alınmış bir listedir. Bazı programlar geriye dönük 
			olarak bu listeleri verememektedir. Bu listelerde (en az) borçlu yada 
			alacaklı kişi/firma, borç ya da alacak tutarı ve vade bilgileri yer 
			almalıdır. Bu listeler ilgili hesapların bakiyelerine eşit olmalıdır.  
			  
			Listelerde 
			vadesi geçtiği halde henüz tahsil edilmeyen veya ödenmemiş gözüken çek ve 
			senetler için ise açıklayıcı bilgiler hazırlanmalı ve listelere 
			eklenmelidir. Bazı durumlarda, vadesi geçen ve dava edildiği halde şüpheli 
			ticari alacak karşılığı ayrılmayan alacaklara bu şekilde bir kontrol sonucu 
			ulaşılabilmektedir. 
			  
			Bu noktada 
			elbette döviz cinsi olan çek ve senetlerin liste bilgileri ile muhasebe 
			karşılaştırmasında döviz bazında eşitlik yönünden bakılacaktır. Çünkü, 
			muhasebede döviz cinsi alacaklar için değerleme yapılmakta ve YTL tutarları 
			değişebilmektedir. 
			  
			Senetli alacak 
			ve borçlarda reeskont işlemi için ise elbette detaylı bir tablo yapılması 
			gerektiği açıktır. 
			  
			 
			İşletmelerin 
			envanter yükümlülüklerinden birisi de tıpkı kasa ve stok sayımlarının kasa 
			ve stok sayım tutanağına bağlanması ve yetkili kişilerce imzalanması 
			gerektiği gibi, çek ve senetler içinde değerleme günü (31.12) itibariyle 
			sayım yapılmalı, tutanak hazırlanmalı ve yetkililerce imzalanmalıdır.  
			 
			  
			 
			9- 
			CARİ HESAP MUTABAKATLARI 
			 
			  
			İşletmeler 
			cari hesap mutabakatlarını sadece envanter günü itibariyle değil, yıl 
			boyunca sürekli yapmalıdırlar. Bir çok işletmede yapmaktadır. 
			  
			Ancak, 
			envanter açısından yapılacak cari hesap mutabakatları (31.12 günü 
			itibariyle) mutlak olarak daha bir özenle, titiz şekilde yapılmalıdır ve iyi 
			bir şekilde muhafaza edilmelidir. Bu mutabakat mutlaka yazılı olarak 
			yapılmalıdır. Telefonla bilgi alınması şeklinde yapılmamalıdır.  
			Unutulmamalıdır ki, cari hesap mutabakatları da bir envanter işlemidir ve 
			mutlaka yazıya dökülmeli, belgelenmelidir. Belgeleme, karşı firmaya 
			gönderilen mutabakat yazısının karşı firma tarafından kaşelenip imzalanması 
			ve posta veya faks yoluyla gönderilmesi ya da e-posta yoluyla teyitleşilmesi 
			şeklinde olabilir. Bir diğer yöntem ise karşı firmanın ilgili cari hesabının 
			(sadece 31/12 bakiyesi değil, hesap dönemine ait cari hesap muavin defter 
			dökümünün) faks, posta veya e-posta yoluyla alınması şeklinde de olabilir. 
			  
			 
			10- VERGİ ÇALIŞMALARI 
			  
			İşletmeler 
			gerek geçici vergi gerekse yıllık vergi bildirimleri ile ilgili olarak 
			yaptıkları çalışmaları ayrıntılı bir şekilde gerçekleştirmek, belgeye 
			bağlamak ve muhafaza etmek zorundadırlar. 
			  
			Bir  
			beyanname üzerinde yer alan ilavelerin, kanunen kabul edilmeyen giderlerin, 
			indirim ve istisnaların, vergi mahsuplarının ayrıntılı bir şekilde yazıya 
			dökülmesi, bunlar hakkında gerekli tevsik edici evrakların da bu yazıya 
			eklenmesi gerekir. 
			  
			Bilindiği 
			gibi, işletmelerin vergiye tabi kazançları asıl olarak defter kayıt ve 
			belgelerinden tespit edilmekteyse de, beyanname üzerinde de bazı işlemler 
			yapılmaktadır. Bu işlemler ise bazen defter kayıt ve belgelerinden tam 
			olarak görülmeyebilir. Ya da kontrolü zaman isteyebilir. Bu sebeple 
			işletmeler, beyanname üzerinde gerçekleştirdikleri işlemler için de ayrıca 
			bir dosya hazırlamalıdırlar. 
			  
			Özellikle, SPK 
			mevzuatına tabii halka açık anonim ortaklıklar veya yurt dışı raporlamaları 
			olan yabancı sermayeli şirketler, çoğu zaman Türk Vergi Mevzuatı açısından 
			kabul edilmese de bazı kayıtlar ve işlemler (gider veya gelir tahakkukları, 
			karşılıklar, farklı değerleme yöntemleri, …v.b.) yapmak durumunda 
			kalmaktadırlar. Bu sebeple, bu gibi işletmelerin beyannameleri üzerinde 
			gerçekleştirilen indirim ve ilave işlemleri çok büyük önem arz etmektedir. 
			İndirim ve ilave işlemleri çoğu zaman birbirini takip eden dönemler arasında 
			da bağlantılıdır. Örneğin; bir önceki beyan döneminde ilave olarak 
			gösterilen bir hususun ertesi hesap döneminde indirimlerde gösterilmesi 
			gerekebilir. Bu nedenle, bu çalışmalar çok dikkatli, titiz ve detaylı 
			açıklama notları ile dosyalanarak takip edilmelidir. 
			  
			 
			  
			 
			  
			 
			11- BANKALAR 
			İLE İLGİLİ İŞLEMLER 
			  
			Bankalar ile 
			gerçekleştirilen HER TÜRLÜ işlemin, ilgili bankadan alınan belge ile tevsik 
			edilmesi gerekir. 
			  
			Vadeli ve 
			vadesiz hesap bakiyeleri ve kullanılan krediler için hesap ekstreleri, elde 
			edilen gelirler üzerinden yapılan vergi kesintilerine dair onaylı banka 
			yazıları, her türlü fona ait ekstre, kredi sözleşmeleri, şirket kredi kartı 
			varsa buna ait kredi kartı ekstresi temin edilmelidir. 
			  
			Bugün artık 
			bir çok banka internet bankacılığı sayesinde bu belgeleri rahatlıkla 
			vermektedir. Ancak bunlardan vergi kesintilerine ait yazılar mutlak 
			olarak orijinal ve onaylı, imzalı bir şekilde temin edilmelidir. Bu  
			vergi kesinti yazıları muhasebedeki 193 hesaba kaydedilen vergi 
			kesintilerine eşit olmalıdır. Fark varsa düzeltme kaydı girilmelidir. 
			  
			Vadeli ve 
			vadesiz hesaplara, fonlara ve kredilere ait ekstreler düzenli bir şekilde 
			dosyalanmalıdır. Olması gereken, her bir hesap için ayrı bir dosya açılması 
			ya da kalın bir klasör içinde seperatörler ile hesapların ayrılması ve her 
			hesabında kendi içinde yine ayraçlar ile ay bazında ayrılmasıdır. Bazı 
			işletmelerde muhasebeciler bu evrakları öyle dağınık bir şekilde 
			dosyalamaktadır ki (!), istendiği zaman kendileri bile uzun süre dosya 
			karıştırmak (!) zorunda kalmaktadırlar. 
			  
			Unutmayalım, 
			muhasebenin en temel disiplini düzendir..! Buna bağlı olarak muhasebe fişi 
			eklerine evraklar düzgün bir şekilde takılmalı, evraklar ve fişler dosyalara 
			düzgün bir şekilde ve belirli bir sistem dahilinde yerleştirilmeli ve bu 
			dosyalar temiz ve sistemli bir şekilde arşivlenmelidir. 
			  
			 
			12- STOKLAR 
			  
			Mal alım satım 
			işi yapan ya da mamul üreten bir işletmenin en önemli maliyet kalemi 
			stoklarıdır. Bu nedenle, dönem sonu işlemleri açısından da en ayrıntılı ve 
			titiz şekilde envanter ve değerleme işlemleri stoklar üzerinde yapılacaktır. 
			  
			Burada 
			stokların envanteri ve değerlemesi mevzuuna uzun bir şekilde girmeyeceğiz. 
			Zaten bu konu başlı başına bir kitap konusu olmaktadır. (Konu 
			hakkında tarafımızca yazılmış ve Maliye ve Hukuk Yayınları 
			tarafından basılan ve dağıtılan “Vergisel Yönden Stokların Denetimi 
			ve Randıman Analizi” adlı kitabımıza bakabilirsiniz.)  
			  
			İşletmeler, 
			özellikle de imalat işletmeleri, üretimlerine dair ayrıntılı raporlama 
			yapmak zorundadırlar. Hammadde, yarı mamul ve mamul bazından ayrıntılı 
			miktar ve tutar 
			dengesi kurulması zorunluluktur.  
			 En 
			basit şekli ile bu tablolarda denkli aşağıdaki gibi kurulur: 
			 
			 
			  
			(Dönem Başı 
			Hammadde + Dönem İçi Alınan Hammadde = Üretim Sevk Edilen Hammadde + Dönem 
			Sonu Hammadde)   ve  (Dönem Başı Mamul + Dönem İçi Üretim = Satılan Mamul + 
			Dönem Sonu Mamul) 
			  
			Elbette 
			işletme tercihlerine ve üretim detaylarına göre eklenecek bilgiler ile bu 
			tablolar geliştirebilir. 
			  
			 
			Bu tabloları 
			hazırlamayan işletmeler bu durumda imalat defteri tutmak zorundadırlar. 
			  
			Muhasebeye 
			kaydedilen bazı tutarlar ile miktar- tutar denge tabloları arasında bağlantı 
			vardır. 710 hesap hammadde miktar-tutar dengesinde üretime sevk edilen tutar 
			toplamına eşittir, aynı 
			şekilde mamul miktar-tutar dengesi tablosunda 
			dönem içi üretim tutar bilgisi de 152 hesaba borç kaydına eşittir, yine aynı 
			tabloda satış tutarı bilgisi de 620 hesaba borç kaydına eşittir. Buna bağlı 
			olarak hammadde tablosunda yer alan dönem sonu stok tutarı 150 hesabın borç 
			bakiyesi ile, mamul tablosunda yer alan dönem sonu mamul tutarı da 152 
			hesabın borç bakiyesi ile eşit olmalıdır. Elbette bu tabloların dönem başı 
			tutar bilgileri de 150 ve 152 hesabın açılış bakiyeleri ile eşit olmalıdır. 
			  
			Uygulamada, 
			sadece stok sayım listesi/tutanağı hazırlanması yeterli görülebilmektedir. 
			Oysa, özellikle 31.12 envanter ve değerlemesi açısından stoklar ve üretim 
			konusunda çok geniş kapsamlı bir belgeleme yapılmalıdır. Aşağıda basit ve 
			ufak çaplı bir örneğini vereceğimiz miktar – tutar dengesi haricinde, ayrıca 
			stok kartlarının (her bir hammadde ve mamul için ayrıntılı stok 
			kartları/ekstreleri oluşturulmalıdır ve değerlemeye esas birim maliyetler bu 
			stok kartlarına dayanmalıdır.) çıktıları kağıt ortamında ya da CD…v.b 
			elektronik ortamda ayrıca muhafaza edilmelidir. Üretim reçeteleri de aynı 
			şekilde (her bir mamul için) en ayrıntılı şekilde hazırlanmalı ve bunlarda 
			kağıt veya elektronik ortamda muhafaza edilmelidir.  
			 
			 
			 
			 
			  
			En basit şekli 
			ile hammadde ve mamul için miktar – tutar dengesi tabloları aşağıdaki gibi 
			hazırlanabilir. Tabloda ağırlıklı ortalama maliyet 
			stok değerleme 
			yöntemi esas alınmıştır. İşletme üretim yapısına, yönetim tercihlerine 
			..v.d. hususlara göre tablo daha detaylı ve geniş bir 
			şekilde 
			hazırlanabilir. 
			  
			 
			 
			 
			 
			HAMMADDE MİKTAR TUTAR DENGE TABLOSU  
			 
			 
			 
			 
			  
			  
			Stok sayımları 
			mamul grupları itibariyle değil (bazı işletmelerde üretimin ya da mamulün 
			niteliğinden dolayı zorunlu sebepler haricinde), her bir mamul/mal için detayda, 
			tek tek yapılmalı ve sayım tutanağına bağlanmalıdır.   
			  
			Üretim süreci 
			sonunda oluşan fireler için ayrıntılı bir raporlama yapılmalıdır. 
			  
			Miktar tutar denge 
			tabloları her bir mamul için oluşturulmuş üretim reçeteleri ile entegre edilmiş 
			bir şekilde hazırlanmalıdır. 
			  
			Uygulamada stoklar 
			ve maliyet açısından yaygın olarak kullanılan ve vergisel yönden her zaman için 
			eleştiriye açık ve muhasebe ilkelerine ve maliyet muhasebesi sistemlerine 
			uymayan bir yönteme dair eleştirilerimiz için, “Uygulamada Sıkça 
			Kullanılan ve “Sondan Başa”  Olarak Adlandırılan Götürü Bir Maliyet Yöntemi ve 
			Muhasebe Kayıtları” başlıklı ve Mali Pusula dergisinin 
			Şubat 2007 sayısından yayınlanan yazımızdan yararlanabilirsiniz. 
			  
			 
			13- SAYIM / ENVANTER LİSTELERİ 
			  
			Çalışmamızda sürekli sayım, 
			envanter kavramlarını kullandık. Vergiye tabi kazancın 
			ve ticari kazancın tespit edilmesi amacıyla yapılacak değerleme işlemlerinin 
			birinci ve en önemli ayağı envanter, sayım işlemleridir. Tabii envanteri sadece 
			saymak değil, ölçmek ve tartmak olarak ta ele almak gerekir. 
			  
			Uygulamadan 
			edindiğimiz tecrübelerimize göre, hangi hesap için olursa olsun (stoklar, sabit 
			kıymetler, çek ve senetler, kasa, banka, dövizli hesaplar, cari hesap 
			mutabakatları, …v.d.), envanter listeleri mutlaka yetkililerce imzalanmalıdır. 
			  
			Yetkililerden 
			kastımız; sadece sayım yapan en aşağıdaki memur değil, sayımı gerçekleştiren 
			kişiler, bölüm şefi ve müdürü, genel muhasebe – maliyet muhasebesi - finansman 
			müdürü, mali işler koordinatörü ve yönetime kadar uzanan bir süreçteki birden 
			çok kişidir. Elbette işletme yapısına göre bu değişebilir. Ancak asıl 
			anlatmak istediğimiz; işletmenin yönetim (aile tipi şirkette asıl patron, 
			kurumsal bir şirkette ise genel müdür ya da yönetim kurulu mali işler sorumlusu 
			ve şirket denetçisi) tarzına bağlı olarak, işletmenin asıl sahibi, kâr payı elde 
			edeni ya da bu kişilere karşı sorumlu olan mümkün olan en tepe yönetimin işletme 
			envanterinden haberi olmasıdır. Örneğin; stok envanterinde (en az) stok 
			sayımı yapan kişiler, depo şefi, maliyet muhasebesi müdürü, genel muhasebe 
			müdürü, iç denetçi ve genel müdürün imzaları olmalıdır. Kasa, banka ve çek-senet 
			envanterinde (en az) sayım yapan kişi, finansman müdürü, genel muhasebe müdürü, 
			iç denetçi ve genel müdürün imzaları olmalıdır. Bir diğer söyleyişle, envanter 
			yapılan bölümün envanteri sadece o bölümün sorumlusu tarafından değil, bölüm 
			dışından ancak şirketin genel mali işlemlerinden sorumlu olan diğer kişilerce de 
			imzalanmalıdır. 
			  
			 
			14-  
			ÖZELLİK ARZ EDEN DÖNEM SONU HESAPLARI 
			  
			193-Peşin Ödenen 
			Vergiler 
			370- Dönem Kârı 
			Vergi ve Diğer Yasal Yükümlülük Karşılıkları 
			371- Dönem Kârının 
			Peşin Ödenen Vergi ve Diğer Yasal Yükümlülükleri (-) 
			590- Dönem Net 
			kârı 
			591- Dönem Net 
			Zararı (-) 
			540- Yasal 
			Yedekler 
			570- Geçmiş Yıllar 
			Kârları 
			580- Geçmiş Yıllar 
			Zararları (-) 
			690- Dönem Kârı 
			veya Zararı 
			691- Dönem Kârı 
			Vergi ve Diğer Yasal Yükümlülük Karşılıkları (-) 
			  
			Yukarıda yeri 
			geldiğinde de belirtildiği üzere, 193 hesaba yıl içinde kaydedilen her tutar 
			belgeleriyle tevsik edilmelidir. Banka vergi kesintileri için ilgili bankalardan 
			mutlaka orijinal ve onaylı kesinti yazıları alınmalıdır. Geçici vergilerin ise 
			mutlak olarak (nakden veya mahsuben) ödenmiş olması gereklidir. 
			  
			31.12’de 
			hesaplanan ve karşılık ayrılan ve 370 hesaba kaydedilen vergi tutarı kadar bir 
			tutar 193 hesaptan 371 hesaba çekilmelidir. 193 hesabın tamamı 371 hesaba 
			çekilmez. 371 hesabın bilançodaki bakiyesi en fazla 370 hesabın bakiyesi kadar 
			olabilir. 
			  
			590 hesap 
			üzerinden 500 hesabın %20’sine ulaşıncaya %5 ayrılması gereken birinci tertip 
			kanuni yedek akçe 31.12’de kayıtlara alınmayacaktır. 31.12’de kayıt yapılması 
			halinde gelir tablosunda gözüken dönem net kârı, bilanço ve kayıtlarda gözüken 
			dönem net kârı ile eşit olmayacaktır. Yedek akçe ayrımı takip eden yıl içinde 
			yapılmalıdır. En uygun zaman genel kurul toplantısı ve yıllık beyan sonrasıdır. 
			  
			590 hesap kurumlar 
			vergisi eki gelir tablosu ve bilanço üzerinde gözüken dönem net kârına eşit 
			olmalıdır. Aynı eşitlik kontrolü zarar olması halinde 591 hesap içinde 
			geçerlidir. 
			  
			Beyanname üzerinde 
			hesaplanan yıllık vergiden mahsup edilen vergiler 371 hesap bakiyesi ve 
			bilançoda gözüken 371 hesap ile eşit olmalıdır. Aynı şekilde beyannamede 
			hesaplanan yıllık vergi de 370 hesap bakiyesi ile bilançoda gözüken 370 hesap ve 
			gelir tablosunda gözüken vergi karşılığı tutarı ile eşit olmalıdır.  
			  
			Normal şartlarda 
			kâr çıkan bir işletmede vergi karşılığı kayıtları aşağıdaki gibi olur: 
			  
			-------------- / 
			------------------ 
			691 – 
			 
			                               370 – 
			-------------- /  
			----------------- 
			371 – 
			 
			                               193 – 
			-------------- /  
			----------------- 
			690 – 
			 
			                               691 – 
			 
			                               692 – 
			--------------- /  
			---------------- 
			692 – 
			 
			                               590 – 
			--------------- /  
			---------------- 
			  
			Zarar çıkan bir 
			işletmede ise vergi karşılığı gündeme gelmeyeceği için 690 hesabın borç bakiyesi 
			692 hesabın borcuna aktarılır ve daha sonra 692 hesaptan da 591 hesabın borcuna 
			yazılır. Uygulamada genel olarak karıştırılan konu (oldukça özellikli bir 
			durumda çok seyrek rastlansa da), ticari kâr olmasına rağmen vergi karşılığı 
			sebebiyle dönemin zarar ile sonuçlanması ya da ticari zarar olmasına rağmen 
			vergiye tabi kazancın (matrah) oluşması halinde yapılacak kayıtlardır. 
			 
			Örnek : (Ticari 
			kâr olmasına rağmen vergi sonrası zarar oluşması) 
			  
			 
			(M) A.Ş.’nin dönem 
			kazancı (vergi öncesi kârı) 100.000,00.- YTL’dir. Hesap dönemine ait kanunen 
			kabul edilmeyen giderler (KKEG) ise 350.000,00.- YTL’dir. İşletmenin hasılatı 
			içerisinde 15.000,00.- YTL tutarında iştirak kazancı bulunmakta olup, ayrıca 
			kurumlar vergisi beyannamesi üzerinde kurum kazancına ilave edilecek unsurlar 
			toplamı 250.000,00 YTL’dir.[1] 
			Hesap dönemi içerisinde ödenen geçici vergiler toplamı 130.000,00 YTL’dir. Bu 
			verilere göre şirketin vergi hesabı aşağıdaki gibi olacaktır: 
			  
			Kurum 
			kazancı                                : 100.000,00.- 
			K.K.E.G. 
			(+)                                                      : 350.000,00.- 
			İlaveler 
			(+)                                                        : 250.000,00.- 
			İstisnalar 
			(-)                                                     :   15.000,00.- 
			Kurumlar Vergisi 
			Matrahı                              : 685.000,00.- 
			Kurumlar Vergisi 
			%20                   : 137.000,00.- 
			Ödenen Geçici 
			Vergi                      : 130.000,00.- 
			Ödenecek Kurumlar 
			Vergisi         :     7.000,00.- 
			  
			İşletmenin dönem 
			sonu yansıtma kayıtları sonucunda 690- Dönem Kâr veya Zararı hesabı 100.000,00.- 
			YTL alacak bakiye vermektedir. Vergi karşılığı kaydı ve diğer dönem sonu 
			kayıtları aşağıdaki gibi olacaktır. 
			  
			 
			------------------------------------ / 
			------------------------------------------ 
			691 DÖNEM KÂRI 
			VERGİ VE DİĞER                         137.000,00.- 
			       YASAL 
			YÜKÜM. KARŞILIKLARI 
			  
			            370 
			DÖNEM KÂRI VERGİ VE DİĞER                             137.000,00.- 
			                 
			  YASAL YÜKÜM. KARŞILIKLARI 
			 
			------------------------------------ / 
			------------------------------------------- 
			371 DÖNEM KÂRININ 
			PEŞİN ÖDENEN    130.000,00.- 
			       VERGİ VE 
			DİĞER YÜKÜMLÜLÜKLERİ 
			  
			            193 
			PEŞİN ÖDENEN VERGİLER                                   130.000,00.- 
			 
			------------------------------------ / 
			------------------------------------------- 
			  
			  
			  
			 
			 ------------------------------------ / 
			------------------------------------------- 
			690 DÖNEM KÂRI 
			VEYA ZARARI                                100.000,00.- 
			  
			692 DÖNEM NET KÂRI 
			VEYA ZARARI          37.000,00.- 
			  
			            691 
			DÖNEM KÂRI VERGİ VE DİĞER                             137.000,00.- 
			                   
			YASAL YÜKÜM. KARŞILIKLARI 
			  
			 
			 ------------------------------------ / 
			------------------------------------------- 
			591 DÖNEM NET 
			ZARARI                                            37.000,00.- 
			  
			            692 
			DÖNEM NET KÂRI VEYA ZARARI                           37.000,00.- 
			 
			-----------------------------------/ 
			--------------------------------------------- 
			  
			Bu kayıtlar 
			sonucunda gelir tablosunda dönem kârı 100.000,00 YTL olarak, dönem net zararı 
			ise 37.000,00 YTL olarak gözükecektir. Vergi karşılığı ise 137.000,00 YTL olarak 
			yer alacaktır. Bilançoda ise 370 ve 371 hesaplar arasındaki fark ödenecek 
			kurumlar vergisi borcunu (7.000,00.- YTL) gösterecektir. 
			  
			 
			Bir sonraki hesap 
			döneminde 580- Geçmiş Yıllar Zararları hesabına aktarılacak olan örneğimizde yer 
			alan 37.000,00.- YTL, kurum kazancından mahsup edilebilecek bir mali zarar 
			değildir.  
			Ancak, kâr 
			dağıtımlarında ve yasal yedek ayrımlarında Türk Ticaret Kanunu açısından dikkate 
			alınacak bir ticari zarardır. 
			  
			Eğer işletmenin 
			hesap dönemi içerisinde ödediği geçici vergi tutarı, yıllık kurumlar vergisi 
			tutarından fazla olsaydı, örneğin; 140.000,00. YTL olsaydı, şirketin nakden veya 
			mahsuben iadesini isteyebileceği geçici vergisi (3.000,00.- YTL) oluşacaktı. Bu 
			tutar ise 193 hesapta bakiye olarak kalacaktı. Çünkü, tekdüzen hesap planı 
			gereği 193 hesaptan 371 hesaba yapılacak yansıtmalar, 370 hesap bakiyesinden 
			daha fazla olamaz. 
			  
			Normal şartlarda, 
			yukarıdaki gibi bir örneğin oluşması çok nadir karşılaşılan bir durumdur. 
			İşletmenin, giderleri veya indirimleri arasında önemli bir paya sahip işleme ait 
			tutar, vergi mevzuatı açısından kabul edilmezse bu gibi bir tablo karşımıza 
			çıkacaktır. 
			  
			Ancak şu husus çok 
			iyi bilinmelidir ki; bir gideri kanunen kabul edilmeyen gider yazmak, kesin 
			çözüm değildir! 
			  
			 
			Kanunen kabul 
			edilmeyen giderlerde vergi incelemesinde ayrıca ele alınacak işlemlerdir. Hele 
			ki,  
			böyle bir tablo ortaya sunan işletmenin K.K.E.G.’leri özellikle 
			incelenebilecektir. Örneğin; K.K.E.G.’ler içerisinde aslında işletmeden 
			fatura düzenlenerek ve KDV hesaplanarak çıkarılması gereken işlemler varsa, 
			ücret olarak değerlendirilecek ve vergi kesintisine tabi tutulması gerekecek 
			işlemler varsa, ..v.b. bu işlemler için zamanında hesap edilerek beyan edilmeyen 
			vergiler cezalı olarak tarh ettirilecektir. 
			  
			İşletmenin eğer 
			tam tasdik denetimlerini gerçekleştiren Yeminli Mali Müşaviri de var ise, YMM 
			yazacağı tam tasdik raporunda işletmenin K.K.E.G.’lerini ve ilave unsurlarını, 
			muhasebenin tam açıklama ilkesi çerçevesinde detaylı bir şekilde açıklamalıdır. 
			Aynı şekilde işletme de mali tablo kullanıcılarının yapacakları analizlerde 
			doğru bir karar vermeleri için yine tam açıklama ilkesi çerçevesinde mali tablo 
			dip notlarında gerekli açıklamaları yazmalıdır. 
			  
			Bu işletmenin yine 
			muhasebede tam açıklama ilkesi çerçevesinde ve ayrıca V.U.K.’nun re’sen takdir 
			nedenlerini düzenleyen 30. maddesi kapsamında eleştiriye maruz kalmaması için 
			(özellikle 30/4) K.K.E.G.’lerin kaydedildiği hesabın bir torba hesap şeklinde 
			değil, mümkün olduğunca K.K.E.G. unsurlarına görse detaylandırılmış alt hesaplar 
			şeklinde oluşturulması gerekmektedir. 
			  
			 
			Örnek : (Ticari 
			zarar olmasına rağmen vergi karşılığı oluşması) 
			  
			Böyle bir 
			durumunda oluşması için işletmenin yüksek tutarda kanunen kabul edilmeyen gider 
			ya da vergiye tabi kazanca ilave edilmesi gereken unsurlarının bulunması 
			gerekir. KKEG ve/veya ilaveler dönem ticari kazancından fazla ise beyanname 
			üzerinde vergi matrahı oluşacaktır. Vergi sonrası ile dönem zararı vergi tutarı 
			kadar artmış olacaktır. 
			  
			Dönem ticari 
			zararı:  30.000 YTL 
			  
			KKEG ve İlaveler 
			 
			Toplamı                  : 50.000 YTL 
			  
			Vergi 
			matrahı         : 20.000 YTL 
			  
			Vergi 
			%20              :   4.000 YTL 
			  
			 
			--------------------------------------- / 
			------------------------------------------ 
			691 – DÖNEM KÂRI 
			VERGİ VE                         4.000.- 
			          DİĞER 
			YASAL YÜKÜMLÜLÜK 
			          
			KARŞILIKLARI 
			  
			 
			                               370 – DÖNEM KÂRI VERGİ VE                       
			  4.000.- 
			 
			                                         DİĞER YASAL YÜKÜMLÜLÜK 
			 
			                                         KARŞILIKLARI 
			  
			 
			---------------------------------------- / 
			------------------------------------------ 
			692 – DÖNEM NET 
			KÂRI VEYA                       34.000.- 
			          
			ZARARI       
			  
			 
			                               690 – DÖNEM KÂRI VEYA ZARARI                 
			30.000.- 
			  
			 
			                               691 – DÖNEM KÂRI VERGİ VE                       
			  4.000.- 
			 
			                                         DİĞER YASAL YÜKÜMLÜLÜK 
			 
			                                         KARŞILIKLARI 
			  
			 
			----------------------------------------- / 
			---------------------------------------- 
			591 – DÖNEM NET 
			ZARARI                            34.000.- 
			  
			 
			                               692 – DÖNEM NET KÂRI 
			                                34.000.- 
			 
			                                         VEYA ZARARI 
			  
			 
			----------------------------- -----------/ 
			---------------------------------------- 
			  
			 
			  
			 
			  
			 
			  
			 
			  
			 
			  
			 
			15-  
			BEYANNAME ÜZERİNDE ZARAR VE VERGİ MAHSUBU 
			  
			Uygulamada 
			sıklıkla karşılaşılan bir diğer hata ise, beyanname üzerinde zarar mahsubu 
			olarak 580 hesapta gözüken tutarın düşülmesidir. Vergi beyanı üzerinden 
			mahsup edilebilecek geçmiş yıl zararı MALİ ZARARDIR ve bu zarar 580 hesaptan 
			görülemez. Mali zarar geçmiş yıllar beyannameleri üzerinden takip edilir.  
			Mali zararlar en fazla beş yıl boyunca nakledilir. Zaten beyanname formatları da 
			her yıl buna göre yenilenir. 
			  
			Bir diğer hata 
			ise, ödenmediği halde geçici verginin mahsup edilmesidir. Yıl içinde nakden 
			veya mahsuben ödenmeyen geçici vergiler yıllık beyan üzerinden hesaplanan 
			vergiden mahsup edilemez. 
			 
			  
			Tekrar edeceğimiz 
			bir diğer konu ise banka kesinti yazıları ile teyit edilmeden hiçbir vergi 
			kesintisi beyanname üzerinde mahsup edilmemelidir. Ayrıca alınan bu yazılar 
			193 hesapta yer alan gerekli alt kodlar  ile eşitlenmelidir. Yani bu kesintiler 
			brüt menkul kıymet geliri içinde yer almış olmalıdır. 193 hesap ile 
			karşılaştırmadan sadece bankadan alınan yazıda görünen vergi kesinti miktarı 
			beyannameye yazılmamalıdır. 
			  
			 
			16-  
			RESMİ DEFTERLERİN YAZDIRILMASI 
			  
			Bilindiği gibi VUK 
			gereği, bir evrak en geç 10 gün içinde defterlere kaydedilmelidir. Günümüzde 
			muhasebe artık “bilgisayarlı muhasebe” demektir. Dolayısıyla bu 10 günlük süre 
			de VUK gereği bilgisayar ortamına kaydedilmesi ve çıktısı alınan muhasebe 
			fişinin yetkililerce imzalanması halinde geçerli olan süredir. Ancak, bilgisayar 
			ortamına kaydedilen bu işlem en geç 45 gün içinde (belgenin üzerindeki tarihten 
			itibaren 45 gün içinde) notere tasdik ettirilen resmi defterlere yazdırılmak 
			zorundadır. 
			  
			Bununla birlikte 
			bazı işletmeler resmi defterlerini yıl boyunca yazdırmayabilmektedirler.  Hatta 
			ertesi yılın bile başlarında bile yazılmayabilmekte, ertesi yılın ortalarına 
			doğru (vergi beyanı sonrası) yazdırılabilmektedir. Bu noktada elbette kapanış 
			tasdiki sorusu akla gelmektedir ancak, VUK’nda kapanış tasdikine dair bir hüküm 
			yoktur. VUK’nda sadece açılış tasdiki hükümleri mevcut olup, kapanış tasdiki 
			TTK’ndan gelmektedir ve tek yaptırımı, ileride uyuşmazlık olması halinde 
			defterlerin lehe delil teşkil edemeyecek olmasıdır. Bununla birlikte kapanış 
			tasdikine de uygulamada bazı çözümler bulunabildiği de duyulmaktadır…! 
			  
			Bizim söylemek 
			istediğimiz ise, en azından resmi defterlerin yazdırıldığı sürekli form 
			yapraklarının birbirinden ayrılması ve o şekilde ciltlenmesi ya da 
			dosyalanmasıdır. Yani tüm bir yılın binlerce hatta onbinlerce veya firmasına 
			göre yüzbinlerce kaydı yıl sonunda veya belirli bir tarihte tek seferde 
			yazıldığı bu kadar da belli olmasın…!! Bu arada eğer muhasebe programı resmi 
			defterlerin üzerine işlem yapılan (döküm alınan ) tarihi yazıyorsa lütfen buna 
			dikkat edin ve bilgi işlemcilerinizle ya da programı satan firma ile görüşün…! 
			  
			Bize göre Maliye 
			İdaresi bu yönde sürpriz baskın şeklinde denetimler yapmalıdır. Yani gerek yıl 
			içinde 45 günlük resmi defter yazdırılması denetimi ve gerekse yıl sonunda 
			(özellikle ocak ayına sonuna kadar kapanış tasdikinin yapılması gereken yevmiye 
			defteri) resmi defterlerin süresi içinde yazdırılıp yazdırılmadığı yönünde 
			denetimler yapılmalıdır. Bu şekilde mükellefler ve muhasebecilerde Kanunda yer 
			verilen sürelere uymaları yönünde bilinç oluşacak ve “resmi defter” kendisinden 
			beklenen asıl fonksiyonu yerine getirecektir. Mevcut haliyle yıl içinde ve yıl 
			sonunda her türlü geriye dönük düzeltmeler yapılabilmekte ve “resmi defter” bu 
			açıdan formalite bir defter olmaktan pek öteye gidememektedir. 
			  
			 
			17-  
			YIL SONU CİRO PRİMLERİ VE PERSONEL İKRAMİYELERİ VE PRİMLERİ 
			  
			İşletmeler 
			alıcılarına verecekleri ciro primleri için almaları gereken faturaları en geç 
			Aralık ayı KDV beyannamesi verilinceye kadar ve en geç 31.12 tarihli olarak 
			almış olmalıdır. Aksi takdirde bu faturalarda yer alan KDV indirilemez. (KDV 
			Kanunu Md. 29/3.) Çünkü ciro priminde vergiyi doğuran olay (26 no.lu KDVGT L/2. 
			no.lu bölümü açıklamasına göre alıcının satıcıya karşı verdiği  hizmet) yıl 
			içinde olmaktadır. Bununla birlikte fatura ertesi yıl tarihli gelirse de olay 
			asıl olarak bir önceki yılın gideri olduğu için ertesi yıl defter kayıtlarına 
			gider olarak kaydedilemez. 
			  
			Her şeye rağmen 
			ciro primini hak eden taraf faturayı zamanında gönderemez ya da ertesi yıl 
			tarihli gönderir ise firmanın yapabilecekleri vardır. KDV indirim hakkı 
			kaybolmuştur ancak, KDV Kanunu madde 58 gereği indirilemeyen KDV gider olarak 
			dikkate alınabilir. Bu durumda fatura bedeli KDV dahil olarak yıllık beyanname 
			üzerinde indirimler içinde gösterilebilir. Ertesi yıl ise KDV dahil fatura 
			tutarı KKEG olarak kayıtlara alınır. Bu şekilde en azından vergiye tabi kazancın 
			tespitinde indirim etkisinden yararlanılmış olacaktır. 
			  
			Aynı şekilde, 
			işetme eğer bir ciro primine hak kazanıyorsa bu durumda en geç 31.12 tarihli 
			olarak ciro primi faturasını düzenlemeli, KDV beyanını aralık beyannamesi ile 
			yapmalı ve ciro primi gelir kayıtlarına girmelidir. Eğer fatura bir şekilde, 
			herhangi bir nedenle aralık ayına kesilemez ise bu durumda gelir tahakkuku 
			yapılmalıdır. Ancak faturanın ertelenmesi (bir ay dahi olsa) tespiti halinde 
			verginin bir ay geç beyanı olarak görülecek ve cezai tarhiyat yapılabilecektir. 
			Bu durumda KDV açısından da zor durumda kalınmak istenmiyorsa, 181-Gelir 
			Tahakkukları hesabına KDV dahil gelir tahakkuku yapılabilir ve aralık ayı KDV 
			beyanı doğru olarak yapılır. Ertesi yıl (ocak ayı içinde) fatura kesildiğinde 
			ise KDV tutarını da barındıran 181 hesap 120 hesaba devredilir. Ancak bu durumda 
			fatura üzerine yapılan bu işlem hakkında detaylı açıklama yapılması 
			tavsiyemizdir. (Faturada gözüken KDV’nin ocak ayı 391 hesabında olmadığı, 
			vergiyi doğuran olay bir önceki yıl gerçekleştiği için KDV hesabına aralık 
			ayında kayıt yapıldığı ve beyanın aralık ayında yapıldığı şeklinde…) 
			  
			Bir diğer konumuz 
			ise, personele verilecek ikramiyeler, primler hakkında. Eğer, bir personelin 
			31.12 itibariyle ikramiye ya da prim alacağı kesinleşmiş ise bunun gider kaydı 
			yapılmalıdır. Ancak, gider kaydı demek ücret sayılan bu unsurda “hesaben ödeme” 
			anlamına gelmektedir. Maliye Bakanlığı ise tüm görüşlerinde, kayıt yapılan aya 
			ait muhtasar beyannamesi ile ilgili vergilerin beyan edilmesi gerektiğini ifade 
			etmektedir.  Personele fiilen ödeme olmasa da gerekli bordro tanzim edilecek ve 
			ücret kesintileri hesaplanacaktır. 
			  
			Bu noktada 
			yukarıdaki çözümleme bu işlem içinde geçerli olmaz mı diyenler çıkabilir. Yani 
			ikramiye ya da prim brüt tutarı ile beyanname üzerinde dikkate alınır ve vergiye 
			tabi kazanç azalır. Ancak ertesi yıl ise brüt tutar KKEG olarak kayıtlara alınır 
			ve kayıt yapılan ay ile de muhtasar vergileri ödenir. Maalesef bu mümkün 
			değildir. Çünkü hesaben ödeme GVK Md.96’da açıkça tanımlanmıştır. Buna göre 
			hesaben ödeme; vergi tevkifatına tabi kazanç ve iratları ödeyenleri istihkak 
			sahiplerine karşı borçlu durumda gösteren her türlü kayıt ve  
			işlemdir. 
			  
			  
			  
			  
			 
			18-  
			BAĞIŞ VE YARDIMLARIN MUHASEBELEŞTİRİLMESİ VE BEYANNAMEDE GÖSTERİMİ  
			  
			 
			Bağış ve yardımlar 
			yıl içinde öncelikle kanunen kabul edilmeyen gider olarak 
			muhasebeleştirilmelidir. 
			Vergi mevzuatı açısından kabul edilen bağış ve yardımlar beyanname üzerinde 
			ayrıca gösterilmek suretiyle indirim konusu yapılacaktır. KKEG olarak ilk 
			kayıt yapılmazsa, beyanname üzerinde ayrıca gösterilme imkanı olmayacaktır.  
			  
			5520 sayılı yeni 
			Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 10.’uncu maddesinde yer verilen  bağış ve 
			yardımlardan, 10/1-c bendinde yer verilenler ancak kurum kazancı olması 
			durumunda beyanname üzerinde indirim konusu yapılabilir. 10/1-b bendinde yer 
			verilen yardımlarsan ise sadece profesyonel spor dalları için olanların %50’si 
			beyanname üzerinde indirim konusu yapılabilir. Bunun haricinde 5520 s.k. madde 
			10’da sayılan diğer bağış ve yardımların tamamı kurum beyannamesi üzerinde 
			(%100) indirilebilecektir. %100 indirim hakkı verilen bağış ve yardımlar 
			kurum kazanç ede etmemiş olsa dahi (zarar da beyan etse) beyanname üzerinde 
			ilgili satırda indirim olarak gösterilecektir. Bunun haricinde diğer 
			bağışların indirilebilmesi için kurum kazancı olmalı ve yasal limitler 
			aşılmamalıdır. 
			  
			İşletmelerin, 
			bağış ve yardımları yıl içinde doğrudan gider yazdıkları ve dönem sonunda kurum 
			kazancı olup olmadığına bakmaksızın ticari kazancın tespitinde indirim olarak 
			dikkate alabildikleri görülmektedir. Bir diğer husus ise, bağış ve yardım konusu 
			olan ayni unsurların edinimi sırasında indirilen KDV’leri için KDV indirim 
			iptali işlemi yapılması unutulmaktadır. 
			  
			 
			%5 oranın, 
			işletmenin kurum kazancına (vergiye tabi kazancına) uygulanacaktır. 
			Bir diğer söyleyişle ticari kazancı olan ancak mali kazancı (vergi matrahı) 
			oluşmayan bir işletme, %5 ile sınırlı bağış ve yardım tutarını da indiremez. 
			  
			 
			İndirim ve istisna 
			uygulamasında sıralama açısından kurumlar vergisi beyannamesinin satır 
			numaralama sistemine bakılmalıdır. Beyannamenin ilk satırlarında yer verilen 
			(Ör.: zarar olsa dahi indirilecek indirim ve istisnalar (Ör.:iştirak kazancı 
			istisnası veya gayrimenkul ve iştirak hissesi satış kazancı istisnası zarar olsa 
			dahi indirilecek istisna kazançlar arasında sayılmaktadır.) veya yatırım 
			indirimi..v.d.) indirim ve istisnalar yapılmadan, bağış ve yardımlara 
			geçilmeyecektir. 
			  
			 
			19- FİNANSAL 
			KİRALAMA YOLUYLA EDİNİLEN VARLIKLARDA ÖZELLİK ARZ EDEN DURUMLAR 
			  
			Bilindiği gibi 
			VUK’nda 
			yapılan yeni düzenleme ile artık finansal kiralama konusu kıymet kiracı 
			tarafından aktifleştirilmekte ve amortisman yoluyla itfa edilmektedir. 
			  
			Finansal kiralama 
			yoluyla edinilen varlığa ait ödeme planında gözüken ilk yıla ait faiz 
			giderleri maliyet bedeline (amortismana tabi tutara) dahil edilmelidir. 
			Ayrıca döviz cinsi kiralama sözleşmelerinde ilk yıl oluşan tüm kur farkları 
			(artış ve azalış) maliyet bedeli ile ilişkilendirilmelidir. 
			  
			Döviz cinsi 
			finansal kiralama sözleşmelerinde, 301, 302, 401 ve 402 hesaplar her üç ayda 
			bir topluca değerlenecek ve arada oluşan fark, kur farkı olarak dikkate 
			alınacaktır. 
			  
			  
			 
			20-  
			İHRACAT İŞLEMLERİNDEN DOĞAN ALACAKLARIN DEĞERLEMESİ 
			 
			  
			 
			Vergi sistemimizde 
			ihracattan doğan alacakların genel olarak dövizli alacaklardan herhangi bir 
			farkı yoktur ve genel esaslara göre değerlemeye tabiidirler. 
			Buna rağmen ihracat bedelleri ile ilgili muhasebe işlemleri meslek mensuplarının 
			karşısına her zaman için problemli konu özelliğini korumuştur. Bunun nedeni ise, 
			ihracat bedellerinin tabi olduğu kambiyo düzenlemelerinin karışık ve muhasebe/ 
			vergi düzenlemelerine paralel olmayışıdır. 
			  
			İhracat bedelinin 
			yurda getirilişiyle ilgili düzenlemeler aşağıdaki gibidir:   
			  
			1 - İhracat 
			bedelinin % 70’inin 90 gün içersinde yurda getirilip kalan % 30’unun yurda 
			getirilmesi zorunlu değildir. 
			  
			2 - İhracat 
			bedelinin tamamı 180 gün içersinde getirilmelidir.( bu durumda % 70’nin 90 günde 
			getirilmesine gerek olmayıp tamamı 180 günde getirilmelidir.) 
			  
			3 - Her bir Gümrük 
			Beyannamesi bazında 100.000 USD ve eşiti dövizin yurda getirilmesine gerek 
			olmadan aracı bankalarca ihracat hesaplarının kapatılması mümkündür. 
			  
			İhracatçılar yurda 
			getirmekle zorunlu oldukları ihracat bedelini yurda getirmedikleri taktirde, bu 
			kıymetin % 5’i tutarında ağır para cezasıyla cezalandırılırlar.(TPKK 3/b)) 
			  
			 
			TPKK Mevzuatı 
			gereği getirilen zorunlulukların, VUK gereği yapılacak değerleme işlemleri 
			açısından geçerliliği yoktur. Ortada bir ihracat alacağı olduğu ispatlanabildiği 
			sürece yurt dışı alacak değerlemeye tabii tutulacaktır.  
			Bunun tek 
			istisnası, yurt dışı alıcı, işetme açısından “ilişkili kişi” ise bu 
			durumda yurt dışında bırakılan veya tahsil edilmeyen alacak, ister TPKK 
			mevzuatına uygun olsun ister olmasın, emsaline göre uygun olmayan şekilde 
			tahsil edilmeyen bu  işlem (alacak) örtülü kazanç dağıtımı sayılacaktır.  
			 
			 
			 
			 
			 
			  
			 
			DİPNOTLAR: 
			 
			 
			 
			 
			 
			 
			 
			 
			[1] 
			K.K.E.G.’ler dışında ilave olarak dikkate alınacak işlemlere örnek 
			verecek olursak: (1) Bir önceki yıl vergi mevzuatı açısından 
			zorunlu olmadığı halde yapılan gelir tahakkuku. Bu tahakkuk 181/600 veya 
			181/642 şeklinde kayda alınmış olabilir.  Bu gelir tahakkuku vergi 
			beyanında indirim olarak dikkate alınır. Cari dönemde ise gelir tahakkuk 
			eder ama gelir yazılmaz. 181 hesap kapatılır. İşte bu tutar bu defa cari 
			yıla ait kurumlar vergisi beyannamesinde ilaveler arasında gösterilir. 
			(2) Yine vergi mevzuatı açısından yapılması zorunlu olmayan ancak 
			işletmenin tabii olduğu diğer yasal mevzuat açısından yapmak zorunda 
			olduğu gider tahakkuku kayıtlara kanunen kabul edilmeyen gider olarak 
			yazılmadıysa, beyanname üzerinde ayrıca ilave olarak dikkate alınır. Bu 
			gider tahakkukuna ait hesap (381, 373, 379..v.b.) ertesi hesap döneminde 
			kapatıldığında ise bu defa defter kayıtlarına gider olarak 
			yazılamayacağı için (bir önceki yıl yazılmıştı) ertesi hesap dönemine 
			ait kurumlar vergisi beyannamesinde indirim olarak dikkate alınacaktır. 
			Bu gibi örnekler çoğaltılabilir. 
			  
			Biz, K.K.E.G. denince, Örneğin; G.V.K. 
			Madde 41, K.V.K. Madde 11, madde 5/3, M.T.V.K. Madde 14, K.D.V.K. Madde 
			58, V.U.K. Geç.Madde 25/(l), 5510 sayılı SSGSSK Madde 88/8. fıkrası…v.b. 
			Kanunlarda açıkça gider olarak kabul edilmeyeceği belirtilen işlemleri 
			anlıyoruz. Bunun dışında indirim olarak kayıtlara alınan ama vergisel 
			açıdan kabul edilmeyen ve beyannamede vergi matrahına eklenen unsurları 
			ise “ilaveler” olarak adlandırıyoruz. 
			 
			 
			 
			 
			 
			NOT: Bu makale Mali Pusula Dergisi'nde yayınlanmıştır (Ekim 2007). 
			  
			  
			  
			  
			  
			 
			 
			 
			Kaynak: 
			 
			 
			www.MuhasebeTR.com 
			 
			 
			(Bu makale yazılı veya 
			elektronik ortamda kaynak 
			göstermeden yayınlanamaz. 
			Kaynak göstermeden yayınlayanlar hakkında yasal 
			işlem yapılacaktır .)  
			  
			 |