“Vergi Suçu” tabiri tek başına ele alındığında, yaygın olarak, vergi kayıp ve kaçağına yol açan fiilleri hatırlatmaktadır. 213 sayılı VUK’da, vergi suçu bakımından doğrudan bir tanımlama yoktur. Sadece 331. Maddede, “vergi kanunları hükümlerine aykırı hareket edenler, bu kitapta yazılı vergi cezaları (vergi ziyaı cezası ve usulsüzlük cezaları) ve diğer cezalar ile cezalandırılırlar.” İbaresi bulunmaktadır.
Bu tanımlamadan hareket edildiğinde, “vergi suçu” vergi kanunlarında belirlenen husus ve kurallara aykırı davranışların hepsini kapsamaktadır. Ancak, vergi kanunlarına aykırılık, nitelik olarak, sadece Kanunla düzenlenmiş hususları değil, Kanunun idareye tanıdığı yetkilerle getirilen kural ve şartlara aykırılıkları da kapsamaktadır.
Örneğin, vergilendirme ile ilgili konularda Bakanlığa tanınan şekli düzenlemeler konusundaki aykırılıklar da, ya usulsüzlük ya da özel usulsüzlük cezası ile cezalandırılmaktadır.
Anayasanın 36 ve 38. Maddelerinin yorumundan çıkan sonuca göre “Ceza” tabiri sadece adli ceza yargılamasını değil, idari vergi (para) cezalarını da kapsamaktadır.
Anayasa Mahkemesinin 09.03.2022 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan 04.11.2021 tarihli ve E. 2019/4 K. 2021/ 78 sayılı Kararında geniş biçimde açıklandığı gibi vergi hukukunda, vergi ziyaı cezası ile usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezalarına yol açan normal fiiller KABAHAT niteliğinde olup “vergi suçunu” teşkil eden fiiller, (VUK’un 359. Maddesinde olduğu gibi) KAÇAKÇILIK sayılan fiiller ise genel ceza hukuku çerçevesinde SUÇ sayılan eylemlerden oluşmaktadır.
Vergi suçları adli mekanizma içinde ve adli yargıda değerlendirildiği ve suçun niteliğinin, derecesinin ve hatta ceza tertibinin ceza hukuku çerçevesinde belirlenmesine karşın, idari para cezası mahiyetinde bulunan vergi ziyaı cezası ile usulsüzlükler idari yargı çevresinin konusudur.
Uygulamaya yerleşmiş haliyle “vergi suçu” tabiri, daha geniş bir anlam kazanarak vergi kabahatlerini de kapsayan bir terim olmuştur. Bu nedenle yazımızda yer alan “vergi suçu” tabiri hem gerçek vergi suçu sayılan filleri hem de vergi kabahati sayılan ve vergi ziyaı cezası ya da usulsüzlük cezaları ile cezalandırılan filleri ifade etmektedir.
Vergi suçunun kapsamına bağlı olarak suça ilişkin cezalar da şekillenmektedir. Burada önemli olan husus şudur;
Asli fiiller, ya vergi kaybına yol açan işlemlerdir ya da vergi kaybı söz konusu olsun olmasın cezalandırılması öngörülen eylemlerdir. Bunlar vergi ziyaı cezasına tabi olacağı gibi bazı hallerde vergi cezası kesilmese bile genel ceza sistematiği içinde cezalandırılacak fiillerdir.
Ceza hukuku açısından yargılanması gereken suçların yaptırıma bağlanmasında ceza mahkemeleri görevlidir. Ceza hukuku açısından vergi suçları ile diğer adli yargı konusu suçların fiil niteliği, suçun konusu ve genel veya vergisel düzeni bozmaya yönelik amaçlar bakımından farklılık yoktur.
Vergisel eylemin “suç” niteliğinde olması, adli ceza kapsamına alınması için yeterlidir. Eylemin, vergi kaybına sebep olup olmamasının bir önemi yoktur.
Vergi cezalarında bir başka önemli husus, ceza kesilecek fiilin doğrudan vergi dairesi gibi uygulayıcı birimler veya denetim birimleri/elemanları tarafından belirlenmesidir.
Vergilendirmenin özel hukuku nedeniyle, vergi teşkilatı dışındaki birimlerin ceza belirlemesi kabul edilemez. 359. Maddede yazılı fillerin işlendiğinin tespiti de vergi inceleme yetkisini haiz kişilerce ve vergi incelemesi yoluyla yapılabilir.
Bu konudaki sorun; incelemeyi fiilen denetim elemanlarının yapıp, (iş çokluğu veya süre darlığı gibi nedenlerle) matrah tespitini takdir komisyonuna bırakması durumunda, savcılığa suç duyurusunda bulunulup bulunulamayacağıdır.
Kısaca; Bulunabilir. 359. Madde kapsamındaki fiiller zaten “sistem aleyhine eylemler” olarak tanımlandığı için adli yargıda açılacak davanın niteliği de “Kamu Davası” olacaktır.
VUK 367. Maddesine göre, “fiilin tespitinin” inceleme elemanı tarafından yapılması şarttır. Fiilin incelemeye yetkililer tarafından tespit edildiği hallerde, tarhiyat nerede ve hangi yolla yapılırsa yapılsın, inceleme elemanları tarafından suç duyurusu yapılabilecektir.
VUK’un 367. Maddesinde yer aldığı gibi, vergi kaçakçılığına dair eylemler hakkında başka kanallardan bilgi sahibi olunan hallerde, C.Savcısı bile re’sen soruşturmaya başlayamaz. İnceleme raporunun hazırlanması için vergi idaresi haberdar edilir. İnceleme raporu geldikten sonra kamu davası açılabilir.
Bunun istisnası, Emlak Vergisi ve Belediye Gelirleri Kanunu kapsamındaki harç uygulamalarıdır. Burada ceza kesilmesi yerel yönetimlere aittir. Ancak, her iki Kanunun düzenleyicisi ve yorumlayıcısı da vergi idaresidir. Yerel yönetim sadece bu hukuk çerçevesinde uygulayıcıdır.
Vergi suçunun, “vergi kanunlarına aykırılık” olarak tanımlanması nedeniyle, vergi cezasını sona erdiren veya azaltan nedenler de Vergi Usul Kanununda yer almaktadır.
Failin ölümü üzerine cezanın düşmesi, genel veya özel vergi affı, tarhiyat öncesi ve sonrası uzlaşma, 376. Madde kapsamındaki ceza indirimi, yanılma, pişmanlık, mücbir sebep gibi hususlar sadece VUK’ta düzenlenmiştir.
Vergisel suç ve kabahatlerin tanımı ve sıralanması ile kesilecek idari para cezalarının alt/üst tutarları VUK’un IV. Kitap olarak tanımlanan bölümünde yer almaktadır. (VUK Madde 331 ila 376 )
VUK’un 331. Maddesinde vergi cezaları tanımı ;” Vergi kanunları hükümlerine aykırı hareket edenler, bu kitapta yazılı vergi cezaları (vergi ziyaı cezası ve usulsüzlük cezaları) ve diğer cezalar ile cezalandırılırlar.” Şeklinde yapılmıştır.
Bu konuda, Kanun'un 336. maddesinde yer alan "usulsüzlük" ibaresinin "özel usulsüzlük cezasını" da kapsayıp kapsamadığının ortaya konulması önem arz etmektedir. Danıştay’ın yakın tarihli ( 3. Daire, Esas No. 2021/2502 ve K. 2022/ 336 ) bir Kararında, konu şu şekilde açıklanmıştır;
“Kanun'un 331. maddesinde usulsüzlükten başka özel usulsüzlük cezası ifadesine ayrıca yer verilmediği görülmektedir. Anılan hükümlerin Kanun'un sistematiğindeki yeri ve diğer maddelerle bağlantısı göz önünde tutulduğunda, Dördüncü Kitabın İkinci Kısmında yer alan "İkinci Bölüm"ün başlığının usulsüzlük cezası olması ve bu başlığın altında hem usulsüzlük cezası ve hem de özel usulsüzlük cezasının düzenlenmesi nedeniyle ayrıca belirtilmediği hallerde "usulsüzlük" deyiminden hem usulsüzlük cezasının hem de özel usulsüzlük cezasının anlaşılması gerekmektedir.”
Vergi suçu sayılan filler ile vergi kabahatlerinin VUK’ta özel bir bölüm olarak düzenlenmesi nedeniyle, buradan hareketle genel olarak “vergi suçu” tabiri kullanılmaktadır.
“Vergi suçu” tabirinin, vergi kaçakçılığı gibi “asli vergi suçları” yanında, vergi ziyaı ve usulsüzlük cezası (vergilerle ilgili idari para cezaları) gerektiren vergi kabahatlerini de içerdiğini yukarıda söylemiştik.
Bu genel tanımlama verginin usul hukukunda kendini açıkça göstermektedir.
Suç sayılan filler Vergi Usul Kanununda özel olarak ve ayrı maddeler halinde ve ceza tutarları ile birlikte tanımlanmasına rağmen, suçun yargılama ve cezalandırılma işlemleri genel ceza sistematiği içerisinde ve ceza hukukunun ilkelerine göre yapılmaktadır.
Vergi Usul Hukukunda “Kaçakçılık Suçları” olarak tanımlanan 359. Maddede yazılı fiiller Ceza Literatüründe “Vergi usul Kanununa Muhalefet” olarak sınıflandırılmaktadır.
Vergi usul Kanununa Muhalefet” ifadesi sadece vergi kaçakçılığı filleri ile ilgili değildir. VUK’da yer alan ancak Ceza Yargılamasına konu olan diğer fiiller de (Mükellefin özel işlerini yapanlar, vergi mahremiyetini ihlal edenler gibi) “vergi Usul Kanununa Muhalefet” tanımı altında soruşturma ve kovuşturma konusu olmaktadır.
VUK 359. Maddede yazılı olan fiiller, (sonuçta vergi kaybına yol açmasa bile) özel nitelikli, suç kastı içinde var olan ve mali sistemin doğrudan kendisine yönelik eylemler olarak değerlendirilmektedir.
Bu nedenle, bu tür fiillerin genel ceza hukuku çerçevesinde de yargılanması esası getirilmiştir. Bu yönüyle vergi Usul Kanununa Muhalefet suçu bir kamu davası niteliğini almaktadır.
Vergi suçunun cezası üzerinde durulurken, doğrudan vergilendirme işlemleri ile ilgili olmayan ancak, vergi hukukuna dahil diğer bazı eylemler de dikkate alınmalıdır. Vergi Usul Kanunu’nun 5 maddesinde yer alan “Vergi Mahremiyetinin İhlali” karşısında kesilecek ceza da fiilin vergi tarhına yönelik olmaması ve vergi sisteminin aleyhine bir özellik taşıması nedeniyle ihlal fiiline vergi cezası kesilmemekle birlikte hapis cezası söz konusu olabilmektedir.
Aynı şekilde, VUK’un 6. Maddesinde yer alan ve vergilendirme işlemleriyle ilgili/yetkili olanların “yakın veya ilişkili oldukları kişilerin özel işlerini yapma” eylemi de vergi ziyaı cezası kesilmesine bağlı olmayan ancak ceza hukuku kapsamında cezalandırılacak fiillerdir.
Verdiğimiz bilgiler, vergi suçları ile ilgili genel esaslardı. Bunları anlatmamızın sebebi, vergi suçunda tarhiyat olsun olmasın adli yargı yönünün yine de var olmasıydı.
Konunun hassa tarafı, pişmanlık uygulamalarında, inceleme ve takdir söz konusu olmadığı halde, inceleme elemanlarının savcılığa suç duyurusunda bulunup bulunamayacağıdır.
VUK’un 359. Maddesine göre, “ 371 inci maddedeki pişmanlık şartlarına uygun olarak durumu ilgili makamlara bildirenler hakkında bu madde hükmü uygulanmaz.”
“ Bu madde hükmü uygulanmaz” ifadesinin, o maddede yer alan ve kaçakçılık/vergi suçu sayılan fiiller için mi? Yoksa sadece bu fiillere kesilebilecek vergi cezası için mi? olduğu tartışma sebebidir.
Buna cevap vermek için öncelikle şu hususların göz önünde bulundurulması gerekmektedir;
Bu itibarla, başkaca bir sebep bulunmadığı müddetçe, sırf pişmanlıkla beyanname verdikleri gerekçesiyle mükelleflerin incelemeye ve takdire sevk edilmesi mümkün bulunmamaktadır.” Şu halde pişmanlık sadece vergi ziyaı cezasından kurtulmanın bir yolu değil, “vergiye gönüllü uyumun” da bir unsurudur.
(Hareket fiilinde cezayı gerektiren şey fiilin işlenip tamamlanmasıdır. Örneğin; sahte fatura düzenlenmesinde hareket fiili, sahte faturanın düzenlenmesidir. Bunun karşılığında komisyon geliri elde edilip edilmemesi ya da alıcının bu faturayı kullanıp kullanmaması önemli değildir. Fatura düzenlenmiş, eylem gerçekleşmiştir. Aynı şekilde, sahte fatura kullanımında da, kullanıcının faturayı alıp defterine kaydetmesi, beyan konusu yapması veya vergi indiriminde bulunması suçun hareket unsurudur ve tamamlanmış bir eylemi ifade eder .)
Bu konuda çok farklı önermeler bulunmaktadır. Ancak, yukarıda yer verdiğimiz düzenlemelere göre;
Kanaatimizce, pişmanlık uygulaması ile 359. Ve 367. Maddelerle ilişkisinin yeniden ele alınması ve pişmanlık uygulamasının vergi suçunun adli yönüne de etkili olabilecek bir düzenlemenin yapılması uygun olacaktır.
11.08.2025
Kaynak: www.MuhasebeTR.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.
>> YILIN KAMPANYASI: Muhasebecilere Özel Web Sitesi 1.249 TL + KDV Ayrıntılar için tıklayın.