BASINDAN YAZILAR
Emisyon Primi Üzerinden Nakdi Sermaye Faiz İndirimi Hesaplanabilir Mi? - MuhasebeTR

Emisyon Primi Üzerinden Nakdi Sermaye Faiz İndirimi Hesaplanabilir Mi?

Evet, gün geçmiyor ki, yeni bir vergisel sorunumuz olmasın!

Hemen her gün yeni bir vergisel sorun ortaya çıkıyor, olayın yargıya yansıması hususu da dikkate alındığında çözümü en az 2-3 yılı buluyor. Bu zorlu süreç sonunda, bazen “İyi ki Danıştay var”, bazen de ”İyi ki Maliye var” diyoruz!

Bugünkü yazımız ise, Maliye ve Danıştay’ı karşı karşıya getiren güncel ve önemli bir konu ile ilgili!

İhtilaflara neden olan konu tam olarak ne?

Son zamanlarda ihtilaflara neden olan ve Maliye ile Danıştay’ı karşı karşıya getiren konu, emisyon primleri üzerinden nakdi sermaye artışı faiz indirimi hesaplanıp hesaplanamayacağı ile ilgili.

Nakit sermaye faiz indirimi düzenlemesinin amacı ne?

Nakit sermaye artışı faiz indirimi düzenlemesi, Kurumlar Vergisi Kanununun 10. Maddesinde düzenlenmiş bulunuyor.

Söz konusu düzenlemeye göre; finans, bankacılık ve sigortacılık sektörlerinde faaliyet gösteren kurumlar ile kamu iktisadi teşebbüsleri hariç olmak üzere sermaye şirketlerinin ilgili hesap dönemi içinde, ticaret siciline tescil edilmiş olan ödenmiş veya çıkarılmış sermaye tutarlarındaki nakdi sermaye artışları veya yeni kurulan sermaye şirketlerinde ödenmiş sermayenin nakit olarak karşılanan kısmı üzerinden Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) tarafından indirimden yararlanılan yıl için en son açıklanan bankalarca açılan TL cinsinden ticari kredilere uygulanan ağırlıklı yıllık ortalama faiz oranı dikkate alınarak, ilgili hesap döneminin sonuna kadar hesaplanan tutarın %50’si, kurumlar vergisi matrahının tespitinde kurumlar vergisi beyannamesi üzerinde ayrıca gösterilmek şartıyla, kurum kazancından indirim konusu yapılabiliyor.

Bu düzenleme, sermaye şirketlerinin nakit sermaye artırımını teşvik etmek ve şirketlerin sermaye yapılarını güçlendirmelerine destek olmak amacıyla yapılan vergisel düzenlemelerinden birisi!  Özellikle faiz oranlarının yüksek olduğu günümüzde, nakit sermaye artışından kaynaklanan faiz indirimi, şirketlere önemli bir vergisel avantaj sağlıyor.

Bu indirimden kimler faydalanabiliyor?

Yukarıda da ifade ettiğimiz üzere, bu indirimden finans, bankacılık ve sigortacılık sektörlerinde faaliyet gösteren kurumlar ile kamu iktisadi teşebbüsleri hariç, gerekli şartları sağlayan sermaye şirketleri faydalanabiliyor.

Faiz indirimi nasıl hesaplanıyor?

Nakdi sermaye artışı üzerinden, indirimden yararlanılan yıl için TCMB tarafından en son açıklanan ticari krediler faiz oranı dikkate alınarak, ilgili hesap döneminin sonuna kadar hesaplanan tutarın belirlenen orana isabet eden kısmı ilgili dönem kurumlar vergisi matrahının tespitinde kurumlar vergisi beyannamesi üzerinde ayrıca gösterilmek şartıyla, kurum kazancından indirim konusu yapılabiliyor.

Kurum kazancından indirilebilecek tutar şu formüle göre hesaplanıyor:

Kurum Kazancından İndirilebilecek Tutar

=

Nakdi Sermaye Artışı

X

Ticari Krediler Faiz Oranı

X

İndirim Oranı

X

Süre

Yukarıda da ifade ettiğimiz üzere, bu indirimden finans, bankacılık ve sigortacılık sektörlerinde faaliyet gösteren kurumlar ile kamu iktisadi teşebbüsleri hariç, gerekli şartları sağlayan sermaye şirketleri faydalanabiliyor.

İndirim hesabında sermaye artırımının tescil tarihi mi ödeme tarihi mi dikkate alınıyor?

Taahhüt edilen sermayenin indirim hesaplamasında dikkate alınabilmesi için, bu sermayenin şirketlerin banka hesaplarına nakit olarak yatırılmış olması gerekiyor. İndirim hesaplamasında dikkate alınacak sermaye artışı tutarı, artırılan sermayenin ortaklar tarafından şirketin banka hesabına nakit olarak yatırılan kısmı ile sınırlı bulunuyor. Ortaklar tarafından taahhüt edilen sermayenin şirketin banka hesabına nakit olarak yatırılmamış kısmı, indirim hesaplamasında dikkate alınamıyor.

Nakden taahhüt edilen sermayenin;

- Sermaye artırımına ilişkin kararın ticaret siciline tescil edildiği tarihten önce şirketin banka hesabına yatırılan kısmı için tescil tarihi,

- Tescil tarihinden sonra şirketin banka hesabına yatırılan tutarlar için ise, şirketin banka hesabına yatırılma tarihi

esas alınarak bu indirimden yararlanılabiliyor.

İndirim tutarının hesabında dikkate alınmayacak sermaye artışları var mı?

Olmaz olur mu, elbette var!

İndirime konu edilecek tutarın hesabında; mevcut sermaye şirketlerinde ödenmiş veya çıkarılmış sermaye tutarlarındaki nakdi sermaye artışları, yeni kurulan sermaye şirketlerinde ise ödenmiş sermayenin nakit olarak karşılanan kısmı dikkate alınıyor, sermayenin nakit olarak karşılanmayan kısmı için ise indirim uygulamasından yararlanılamıyor.

Örneğin;

- Sermaye şirketlerine nakit dışındaki varlık devirlerinden kaynaklanan sermaye artışları,

- Sermaye şirketlerinin birleşme, devir ve bölünme işlemlerine taraf olmalarından kaynaklanan sermaye artışları,

- Bilançoda yer alan öz sermaye kalemlerinin sermayeye eklenmesinden kaynaklanan sermaye artışları,

- Ortaklarca veya Kurumlar Vergisi Kanununun 12. maddesi kapsamında ortaklarla ilişkili olan kişilerce kredi kullanılmak veya borç alınmak suretiyle gerçekleştirilen sermaye artışları,

- Şirkete nakdi sermaye dışında hisse senedi, tahvil veya bono gibi kıymetlerin konulması suretiyle gerçekleştirilen sermaye artışları

- Bilanço içi kalemlerin birbiri içinde mahsubu şeklinde gerçekleştirilen sermaye artışları

indirim tutarının hesaplamasında dikkate alınamıyor (1 Seri No.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin 10.6 bölümü).

Peki, emisyon primleri üzerinden nakdi sermaye artışı faiz indirimi hesaplanabilir mi?

Emisyon primleri üzerinden nakdi sermaye artışı faiz indirimi hesaplanıp hesaplanamayacağı konusunda Danıştay ve Maliye farklı görüşte!

Maliye’nin görüşü ne?

Maliye’ye göre; sermaye olarak tescil edilmeyen emisyon primleri üzerinden, Kurumlar Vergisi Kanununun 10. maddesinin birinci fıkrasının (ı) bendi uyarınca nakdi sermaye indirimi hesaplanması mümkün bulunmuyor. Ayrıca, emisyon primlerinin daha sonra sermayeye ilave edilmesi durumunda da sermayeye eklenmesi işlemi, bilançoda yer alan öz sermaye kalemlerinin sermayeye eklenmesi mahiyetinde olduğundan, söz konusu artış nedeniyle nakdi sermaye artışı indiriminden faydalanılması da söz konusu değil (GİB İstanbul VDB’nin 26.10.2022 tarihli ve E-62030549-125[10-2021]-1239258 sayılı Özelgesi).

Peki, Danıştay’ın bu konudaki görüşü nasıl?

Danıştay’ın bu konudaki görüşü, bir bozma kararında şu şekilde ifade edilmiş bulunuyor:

“Emisyon primi kazanç değil, yedek akçe niteliğinde olup, doğrudan bir sermaye unsurudur. Buna göre, emisyon priminin kazanç niteliğinde olmadığı göz önüne alındığında, 5520 sayılı KVK’da vergiden istisna tutulmamış olması halinde dahi, vergiye tabi tutulamayacak bir nakdi kaynak olduğu tabiidir. Bu durumda, emisyon priminin kazanç niteliği bulunmadığının ortaya konulmuş olması karşısında, söz konusu emisyon primleri üzerinden hesaplanan faizin kurum kazancından indirilebileceği sonucuna varılmıştır.” (Danıştay 3. Dairesi’nin 27.05.2025 tarihli ve E.2024/5601, K.2025/2530 sayılı Kararı).

İlginç bir gelişme!

İlk derece vergi mahkemesi, Danıştay’ın söz konusu bozma kararına uymuyor ve aksi yöndeki ilk kararında ısrar ediyor.

Şimdi ne olacak?

Bu konudaki nihai karar Danıştay VDDK’da verilecek ve herkes bu Karara uyacak!

Sonuç olarak;

Çok ilginç değil mi?

Bu konuda verilecek nihai kararı hep beraber bekleyip göreceğiz. Karar, özellikle emisyon primli sermaye artışı yapan şirketleri yakından ilgilendiriyor! Bu önemli konudaki gelişmeleri buradan okurlarımız ve kamuoyuyla paylaşacağız.

Önemli Not: Tüm okurlarımızın yeni yılını kutluyor, yeni yılın ülkemize ve okurlarımıza sağlık ve mutluluk getirmesini diliyorum…

(Kaynak: Abdullah Tolu / Ekonomim.com | 31.12.2025)

>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.

>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.

>> YILIN KAMPANYASI: Muhasebecilere Özel Web Sitesi 1.279 TL + KDV  Ayrıntılar için tıklayın.

GÜNDEM