BASINDAN YAZILAR
Kasa Hesabında Fazla Para Tutmak Artık Riskli Değil Mi? - MuhasebeTR

Kasa Hesabında Fazla Para Tutmak Artık Riskli Değil Mi?

Danıştayımızın bazı kararlarından hareketle, sosyal medyada meslektaşlarımızın şişkin kasa hesabına adat yapılmasına gerek yok şeklin­de de algılanabilecek paylaşımları, yargı kararları ve bu kararların ele alınış şekli nedeniyle ben de bir şeyler yazma gereği duydum. Kasa affı kavra­mını bilirsiniz. Özellikle küçük ve orta boy işlet­melerde aslında şirketin içinde olmayan, şirket dışına çıkmış nakitler, sanki para şirketin kasa­sında duruyormuş gibi gösterilebilmekte. Vergi aflarında bir miktar ödeme alınarak kasada olma­yan bu tutarların silinmesine izin verilir. Benzer bir durum ortaklar cari hesapları için de geçerli­dir. Kasa hesabında yüksek tutarların varlığı öte­den beri vergi incelemesine alınma, eleştiri se­bebidir. Şimdilerde bilançolardan anında tespit edilmesi ve Mali İdarenin yeni inceleme yakla­şımı nedeniyle konu çok hızlı sorgulanır ve işlem yapılır hale geldi. Bu konudaki inceleme eleştiri­leri adeta otomatiğe bağlanmış bir şekilde sürü­yor. Kasada varlığı ispatlanamayan yüksek bir tu­tar hesaben gözüküyorsa, bu tutar ortaklar tara­fından kullanılıyor varsayılarak, kapatılana kadar piyasa/emsal faiz oranları üzerinden faiz geliri ve faiz üzerinden de kdv tarhiyatları yapılıyor.

Yüksek kasa hesabı iyi mükellefliğe de işaret ediyor olabilir mi?

1.Şirketin gelirlerinin kayıt altında, fatura dü­zenlenerek gelir kaydı yapılmış olduğunu,

2.Şirketin sahte belge kullanarak bu gelirlerini azaltma çabasına girmediğini,

3.Şirketin bu tutarları kasa hesabı yerine, mu­hasebe hilelerine başvurarak başka hesaplarda göstermeye çalışmadığını gösteriyor.

Neden kasa hesabı şişer?

1.Bir kısım belgesiz harcamalar,

2.Şirketin açıktan ödenen ücretler gibi aslında maliyet oluşturan ödemeleri,

3.Ortakların şirketten bu tutarları çekmiş ol­maları ilk etapta aklıma gelen sebepleri oluşturu­yor. Aslında şahıs işletmesi olması gereken birçok şirket, görünümde şirket olmalarına rağmen şa­hıs işletmesi gibi işletiliyor. Ortaklar şirketlerinin kasası ile ceplerini bir görüyorlar. Bu nedenle de hesaben kasada görülen tutarlar gerçekte şirket hesaplarında olmayabiliyor. Bir kısım mükellef­lerin büyüklükleri, iş modelleri, yaygın şube ağları vb birçok gerekçe ile kasada görülen nakit gerçe­ği yansıyor da olabilir. Bazı mükellefler nakdi dö­viz veya kıymetli madenler şeklinde gerçekten de banka yerine şirket veya evindeki kasasında mu­hafaza ediyor da olabilir. Tüm bu nedenlerle ger­çekten kasada bulunan miktar var mı yok mu tes­pit edilmeli, açığın sebebi anlaşılmaya çalışılma­lı ve şirketin konuya ilişkin izahları da alınarak vergisel bir sonuca varılmalıdır.

Yüksek kasa hesabı nedeniyle artık adat yapılmayacak mı?

Yargı kararlarını bu yaygın, otomatiğe bağlan­mış, basma kalıp, standart eleştiri ve tarhiyatlarla birlikte okumak ve değerlendirmek gerekiyor. Da­nıştay kararlarına bu gözle baktığımızda, karar­ların kasa hesabına adat yapılıp yapılmayacağın­dan ziyade incelemelerin varsayıma dayalı yapıl­ması, şirket kayıtlarının yeterince incelenmemiş olması gerekçelerine dayandığı görülecektir. De­taylı incelemelere, ispata, somut delile dayanan eleştiriler halen yargı tarafından onaylanmakta, iptal edilmemektedir. “VDDK’nın 09.04.2025 ta­rih, E:2023/415 K:2025/255 emsal kararında ya­pılan cezalı tarhiyatın şu gerekçelerle iptal ettiği görülmektedir :

1. Kasa bakiyesinin gerçekten işletmede bu­lunmadığına dair somut tespit yapılmamıştır.

Yalnızca muhasebe kayıtlarında yüksek bakiye görülmesi, fiilen ortaklara para kullandırıldığının kanıtı sayılamaz.

2. İşletmenin nakit ihtiyacının ne olduğu araştırılmamıştır.

Müfettiş tarafından belirlenen günlük nakit ih­tiyacı hiçbir ekonomik veriyle desteklenmemiştir.

3. Ortaklara para aktarıldığına dair banka hareketi, cari hesap ilişkisi veya üçüncü kişi beyanı gibi hiçbir kanıt bulunmamaktadır.

4.Varsayıma dayalı vergilendirme yapıla­maz. Vergiyi doğuran olayın gerçek mahiyetinin somut kanıtlarla ortaya konması zorunludur. Bu karar, özellikle iki noktada kritik öneme sahip; İl­ki, tek başına yüksek kasa bakiyesinin artık ceza­lı tarhiyata yeterli sayılmaması. İkincisi ise ver­gi idaresinin, iddiasını güçlü ve objektif delil­lerle ispatlamak zorunda olduğuna ilişkin açık vurgudur.” *(Kasa Hesabı İncelemelerine Yargı­dan Fren,18.11.2025,Erol Çember,YMM)

Şirketler ne yapmalı?

Bu kararlar , yüksek kasa hesaplarında artık problem yok anlamına gelmez. Çünkü yüksek ba­kiye bir inceleme ve eleştiri nedeni olmaya devam edecektir. Bu kararları ben vergi inceleme birim­lerine dönük olarak, incelemelerin varsayıma da­yalı, noksan, yüzeysel yapılmasına yönelik olarak algılıyorum. Bu nedenle bu tür kararları görerek rahatlamayın derim.

(Kaynak: Zeki Gündüz / Dünya Gazetesi | 01.12.2025)

>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.

>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.

>> YILIN KAMPANYASI: Muhasebecilere Özel Web Sitesi 1.279 TL + KDV  Ayrıntılar için tıklayın.

GÜNDEM