Vergi mevzuatımız özünde çoğu aynı ama ismen farklı faiz türleri ile doldurulmuş vaziyette. Bu yazımda bu faizlere bir göz atalım istedim.
6183 sayılı Kanun 51. maddesinde kamu alacağının ödeme müddeti içerisinde ödenmeyen kısmına vadenin bitim tarihinden itibaren gecikme zammı uygulanacağını hükme bağlamıştır. Oranı halen aylık % 4,5 ve yıllık 54’tür. Tüketici fiyat endeksinin (TÜFE) Haziran sonu itibariyle yıllık %35,05, aylık %1,37, Yurt içi üretici fiyat endeksinin Haziran sonu itibariyle (Yİ-ÜFE) yıllık %24,45, aylık %2,46, TCMB Politika faizinin % 43 olduğu bir ortamda, gecikme zammı geçerli oranıyla hazinenin alacağını tahsil edememesi dolayısıyla uğradığı zararı tazmin amacından sapmış, borcu vadede ödememeye ceza niteliğine dönüşmüştür. Bu oranın hızla gözden geçirilmesi gerekmektedir.
Vergi Usul Kanununun 112. maddesi ikmalen, re’sen veya idarece tarh olunan vergilere normal vade tarihi ile tahakkuk tarihi arasında geçen süreye gecikme faizi uygulanmasını öngörmüştür. Oranı, gecikme zammı oranı olarak belirlenmiştir. Yani gecikme faizi eşittir gecikme zammı.
Vergi Usul Kanunu 371. maddesinde pişmanlık hükümlerinden yararlanmak için pişmanlıkla beyan olunarak ödenecek vergilerin pişmanlıkla zammı ile birlikte ödenmesi gerektiği hükme bağlanmıştır. Pişmanlık zammının oranı, gecikme zammı oranıdır. Yani, pişmanlık zammı eşittir gecikme zammı. Yukarıda gecikme faizi eşittir gecikme zammı dediğimize göre pişmanlık zammı eşittir geçilme faizi.
Vergi Usul Kanununun 370 maddesinde izaha davet edilip de izahı kabul edilmeyenlerin düşük oranlı cezadan yararlanmaları için kendiliklerinden beyanda bulunmaları halinde ödeyecekleri verginin yanı sıra izah zammı ödemeleri öngörülmüştür. İzah zammının oranı gecikme zammı kadardır. Yani oran açısından izaha davet zammı eşittir gecikme zammı.
6183 sayılı Kanun 51. maddesinde tecil edilecek kamu alacaklarına tecil süresince tecil faizi uygulanması öngörülmüştür. Bunun oranı, gecikme zammına bağlanmamış, farklı bir oran belirlenmiştir. Halen geçerli oran aylık % 4, yıllık % 48’dir. (Burada gecikme zammına ayıp edilmiştir. Tecil faizi gecikme zammı belli bir yüzdesi şeklinde belirlenebilirdi)
Fazla veya yersiz olarak tahsil edilip mükellefe iadesi gereken vergiler ise tecil faizi ile iade edilmektedir. Burada iade faizi eşittir tecil faizi.
İhtirazi kayıtla beyan edilip ödendikten sonra yargı kararına göre iade edilip yine yargı kararı uyarınca tahsili gereken vergiler, tecil faizi oranında gecikme faizi ile birlikte tahsil edilmektedir (VUK 112/6). Burada ise geçilme faizi eşittir tecil faizi.
Benim atladığım faiz tür ve adları varsa, onlardan özür dilerim.
Bu kadar çeşitli kavramlarla, farklı farklı isimlendirmelerle mevzuatta kavram karmaşası yaratmaya ne gerek var. Madem ki oran bakımından hepsi eşittir (gecikme zammı = gecikme faizi = pişmanlık zammı = izah zammı), hepsini gecikme zammı olarak adlandırsak, mevzuatı bu yönü itibariyle basit ve kavram karmaşasından uzak hale getirsek, daha yerinde olmaz mı? Bunlara farklı isimler verince, mükellefler nezdinde psikolojik olarak daha olumlu etki doğduğu, gönüllü uyuma hizmet ettiği falan mı düşünülüyor, doğrusu merak ediyorum.
Üstelik burada faiz oranlarının hazineye bu oranda gelir sağladığını, mükellefe de bu oranda maliyet yarattığını düşünmeyin. Hazinenin geliri, mükellefin maliyeti gecikme zammının oranından daha fazladır. Çünkü bu faizler gider yazdırılmamaktadır. İdari anlayış, bu faizlerin hemen hepsinin gider yazılamayacağı yönündedir. İdarenin bu anlayışı gecikme zammı ve gecikme faizi için doğrudur. Çünkü, gelir ve kurumlar vergisi kanunları bu konuda açık hüküm taşımaktadır. Buna karşılık pişmanlık zammının, izah zammının, tecil faizinin gider yazılamayacağına ilişkin bir kanuni düzenleme yoktur. Bu nedenle buradaki idari anlayış, sadece idarenin yorumuna dayanmaktadır.
Yukarıda verilen oranlardan anlaşıldığı gibi, faiz oranları da adalet ilkelerine uygun belirlenmemiştir. Hazine alacağına yüksek, borcuna düşük faiz ödemektedir.
Bu kadar çok faiz adlandırması ve oran çeşitliliği, vergi mevzuatının sadeleştirilmesinden ziyade karmaşıklaştırmasına hizmet etmektedir. Karmaşık ve adaletsiz mevzuat, vergiye gönüllü uyumun en büyük düşmanıdır.
Zaten mevzuat artık içinden çıkılması zor basitlikten uzaklaşmış vergi mevzuatı için tek çözüm, bütün vergi kanunlarını yeniden yazmak, vergi sistemini yeniden kurmaktır. Bu konuda en ufak bir çaba olmasa da ben yine söyleyeyim dedim.
(Kaynak: Bumin Doğrusoz / Ekonomim.com | 30.07.2025)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.
>> YILIN KAMPANYASI: Muhasebecilere Özel Web Sitesi 1.249 TL + KDV Ayrıntılar için tıklayın.