25 Temmuz 2024 tarihli EKONOMİ gazetesinde yayınlanan yazımızda açıklandığı üzere; 3218 sayılı Serbest Bölgeler Kanununun 6’ncı maddesinde tanımlandığı üzere; serbest bölgeler, Türkiye Gümrük Bölgesi’nin parçaları olmakla beraber; serbest dolaşımda olmayan eşyanın herhangi bir gümrük rejimine tabi tutulmaksızın ve serbest dolaşıma sokulmaksızın, gümrük mevzuatında öngörülen haller dışında kullanılmamak ya da tüketilmemek kaydıyla konulduğu, ithalat vergileri ile ticaret politikası önlemlerinin ve kambiyo mevzuatının uygulanması bakımından Türkiye Gümrük Bölgesi dışında olduğu kabul edilen ve serbest dolaşımdaki eşyanın bir serbest bölgeye konulması nedeniyle normal olarak eşyanın ihracına bağlı olanaklardan yararlandığı yerlerdir.
Bu bölgelerde gümrük ve kambiyo mükellefiyetine dair mevzuat hükümleri uygulanmamaktadır.
Yurt dışından bölgeye getirilen malların CIF değeri üzerinden binde 1 ve bölgeden Türkiye’ye çıkarılan malların FOB değeri üzerinden binde 9 oranında fon ödenmektedir.
3218 sayılı Serbest Bölgeler Kanunu’nun geçici 3’üncü maddesi hükmü uyarınca; serbest bölgelerde faaliyette bulunmak üzere ruhsat almış mükelleflerin bu bölgelerde gerçekleştirdikleri faaliyetleri dolayısıyla elde ettikleri kazançları, 6 Şubat 2004 tarihi itibarıyla faaliyet ruhsatlarında belirtilen süre ile sınırlı olmak üzere gelir veya kurumlar vergisinden müstesnadır. 6/2/2004 tarihinden sonra, mükelleflerin faaliyet ruhsatlarının süresinin çeşitli nedenlerle (inşaat süresi ile ilgili süre uzatımları hariç) uzatılması durumunda, istisna süresinin uzaması söz konusu olmayacaktır. (Ancak, bu istisnadan yararlanan kazançlara ilişkin kar dağıtımı yapılması halinde Gelir Vergisi Kanununun 94’üncü maddesinin birinci fıkrasının (6) numaralı bendinin (b) alt bendi veya Kurumlar Vergisi Kanununun 15 inci maddesinin ikinci fıkrası ve 30 uncu maddesinin üçüncü ve altıncı fıkraları uyarınca tevkifat yapılacaktır.)
Öte yandan, serbest bölgelerde, bakım, onarım, montaj, demontaj, elleçleme, ayrıştırma, ambalajlama, etiketleme, test etme, depolama hizmeti alanlarında faaliyette bulunan ve bu hizmetlerin tamamını Türkiye'de yerleşmiş olmayan kişilerle, işyeri, kanuni ve iş merkezi yurt dışında bulunanlara veren hizmet işletmelerinin 24/2/2017 tarihinden itibaren bu hizmetlerden elde ettikleri kazançları, anılan hizmetlere konu malların serbest bölgelerden Türkiye'ye herhangi bir şekilde girişi olmaksızın yabancı bir ülkeye gönderilmesi şartıyla, kurumlar vergisinden istisnadır.
Serbest bölgelerde imalat faaliyetinde bulunan mükelleflerin bölgelerde imal ettikleri ürünlerin satışından elde ettikleri kazançları, Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne tam üyeliğinin gerçekleştiği tarihi içeren yıllık vergileme döneminin sonuna kadar kurumlar vergisinden istisnaydı. Bu istisnanın uygulanmasında, imal edilen ürünün yurt dışına ya da yurt içine satılmasının bir önemi bulunmamaktaydı. Ancak, 2 Ağustos 2024 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 7524 sayılı kanunun 24. maddesi ile Serbest Bölgeler Kanunu’nun geçici 3’üncü maddesi hükmünde yapılan değişiklikle; serbest bölgelerde faaliyet gösteren kurumların üretim faaliyetlerinde imal ettikleri ürünleri münhasıran yurt dışına satmaları halinde bu satışlarından (ihracattan) elde ettikleri kazançlarına istisna uygulanması, yurt içine yaptıkları satışlardan elde edilen kazançlara ise istisna uygulanmamasına hükmedilmiştir.
Dolayısıyla, serbest bölgelerde faaliyet gösteren kurumların üretim faaliyetlerinde imal ettikleri ürünleri, 01.01.2025 tarihinden itibaren;
- Yurt içine satmaları halinde elde ettikleri kazançları için istisna uygulanmayacak,
- Yurt dışına satmaları halinde elde ettikleri kazançları için istisna uygulanacaktır.
Önerilen bu düzenlemenin gerekçesi olarak; serbest bölgelerin kurulmasının en temel amacının ülkenin ihracat kapasitesinin artırılması olduğu, serbest bölgelerdeki üretim faaliyetlerinin çok önemsendiği ve desteklendiği ancak serbest bölgelerdeki faaliyetlerin yurt içindeki firmalarla özellikle organize sanayi bölgelerindeki üreticilerle haksız rekabet oluşturmasının arzu edilmediği, dolayısıyla, düzenlemeyle serbest bölgelerin amacına uygun bir şekilde ihracat yaparak istisnanın kapsamından faydalanmaya devam edeceği, ayrıca serbest bölge uygulamasının başladığı ilk dönemlerde yurt içine satışların cüzi miktarda kaldığı ancak zamanla yurt içi satış hasılatlarının yüzdesinin arttığı, bu durumun da haksız rekabete neden olduğu, düzenlemeyle bu durumun ortadan kaldırılmaya çalışıldığı gösterilmektedir.
Öte yandan, 16 Haziran’da TBMM’ye sunulan “Türk Parasının Kıymetini Koruma Hakkında Kanun ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi” nin değişiklik içeren düzenlemeleri arasında, ihracatın desteklenmesi ve mükelleflerin uluslararası pazarlarda rekabet avantajı sağlamalarını teşvik etmek amacıyla; serbest bölgelerde üretim faaliyetinde bulunan mükelleflerin imal ettikleri ürünleri aynı veya diğer serbest bölgelerde faaliyette bulunan mükelleflere satmalarından elde ettikleri kazançlarının da gelir ve kurumlar vergisinden istisna kapsamına alınması öngörülmektedir. Anılan düzenleme yasalaştığı takdirde, (ki bu hükmün 01.01.2026 tarihinden itibaren elde edilen kazançlara uygulanmak üzere yürürlüğe girmesi öngörülmektedir) serbest bölgelerde üretim faaliyetinde bulunan mükelleflerin imal ettikleri ürünleri yurt dışına satmaları halinde elde ettikleri kazançların yanı sıra aynı veya diğer serbest bölgelerde faaliyette bulunan mükelleflere satmalarından elde ettikleri kazançları da gelir ve kurumlar vergisinden istisna olacaktır.
(Kaynak: Akif Akarca, Dr.Mehmet Şafak / Ekonomim.com | 26.06.2025)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.
>> YILIN KAMPANYASI: Muhasebecilere Özel Web Sitesi 1.249 TL + KDV Ayrıntılar için tıklayın.