Bilindiği gibi her yıl Mart ayında gelir vergisi mükelleflerince yıllık gelir vergisi beyannameleri verilir ve ödenmesi gereken vergiler Mart ve Temmuz olmak üzere iki taksit halinde ödenir.
Mükelleflerin, bir takvim yılı içinde elde ettikleri, ticari kazançlar, zirai kazançlar, ücretler, serbest meslek kazançları, gayrimenkul sermaye iratları, menkul sermaye iratları ile diğer kazanç ve iratlardan Gelir Vergisi Kanunu hükümlerine göre biri, birkaçı veya tamamının safi tutarının yıllık beyanname ile beyanı gerekebilir veya kanun gereği elde ettikleri kazançları yıllık beyanname ile bildirmeleri gerekmez.
Diğer kazanç ve iratlar, değer artış kazançları ile sair kazanç ve iratlardan oluşur. Anonim şirket hisselerinin devrinden elde edilen kazançları da kapsar. Bugün yazımızda anonim şirket hisselerinin devri ve elde edilen kazançların vergilendirilmesi üzerinde duracağız.
Anonim şirket, kuruluş sermayesi belirli paylara bölünmüş olan, borçlarından dolayı yalnız mal varlığı ile sorumlu bulunan şirkettir. Pay sahipleri, sadece taahhüt etmiş oldukları sermaye payları ile şirkete karşı sorumludurlar.
Tamamı esas sözleşmede taahhüt edilmiş bulunan sermayeyi ifade eden esas sermaye elli bin Türk Lirası’ndan ve sermayenin arttırılmasında yönetim kuruluna tanınmış yetki tavanını gösteren kayıtlı sermaye sistemini kabul etmiş bulunan halka açık olmayan anonim şirketlerde başlangıç sermayesi yüz bin Türk Lirası’ndan aşağı olamaz. Bu en az sermaye tutarı Bakanlar Kurulunca (Cumhurbaşkanı’nca) artırılabilir.
Anonim şirket, kurucuların, kanuna uygun olarak düzenlenmiş bulunan sermayenin tamamını ödemeyi, şartsız taahhüt ettikleri, imzalarının noterce onayladığı veya ticaret sicil müdürü yahut yardımcısı huzurunda imzalandığı esas sözleşmede, anonim şirket kurma iradelerini açıklamalarıyla kurulur.
Pay taahhüt edip esas sözleşmeyi imzalayan gerçek ve tüzel kişiler kurucudur. Anonim şirketin kurulabilmesi için pay sahibinden bir veya daha fazla kurucunun varlığı şarttır.
Nakden taahhüt edilen payların itibari değerlerinin en az yüzde yirmi beşi tescilden önce, gerisi de şirketin tescilinin izleyen yirmi dört ay içinde ödenir. Payların çıkarma primlerinin tamamı tescilden önce ödenir. Sermaye Piyasası Kanununun pay bedellerinin ödenmesine ilişkin hükümleri saklıdır.
Esas sözleşmede taahhüt edilmiş olup da sahiplerince şirketin tescilinden itibaren en geç iki ay içinde halka arz edileceği esas sözleşmede belirtilmiş ve ayrıca garanti edilmiş bulunan nakdi payların karşılıkları satıştan elde edilen gelirden ödenir.
Şirketin ilk tescilinden ve sermaye artırımının tescilinden itibaren pay senedi bastırılabilir. Paylar hamiline yazılı ise yönetim kurulu pay bedelinin ödenmesi tarihinden itibaren üç ay içinde pay senetlerinin bastırıp pay sahiplerine dağıtır. Yönetim kurulunun hamiline yazılı pay senetlerinin bastırılmasına ilişkin kararı tescil ve ilan edilir, ayrıca şirketin internet sitesine konulur. Pay senedi bastırılıncaya kadar ilmühaber çıkarılabilir. İlmühaberlere kıyas yoluyla nama yazılı pay senetlerine ilişkin hükümler uygulanır.
Azınlık istemde bulunursa nama yazılı ortaklık payları için de nama yazılı pay senedi bastırılıp tüm nama yazılı pay sahiplerine dağıtılır.
Hamiline yazılı pay senetlerinin devri, şirket ve üçüncü kişiler hakkında, ancak zilyetliğin geçmesi ile hüküm ifade eder. Nama yazılı paylar ve pay senetleri ilke olarak kanunda veya şirket esas sözleşmesinde aksi öngörülmedikçe, her hangi bir sınırlamaya bağlı olmaksızın devredilebilir. Hukuki işlemle devir, ciro edilmiş pay senedinin zilyetliğinin devralana geçirilmesiyle yapılabilir.
Devir işlemi kanunla, esas sözleşmeyle sınırlandırılabilmektedir.
Bedeli tamamen ödenmemiş nama yazılı paylar, ancak şirketin onayıyla devrolunabilir; Meğerki devir miras, mirasın paylaşımı, eşler arasındaki mal rejimi hükümleri veya cebri icra yoluyla gerçekleşsin.
Şirket, sadece devralanın ödeme yeterliliği şüpheli ise ve şirketçe istenen teminat verilmemişse onay vermeyi reddedebilir. Ancak şirket teminatı keyfi olarak talep edemez. Devralanın ödeme gücünün yeterliliği ve dürüstlüğü konusunda tereddüt oluşmalıdır.
Esas sözleşme, nama yazılı payların ancak şirketin onayıyla devredilebileceğini öngörebilir. Bu sınırlama intifa hakkı kurulurken de geçerlidir. Bununla beraber, şirket tasfiyeye girmişse devir edilebilirliğe ilişkin sınırlamalar düşer.
Bu hüküm, borsaya kote edilmiş olsun olmasın, tüm nama yazılı payların devrinde esas sözleşme ile getirilebilecek sınırlamalara ilişkin ilkeleri ortaya koymaktadır.
Borsaya Kote edilmemiş nama yazılı payların devrinin reddedilme sebepleri ve reddin hükümleri Kanun’un 493 ve 494’üncü maddelerinde düzenlenmiştir. Şirket devir talebini 3 ay içinde reddetmemişse veya ret haksızsa onay verilmiş sayılır.
Borsada kote edilmiş nama yazılı payların ret sebepleri TTK’nın 495’inci maddesinde yer almaktadır. Hakların devralana geçişi ve bildirime ilişkin hususlar 496 ve 497’nci maddelerde düzenlenmiştir. Şirket, devralanın, pay sahibi olarak tanınması istemini, istemi aldığı tarihten itibaren 20 gün içinde reddetmezse devralan, pay sahibi olarak tanınmış sayılır.
Şirket, senede bağlanmamış pay ve nama yazılı pay senedi sahipleriyle, intifa hakkı sahiplerini, adı, soyadı, unvan ve adresleriyle pay defterine kaydeder.
Payın usulüne uygun olarak devredildiği veya üzerinde intifa hakkı kurulduğu ispat edilmediği sürece, devralan ve intifa hakkı sahibi pay defterine yazılamaz. Şirket, kaydın yapıldığını pay defterine işaret eder.
Şirketle ilişkilerde, sadece pay defterinde kayıtlı bulunan kimse pay sahibi ve intifa hakkı sahibi olarak kabul edilir.
Merkezi Kayıt Kuruluşu tarafından kayden takibi yapılan nama yazılı paylara ilişkin Sermaye Piyasası Kanunu hükümleri ile diğer düzenlemeler saklıdır.
Anonim şirket paylarına sahip gerçek kişilerin sahip oldukları hisse senedine bağlanmış ya da senede ve ilmühabere bağlanmamış payların satışından elde ettikleri kazançlar Gelir Vergisi Kanunu’nun mükerrer 80’inci maddesinde değer artış kazancı olarak tanımlanmıştır. Maddenin birinci fıkra 1’inci bendine göre; ‘’İvazsız olarak iktisap edilenler ile tam mükellef kurumlara ait olan ve iki yıldan fazla süreyle elde tutulan hisse senetleri hariç, menkul kıymetlerin ve diğer sermaye piyasası araçlarının elden çıkarılmasından sağlanan kazançlar’’ değer artış kazancıdır. Vergilenebilir.
Ayrıca, aynı birinci fıkranın 4’üncü bendinde ise;
‘’Ortaklık haklarının veya hisselerinin elden çıkarılmasından doğan kazançlar ‘’ değer artış kazancıdır.
Elden çıkarma, maddede ’’yukarıda yazılı mal ve hakların satılması, bir ivaz karşılığında devir ve temliki trampa edilmesi, takası,kamulaştırılması, devletleştirilmesi, ticaret şirketlerine sermaye olarak konulmasını ifade eder. ‘’ şeklinde açıklanmıştır.
Değer artışında safi kazanç, elden çıkarma karşılığında alınan para ve ayınlarla sağlanan ve para ile temsil edilebilen her türlü menfaatlerin toplam tutarından mal ve hakların maliyet bedelleri ile elden çıkarma dolayısıyla yapılan ve satanın uhdesinde kalan giderler ve ödenen vergi ve harçların çıkarılması ile bulunur.
Maliyet ya da iktisap bedelinin endekslenmiş değeri safi değer artışının bulunmasında dikkate alınır. Elden çıkarılan mal ve hakların endekslenmiş değerinin bulunmasında, elden çıkarılan ay hariç olmak üzere Devlet İstatistik Enstitüsünce belirlenen toptan eşya fiyat endeksindeki (ÜFE) artış oranında artırılarak bu değer tespit edilir. Endekslemenin yapılabilmesi için artış oranının % 10 veya üzerinde olması gerekir.
Hasılat ve maliyetlerle ilgili değerlerin tespit edilememesi halinde Vergi Usul Kanunu’nun değerlemeye ilişkin hükümleri uygulanır.
Ortaklık haklarının veya iştirak hisselerinin elden çıkarılması dolayısıyla elde edilen safi kazancın 2021 yılı için 43.000 Türk Lirası, 2022 yılı için 58.000 Türk Lirası gelir vergisinden istisnadır. Menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçlarının elden çıkarılmasından sağlanan değer artış kazançları bu istisna kapsamında değildir.
İki yıldan fazla süre ile elde tutulan hisse senetlerinin satışından elde edilen kazançlar vergiye tabi değildir. Ayrıca bankalar ve aracı kurumlar aracılığı ile satışı yapılan hisse senedi alım satım kazançlarında stopaj nihai vergidir. Beyan edilmez.
Gerçek kişilerin paylarını devretmeleri Katma Değer Vergisi’ne tabi değildir. Şahsi ticari faaliyet kapsamında gerçekleştirilen pay devirleri-teslimler ise katma değer vergisinin konusuna girer.
Kurumların aktifinde bulunan anonim şirket paylarının satışı da KDV’nin konusuna girer. Ancak kanunun 17/4-r maddesinde, kurumların aktifinde iki tam yıl tutulmuş iştirak hisseleri bu süreden sonra satıldığında KDV’den istisna olmaktadır. Hisse senetlerinin devri ise KDV Kanunu 7/4-g maddesi uyarınca KDV’den istisnadır.
Anonim şirket pay devri sözleşmeleri damga vergisi ve harçtan müstesnadır.
488 Sayılı Damga Vergisi Kanunu’na ekli 2 Sayılı Damga Vergisi’nden istisna kağıtlarla ilgili Tablonun IV –Ticari ve medeni işlerle ilgili kağıtlar’’ bölümünün 16.ncı sırasında yer alan düzenlemeye göre’’ Anonim, eshamlı komandit, limited şirketler ile yatırım fonlarının kuruluşlarına,pay devirlerine, sermaye artırımlarına ve süre uzatımlarına ilişkin olarak düzenlenen kağıtlar ‘’damga vergisinden istisnadır. 60.Seri no.lu Damga Vergisi Genel Tebliğinde ayrıntılı açıklamalar yapılmıştır.
492 Sayılı Harçlar Kanunu’nun 123’üncü maddesinde yer alan hükme göre ‘’Anonim, eshamlı komandit, limited şirket ve kooperatiflerin kuruluş, pay devri, sermaye artırımı, birleşme, devir, bölünme ve nevi değişiklikleri nedeniyle yapılacak işlemler…’’ harçtan muaftır. 77 Seri No.lu Harçlar Genel Tebliğinde ayrıntılı açıklamalara yer verilmiştir.
(Kaynak: Akif Akarca / Dr.Mehmet ŞAfak / Dünya Gazetesi | 17.03.2022)
>> Yılın Kampanyası: Muhasebecilere Özel Web Sitesi 1.249 TL yerine 999 TL + KDV Ayrıntılar için tıklayın.
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.