KURUMSAL MUHASEBE DÜZENİ VE BUNUN TÜRKİYE’DEKİ DURUMU
Tarih: 23.11.2006
1. GİRİŞ
0. KONU VE AMAÇ
Bu konuşmanın konusu, Kurumsal Muhasebe Düzeni ve Bunun Türkiye’deki
durumu’dur.
Amaç, Kurumsal Muhasebe Düzeni üzerine özet bilgi vermek ve Türkiye’de Kurumsal
Muhasebe’nin dağınıklığını anlatmak; engellerden söz etmek; olması gereken
düzene kavuşturulması için önerilerde bulunmaktır.
1. Kapsam ve Sınırlama
Burada Kurumsal Muhasebe Düzeni ve Bunun Türkiye’deki Durumu konusu tüm
yönleriyle ve ayrıntılı olarak değil, ana konularıyla ve özet olarak ele
alınmış, 50 dakikada anlatılabilecek bir süre ile sınırlandırılmıştır.
2. Yöntem ve Yapı
Burada konu, bilimsel yöntemler çerçevesinde ele alınmış açıklık, kanıtlılık,
nesnellik, özgürlük, tamlük gibi ilkelere uygun olarak işlenmiştir.
Önce, Muhasebe ele alınmış, öneminden, tanımlarından, türlerinden söz edilmiş;
kurumsal muhasebe türünün tümlem açısından tanımı yapılmış; muhasebe
dayanaklarına ve muhasebe ile denetleme ilişkilerine değinilmiştir. Kurumsal
muhasebe düzeninin, özellikle muhasebe tümlemini sağladığı vurgulanmıştır.
3. Konuyla İlgili Çalışmalar
Kurumsal Muhasebe Düzeni ve Bunun Türkiye’deki durumu üzerine burada ele
alındığı anlamda çalışmalar yok denecek kadar azdır. Ancak sondan geriye doğru,
montaj sanayi niteliğinde çalışmalar vardır.
Türkiye’de Kurumsal Muhasebe’nin bunca soruları varken, sonuncu sorun olan
uluslararası muhasebe standartları ile gündem doldurulmakta; bu konuda dersler,
seminerler, sempozyumlar düzenlenmekte, kitaplar
yazılmaktadır. Türkiye için temeli ve önemi olmayan bu çalışmalarla muhasebe
düzeninin kurulması engellenmektedir.
4. Konuyla İlgili Terimler
Konuyla ilgili terimler, muhasebe dayanaklarındandır, ilgili oldukları yerde
tanımlanıp açıklanmıştır.
2. MUHASEBE
0. GENEL BAKIŞ
Muhasebe Arapça hesap sözcüğünden türetilmiş Osmanlıca bir sözcük, bir kavram ve
bir terimdir.
Muhasebe, Türçe’de hesaplaşma, karşılıklı hesap görme, sayışma, saymanlık gibi
anlamlara gelir.
Muhasebenin eşanlamı Almanca’da Rechnungsführung, Rechnungswesen; Fransızca’da
comptabilité, İngilizce’de accounting, Rusca’da uçot’tur.
Muhasebenin tarihi insanlık tarihi kadar eskidir; İnsanın yaratıldığı günden
beri muhasebe vardır.
Muhasebe, toplumsal yaşantının her alanında kullanılan, dahası kutsal kitaplarda
yer alan çok geniş tensel ve tinsel anlamlı bir kavram, bir terimdir.
Muhasebe, karşılıklı hesaplaşma ya da sayışma insanlar içindir. İnsanın hak ve
sorumluluğu muhasebe ile belirlenir; onunla içiçedir.
İnsan tensel ve tinsel tutum ve davranışlarının dünyada ve ahirettte hesabını
vereceğini düşündüğü oranda ölçülü ve dengelidir. Bulunduğu ülkeye ve topluma bu
ölçüde yararlı olur.
Bir ülkenin gelişmesi ve yüselmesi, o ülkede yaşayanların oluşturduğu örgütlere
bağlıdır. Örgüt ise, muhasebe, hukuk ve teknik düzenidir. Muhasebe düzeni
olmayan ülkede sağlam bir hukuk düzeni de olamaz; hak, adil olarak verilemez.
Hesap gününe inanmayan yalancı şahitler, belge yetersizliği ile muhasebe
düzensizliğinden çıkar sağlamaya çalışan tüm kütü kişiler, yargıcın vereceği
kararı olumsuz yönde etkiler.
Muhasebe düzeni olmayan ülkelerde, mahkemeye başvuranların çokluğu bir rastlantı
değildir. Bunların çoğu, hesapsal anlaşmazlıkların çözümü için mahkemeye
başvururlar.
Muhasebe, bir ülkede, toplumu oluşturan her gerçek kişi, aile, kurum, vakıf,
dernek, sendika, siyasal parti, dahası devlet gibi hesapsal kişiler için aynı
ölçüde önemlidir. Bunların her biri, kurduğu muhasebe düzeni oranında ölçülü ve
dengelidir.
İhtiyaçların ve harcamanın sınırı yoktur. Gelirle gider, hasılla masraf
arasındaki denge muhasebeyle sağlanır. Gelirinden çok harcayan tutumsuz
savurgandır. Gelirinden çok az harcayan cimridir; varlık edinme hastasıdır.
Doğru yol, tutumlu davranma; gelire göre harcama; gelirle gideri
denkleştirmedir. Bunun aracı da muhasebedir.
Şimdilerde iktisadi açıdan ileri ülkelerde, muhasebe kendine özgü tanım, terim,
ilke, yasa, kural, yöntem, kuram ve tümlemleriyle başlı başına bir bilim olarak
ilgi görür. Bu ülkelerde muhasebeye büyük ölçüde önem
verilir ve özen gösterilir.
Gelişmekte olan ülkelerde ve bu arada Türkiye’de muhasebenin gelişmesi, kimi
ulusal olamayan mahfillerin her yere sızmış mensuplarınca engellenmiş, ilgili
yarı resmi kuramlarca, onların yetkililerince tavsatılmış
ve siyasal iktidarlarca en azından ihmal edilmiştir. Dahası Türkiye’de kimi
muhasebe öğretim üyeleri bile, bilerek ya da bilmeyerek muhasebenin basit bir
teknik olduğunu ileri sürürler.
Bu bir rastlantı değildir. Türkiye’de muhasebe ne yazık ki, henüz gelişmemiştir.
Bir ülkedeki muhasebe bilim ve uygulama düzeyi, o ülkenin iktisadi gelişme
düzeyinin varlık ve gelir dağılımı adaletinin göstergesidir.
İyi bir muhasebe, düzeni kurum ve işletmenin yönetimi ve gelişmesi için önemli
bir araç; kötü ve düzensiz bir muhasebe, kuram ve işletmenin batmasını
çabuklaştıran önemli bir silahtır. Bu anlamda iyi bir muhasebe,
yönetme ve geliştirme araca; kötü muhasebe ise, bozma yok etme silahtır.
İktisadi açıdan ileri ülkelerde muhasebe ilgi görür. Bu işleri yapan muhasebeci
de saygı görür. İktisadi açıdan geri kalmış ya da gelişmekte olan ülkelerde, bu
arada Türkiye’de muhasebeye gerekli önem verilmez; muhasebeci de aşağılanır.
Muhasebe işlerini gören muhasebeci olduğunu söylemeye bile utanır, kendine mali
müşavir, yeminli mali müşavir gibi mesleğin özüne uymayan sanlar yakıştırır.
Böyle geldi, böyle gitmez. Bu 21’inci yüzyılın dünyada ve özellikle Türkiye’de
muhasebe ve muhasebeci yüzyılı olacağını söylemek kehanet sayılmaz. Bu bir
muhasebeci öngörüsüdür. Bunu hangi ülke, hangi toplum çabuk kavrar da muhasebeye
ve muhasebeciye gereken önemi verirse, o çabuk gelişir; kazınır.
0. MUHASEBE TANIMLARI
Muhasebe bir bilimdir ve uygulama alanı çok geniştir. Her bilimin olduğu gibi
muhasebenin de kendine özgü tanımları, terimleri, ilkeleri, yasaları, kuralları,
yöntemleri, kavramları ve tümlemleri vardır. Bunlar bir bilimi
bilim yapan ana öğelerdir. Bunlar, muhasebede yeterince vardır, kısaca muhasebe
tartışmasız bir bilimdir.
Muhasebe bilimi, toplumun her alanında uygulanır ve buna göre adlar alır. Bu
adlara göre de çeşitli açılardan çeşitli tanımları yapılabilir.
Muhasebeye,
1) Bilimsel Açıdan,
2) Sayısal İşlem Açısından,
3) Toplumsal Açıdan,
4) İktisadi açıdan ve
5) Tümlem açısından,
olmak üzere, en az beş açıdan tanımlar yapılabilir.
Bütün bu açılardan muhasebeye tanımlar yapmak, bu konuşmanın sınırlarını aşar.
Burada, Toplumsal Açıdan Muhasebeye değinilmiş ve Kurumsal Muhasebeye Tümlem
Açısından tanım yapılarak muhasebe düzeni
anlatılmaya çalışılmıştır.
11. TOPLUMSAL AÇIDAN MUHASEBE
Toplumsal açıdan muhasebe, toplumun her kesiminde, hesapsal kişilerin dönemsel
ve anlık olarak, denetime uygun bir biçimde, hesap kitape ve denge işlerinin
tümüdür. Burada: Hesapsal kişi, gerçek kişi, aile, iktisadi kurum, vakıf,
dernek, sendika, siyasal parti, belediye, devlet ve ülke gibi bir hesap
birimidir. Hesap, geniş anlamıyla, hesaplaşmaya dayanak olan çiftyanlı somut bir
belge, bir kanıttır. Kitap, muhasebe işlemlerinin belgelere dayanılarak
hesaplara yazılması, kayıt edilmesi işidir. Denge, masraf – hasılat ve kazanç
dengesi, varlık - sermaye dengesi ile bunların denetime uygunluğudur.
Toplumun çeşitli kesimlerindeki hesapsal kişilerin muhasebeleri şöyle
adlandırılabilir:
1) Bireysel Muhasebe,
2) Evyönetsel Muhasebe,
3) Kurumsal Muhasebe,
4) Kamusal Muhasebe,
5) Ulusal Muhasebe
Bu muhasebe.er, birbiri ile yakından ilgili ve ilişkilidir. Bunların tümü
ülkedeki muhasebe düzenini oluşturur. Şimdi, bu muhasebeleri ayrı ayrı
tanımlamak bile bu konuşmanın sınırlarını aşar.
Burada, Toplumsal Açıdan yalnız Kurumsal Muhasebe’ ye değinilmiştir.
Kurumsal Muhasebe, toplumdaki ticaret ve vergi yasalarına tabi kişi kuramları,
kişi ortaklıkları, sermaye ortaklıkları, devletin, belediyelerin, vakıf ve
derneklerin iktisadi kuruluşları gibi kazanç amaçlı iktisadi kuram ve
işletmelerin dönemsel masraf – hasılat ve kazanç oluşumları ile anlık varlık ve
sermaye durumlarına ilişkin denetime uygun hesap, kitap ve denge işlerinin
tümüdür. Türkiye’de, öğretim, öğrenim ve uygulamada muhasebe denince, genelde
Kurumsal Muhasebe anlaşılır.
3. KURUMSAL MUHASEBE DÜZENİ
1. GENEL BAKIŞ
Tümlem açısından kuramsal muhasebe, tüm hesapsal kişilerde,
- belgelerin düzenlenmesi,
- hesapların tutulması,
- maloluşun belirtilmesi,
- sonucun çıkartılması,
- işletmenin ölçümlenmesi ve
- öngörünün saptanması
gibi, öğelerden oluşan dönemsel olarak masraf – hasılat ve kazanç durumu ile
anlık varlık – sermaye durumunu hesaplama, işlem ve hesaplaşmaların tümüdür.
Bu tanımdaki hesapsal kişiler, gerçek kişi ve ortaklık durumundaki iktisadi
kurum ve işletmelerle; vakıf, dernek, belediye, devlet gibi kamu kuruluşlarının
iktisadi kurum ve işletmeleridir.
Bu tanımdaki muhasebe öğelerinden,
- belgelerin düzenlenmesi,
- hesapların tutulması,
- maloluşun belirtilmesi,
işlem muhasebesini oluşturur.
Bu tanımdaki muhasebe öğelerinden,
- maloluşun belirtilmesi,
- işletmenin ölçümlenmesi
- öngörünün saptanması da
işletme muhasebesini oluşturur.
İşlem Muhasebesi, kural olarak kurum için tutulur.
İşletme Muhasebesi de kural olara işletme için tutulur. Kuram ve işletme, içiçe
girmiş iki ayrı terimdir ve kısa tanımları şöyledir: Kurum, kişi ya da kişilerin
oluşturduğu mal ya da hizmet üretimi ve bundan bir artırım sağlama amacıyla, bir
sermaye koyarak kurallara ve yasalara uygun biçimde oluturdukları hukuki ve
iktisadi bir birimdir. Kurumun eş anlamı, Osmanlıca’da müessese; Almanca’da U
nternehmung; Fransızca’da entreprise; İngilizce’de undertaking ya da
entreprise’dir.
İşletme, mal ve hizmet üretimi amacıyla sermaye ve öteki üretim araçlarının bir
yerde ve teknik olarak birleşmelerinden oluşan, işleyen ve işleten teknik ve
iktisadi bir birim, bir varlıktır.
İşletmenin eşanlamı Osmanlıca’da karhane; Almanca’da B etrieb;
Fransızca’da exploitation; İngilizce’de business unit’tir.
Kurum ve İşletme terimleri içiçe girmiş hem muhasebe terimi, hem de hukuk
terimidir. Bu iki terimin ayrıştırılmadığı yerde sağlıklı bir hukuki anlaşma
yapılamadığı gibi sağlıklı bir hesaplaşma da yapılamaz. İşlem Muhasebesi ile
İşletme Muhasebesi ayırımı yapılamaz. Kısaca muhasebe tümlemi yani muhasebe
sistemi kurulamaz; masraf – maloluş ayırımı yapılamaz.
Masraf ve Maloluş terimleri de içiçe girmiş iki ayrı terimdir.
Masraf, kurumun var olabilmesi ve işletilebilmesi için, belirli bir zaman dilimi
içinde kullanılan ve tüketilen mal ve hizmetlerin değer olarak tutarıdır.
Masraf, bir işlem muhasebesi terimidir.
Masraf’ın eş anlamı Osmanlıca’da masraf; Almanca’da Aufwand;
Fransızca’da frai; İngilizce’de expence’dir.
Doğal nitelik açısından masraflar, gereç masrafları, emek masrafları, dişedim
masrafları, sermaye masrafları ve başka masrafları diye kümelenebilir. Masraf,
gider demek değildir. Gider kurumsal muhasebe terimi değil, genelde kamusal
muhasebe terimidir. Maloluş, işletmenin belirli bir dönemdeki, mal ve hizmet
üretimi için değer kullanımıdır. Maloluş bir işletme muhasebesi terimidir.
Masraf ve Maloluş, içiçe fakat ayrı ayrı terimlerdir. Her masraf, maloluş
olmadığı gibi, her maloluşta masraf değildir. Doğal nitelik açısından maloluşlar
gereç maloluşları, emek malaloşları, dışedim maloluşları, sermaye maloluşları,
başka maloluşlar diye kümelenebilir. Üleştirebilme açısından maloluşlar, ayrık
maloluşlar ve ortak maloluşlar diye kümelenebilir. Ayrık maloluşlar, gereç ayrık
maloluşları, emek ayrık maloluşları ve başka ayrık maloluşları diye
adlandırılabilir.
Ortak maloluşlar da, üretim ortak maloluşları yöntemi ortak maloluşları, sürüm
ortak maloluşları ve başka ortak maloluşları diye adlandırılabilir. Burada
birkaç kurumsal muhasebe teriminden söz edildi; Çünkü, muhasebe terimleri,
muhasebe bilim öğeleri anlamında muhasebe dayanaklarının ilki ve temelidir;
Bundan sonra sıra ile muhasebe ilkeleri, muhasebe yasaları, muhasebe kuralları,
muhasebe yöntemleri, muhasebe kuramları, muhasebe tümlemleri gibi kurumsal
muhasebe düzeni dayanakları gelir. Bunların tümü ulusal muhasebe ölçümlüklerini
oluşturur. Bunların hepsinden söz etmek bu konuşmanın sınırlarını aşar. Burada,
genelde kurumsal muhasebe düzeninin temelini oluşturan muhasebe tümleminden ya
da uluslararası bir terimle muhasebe sisteminden kısaca söz edilmiştir.
2. KURUMSAL MUHASEBE TÜMLEMLERİ
Genel anlamda tümlem, tamamlamak, tüm duruma getirmek, bütünlemek anlamına
gelen tümlemek eyleminden türetilmiş bir söz, bir kavram ve bir terimdir.
Tümlemin eş anlamı Almanca’da System, Fransızca’da systéme ve İngilizce’de
system’dir.
Muhasebe tümlemi, birbiri ile ilişki, ilinti ve bağıntısı kaçınılmaz olan
muhasebe öğeleri ve özellikle işlem muhasebesi ile işletme muhasebesi arasında
sağlanan karşılıklı iletişimli, uyumlu, anlamlı ve düzenli tümlüktür.
Tümlem açısından karumsal muhasebe öğeleri şöyle sıralanabilir:
Belgelerin düzenlenmesi,
Hesapların tutulması, İşlem Muhasebesi
Maloluşun belirtilmesi, MT
Sonucun çıkartılması,
İşletmenin ölçümlenmesi, İşletme Muhasebesi
Öngörünün saptanması.
İşlem Muhasebesi, belgelerin düzenlenmesi, hesapların tutulması ve sonucun
çıkartılmasından oluşur.
İşletme Muhasebesi ise, maloluşun belirtilmesi işletmenin ölçümlenmesi ve
özrünün saptanmasından oluşur.
Bu iki muhasebe arasından ilişki, ilinti, bağım ve uyum çeşitli biçimlerde
sağlanır. Bu nedenle çeşitli muhasebe tümlemlerinden söz edilir.
İşlem Muhasebesinin görevi, işletmenin varlık ve sermaye durumlarıyla, masraf ve
hasılat hareketlerine ilişkin işolgularını çiftyanlı işleme yöntemine uygun
olarak işlemek, izlemek, düzenlemek ve kurumun dönem
sonucunu yani bilanço, kar ve zararı çıkarmaktır.
İşletme Muhasebesi’nin ve özellikle maloluş muhasebesinin görevi ise, işletmenin
iç alanında olagelen değer kımıldanışlarını izlemek, maloluş yerlerinin neye
malolduğunu hesaplamak, üretiklerin toplam ve birim
maloluşlarını belirlemek ve kısa dönemlerde sonuçlar çıkartmaktır.
Maloluş Muhasebesi, görevini yürütebilmek için, işlem muhasebesine dayanmak
zorundadır.
İşlem Muhasebesi ile İşletme Muhasebesi arasında örgütleme yönünden uyum ve
bağlantı sağlamadaki görüş ayrılıkları, çeşitli muhasebe tümlemlerini
oluşturmuştur.
Bilimde ve uygulamada iki aşırı uç olarak aşırı birci ve aşırı ikici olmak üzere
iki ayrı muhasebe tümleminden söz edilir.
Aşırı birici muhasebe tümlemi, bir ülkenin hesap çerçevesinde, dolayısı ile
kurum ve işletmelerin hesap planlarında işlem muhasebesinin varlık, sermaye,
masraf ve hasılat hesapları ile işletme muhasebesinin maloluş
türleri, maloluş yerleri ve maloluş yüklemleri hesaplarına aynı ölçüde yer
veren; işletmenin maloluş çizelgesi ve ilgili hesaplarıyla, bu iki muhasebe
arasında uyum ve bağlantı sağlayan, bu iki muhasebeyi bir çatı altında toplayan
tümlüktür.
Buna en iyi örnek, Alman Zorunlu Hesap Çerçevesi – 1937’dir. Bu Türkiye’de
Süberbank müesseselerinde uygulanmıştır. Aşırı ikici muhasebe tümlermi, bir
ülkenin hesap çerçevesinde, dolayısla kurum ve işletmelerin hesap olanlarında
yalnız işlem muhasebesinin varlık, sermaye, masraf ve hasılat hesaplarına yer
veren; işlem muhasebesi ile işletme muhasebesi arasında masraf hesapları,
işletmenin maloluş çizelgesi ve maloluş yüklemleri hesaplama çizelgeleri ile
uyum ve bağlantı sağlayan, özellik ve görevlerinden ötürü, bu iki muhasebeyi
ayır ayrı yürüten tümlüktür.
Buna örnek, Avusturya Birlik Hesap Çerçevesi 1947 ile Mehmet Yazaıcı’nın – Türk
İşletmelerinin Tekdüzen Hesap Çerçevesi (THÇ) – 1965’tir.
Bu iki aşırı muhasebe tümlemi arasında çeşitli muhasebe tümlemleri vardır. Bu
tümlemlere uygun olarak muhasebenin temeli ve çatısı olan hesap çerçeveleri ve
maloluş yönergeleri yapılır. Hesap çerçevesi, bir ülkede bulunan kurum ve
işletmelerin tüm hesaplarını, belirli bir anlamda belirli bir tümlem içinde
hesap sınıfı ve hesap kümesi olarak bölümleyen ve bu bölümleri kesin olarak
sınırlayan ve açıklayan genel bir yönergedir. Maloluş yönergesi, muhasebe
tümlemini bütünleme amacı güden; o ülkenin hesap çerçevesine uygun olarak
maloluş muhasebesinin amacını ve bölümlerini belirleyen; genel ilkelerini ortaya
koyan; işlem muhasebesince tutulmayan malaloşları sıralayan; malaloş
yüklemlerini ve malaloş yerlerini tanımlayan; maloluşla ilgili terimleri
sınırlayıp açıklayan, tümlemi bütünleyici ek bir genel yönergedir. Hesap
çerçevesi ve maloluş yönergesine dayanarak bir ülke sınırları içinde bulunan
aynı işi yapan her kurum ve işletme topluluğu, genel hesap planını ve her kurum
ve işletme de hesap planını ve maloluş yerleri planını yapar.
Genel hesap planı, belirli bir hesap çerçevesine dayanırak, aynı işi yapan kurum
ve işletme topluluklarının ya da birçok şubesi olan büyük kurum ve işletmelerin
ana hesaplarını ve gerektiğinde özelliği olan hesaplarını
belirli bir tümlem içinde tanımlayan, kesin olarak sınırlayan ve açıklayan bir
yönergedir.
Hesap palın, belirli bir hesap çerçevesine ya da genel hesap palanına dayanarak,
kurum ve işletmelerde tutulan ana hesapları “defterikebir hesaplarını”,
arahesapları ve ayrıntı hesapları belirli bir tümlem içinde, amaca, plana,
denetime uygun bir biçimde tanımlayan, kesin olarak sınırlayan, aynı
işolgularının sürekli ve duraksamadan aynı hesaplara işlenmesini ve aynı
hesaplarda izlenmesini sağlayan özel bir yönergedir.
Maloluş yerleri planı, belirli bir malaloş yönergesine dayanarak, kurum ve
işletmelerde maloluş yerlerini, yetki alanları, üretim ve hizmet bölümleri
üretim ve hizmet birimleri ve gerektiğinde üretim ve hizmet işmakinası ve
tezgahları olarak, belirli bir tümlem içinde, amaca ve denetime uygun bir
biçimde bölümleyen, sınırlayan ve açıklayan özel bir yönergedir. Muhasebe
tümlemine göre, maloluş yerleri planı değişik olur. Aşırı birci muhasebe
tümleminde maloluş yerleri planı hesap planı içinde yer alır. Aşırı ikici
muhasebe tümlerinde maloluş yerleri planı ayrı olur.
Kurum ve işletmenin hesap planı ve maloluş yerleri planlarına dayanılarak
işletmenin malaloş çizelgesi, yarı üretik, ara üretik ve tam üretik hesaplama
çizelgeleri yapılır.
Bütün bunlarla kurum ve işletmelerde muhasebe düzeni birliği sağlanır.
Bu muhasebe düzeni birliğini sağlayan hesap çerçeveleri, maloluş yönergeleri
gibi çerçeve ve yönergeler, muhasebe bilim ve uygulama adamlarınca çeşitli
meslek odaları, meslek birlikleri gibi yarı resmi kurumlarca
birlikte düzenlenir ve yetkili resmi makamlarca benimsenir, ilgili ve
yetkililerce uygulanır.
Bu tekdüzen hesap çerçevesi, maloluş yönergesi, envanter yönergesi gibi çerçeve
ve yönergelerle bunlara uygun, Ticaret Yasalarında, Vergi Yasalarında ve ilgili
Yasalardaki hükümlerle birlikte ulusal muhasebe ölçümlükleri; bilinen terimi ile
ulusal muhasebe standartları oluşturulur.
Bu ulusal muhasebe ölçümlükleri, evrensel muhasebe dayanaklarının tümünü içerir.
Muhasebe dayanakları, muhasebenin terimleri, ilkeleri, yasaları, kuralları,
yöntemleri, kuramları, tümlemleri gibi bilim öğeleridir.
Muhasebe kanıtları olan, muhasebe belgeleri, defterleri, hesap planları, bilanço
ve kar – zarar hesapları muhasebe dayanakları ile karşılaştırılıp ölçümlenerek
denetleme yapılır. Muhasebe ile denetleme birbiri ile çok
yakından ilişkilidir; dahası muhasebe ile denetleme içiçedir; bunlardan biri
öbürünün bütünleyicisidir.
Muhasebe denetlemenin temel dayanağı; denetleme, muhasebenin dayanaklara göre,
kanıtlara uygunluğunun sağlamasıdır. Muhasebesiz denetleme dayanaksız;
denetimsiz muhasebe sağlamasızdır.
Buraya kadar yapılan tanım ve açıklamalar muhasebe düzeninin iki özelliğini,
daha doğrusu ikiz özelliğini ortaya çıkarıyor. Bunlardan biri muhasebenin,
belgeleme özelliği, öteki de muhasebenin yönetime araç olma
özelliğidir.
Belgeleme özelliği, kurum ve işletmedeki bütün varlığın, borçların ve
işolgularının nicelik ve değerlerinin, hukukça geçerli not ve belgelere
dayanması; bunlarla tanıtılması ve kanıtlanması demektir.
Belgelerin düzenlenmesi ve saklanması için ticaret ve vergi hukuku, gerekli
hükümler koymuştur. Belgeleme ilkesine göre, belgesiz hiçbir hesaba işlem
yapılamaz, dahası belgesiz hiçbir kesin maloluş belirtilemez.
Yönetime araç olma özelliği ise, bir yöneticinin önemli ve doğru yargı ve
kararlara varabilmesi için muhasebeden edinilen bilgileri araç olarak
benimsemesi ve kullanması demektir. Kurum ve işletmelerde düzenli muhasebenin
bilgi verme görevi, önlem alma, kararlar verme yönünden önemli ve büyük bir rol
oynar. Bu muhasebenin işletmede yönetim ve yürütmeye araç olma özelliğidir.
4. TÜRKİYE’DE KURUMSAL MUHASEBE
1. GENEL BAKIŞ
Türkiye Cumhuriyeti, Osmanlı İmparatorluğu’nun bir devamıdır. Osmanlı
İmparatorluğu’nun iktisadi yapısı kurum ve işletmelerin gelişmesine uygun
olmadığı için burada kurumsal muhasebe de gelişememiştir.
Osmanlıca kimi kurumsal muhasebe terimleri şöyledir: Zimmet – Matlup, Kıyemi
Gayri Menkule, Kıyemi Menkule, İhtiyat Akçeleri, Eşhası, Saliseye Karşı Duyun
Hesabı, Hesabati Mavakkate, Hisse Senadatı, Masarıf-i
Umumiye.
Türkiye Cumhuriyeti, Osmanlı imparatorluğu’ndan böyle bir kurumsal muhasebe ve
böyle bir dil devralmıştır.
Türkiye Cumhuriyeti’nin 1923’te kuruluşunu izleyen yıllarda, iktisaden yeniden
yapılanma, iktisadi devlet teşekkülleri kurma, varolan kurum ve işletmeleri
yeniden düzenleme, kurumsal muhasebeyi ve onun terimlerini hızla geliştirme
yoluna gidilmiştir.
Prof. Dr. Muhlis Ete, işletme Ekonomisi Dersleri, İstanbul 1946’da
yayımlanmışkitabının 2’inci ve 3’üncü sayfalarında şöyle der:
“Cumhuriyetten sonra kurulan devlet işletmelerinden bugünkü Sümerbank’ın selefi
Sanayi ve Maadin Bankası, İşletme Ekonomisine ve bilhassa rasyonalizasyon
cereyanına ayak uydurabilmek için Almanya’dan
Prof. Sachsenberg isminde bir mütehassis celbetmiş ve çeşitli fabrikalarında
rasyonalizasyon tetkikleri yaptırmıştı. Eti Bank’ta buna dair islahatla
uğraşmıştı.”
“Devlet işletmelerinin İşletme Ekonomisinin icaplarına göre hareket etmeleri
1939 senesinden itibaren tatbik sahasında yer alan 3460 sayılı Kanunla, yani
sermayesinin tamamı devlete ait teşekküllerin idare ve
mürakebesine dair kanunla başlar.”
“1939 yılından itibaren Başbakanlık Umumi Murakabe Heyeti azalığına tayinimden
sonra bu mevzuun ne kadar önemli olduğunu bir kat daha anlamış bulunuyorum.”
Buradan anlaşılıyor ki, 1938 – 1943 yılları arasında Prof. Dr. Sachsenberg’in
1937 Alman Zorunlu Hesap Çerçevesi’ne göre yaptığı Sümerbank Hesap Planı,
Türkiye’deki kamu ve özel kesim kurum ve işletmelerince
esas alınmış ve uygulanmıştır.
Bununla Türkiye’de bir muhasebe sistemi kurulmuştur. Türkçe’ye birçok mihasebe
terimi girmiş; örneğin masraf ve maliyet terimleri kazandırılmış ; masraf ve
maliyet ayırımı yapılmıştır; masraf nevileri, masraf mahalleri ve masraf
hamilleri gibi maliyet muhasebesinin ana terimleri dolaşıma sürülmüştür.
Adı konmamış olsa da Türkiye’de aşırı birci bir muhasebe sistemi kurulmuştur.
Sümerbank, başka görevleri yanında, bir muhasebe uygulama okulu olmuştur. Ayrıca
Türkiye’de 1940’lı yıllarda, çeşitli yüksek öğretim kurumlarında işletme
iktisadı ve muhasebe dersleri veren Prof. İsmet Aklan, Prof. Şükrü Fuat Erlaçin,
Prof. Dr. Muhlis Ete ve Prof. Cevat Yücesoy, Prof. Osman Fikret Arkun gibi bilim
adamları muhasebenin ve muhasebe terimlerinin gelişmesine, bu sistem
doğrultusunda emek vermiştir.
Türkiye’de bu aşırı birci muhasebe sistemi uygulanıyordu; işlem muhasebesi ile
işletme muhasebesi bir arada yürütüldüğünden bu zor bir sistemdi, gecikmeler
oluyordu. Öğrenilmesi ve uygulaması zordu, ama bir
sistemdi. Aşırı birici muhasebe sisteminin zorluğunu bilen M.Yazıca, Türkiye
gerçeklerine uygun kolay uygulanabilen, işlem muhasebesi ile işletme
muhasebesini ayrı ayrı yürüten bunlar arasındaki ilişki ve bağıntıyı masraf
hesapları ve çizelgelerle sağlayan aşırı iki muhasebe tümlemine ya da sistemine
uygun, 1965’te Türk İşletmelerinin Tekdüzen Hesap Çerçevesi üzerine Bir Öneri
(THÇ) adlı doçentlik tezini yazdı ve aynı yıl yayımlandı.
Başvurmadığı resmi ve yarı resmi makam kalmadı. Kimseye bunu anlatamadı.
Ankara’da İktisadi Devlet Teşekküllerini Yeniden Düzenleme Komisyonu 1968’de
Tekdüzen Genel Hesap Planı ve Açıklamaları adlı bir kitap yayımladı, bu konu
Kasım 1969’da Ankara’da bir kurultayda görüşüldü. Yanlış ve anlamsız olduğu
anlatıldı ve uygulanması durduruldu. Ancak 1973’te sessiz sedasız 27 KİT’çe
uygulamaya kondu. Sonraki yıllarda da öteki KİT’lere sirayet ettirildi. O zamana
kadar kar etmekte olan KİT’ler 1973’ten sonra zarar etmeye başladı ve bir daha
iflah etmediler. Sermaye Piasası Kurulu 1984’te, 1968’de yapılana benzer
Standart Genel Hesap Planı yaptı. 01.02.1984’de Mali Tablolarla birlikte Resmi
Gazete’de
yayımladı. Bu gözden geçirilerek 29.01.1989’da yine Resmi Gazete’de yayımladı.
Maliye ve Gümrük Bakanlığı 1992’de 1968’de ve 1984, 1989’da yapılanlara benzer,
Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliği sıra 1’e ek olarak 26.12.1992 günü
mükerrer Resmi Gazete’de Tekdüzen Hesap Çerçevesi, Hesap Planı ve Hesap Planı
açıklamaları başlığı ile bir tebliğ yayımladı.
Adı Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliğ, ama muhasebe sistemi ile uzaktan
yakından hiçbir ilgisi yoktur. Hangi muhasebe sisteminde Gelir Tablosu Hesabı
vardır?
Bununla, 1940’lı yıllarda Türkiye’de kurulmuş olan muhasebe sistemi 1973’te yani
33 yıl sonra KİT’lerde ve 52 yıl sonra da özel kesimde tarihe karışmıştır.
Bilgisayarların desteği ile de Türkiye’de muhasebe düzeni
büsbütün yıkılmıştır. Şimdi Türkiye’de muhasebe konusunda bir hercümerc bir
kaos, bir kargaşa hüküm sürmektedir. Bu durum, vergi sayısının çokluğu ve vergi
oranlarının yüksekliği ile birlikte kurumları kayıtdışına itmiş, vergi alınamaz
ve denetlenemez hale gelmiştir.
Türkiye’de kurumsal muhasebeyi bu duruma düşüren ulusal olmayan mahvillerin
temsilcileri, bunların iştirakçileri ve bu durumu görmezlikten gelen gafil
ilgililer Allah’a havale olunur.
Türkiye’de muhasebe ve vergi durumu bu kargaşa içindeyken, Uluslararası Muhasebe
Standartlarını yıllardan beri muhasebe gündemine konu yapmada başka amaçlar
sezilmektedir. Uluslararası Muhasebe Standartlarını İASC yapar. Bunları, her
ülke bir şey eklemeden ve bir şey çıkarmadan, kendi diline çevirir. Bunların
uygulanması, isteğe bağlı olur. Bunlar öğüt niteliğindedir. Bunlar Türkiye’de
kaç kurumu ilgilendirir? Ayrıca, Avrupa Birliği’ne girmeye aday olan Türkiye,
U.E.C.’nin yaptığı Avrupa Muhasebe Standartları’nı benimseyecek yerde, sözde
Uluslararası Muhasebe Standartları ile ilgilenmesi akla da uygun
görünmemektedir.
5. SONUÇ
Bu konuşmada, Kurumsal Muhasebe Düzeni ve bunun Türkiye’deki Durumu özet
olarak kısaca anlatıldı.
Muhasebe tanımlandı; Muhasebenin öneminden söz edildi; 21’inci yüzyılın dünyada
ve Türkiye’de muhasebe ve muhasebeci yüzyılı olacağı öngörüldü.
Toplumun çeşitli kesimlerindeki muhasebeler, bireysel muhasebe, evyönetsel
muhasebe, kurumsal muhasebe, kamusal muhasebe ve ulusal muhasebe diye
adlandırıldı. Kurumsal muhasebe tanımlandı.
Kurumsal muhasebe düzeni, tümlem açısından ele alındı; belgelerin düzenlenmesi,
hesapların tutulması ve sonucun çıkartılmasına işlem muhasebesi; maloluşun
belirtilmesi, işletmenin ölçümlenmesi ve öngörünün
saptanmasına’da İşletme Muhasebesi denildi. Bunların kimi terimlerinden ve bu
ikisinin oluşturduğu muhasebe tümlemlerinden ve bu tümlemleri oluşturan hesap
çerçevesi ve maloluş yönergelerinden söz edildi.
Kurumsal muhasebenin belgeleme ve yönetime araç olma gibi ikiz özelliğine
değinildi, böylece olması gereken kurumsal muhasebe düzeni kısaca anlatıldı.
Türkiye’deki kurumsal muhasebenin 66 yıllık geçmişine değinildi. Bugünkü
durumunun her zamankinden karışık ve sorunlu bir durum olduğu kanısına verildi.
Türkiye’de muhasebenin bunca sorunları varken, ülkede bir tümleme dayalı
tekdüzen hesap çerçevesi yokken, bunu bütünleyen bir maloluş yönergesi ile yalın
bir envanter yönergesi yapılmamışken, uluslararası
muhasebe standartlarının gündemde oluşu, ders, seminer, sempozyum konusu
yapılışı anlamsız çalışmalar olduğu sonucuna varıldı.
Türkiye’de kurumsal muhasebenin bir düzene kavuşturulması için, bununla ilgili
meslek odaları başta olmak üzere tüm ilgililerin seferber olmaları, varolan
tekdüzen hesap çerçevesinin yeniden ele alınıp bir tümlem
durumuna getirilmesi, buna uygun ve bunu bütünleyici olarak, hiç olmayan bir
maloluş yönergesinin bir envanter yönergesinin yapılması. Bunlar yapılırken,
bunların içinde muhasebe terimlerine yer verilmesi, muhasebe ilkelerine
yasalarına, kurallarına, yöntemlerine, kuramlarına ve tümlemlerine uyulması,
ilgili ve yetkililere önerilir.
Not: Bu yazı İstanbul Yeminli Mali
Müşavirler Odası "Mali Mevzuat Platformu" (15 Haziran 2006) alınmıştır.
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.
>> YILIN KAMPANYASI: Muhasebecilere Özel Web Sitesi 1.249 TL + KDV Ayrıntılar için tıklayın.