YAZARLARIMIZ
Yılmaz Velioğlu
Bilim Uzmanı
MBA-Finans Direktörü
yilmazvelioglu@hotmail.com



11 Temmuz 2017 Tarihli - 30121 Sayılı Resmi Gazete ’de Yayımlanan BDDK Yönetmeliğinin Banka Bilançoları Açısından Değerlendirilmesi

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun bankaların öz sermayelerine  ilişkin yönetmeliği 11 Temmuz 2017 tarihli 30121 sayılı Resmi Gazete’de yayımlandı. Bu yönetmelik, var olan bir yönetmelikte yapılan değişikliği içeriyor.

Resmi gazetede yer alan metin aşağıdaki gibidir.

‘BANKALARIN ÖZKAYNAKLARINA İLİŞKİN YÖNETMELİKTE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR  YÖNETMELİK

MADDE 1 – 5/9/2013 tarihli ve 28756 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Bankaların Özkaynaklarına İlişkin Yönetmeliğin 9 uncu maddesinin sekizinci fıkrasının (b) bendi yürürlükten kaldırılmıştır.

MADDE 2 – Bu Yönetmelik yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

MADDE 3 – Bu Yönetmelik hükümlerini Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu Başkanı yürütür.’

Değişiklik yapılan yönetmeliğin ilk şekline baktığımızda; bankaların alacaklarından dolayı edinmek zorunda kaldıkları ve aynı madde uyarınca elden çıkarmaları gereken emtia ve gayrimenkullerden edinim tarihinden itibaren beş yıl geçmesine rağmen elden çıkarılamayanların net defter değerleri ana sermaye ve katkı sermaye toplamından indirilir hükmü ile karşılaşıyoruz. 2016 yılında yapılan başka bir yönetmelik değişikliğinde beş yıllık süre üç yıla indirilmişti. Uygulama tarihi 01.01.2017 idi. Yeni yönetmelikle birlikte bu hüküm tamamen ortadan kaldırılmıştır.

Kaldırılan bu hüküm, banka bilançolarında, sermayelerinde, sermaye yeterlilik rasyolarında olumlu yönde bir görünüme etki edecektir. Bunun yansıması; reel sektöre daha fazla kredi imkanı sunmakla sonuçlanabilir. Özellikle bilançolarında bu tür gayrimenkulleri sektör ortalamasının üzerinde tutan bankalar için daha da olumlu etki edeceği aşikârdır.  Bankalar, alacaklarından dolayı elinde bulunan gayrimenkulleri belirtilen süre içinde elden çıkarmadıklarında doğrudan kendi sermayelerini eriten bir unsurla karşılaşıyorlardı. Bu değişikliğin yansımalarını, iki açıdan ele alabiliriz. Birincisi, sermayeyi eritme riski bulunan bir enstrüman için bu risk ortadan kalkıyor. Yani konut kredisi kullandırma ya da ipotek karşılığı ticari kredi kullandırmak için yapılan değerlendirmelerde bankaların eli biraz daha güçlenebilir. İkincisi, sermayeden indirme hükmü kalktığı için, banka sermayesi güçlenecek ve kullandırılacak kredi hacmi genişleyecektir. Dolayısıyla, kredi muslukları hem sebep hem sonuç etkileri ile birlikte bankaların hareket alanını genişletecektir. Peki, bu uygulama sonunda bankalar gayrimenkul varlığı gittikçe artan bir yapıya bürünüp, başka bir kısır döngüyü doğurur mu? Bunu zamanla göreceğiz. Böyle bir risk oluşmaya (artmaya) başlarsa, yeni yönetmeliklerle önleyici tedbirler mutlaka alınacaktır.

14.07.2017

Kaynak: www.MuhasebeTR.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)

>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.

>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.


GÜNDEM