YAZARLARIMIZ
Uğur Kızılgül
Vergi Müfettişi
Bilim Uzmanı
ugur.kizilgul25@gmail.com



Son Yasal Düzenlemeler Kapsamında Kurumlar Vergisinde Taşınmaz Satış Kazancı İstisnası

1.GİRİŞ

Bilindiği üzere, 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun “Mükellefiyet” kısmı “Muafiyet ve İstisnalar” başlıklı ikinci bölümünde kurumlar vergisi mükellefleri için oldukça önem arz eden muafiyet ve istisnalara yer verilerek birçok kurum ve kurum kazancı, Kanun’da belirlenmiş koşul ve sınırlarla kurumlar vergisi kapsamı dışında bırakılmıştır. Kurumlar vergisi kapsamında istisna edilen kazançlar, Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 5. maddesinde düzenlenmiştir. Bu istisnalardan en önemlilerinden biride 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 5/1-e maddesinde yer alan ve kurumların en az iki yıl süre ile aktiflerinde yer alan taşınmazların satışından doğan kazançlarının %50’lik kısmını kurumlar vergisinden istisna eden taşınmaz satış kazancı istisnasıydı. Kurumlar vergisi mükellefleri açısından oldukça önem arz eden bu istisna uygulaması 7456 sayılı 6/2/2023 Tarihinde Meydana Gelen Depremlerin Yol Açtığı Ekonomik Kayıpların Telafisi İçin Ek Motorlu Taşıtlar Vergisi İhdası ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun ile kaldırılmıştır. Ancak 7456 sayılı Kanunun 22. maddesi ile Kurumlar Vergisi Kanunu’na eklenen geçici 16. Madde uyarınca, 15.07.2023 tarihinden önce kurumların aktifinde yer alan taşınmazlar bakımından, taşınmaz satış kazancı istisnasının %25 olarak uygulanmasına devam edeceği hüküm altına alınmıştır.

Kurumlar vergisi mükellefleri Vergi İdaresi tarafından herhangi bir uzatma olmaması durumunda her yıl Nisan ayı 1 ila 30’u tarihleri arasında Kurumlar Vergisi beyannamelerini vermektedirler. Söz konusu beyannameler üzerinde, 15.07.2023 tarihinden önce kurum aktifine kaydedilen taşınmazlar bakımından taşınmaz satış kazancı istisnasının halen uygulanabilecek olması, yüksek enflasyon nedeniyle ortaya çıkan fiktif kârlara maruz kalmak istemeyen kurumlar açısından önem arz etmektedir.

Bu çalışmada,  öncelikle kurumlar vergisi istisnaları kapsamında taşınmaz satış kazancı istisnası hakkında genel bilgi verilecek daha sonra söz konusu istisna hakkında yapılan düzenlemeler bağlamında yeni bir milat olarak nitelendirilebilecek 15.07.2023 tarihi öncesi ve sonrası uygulamaları irdelenecektir.

2. TAŞINMAZ SATIŞ KAZANCI İSTİSNASININ AMACI VE ÖZELLİKLİ HUSUSLAR

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun gerekçesinde taşınmaz satış kazancı istisnasının amacı, “kurumların bağlı değerlerinin ekonomik faaliyetlerde daha etkin bir şekilde kullanılmasına olanak sağlanması ve kurumların mali bünyelerinin güçlendirilmesi” şeklinde belirtilmiştir. Kanunun istisnaya yer veren 5/1-e maddesinde taşınmaz satış kazancı istisnasının uygulanması kapsamında böyle bir amacın gerçekleşmesi bir koşul olarak ön görülmemiş olsa da, 1 Seri No’lu Kurumlar Vergisi Tebliği’nin 5.6.2.4.1. bölümünde, gerekçede yer alan açıklama esas alınarak istisnadan yararlanılabilmesi için satış işleminden bir kazanç elde edilerek satışı yapan kurumun mali yapısında bir iyileşmenin olması gerektiği belirtilmiştir. Bu nedenle vergi idaresi, aktifte kayıtlı taşınmazların para karşılığı olmaksızın devir ve temliki ile trampa gibi işlemlerin istisna kapsamında olmadığını belirtmektedir.

1 Seri No’lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliği’nin 5.6.2.4.1 bölümünde kat karşılığı arsa devri, trampa işlemine örnek olarak gösterilmiş ve bu gibi durumlarda taşınmaz satış kazancı istisnasının uygulanmayacağı belirtilmiştir. Söz konusu bu düzenleme doğrultusunda vergi idaresi de kat karşılığı arsa devri sözleşmeleri kapsamında yapılan işlemleri, bir trampa işlemi olarak nitelendirmekte ve bu nedenle istisnanın uygulanmayacağını belirtmektedir. Yine 1 Seri No’lu Kurumlar Vergi Genel Tebliği’nin 5.6.2.3.4 bölümünde yer alan düzenleme gereğince taşınmaz ticareti ve kiralanmasıyla uğraşan kurumların bu amaçla ellerinde bulundurdukları istisna kapsamındaki değerlerin satışından elde ettikleri kazançlar istisna kapsamı dışındadır. Tebliğin 5.6.2.4.1. bölümünde ise, istisnaya konu olabilecek değerlerin borç karşılığı olarak rızaen veya icra yoluyla devredilmesi durumunda ve taşınmazların kamulaştırılması yoluyla devrinde, mezkûr istisnanın uygulanabileceği belirtilmiştir. Kurumlar vergisi taşınmaz satış kazancı istisnasından yararlanma bakımından tam veya dar mükellefler arasında herhangi bir ayrım yapılmamıştır. Bu doğrultuda hem tam mükellefler hem de dar mükellefler bu istisnadan yararlanabilir.

Taşınmaz satış kazancı istisnasına ilişkin düzenlemede, sadece “kurumların en az iki tam yıl süre ile aktiflerinde yer alan” ifadesi kullanılmış olup; taşınmazı tanımı ve kapsamı konusunda bir açıklamaya yer verilmemiştir. Ancak 1 Seri No’lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliği’nin “5.6.2.2.1 “Taşınmazlar” başlıklı bölümünde, istisnaya konu olan taşınmazların Türk Medeni Kanunu’nda taşınmaz olarak tanımlanan ve esas niteliği bakımından bir yerden başka bir yere taşınması mümkün olmayan dolayısıyla yerinde sabit olan mallar olduğu açıklamasına yer verildikten sonra bu niteliği haiz taşınmazların Türk Medeni Kanunu’nda arazi, tapu siciline ayrı sayfaya kaydedilen bağımsız ve sürekli haklar ile kat mülkiyeti kütüğüne kayıtlı bağımsız bölümler olduğu belirtilmiştir. Medeni Kanun’a göre taşınmaz sayılan bir eşyanın diğer Kanunlar bakımından taşınmaz mülkiyeti hükümlerine bağlı tutulmamış olması durumunda da taşınmaz satış kazancı istisnası kapsamında esas alınması gereken Medeni Kanun hükümleridir. Bu bağlamda Vergi Usul Kanunu’nun 269. maddesi uyarınca gayrimenkul gibi değerlendirilen ancak Medeni Kanun uyarınca taşınmaz olarak tanımlanmayan iktisadi kıymetlerin istisnaya konu edilmesi mümkün değildir.

İstisnaya konu taşınmaz ile sıkı bağlantı dolayısıyla bütünleyici parçanın söz konusu olduğu bir durumda, taşınmaz satış kazancı istisnasının bütünleyici parçayı da kapsaması söz konusudur. Nitekim 1 Seri No’lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliği’nde de taşınmaz tanımına bütünleyici parçaların da gireceği belirtildikten sonra, “İstisna uygulaması sabit üretim vasıtası niteliğindeki makineler açısından değerlendirildiğinde, makinelerin sökülmesi gerektiği zaman bina tahrip olacak veya zarar görecek ise bu makineler binanın bütünleyici parçası olarak kabul edilecektir.” açıklamasına yer verilerek temelde sıkı bağlantı dolayısıyla bir şeyin bütünleyici parçası haline gelen şeyin de mezkûr istisnadan yararlanacağı belirtilmiştir. Bütünleyici parçaların ekonomik ve hukuksal yönden bağımsız eşya niteliği bulunmamasına karşın, eklentinin hukuken asıl şeyden ayrı bir varlığı bulunmaktadır. 1 Seri No’lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliği’nin 5.6.2.2.1 bölümünde “Taşınmaz tanımına, taşınmazın eklentisi niteliğinde olan unsurlar girmeyecektir.” şeklinde bir düzenlemeye yer verilmiştir. Bu düzenlemelerden hareketle, tebliğde yapılan açıklamalara uygun olması halinde, kurumların aktifinde kayıtlı olan gayrimenkul ile bu gayrimenkulün mütemmim cüzü niteliğinde olan unsurların satışından doğacak kazançlar için taşınmaz satış kazancı istisnasından yararlanılabileceği, eklenti olarak kabul edilen kıymetlerin satışından elde edilen kazançların ise istisna hükümlerinden yararlanamayacağını söylemek mümkündür.

3.TAŞINMAZ SATIŞ KAZANCI İSTİSNASI UYGULANMASINA İLİŞKİN ŞARTLAR

Taşınmaz satış kazancı istisnasından elde edilen kazancın kurumlar vergisinden müstesna olabilmesi için Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 5/1-e maddesi ile 1 Seri No’lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinde belirtilen aşağıda yer verilen şartların gerçekleşmesi gerekmektedir.

3.1. Satışa Konu Olan Taşınmazın Kurum Adına Tapuya Tescil Edilmiş Olması

1 Seri No’lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliği’nin 5.6.2.2.1. bölümünde taşınmaz satış kazancı istisnasının söz konusu olabilmesi için satışa konu olan taşınmazın, Türk Medeni Kanunu’nun 705. maddesi gereğince kurum adına tapuya tescil edilmiş olması gerektiği belirtilmiştir. Medeni Kanun’un 705. maddesi ise “Taşınmaz mülkiyetinin kazanılması tescille olur.” hükmünü mevcut olup hükümden de anlaşılacağı üzere, taşınmaz mülkiyetinin kazanılması için tescil temel kuraldır. Bu kapsamda tapuya tescil işlemi yapılmayan taşınmaz satışlarında, taşınmaz satış kazancı istisnasının uygulanması mümkün değildir. Taşınmaz satış kazancı istisnasında tescil temel kural olmakla birlikte burada önem arz eden husus, taşınmazın satışı sırasında tapuda kurum adına tescilinin bulunmasıdır. Bu nedenle taşınmazın aktifte en az iki yıllık kayıtlı bulunması şartının sağlanması koşuluyla satıştan hemen önce yapılan tesciller de istisnanın uygulanması bakımından bir engel oluşturmayacaktır. Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 5/1-e maddesinde, istisnaya konu olabilecek taşınmazın yurt içinde bulunması hususunda bir düzenleme yer almamış, ancak 1 Seri No’lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliği’nde taşınmaz istisnasına konu olabilecek taşınmazlar bakımından Türk Medeni Kanunu uyarınca tapu kütüğüne tescil şartı öngörülmüştür. Tebliğ’de yer alan söz konusu bu ifadeden, kurumların sadece Türkiye’de bulunan taşınmazlarının istisna uygulamasına konu olabileceği anlaşılmaktadır. Zira kurumların yurt dışında bulunan taşınmazlarının Türk Medeni Kanunu uyarınca tapuya tescil edilmeleri mümkün değildir.

3.2. İstisnadan Yararlanacak Kurumun Taşınmaz Ticareti ve Kiralanması Faaliyetinin Bulunmaması

1 Seri No’lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliği’nin 5.6.2.3.4 bölümünde, taşınmaz ticareti ve kiralanmasıyla uğraşan kurumların bu amaçla ellerinde bulundurdukları taşınmazların satışından elde ettikleri kazançların istisna kapsamı dışında kaldığı belirtilmiştir. Kurumun taşınmaz ticaretini fiili olarak yapmadığı durumlarda da vergi idaresi, esas sözleşmede işletme konusu olarak taşınmaz ticareti ibaresinin bulunmasını, istisnanın uygulanmaması kapsamında yeterli bir neden olarak görmektedir. Şirket esas sözleşmesinde işletme konusu olarak taşınmaz alım satımı ve kiralama faaliyetine yer verilmediği durumlarda ise, kurumların yapmış olduğu satış veya kiralama işlemlerini taşınmaz satışı veya kiralamasıyla uğraşıldığı hususunda bir karine olarak kabul etmekte ve böyle durumlarda taşınmazın satışından elde edilen kazancın istisna kapsamında olmadığını belirtmektedir. Danıştay ise sadece esas sözleşmede taşınmaz ticareti ile ilgili hüküm bulunmasını veya kurumun bazı taşınmazları satmasını taşınmaz ticareti ile uğraşılması hususunda yeterli bir ölçüt olarak kabul etmemekte ve bu konuda idarece yapılmış bir tespit bulunmasını gerekli görmektedir.

Vergi idaresinin, esas sözleşmede taşınmaz ticareti ile ilgili hüküm bulunmasını veya yükümlü kurumun bazı taşınmazları satmasını gayrimenkul ticareti olarak kabul eden yaklaşımı neticesinde esas faaliyeti taşınmaz ticareti olmayan kurumların aktifine kayıtlı arsaların hasılat paylaşımı yöntemi ile müteahhitlere teslimi de taşınmaz ticareti olarak nitelendirilmekte ve bu nedenle satıştan doğan kazancın, istisna kapsamında olmadığı belirtilmektedir. Danıştay da en az iki tam yıl süreyle şirket aktifinde yer alan taşınmazın hasılat paylaşımı usulüyle müteahhide verilmesinin, hasılat payı karşılığı arsa satışı olduğunu, bu satışta trampanın bulunmadığını, arsa sahibinin arsa karşılığında bağımsız bölüm almasının da söz konusu olmadığını, arsa sahibinin sadece satmış olduğu arsanın parasını tahsil ettiğini belirterek iştigal konuları arasında taşınmaz ticareti olmayan şirketlerin hasılat paylaşımı modeliyle yapmış olduğu satışların, Kurumlar Vergisi Kanununun 5/1-e maddesinde yer alan istisnadan faydalandırılması gerektiği yönünde hüküm vermiştir.

3.3. İstisnadan Yararlanacak Taşınmazın En Az İki Yıl (730 Gün) Kurumun Aktifinde Bulunuyor Olması

Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 5/1-e maddesinde, en az iki yıl tam süre ile aktifte bulundurulan taşınmazın istisna uygulamasına konu olabileceği düzenlenmiştir. Bu bakımdan taşınmazların aktifte bulundurulma süreleri ve bu sürelerin hesaplanması oldukça önem arz etmektedir. Vergi Usul Kanunu’nun “Sürelerin hesaplanması” başlıklı 18. maddesinde, sürenin yıl olarak belirlenmesine ilişkin bir düzenlemeye yer verilmemiştir. Ancak 1 Seri No’lu Kurumlar Vergisi Kanunu Tebliği’nin 5.6.2.3.1 bölümünde “en az iki tam yıl” ifadesi “730” güne eşdeğer alınmış, bu nedenle istisnanın uygulanabilmesi için taşınmazın şirket aktifinde 730 gün ile kayıtlı bulunması gerekmektedir. Vergi idaresi, aktife kayıtlı olma şartını, istisnanın uygulanması bakımından asli bir şart olarak görmekte ve bu nedenle fiilen kullanılsa bile şirket aktifine alınmamış taşınmazlar bakımından istisnanın uygulanmayacağını belirtmektedir. Sürenin hesaplanması bakımından taşınmazın kurum aktifine kayıt tarihi dikkate alınmakla birlikte taşınmazın tapuya tescil tarihinin de anılan istisnadan yararlanılması bakımından bir şart olarak öngörülmüş olması nedeniyle taşınmazın tapuya tescilinin aktife kayıt tarihinden sonra olması durumunda taşınmaz kazancı istisnasının uygulanması karmaşık bir hal alabilecektir. Bu bağlamda her ne kadar taşınmaz mülkiyetinin tescille kazanılması esas olsa da tescilden önce de taşınmaz mülkiyetinin kazanılması söz konusu olabilmektedir. Taşınmaz mülkiyetinin tescilden önce kazanıldığı durumlarda tescil, kurucu değil açıklayıcı mahiyet arz edecektir. Bu nedenle mülkiyetin tescilden önce kazanılmasının söz konusu olduğu durumlarda taşınmazın şirket aktifine kaydedildiği tarih önem taşımaktadır. Zira tescilden önce taşınmaz mülkiyetinin kazanıldığı ve kazanmayla birlikte taşınmazın şirket aktifine kaydedildiği bir durumda taşınmazın işletme aktifinde iki yıl süreyle kayıtlı bulunup bulunmadığının tespitinde tescil tarihinin değil şirket aktifine kayıt yapılan tarihin dikkate alması gerekmektedir.

Taşınmaza uygulanan ifraz ve tevhit işlemleri sonucunda da istisna uygulamasında 2 yıllık aktifte bulunma süre hesabı açısından özellikli durumlar ortaya çıkabilir. İfraz işlemi sonucunda oluşacak her bir parselin, diğer koşulların da gerçekleşmiş olması kaydıyla taşınmaz satışı kazancı istisnasından yararlanması mümkündür. İfraz işlemi sonucunda ortaya çıkan yeni parselin satışında iki yıllık sürenin hesaplanmasında ise ifraz işlemi uygulanan taşınmazın ilk iktisap tarihinin dikkate alınması gerekmektedir. Tevhit işlemi sonucunda birleştirilen taşınmazın satışında da istisnanın uygulanması gerekir. Ancak tevhit işlemi sonucunda tek tapuda birleştirilmiş taşınmazın satılması durumunda mezkûr istisnanın uygulanmasında tevhit edilen taşınmazların tevhit öncesi iktisap tarihlerinin iki yıllık sürenin tespiti bakımından her bir bölüm için ayrı ayrı değerlendirilmesi gerekmektedir.

1 Seri No’lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliği’nin 5.6.2.3.1.3 bölümünde, arsa üzerinde inşa edilen ve aktife kaydedilen binanın, kurum adına tapuya tescil edilerek satılması halinde, iki yıllık aktifte bulundurulma süresinin başlangıcı olarak inşaatın tamamlandığı ve bina olarak kullanılmaya başlandığı tarihin esas alınacağı belirtilmiştir. Söz konusu bu düzenleme uyarınca tapuda arsa olarak kayıtlı bulunan bir taşınmazın üzerine bina inşa edilip satılması durumunda arsanın iktisap tarihinin değil, bina inşaatın tamamlandığı ve taşınmazın bina olarak kullanılmaya başlandığı tarihin esas alınması gerekmektedir. Binalar hususunda ifade edilmesi gereken bir diğer husus da henüz tamamlanmayan ve fiilen kullanma imkânı bulunmayan veya yapımı tamamlanmasına karşın tapuya bina olarak tescil edilmeyen taşınmazların satılması durumunda, taşınmaz satış kazancı istisnasının sadece arsaya isabet eden kısım bakımından uygulanabileceğidir. İki yıllık sürenin tespiti bakımından önem arz eden bir başka husus ise, şirketlerin devredilmesi veya bölünmesi durumunda iki yıllık sürenin başlangıç tarihidir. Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 5/1-e maddesinde, söz konusu bu hususa açıklık getirilerek devir veya bölünme yoluyla devralınan taşınmazlarda devir alınan veya bölünen kurumdaki iktisap tarihinin esas alınacağına yer verilmiştir.

3.4. Taşınmaz Satış Bedelinin Satışın Yapıldığı Yılı Takip Eden İkinci Takvim Yılının Sonuna Kadar Tahsil Edilmesi

Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 5/1-e maddesinde, taşınmaz satış bedelinin, satışın yapıldığı yılı takip eden ikinci takvim yılının sonuna kadar tahsil edilmesi bir şart olarak öngörülmüştür. Bu düzenleme uyarınca aksi bir durumda satış bedeline isabet eden istisna nedeniyle zamanında tahakkuk ettirilmeyen vergiler ziyaa uğramış sayılacaktır. Ancak bu durum satış bedelinin nakit dışında nakde dönüştürülebilir bir değerle tahsilatının yapılmasına engel değildir. Ayrıca taşınmaz satış işleminin peşin veya vadeli olmasının istisna uygulamasında bir önemi bulunmamaktadır. Burada önemli olan husus, satış bedelinin Kanun’da belirlenen sürede tahsil edilmesidir.

3.5. Taşınmazların Satışından Doğan Kazancın İstisnadan Yararlanan Kısmının Satışın Yapıldığı Yılı Takip Eden Beşinci Yılın Sonuna Kadar Pasifte Özel Bir Fon Hesabında Tutulması

Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 5/1-e maddesine göre, taşınmazların satışından doğan kazancın istisnadan yararlanan kısmının, satışın yapıldığı yılı takip eden beşinci yılın sonuna kadar pasifte özel bir fon hesabında tutulması gerekmektedir. Yine söz konusu maddede “İstisna edilen kazançtan beş yıl içinde sermayeye ilave dışında herhangi bir şekilde başka bir hesaba nakledilen veya işletmeden çekilen ya da dar mükellef kurumlarca ana merkeze aktarılan kısım için uygulanan istisna dolayısıyla zamanında tahakkuk ettirilmeyen vergiler ziyaa uğramış sayılır.” düzenlemesine yer verildiği için fon hesabına alınan kazanç tutarının sermayeye ilavesi, istisnanın uygulanmasına engel teşkil etmemektedir. Ancak satışın yapıldığı yılı izleyen beşinci yılın sonuna kadar tasfiyeye girilmiş olması durumunda istisnanın uygulanması mümkün bulunmamaktadır. 1 Seri No’lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliği’nin 5.6.2.3.2 bölümünde, Kanun’da yer alan şartlara ilaveten “fon hesabına alınma işleminin, satışın yapıldığı yılı izleyen hesap döneminin başından itibaren kazancın beyan edildiği döneme ait kurumlar vergisi beyannamesinin verildiği tarihe kadar yapılması” gerektiği belirtilmiştir.

3.6. İstisna Uygulamasında Tasdik Zorunluluğu

Kurum kazançlarından istisna tutulan kazanç ve iratların belirlenmiş parasal haddi aşması durumunda, istisna uygulaması için yeminli mali müşavir tasdik raporu bir diğer şarttır.

5 sıra No’lu Serbest Muhasebecilik, Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanunu Genel Tebliği ile 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu kapsamında kurum kazancından indirilen kazanç ve iratlar tutarları toplamı belirlenmiş haddi aşan kurumlar vergisi mükelleflerinin, iştirak hisselerinin ve gayrimenkullerin satışından doğan kazançlara ilişkin istisnadan yararlanabilmeleri için vergi dışı tutulan işlemlerin, ilgili mevzuat hükümlerine uygun olduğunun yeminli mali müşavirler tarafından düzenlenen “Kurumlar Vergisi İstisna ve İndirim Tasdik Raporları” ile belgelenmesi zorunluluğu getirilmiştir.

37 Seri No’lu SM, SMMM VE YMM Kanunu Genel Tebliği’ ile mali müşavir tasdik raporu düzenlenmesi işlemleriyle ilgili hadler yeniden belirlenmiş ve Bakanlıkça özel bir belirleme yapılmadığı takdirde Tebliğ’de yer alan parasal hadlerin her yıl yeniden değerleme oranında artırılarak uygulanacağı belirtilmiştir. Ancak 30.12.2022 tarihli 2. Mükerrer Resmî Gazete ’de yayımlanan 46 Sıra No’lu Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanunu Genel Tebliği ile 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 5. maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi uyarınca taşınmazlar ve iştirak hisselerinin satışından doğan kazançlara ait istisna ile ilgili işlemlere ilişkin had 663.000-TL olarak belirlenmiştir. Ayrıca söz konusu Tebliğ uyarınca Bakanlıkça özel bir belirleme yapılmadığı takdirde Tebliğ’de yer alan işlemlere ilişkin parasal hadler, 2023 yılı ve takip eden yıllarda herhangi bir artış olmaksızın uygulanacaktır.

4. KURUMLAR VERGİSİ BEYANINDA TAŞINMAZ SATIŞ KAZANCI İSTİSNASI UYGULAMASINDA DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN YENİ DÜZENLEMELER

Kurumlar vergisi mükellefleri Vergi İdaresi tarafından her hangi bir uzatma durumu olmaması halinde her yıl Nisan ayı 1 ila 30’u tarihleri aralığında kurumlar vergisi beyannamesi,  vermektedirler. Kurumlar vergisi kapsamında istisna edilen kazançlar, Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 5. maddesinde düzenlenmiştir. Bu istisnalardan en önemlilerinden biride 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 5/1-e maddesinde yer alan taşınmaz satış kazancı istisnasıdır. 15.07.2023 tarihi öncesinde beyanname üzerinde indirim yapılan istisna ile kurumların en az iki yıl süre ile aktiflerinde yer alan taşınmazların satışından doğan kazançlarının %50’lik kısmını kurumlar vergisinden istisnasıydı.

Kurumlar vergisi mükellefleri açısından oldukça önem arz eden bu istisna uygulaması 14.07.2023 tarihinde kabul edilen ve yürürlük tarihi 15.07.2023 olan 7456 sayılı 6/2/2023 Tarihinde Meydana Gelen Depremlerin Yol Açtığı Ekonomik Kayıpların Telafisi İçin Ek Motorlu Taşıtlar Vergisi İhdası ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun ile kaldırılmıştır. Ancak 7456 sayılı Kanunun 22. maddesi ile Kurumlar Vergisi Kanunu’na eklenen geçici 16. Madde uyarınca, 15.07.2023 tarihinden önce kurumların aktifinde yer alan taşınmazlar bakımından, taşınmaz satış kazancı istisnasının %25 olarak uygulanmasına devam edeceği hüküm altına alınmıştır.

Bu düzenlemeler doğrultusunda; her ne kadar 15.07.2023 tarihinden sonra kurumların aktifine girecek olan taşınmazlar için istisna uygulamasına son verilmiş olsa da,  15.07.2023 tarihinden önce kurumların aktifine kaydedilen taşınmazlar bakımından taşınmaz satış kazancı istisnası uygulamasından yüzde 25 oranında faydalanılmaya devam edileceği hususunun göz önünde bulundurulmasının, kurumlara ödenecek vergi tutarı bakımından önemli avantajlar sağlayacağı söylenebilir.

5.SONUÇ

Ülkemizde geliri vergilendiren kanunlardan biri olan 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nda yükümlüler için oldukça önem arz eden vergi muafiyet ve istisnalarına yer verilmiştir. Söz konusu istisnalardan biri de 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu 5/1e ve 1 Seri No’lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinde sayılan şartların sağlanması koşuluyla taşınmaz satış kazancı istisnasıdır.

Kurumlar vergisi mükellefleri açısından oldukça önem arz eden bu istisna uygulaması 7456 sayılı 6/2/2023 Tarihinde Meydana Gelen Depremlerin Yol Açtığı Ekonomik Kayıpların Telafisi İçin Ek Motorlu Taşıtlar Vergisi İhdası ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun ile kaldırılsa da, 7456 sayılı Kanunun 22. maddesi ile Kurumlar Vergisi Kanunu’na eklenen geçici 16. Madde uyarınca, 15.07.2023 tarihinden önce kurumların aktifinde yer alan taşınmazlar için, taşınmaz satış kazancı istisnasından %25 oranında yararlanılmaya devam edilmemesi gerekmektedir. Yani verilecek olan beyannamede, 15.07.2023 tarihinden önce kurum aktifine kaydedilen taşınmazların satışından doğan kazançların %25’lik kısmı kurumlar vergisinden istisna olacaktır.

Bu bağlamda, her ne kadar 15.07.2023 tarihinden sonra kurumların aktifine girecek olan taşınmazlar için istisna uygulamasına son verilmiş olsa da,  15.07.2023 tarihinden önce kurumların aktifine kaydedilen taşınmazlar bakımından taşınmaz satış kazancı istisnası uygulamasından yüzde 25 oranında faydalanılmaya devam edileceği hususunun göz önünde bulundurulması kurumlara önemli vergi avantajı sağlayacaktır.

KAYNAKÇA

*213 Sayılı Vergi Usul Kanunu

*5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu

*4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu

* 7456 sayılı 6/2/2023 Tarihinde Meydana Gelen Depremlerin Yol Açtığı Ekonomik Kayıpların Telafisi İçin Ek Motorlu Taşıtlar Vergisi İhdası ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı KHK Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun

*1 Seri No’lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliği

*37 Seri No’lu SM, SMMM VE YMM Kanunu Genel Tebliği

*46 Sıra No’lu Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanunu Genel Tebliği

*5 Sıra No’lu Serbest Muhasebecilik, Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik Yeminli Mali Müşavirlik Kanunu Genel Tebliği

*Topçu K. M, Türkiye Adalet Akademisi Dergisi , s.56, ss.263-286, 2023 (Hakemli Dergi)

*Danıştay 4 D, 2018/4170, 17.03.2022.

* Antalya Vergi Dairesi Başkanlığının 12.08.2020 tarih ve 49327596-125.05[KVK.2019. ÖZ.36]-E.124405 sayılı özelgesi.

*İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığının 08.09.2017 tarih ve 62030549-125[5-2015/237]-279599 sayılı özelgesi.

*Büyük Mükellefler Vergi Dairesi Başkanlığının 18.04.2012 tarih ve B.07.1.GİB.4.99.16.02- KVK-5/1-e-102 sayılı özelgesi

*Ordu Defterdarlığının 23.02.2012 tarih ve B.07.4.DEF.0.52.10.00-003-5 sayılı özelgesi.

*İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığının 15.10.2017 tarih ve 62030549-125[5-2016/417]-335325 sayılı özelgesi.

*Büyük Mükellefler Vergi Dairesi Başkanlığının 27.05.2014 tarih ve 64597866-125[5/1-e-2014]- 78 sayılı özelgesi.

29.03.2024

Kaynak: www.MuhasebeTR.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)

>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.

>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.


GÜNDEM