YAZARLARIMIZ
Dr. Ufuk ÖZDEMİR
Yeminli Mali Müşavir
ufuk@proymm.com



Transit Ticaretin Ba-Bs Bildirimlerinde Gelir İdaresi Neden Görüş Değiştirdi?

Konu ile ilgili olarak, İstanbul Defterdarlığı’nca verilmiş olan 19.09.1988 tarih ve 11-288 nolu mukteza metni şöyledir.

3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun birinci maddesinde Türkiye’de yapılan aşağıdaki işlemler Katma Değer Vergisi’ne tabidir.

1- Ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetler

2- Her türlü mal ve hizmet ithalatı

3- Diğer faaliyetlerden doğan teslim ve hizmetler şeklinde hükme bağlanmıştır.

Kanunun 2’nci maddesinde teslim bir mal üzerindeki tasarruf hakkının iki veya daha fazla kimse tarafından zincirleme akit yapılmak suretiyle, malın bu arada el değiştirmeden doğrudan sonuncu kişiye devredilmesi halinde, aradaki safhaların her birinin ayrı birer teslim olduğunu hüküm altına almıştır.

Kanunun 6’ıncı maddesinde ise “işlemlerin Türkiye’de yapılması” bu malların teslim anında Türkiye’de bulunmasını (değerlendirme Gelir V.K. 7’inci maddeye göre tayin olunur.) şeklinde tanımlanmıştır.

10’uncu madde “vergi doğuran olay”ı tanımlarken ithalatta vergiyi doğuran olay “ithalatta gümrük kanununa göre gümrük vergisi ödeme mükellefiyetinin başlaması, gümrük vergisine tabi olmayan işlemlerde ise fiili ithalatın yapılması” şeklinde tanımlanmıştır.

Transit Ticaret aşağıdaki belirtilen şekillerde yapılabilir.

a) Önceden döviz tahsil suretiyle,

b) Mahsup suretiyle,

c) Net döviz girdiğinin beyanı suretiyle şeklinde tanımlanmıştır.

Bu yasal düzenlemelerin değerlendirilmesinde;

1- Yapılan faaliyetlerin ihracat yönetmeliğinin ilgili maddesinde tanımlanan mahsup suretiyle transit ticaret kapsamında yapıldığı,

2- Transit ticaret kapsamına giren mal satışının doğrudan doğruya (başka ülkeye) satıldığı,

3- 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 2/2’nci maddesine göre Irak’taki bir firmaya yapılan teslim işleminin Türkiye’de zuhur etmediği anlaşılmaktadır.

Bu durumda teslim işlemi Türkiye hudutları dahilinde cereyan etmediğinden söz konusu teslim Katma Değer Vergisi kapsamına girmemektedir. (KDV beyannamesinde gösterilmez.)

Büyük mükellefler vergi dairesi  B.07,1.GİB.4.99.16.01/01 VUK b Mük.  257/2009/-MUK-34   06.05.09/15130,müktezası ise şöyledir;

3065 Sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 1/1.maddesinde Türkiye’de ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetlerin KDV’ne tabi olduğu hükme bağlanmıştır. Kanunun 2.maddesinin 1.bendinde teslim, bir mal üzerindeki tasarruf hakkının malik veya onun adına hareket edenlerce alıcıya veya adına hareket edenlere devredilmesi, şeklinde tanımlandıktan sonra bir malın alıcı veya onun adına hareket edenlerin gösterdiği yere veya kişilere tevdiinin de teslim hükmünde olduğu, belirtilmiştir.Anılan Kanunun 6’ıncı maddesinde; işlemlerin Türkiye’de yapılması ile malların teslim anında Türkiye’de bulunmasının ifade edildiği hüküm altına alınmıştır.Diğer taraftan;06.06.2006 tarih ve 26190 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren İhracat Yönetmeliğinin 4’ncü maddesinin (n) fıkrasında; transit ticaret yurt dışında veya serbest bölgede yerleşik bir firmadan ya da antrepodan satın alınan malın, ülkemiz üzerinden transit olarak veya doğrudan doğruya yurt dışında veya serbest bölgede yerleşik bir firmaya ya da antrepoya satılması, şeklinde tanımlanmıştır. Öte yandan, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 148, 149 ve Mükerrer 257 nci maddelerinin verdiği yetkiye dayanılarak, 362 Sıra No’lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile bilanço esasına göre defter tutan mükelleflerin belirli bir haddi aşan mal ve hizmet alımlarını "Mal ve Hizmet Alımlarına İlişkin Bildirim Formu (Form Ba)" ile; mal ve hizmet satışlarını ise "Mal ve Hizmet Satışlarına İlişkin Bildirim Formu (Form Bs)" ile bildirmeleri hususunda yükümlülük getirilmiştir. Söz konusu düzenleme ile Katma Değer Vergisi mükelleflerinin beyanlarının oto-kontrolüne imkan vermek ve bu formlar sayesinde mükelleflerin mal alım ve satımları ile katma değer vergisi beyanlarının çapraz kontrole tabi tutulabilmesi amaçlanmaktadır.

Yukarıda yer alan hüküm ve açıklamalara göre; transit ticarete konu mallar şirketin mal varlığına girip çıkmasına ve satışın fatura ile belgelenmesine rağmen, millileştirilmeksizin satışa konu olduğu için katma değer vergisinin konusuna girmemektedir. Dolayısıyla, katma değer vergisinin konusuna girmeyen işlemler “Katma Değer Vergisi Beyannamesinde”, “Mal ve Hizmet Alımlarına İlişkin Bildirim Formu (Ba)” ve "Mal ve Hizmet Satışlarına İlişkin Bildirim Formu (Form Bs)" de hiçbir şekilde yer almayacaktır.

Bu şekilde çok sayıda özelge mevcuttur,bizde  idarenin görüşü doğrultusunda bir makale yazarak,meslektaşlarımızın işin mutfağında sıkıntı yaşamamaları adına bilgi paylaşımında bulunmuştuk,ancak  yine İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı 01.07.2010 tarih ve B.07.1.GİB.4.34.19.02-019.01-219 sayılı özelgesinde transit ticaret kapsamında yapılan alım satım işlemlerinin Ba-Bs formlarına dahil edilip edilmeyeceği konusunda görüş değiştirmiştir.Özelge şöyledir;

“İlgi dilekçenizde, transit ticaret kapsamında yapılan alım satım işlemlerinizin Ba-Bs formlarına dahil edilip edilmeyeceği hakkında Başkanlığımız görüşü talep edilmekte olup, konuyla ilgili olarak gerekli açıklamalar aşağıda yapılmıştıır.Bilindiği üzere, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 148, 149 ve Mükerrer 257' nci maddelerinin verdiği yetkiye dayanılarak, 350 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile bilanço esasına göre defter tutan mükelleflerin belirli bir haddi aşan mal ve hizmet alımlarını "Mal ve Hizmet Alımlarına İlişkin Bildirim Formu (Form Ba)" ile; mal ve hizmet satışlarını ise "Mal ve Hizmet Satışlarına İlişkin Bildirim Formu (Form Bs)" ile bildirmeleri hususunda yükümlülük getirilmiştir.Söz konusu yükümlülüğün 2010 yılı ve müteakip yılların aylık dönemlerinde yerine getirilmesinde uygulanacak usul ve esaslar ile bildirim hadleri 396 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinde açıklanmıştır.Aynı Tebliğin 1.2.1 bölümündeki açıklamalara göre, bildirim mecburiyeti bulunan mükelleflerce, belirlenen hadler çerçevesinde yapılan her türlü mal ve/veya hizmet alış ve satışları, bunlara ilişkin belgenin türüne (Fatura, irsaliyeli fatura, serbest meslek makbuzu, müstahsil makbuzu, gider pusulası, akaryakıt pompalarına bağlı ödeme kaydedici cihaz fişi, sigorta komisyon gider belgesi ve yolcu bileti gibi) bakılmaksızın Ba-Bs bildirim formlarına dahil edilecektir.Ayrıca, 396 Sıra No.lu Genel Tebliğin 1.2.2. bölümünde "Mükelleflerin 2010 yılı ve müteakip yılların aylık dönemlerine ilişkin mal ve/veya hizmet alışları ile mal ve/veya hizmet satışlarına uygulanacak had 5.000 TL olarak yeniden belirlenmiştir. Buna göre, bir kişi veya kurumdan katma değer vergisi hariç 5.000 TL ve üzerindeki mal ve/veya hizmet alışları, "Mal ve Hizmet Alımlarına İlişkin Bildirim Formu (Form Ba)" ile; bir kişi veya kuruma katma değer vergisi hariç 5.000 TL ve üzerindeki mal ve/veya hizmet satışları ise "Mal ve Hizmet Satışlarına İlişkin Bildirim Formu (Form Bs)" nun Tablo II alanında bildirilecektir." açıklaması bulunmaktadır.

Yukarıda yer alan açıklamalara göre; transit ticaret kapsamında şirketiniz tarafından yapılan işlemlerin belgelendirilmesi halinde Ba-Bs bildirim formlarına dahil edilmesi gerekmektedir.”

Ba-Bs bidirim formları,Katma Değer Vergisi mükelleflerinin beyanlarının oto-kontrolüne imkan vermek ve bu formlar sayesinde mükelleflerin mal alım ve satımları ile katma değer vergisi beyanlarının çapraz kontrole tabi tutulabilmesi amaçlanmaktaydı da ne oldu da  kdv beyanına tabi olmayan işlemlerde had esasına göre Ba Bs formlarına dahil  edildi?

Vergi Hukukunda yer alan Mükteza müessesini irdeleyelim,

- Mükelleflerin vergi durumları ve uygulanması bakımından tereddüde düştükleri hususlar hakkında bilgi istemeleri üzerine kendilerine yetkili makamlarca yazılı olarak verilen görüşlere Mukteza (Özelge) denilir.

-Muktezalar ilgili mükellefe verilen cevap niteliğindedir dolayısıyla yardımcı kaynak hükmündedir.

-Sözle yapılan bilgilendirme mukteza veya özelge olarak adlandırılamaz. “Sadece başvuru yapan mükellefe yazı ile gönderilen cevaplar mukteza veya özelge olarak adlandırılmaktadır.

-Mevzuat içerisinde mukteza veya özelge kavramı Vergi Usul Kanunu’nun 413. maddesinde yer almaktadır Buna göre: “Mükellefler, Maliye Bakanlığı’ndan veya Maliye Bakanlığı’nın bu hususta yetkili kıldığı makamlardan vergi durumları ve vergi uygulanması bakımından müphem ve tereddüdü mucip gördükleri hususlar hakkında izahat isteyebilirler. Yetkili makamlar yazı ile istenecek izahatı yazı ile veya sirkülerle cevaplamak mecburiyetindedirler.Alacakları cevaplara göre hareket eden mükelleflerin bu hareketleri cezayı istilzam etse dahi ceza kesilmez.”

Ba Bs formlarının asıl amaçları KDV de naylon faturanın önüne geçmektir. 5000 tl yi geçen faturaların beyan zorunluluğu bu nedendendir.hiçbir şekilde kdv beyanına girmeyen transit ticaret gibi özel bir ticaretin 5000 tl yi  geçmesi nedeniyle  Ba Bs formlarında beyan  edilmesinin,istatistiki birtakım bilgilere ulaşmak için, Vedop ta ara  programlarla farklı bir amacı var ise en  azından bir tebliğ yada sirkü ile ihtiyaç sahiplerinin yönlendirilmesi gerekir.

06.10.2011

Kaynak: www.MuhasebeTR.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)

>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.

>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> SGK Teşvikleri (156 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.


GÜNDEM