YAZARLARIMIZ
Dr. Ufuk ÖZDEMİR
Yeminli Mali Müşavir
ufuk@proymm.com



Dövizli Fatura Kesilmesi ve Kur Farkı Faturası

Dövizli fatura düzenlenmesine ilişkin yasal düzenleme 5228 sayılı kanun ile V.U.K.’nun 215. maddesinde yapılan ve 31.07.2004 tarihinde yürürlüğe giren değişiklik ile yapılmıştır. V.U.K.’nun 215/2-a maddesi şöyledir. “Kayıt ve belgelerde Türk para birimi kullanılır. Belgeler, Türk parası karşılığı gösterilmek şartıyla, yabancı para birimine göre de düzenlenebilir. Şu kadar ki yurt dışındaki müşteriler adına düzenlenen belgelerde Türk parası karşılığı gösterilme şartı aranmaz.

Yapılan yasal düzenleme ile Türk firmalarının yurtiçi müşterilerine döviz cinsinden fatura düzenlemeleri mümkün kılınmıştır. Düzenlenecek dövizli fatura yurtdışındaki bir müşteriye düzenlenmiş ise faturada TL karşılığının gösterilmesine gerek bulunmamaktadır. Ancak fatura yurtiçindeki bir müşteriye düzenlenmiş ise faturada tutarın TL karşılığının gösterilmesi gerekmektedir.

Düzenlenen dövizli faturada gösterilmesi gereken TL bedelin hesaplanmasında kullanılması gereken kur TCMB döviz alış kuru olmalıdır. Gerek alıcı gerekse satıcı düzenlenen faturayı bu kur üzerinden hesaplanan TL bedeli ile muhasebe kayıtlarına almalıdır. Ancak ödeme faturada belirtilen döviz cinsinden yapılabileceği gibi, taraflar arasındaki anlaşmaya bağlı olarak ödeme günündeki anlaşılan kur (döviz alış, döviz satış vb.) üzerinden hesaplanan TL karşılığı olarak da yapılabilir.

Yurtiçi müşterilere düzenlenen dövizli faturanın bedeli ister döviz cinsinden, isterse TL karşılığı ödensin ödeme tarihi ile fatura düzenleme tarihi arasındaki kur değişiminden kaynaklanan kur farkının faturalaşmaya konu edilmesi gerekir. (Maliye Bakanlığı İstanbul Defterdarlığı’nın 09.08.2001 tarih ve KDV. MUK.B.07.4.DEF.0.34.16.812 sayılı muktezası) Lehine kur farkı oluşan firmanın karşı tarafa kur farkının içinden iç yüzde ile KDV hesaplamak suretiyle toplamda kur farkı kadar fatura düzenlemesi gerekir. 30.06.2007 tarih ve 26568 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan 105 nolu KDV genel Tebliğinde aynı duruma vade farkı, kur farkı ve matrahta değişikliğe yol açan işlemlerde KDV uygulaması adı altında değinilmiş olup,

Bedelin döviz cinsinden veya dövize endekslenerek ifade edildiği işlemlerde, bedelin kısmen veya tamamen vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu tarihten sonra ödenmesi halinde, satıcı lehine ortaya çıkan kur farkı esas itibariyle vade farkı mahiyetinde olduğundan, matrahın bir unsuru olarak vergilendirilmesi gerekmektedir. Buna göre, teslim veya hizmetin yapıldığı tarih ile bedelin tahsil edildiği tarih arasında ortaya çıkan lehte kur farkı için satıcı tarafından fatura düzenlenmek ve faturada gösterilen kur farkına, teslim veya hizmetin yapıldığı tarihte bu işlemler için geçerli olan oran uygulanmak suretiyle KDV hesaplanacaktır. Bedelin tahsil edildiği tarihte alıcı lehine kur farkı oluşması halinde, kur farkı tutarı üzerinden alıcı tarafından satıcıya bir fatura düzenlenerek, teslim ve hizmetin yapıldığı tarihteki oran üzerinden KDV hesaplanması gerekmektedir denmektedir.

Düzenlenen dövizli faturalardan kaynaklanan cari hesap alacakları ister yurtiçi müşterilerden olsun, isterse yurtdışı müşterilerden, geçici vergi dönemlerinde ve hesap dönemi sonunda kur değerlemesinin yapılması gerekir. Geçici vergi dönemlerinde ve hesap dönemi sonunda yapılan kur değerlemesi sonucunda ortaya çıkan kur farkları için fatura düzenlenmesi ve KDV hesaplanması gerekmez.

Düzenlenen dövizli faturada yer alan döviz tutarının TL karşılığının gösterilmemesi durumunda nasıl bir cezai müeyyide ile karşılaşılabilir. V.U.K.’nün 215/2-a maddesinde Türk parası karşılığı gösterilmek şartıyla yabancı para birimine göre fatura düzenlenebileceği hüküm altına alınmıştır.

Düzenlenen dövizli faturada Türk Lirası karşılığının gösterilmemiş olması faturanın hiç düzenlenmemiş sayılmasını gerektirmez ve özel usulsüzlük cezası uygulanması söz konusu değildir, ancak bu fiil nedeniyle uygulanması gereken ceza birinci derece usulsüzlük cezasıdır. Çünkü V.U.K.’nun 215. maddesi kayıt nizamına ilişkin bir maddedir ve bu madde hükmüne aykırı hareket edilmesi aynı kanunun 352/1-6 maddesi gereğince birinci derece usulsüzlük cezasını gerektirmektedir.

Birinci derece usulsüzlük cezası kesilmesine ilişkin kanun maddesinin parantez içi hükmü gereğince her incelemede, inceleme tarihine kadar aynı takvim yılı için tespit edilen usulsüzlükler tek fiil sayılmaktadır. Bu durumda her bir tespit başına bir defa birinci derece usulsüzlük cezası kesilebilecektir.

Muhasebe kayıtlarında ise dikkat edilmesi gereken alıcıdan gelen aleyhe kur farkında yapılacak kayıt.

 

            -----------------------------------------/--------------------------------------------

              612- DİĞER İNDİRİMLER (-)       *****

              191- İNDİRİLECEK KDV             *****

                                                           120- ALICILAR    *******

            -----------------------------------------/---------------------------------------------

22.10.2009

Kaynak: www.MuhasebeTR.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)

>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.

>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> SGK Teşvikleri (156 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.


GÜNDEM