E-Fatura Verilmediği ve Alınmadığı Gerekçesiyle Özel Usulsüzlük Cezası Kesilmesi ve Kdv İndirimlerinin Reddi Suretiyle Cezalı Tarhiyat Yapılması Mümkün Mü?
Tarih: 20.09.2013
1. GİRİŞ
Dijital paranın (Banka ve Kredi Kartları v.s.), kağıt
paranın hükümranlığına son vermesi sürecinde, belgenin
dijital ortamda oluşturulması, kaydı ve muhafazası da
kaçınılmazdı. Nitekim, E-Fatura ve E-Defter uygulamasına
adım atıldı. Uzun vadede vazgeçilmezlik kazansa da
yeniliklere karşı toplum tarafından direnç gösterildiği
tarihsel bir gerçektir. Gelişen bilişim teknolojilerinin
"Mektup" kavramını dahi ortadan kaldırdığı günümüzde,
E-Fatura uygulamasına geçişte geç kalındığı dahi
söylenebilir. Makalemizin konusu E-Faturanın uygulama
esasları, kapsamı, başvuru süresi veya usulü hakkında
değildir. Kapsamın belirlenmesindeki yöntemin
karmaşıklığı da değildir.
Makalemizin konusu; E-Fatura vermesi gerektiği halde
kağıt fatura verenlere ve alanlara uygulanacağı ileri
sürülen müeyyideler hakkındadır.
2. E-FATURA FATURAYA İLİŞKİN GENEL TEBLİĞ VE SORUNLAR
VUK'nun mükerrer 257. maddesinin verdiği yetkiye
istinaden yayımlanan 421 seri nolu VUK Genel Tebliğinin;
"5.3." bölümünde ise
"Elektronik fatura ve elektronik deftere ilişkin olarak
bu Tebliğ ile getirilen zorunluluklara uymayanlar
hakkında, Vergi Usul Kanununun ceza hükümleri tatbik
olunur"
"5.4." bölümünde
"Elektronik fatura uygulamasına dâhil olma zorunluluğu
getirilen mükellefler elektronik fatura uygulamasına
kayıtlı olan diğer mükelleflere kâğıt ortamında fatura
düzenleyemezler; düzenlemeleri halinde kâğıt
ortamında düzenlenen bu faturalar hiç düzenlenmemiş
sayılır"
ifadeleri yer almaktadır.
Buna göre; E-Fatura vermesi gerektiği halde, kağıt
fatura verenlerin ve bu faturalara dayalı olarak
kayıtlarını oluşturan alıcı mükelleflerin durumu ne
olacaktır?
Yazılı, görsel ve sosyal medyada, bu konuda ileri
sürülen görüşleri özetlersek;
1) Düzenlenmeyen her E-Fatura için vermeyene de
(dolayısıyla) almayana da VUK 353. maddesi kapsamında
özel usulsüzlük cezası kesileceği,
2) Kağıt faturayı dikkate alarak kayıtlarını oluşturan
ve KDV beyannamesini veren alıcı konumundaki
mükelleflerin (belgesiz kayıt yapmış gibi) KDV
indirimlerinin reddi suretiyle cezalı tarhiyat
yapılacağı,
ileri sürüldüğü görülmektedir.
3. TEBLİĞ HÜKMÜNÜN HUKUKİ DEĞERİ VE UYGULAMASI
VUK'nun mükerrer 257. maddesi ile 6 bend halinde
Maliye Bakanlığına verilen yetki çerçevesinde yayınlanan
Genel Tebliğler ile getirilen zorunluluklara uyulmaması
halinde, VUK'nun mükerrer 355. maddesi kapsamında özel
usulsüzlük cezası kesileceği ve bunun için de uyarı
yazısı yazılmasına gerek olmadığı (Genel Tebliğ
düzenleyici idari işlem olduğundan) açıktır.
421 seri nolu VUK Genel Tebliği ile, kapsama dahil olan
mükelleflerin E-Fatura başvurusu yapma zorunluluğu
getirilmiştir. Bu sebeple, başvuru yapmayan mükelleflere
(VUK'nun mükerrer 355/1. maddesi kapsamında olduklarını
varsayarsak) 1.200,00 TL özel usulsüzlük cezası
kesilecektir.
Düzenleyici idari işlemle yani mezkür genel tebliğ ile,
kağıt ortamında düzenlenmiş olan faturanın düzenlenmemiş
sayılmasının hukuki bir etki yaratmayacağını, vergi
idaresinin yasama alanına yasak girişlerinin yeni bir
örneği olduğunu düşünüyorum.
Bir an için
"kâğıt
ortamında düzenlenen bu faturalar hiç düzenlenmemiş
sayılır"
kalıbının hukuki bir anlamının bulunduğunu varsayıp
bunun uygulamasının nasıl yapılabileceğini ya da
yapılamayacağını araştıralım.
Aslında bu kalıba yabancı değiliz. Yasama organının
kullandığı bir kalıp. VUK'nun 231/5. maddesinde
faturanın, malın teslimi veya hizmetin yapıldığı
tarihten itibaren azamî yedi gün içinde düzenleneceği
belirtildikten sonra
"Bu
süre içerisinde düzenlenmeyen faturalar hiç
düzenlenmemiş sayılır"
cümlesi karşımıza çıkmaktadır. Öteden beri (daha önce 10
gündü) yer alan ve Danıştay içtihatlarına da konu olan
bu hükmün anlamı ile mezkür genel tebliğ hükmü
arasındaki paralellikten yararlanarak anlama çabasını
sürdürelim.
Vergi yargısı bu yasal düzenleme hakkında kısaca,
"fatura verilmişse verilmiştir" yaklaşımını
sergilemektedir. O zaman kanundaki süre sınırının anlamı
nedir?
Örneğin 3 Ekim 2013 tarihinde sevk irsaliyesi
düzenlenerek mal sevk edildi. 15 Ekim 2013 tarihinde
yoklama veya inceleme sırasında, bu sevkiyatın
faturasının düzenlenmediği tespit edildi. Bu durumda
satıcı mükellefe fatura düzenlememekten VUK 353. maddesi
kapsamında özel usulsüzlük cezası kesilecektir. Ancak,
15 Ekim 2013 tarihinde yoklama veya incelemeye gelen
memurlar faturanın 14 Ekim 2013 düzenlendiğini tespit
ederler ise bu tespite dayalı olarak özel usulsüzlük
cezası kesilemeyecektir. Zira VUK 353. maddesi,
satıcının fatura düzenlemekte gecikmesini değil, tespit
anında hiç düzenlememiş olmasını müeyyideye bağlamakta,
VUK'nun 231/5. maddesi de "düzenleyecektim" itirazını
bertaraf etmektedir. Yani süresinde düzenlenmeyen
faturanın "yok hükmünde" olduğunu ileri sürmek mümkün
değildir.
Kaldı ki, VUK'nun 353. maddesi, E-Fatura veya kağıt
fatura ayrımı da yapmamaktadır.
Genel Tebliğ ile yapılan bu türden ayrımlara göre ceza
kesilmesi veya indirim hakkının kaldırılması, ceza ve
vergi hukukunun temel prensiplerine aykırıdır. Kağıt
ortamında verilen ve alınan faturaların, elektronik
ortamda verilmediği veya alınmadığı gerekçesiyle kesilen
özel usulsüzlük cezalarının, vergi yargısı tarafından
hukuka uygun bulunmayacağı kanaatindeyim.
Geçmişte ticari faaliyette bulunduğu halde, mükellefiyet
kaydı yaptırmadığı tespit edilenlere, elektronik ortamda
beyanname vermediği gerekçesiyle kesilen özel usulsüzlük
cezalarına vergi yargısının yaklaşımı ne ise, E-Fatura
başvurusu yapması gerektiği halde yapmayan, dolayısıyla
da E-Fatura vermeyenlere kesilecek özel usulsüzlük
cezasına karşı da vergi yargısının yaklaşımı aynı
olacaktır.
Diğer taraftan, kasıt ya da kusuru bulunmayan kağıt
faturayı alan mükellefe, özel usulsüzlük cezası
kesilemeyeceğini, KDV indiriminin reddi suretiyle cezalı
tarhiyat yapılamayacağını iddia etmek için derin vergi
hukuku bilgisine sahip olmaya gerek yoktur. VUK'nun
231/5. maddesindeki (-ki kanundur) yedi günlük süreden
sonra düzenlenen faturaya ait katma değer vergisinin
indiriminin reddedilmediği bir hukuk düzeninde
bulunduğumuzu unutmamalıyız.
Yine, tek tespitle binlerce fatura için ayrı ayrı özel
usulsüzlük cezası kesileceğini ileri sürmek, 14.06.2011
ve 21.07.2003 tarihli resmi gazetelerde yayımlanana
Danıştay Dördüncü ve Üçüncü Dairelerinin kanun yararına
bozma kararlarına aykırıdır.
Genel tebliğdeki ifadenin, mükellefleri korkutmaya ve
E-Fatura düzenlemeye teşvik için konulduğunu düşünsek
dahi, 6009 sayılı yasayla birlikte vergi müfettişlerinin
de uymak zorunda olduğu, uymazlarsa sorumlu duruma
düşecekleri bir metinden bahsediyoruz. Vergi yazınında
farklı yorumlar yapılabilir. Ancak toplantılarda ve
konferanslarda vergi müfettişlerince; KDV'nin
indiriminin reddine ve her kağıt faturanın ayrı ayrı
özel usulsüzlük cezasına konu olacağına dair ifadeleri
sebebiyle zaten bu makale yazılmıştır.
4. SONUÇ
Ülke kaynaklarının verimli kullanılması amacıyla
düşünülen E-Fatura uygulamasının yanlış ifadelerle ve
düzenlemelerle kaynak ve enerji israfına yol açmaması
sağlanmalıdır.
Gelir Vergisi Kanununda "nema" kelimesi kullanılmadığı
için, Bireysel Emeklilik düzenlemesinde vergi
idaresinin, yargı sisteminin ve vatandaşların yaşadığı
kilitlenmenin, zaman ve kaynak israfının E-Fatura
uygulamasında yaşanmaması için vergi idaresince bir
düzeltme yapılması gerekmektedir.
Kaynak:
www.MuhasebeTR.com
(Bu makale yazılı veya
elektronik ortamda kaynak
göstermeden yayınlanamaz.
Kaynak göstermeden yayınlayanlar hakkında yasal
işlem yapılacaktır .)
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.