YAZARLARIMIZ
Okan Sağlam
Serbest Muhasebeci Mali Müşavir
okan.saglam@hotmail.com



KDV Değişikliğindeki Geçiş Dönemine İlişkin Sorunlar

7 Temmuz’da yayımlanan bir Cumhurbaşkanı Kararı ile KDV oranlarına ilişkin iki önemli değişiklik yapıldı.

KDV oran yapımız

Değişiklikleri açıklamaya geçmeden önce KDV oran yapımızı kısaca açıklayalım. KDV Kanunumuza göre KDV oranı, vergiye tabi her bir işlem için yüzde 10'dur. Yani kanuni oranımız budur.

Cumhurbaşkanı bu oranı, dört katına kadar artırmaya, %1'e kadar indirmeye, bu oranlar dahilinde muhtelif mal ve hizmetler ile bazı malların perakende safhası ve inşaatın yapıldığı arsanın veya konutun vergi değeri ve bulunduğu yeri esas alarak konut teslimleri için farklı vergi oranları tespit etmeye yetkilidir. Daha önce bu yetki Bakanlar Kurulundaydı.

Bu yetkiye istinaden 24/12/2007 tarihli ve 2007/13033 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile KDV oranları aşağıdaki şekilde üç oranlı belirlenmişti:

- Karara ekli listelerde yer almayan teslim ve hizmetler için %18 (uygulamada bu orana genel oran diyoruz),

- Karara ekli (I) sayılı listede yer alan teslim ve hizmetler için %1 (indirimli oran),

- Karara ekli (II) sayılı listede yer alan teslim ve hizmetler için %8 (indirimli oran)

Yani iki indirimli ve bir genel KDV oranımız var.

KDV oran değişiklikleri

7 Temmuz tarihinde yayımlanan ve bugün (10 Temmuz 2023 tarihinde) yürürlüğe giren Cumhurbaşkanı Kararı ile yüzde 8 olan indirimli oran yüzde 10’a, yüzde 18 olan genel oran ise yüzde 20’ye yükseltildi. Yüzde 1 indirimli oranda ise herhangi bir artış yapılmadı. Bu değişiklikleri “genel değişiklik” olarak ifade edebiliriz.

Bu Karar ile yapılan ve “özel değişiklik” diyebileceğimiz diğer değişiklik ise deterjan ve dezenfektanlar ile kâğıt ürünleri gibi temizlik maddelerine genel KDV oranının geçerli kılınmasıdır. Bu değişiklikle, yüzde 8 indirimli orana tabi olan sabun, şampuan, deterjan, dezenfektanlar, ıslak mendil (sabun, deterjan veya solüsyon emdirilmiş olsun olmasın), tuvalet kâğıdı, kâğıt havlu, kâğıt mendil ve peçete teslimlerinde KDV oranı 12 puan artırılarak genel oran olan yüzde 20’ye çıkarılmıştır. Yani vergi oranı yüzde 150 oranında artırılmış, başka bir ifade ile 2,5 katına yükseltilmiştir.

Örneğin 100 liralık temizlik ürününün fiyatı (100+8=) 108 lira iken KDV artışından sonra (100+20=) 120 liraya yükselmiştir. Yani ürünün satış fiyatı yüzde 11,11 oranında artmıştır.

Örneğin, son değişiklikte, diş fırçası ve macunu ile diş iplikleri (II) sayılı listede bırakıldı, dolayısıyla bunların teslimlerinde yüzde 8 olan indirimli oran uygulaması yüzde 10’a yükselerek devam ettirildi. Temizlik ürünlerinde oran artırılırken neden bu ürünlerde artırılmadığını anlamadım.

Esasen temizlik ürünlerinde KDV oranı yakın zamanda yüzde 18’den yüzde 8’e indirilmiş, bu durum KDV iadesi ihtiyacı doğurduğundan sektörün ciddi şikâyetlerine neden olmuştu. En azından bu oran artışının sektörün KDV iadesi sorunlarını kökten çözdüğünü söyleyebiliriz. Darısı diğer indirimli oranda mal veya hizmet satan mükelleflerin başına!

Uyum için verilen 3 günlük süre çok az

KDV oran değişiklikleri çok geniş bir mükellef kitlesini ilgilendiriyor. Bu mükellefler hafta sonunu da içeren 3 günlük sürede değişikliklere uyum sağlamak ve sistemlerini ayarlamak zorunda kaldılar. Çoğu şirketin sisteminde aynı ürün için ikinci bir oran girmek mümkün olmuyor. Bu durumdakilere yeni (yüksek) oranı uygulamalarını öneriyorum.

Bu ölçüde geniş bir mükellef kitlesini kapsayan oran artışına ilişkin yürürlük tarihinin en azından ağustos başı olması öngörülebilirdi. Değişiklikler 10.07.2023 tarihi itibariyle yürürlüğe girdiğine göre, artık böyle bir süre uzatımının bir anlamı da kalmadı.

Umarım bundan sonraki değişikliklerde bu husus ve uyarılar dikkate alınır.

Bir mal veya hizmetin KDV oranı nasıl belirlenir?

KDV oran değişikliklerinde yeni oranın hangi tarihteki işlemlere uygulanacağı konusunda her zaman tereddütler yaşanır.

Esasen burada ilke çok basit. Çünkü KDV’de vergiyi doğuran olay “malın teslimi” veya “hizmetin ifası”dır. Vergiyi doğrun olayın gerçekleştiği tarihte hangi oran geçerli ise o oranda KDV hesaplanması gerekir. Bu nedenle yeni oranların, 10 Temmuz 2023 tarihinden itibaren teslim edilecek mallar ile bu tarihten itibaren tamamlanacak hizmetler için uygulanması gerektiği açıktır.

Mal teslimlerinde genellikle bu konuda sorun yaşanmaz, çünkü teslimin tespit ve tevsiki çok kolaydır. Ancak hizmetin ne zaman ifa edildiği, yani tamamlanmış olduğu konusunda tereddüt yaşanabilir.

10 Temmuz 2023 tarihinde veya sonraki bir tarihte faturası düzenlenecek mal teslimleri veya hizmet ifalarının, 9 Temmuz 2023 veya daha önceki bir tarihte gerçekleşmiş olması halinde, bu işlemlere eski oranlar uygulanacaktır. Örneğin 7 Temmuz’da satılarak teslim edilen mallara ilişkin fatura, oran değişikliklerinin yürürlüğe girdiği 10 Temmuz’da düzenlenirse, bu işlem için eski oranlara göre KDV hesaplanması gerekir. Ancak bu yaklaşım sorun yaratacak olursa, yeni oranları uygulamanın sakıncası yoktur.

Ancak bu hususu uygularken KDV Kanunun 10/b maddesinde yer alan, erken faturalama durumunda KDV’nin faturanın düzenlendiği tarihte doğacağı hükmüne dikkat etmek gerekir. Bu maddeye göre, 10 Temmuz 2023 tarihi veya sonrasında gerçekleşecek bir işleme ilişkin fatura 10 Temmuz’dan önce düzenlenmişse, vergiye doğuran olay faturanın düzenlemesi ile tekemmül edeceğinden eski oranların uygulanması zorunludur.

Keza eski orana göre KDV hesaplanmış işlemlerde sonradan yapılacak iade işlemlerine ilişkin iade faturalarında da eski oranların uygulanması icap eder.

10 Temmuz 2023 tarihinden önce teslim edilmiş mallar veya ifa edilmiş hizmetlere ilişkin 10 Temmuz tarihinden itibaren doğacak kur farklarına ilişkin faturalarda da eski oranlarda KDV hesaplanması gerekir.

Eğitim ve öğretim hizmetlerinde oran değişikliği nasıl uygulanacak?

Maliye İdaresinin de yönlendirmeleri ile özel okullar, genel uygulama olarak, belli bir eğitim dönemine ait ücreti 10 parçaya bölmekte ve eylül başından haziran sonuna kadar olan 10 ay içinde aylık eşit taksitlerle fatura etmektedirler.

Ancak yıllık okul ücretlerinin, velinin veya öğrencinin talebi doğrultusunda erken şekilde fatura edildiği örnekler de vardır. Bu uygulama genellikle peşin ödeme yapıldığı durumlarda söz konusu olmaktadır.

KDV oran değişikliklerinde, artan veya azalan orandan kaynaklanan menfaat ve külfetin satıcıya mı yoksa alıcıya mı ait olduğu konusunda taraflar arasında çoğu zaman tartışmalar yaşanır.

Aslında bu sorunun cevabı sözleşmeye bakılarak kolayca verilebilir.

KDV Genel Uygulama Tebliğinde, perakende işlemlerde (satın alanın bu mal veya hizmeti başkasına satmadığı durumlarda) fiyatın KDV DAHİL olarak belirleneceği düzenlenmiştir. Buna göre eğitim hizmetlerine ilişkin ücretlerin de KDV dahil olarak belirlenmesi gerekir.

Ancak, metni Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanan ve özel okullar ile öğrenci veya veliler arasında düzenlenen sözleşmelerde KDV dahil ücretin yanı sıra, bu ücretin ne kadarının KDV hariç ücret, ne kadarının KDV olduğu ve KDV’nin oranı da belirtilmektedir.

Bu sözleşme yapısına göre, sözleşmenin imzalanmasından sonra meydana gelen KDV oran değişikliklerinden doğan külfet veya menfaatin öğrenciye veya öğrenci velisine ait olduğu kabul edilmelidir. Zaten sözleşmelerde bu tür oran artışlarında artan tutarın ayrıca ödeneceği öngörülebilmektedir. Benzer durum konut satışlarında da yaşanmaktadır.

Bu durumda, eğer eğitim ücreti peşin faturaya bağlanmamışsa, yani eğitim dönemine eşit olarak aylık taksitler halinde düzenleniyorsa, 10 Temmuz 2023 tarihinden sonra düzenlenecek faturalarda yeni oranlar esas alınarak KDV hesaplanmalıdır. Bu durumda eski oranla yeni oran arasındaki KDV farkının eğitim hizmetini veren mükellef tarafından talep edilmesi konusunun sözleşmeye bakılarak çözülmesi gerekir. 

Bu vesileyle peşin tahsilat durumlarında fatura düzenleme konusuna değinmek istiyorum. Çünkü bu konuda bazı hatalı değerlendirmelere rastlıyorum. Peşin tahsilat peşin fatura düzenlenmesini gerektirmez. Çünkü hizmetin tamamlanmasına bağlı olarak fatura düzenlenmesi esastır. Ancak taraflar anlaşırsa tabii ki peşin fatura düzenlenebilir.

Otel hizmetlerinde hizmet ne zaman tamamlanmış sayılır?

Otel hizmetleri de KDV’de vergiyi doğuran olayın ne zaman gerçekleştiği, yani hizmetin tamamlandığı konusunda tartışma yaşanan alanlardan biridir.

Normalde otelcilik hizmetlerinde hizmet, müşterinin otele yerleşmesiyle başlar, otelde kalınan süre boyunca devam eder ve müşterinin oteli terk etmesi ile sona erer. Bu süre boyunca verilen tüm hizmetler (yatak, yemek, içki, eğlence, ütüleme, minibar, gazete ve diğer hizmetler) bir bütün teşkil eder. KDV’yi doğuran olay hizmetin tamamlanması olduğuna göre otelcilik hizmetinin KDV’si de, müşterinin oteli terk ettiği gün itibariyle doğar.

Nitekim uygulamada çoğu otel müşterinin terk tarihine göre fatura düzenlemekte ve KDV hesaplarını bu esasa göre yapmaktadır. Bu uygulamanın doğru olduğu yönünde geçmişte verilmiş resmi bir görüş de vardır.

Bu nedenle oteldeki her gecelemenin, her yemeğin ve her türlü mal teslimi veya hizmetin ayrı birer vergiye tabi işlem olduğu görüşüne katılmıyorum.

Ancak uygulamada bazı otel işletmeleri, kullandıkları bilgisayar programının yönlendirmesiyle veya işletmelerindeki hizmet oluşumlarının etkin şekilde izlenebilmesi için, konaklama, yeme-içme ve sair hizmetleri GÜNLÜK OLARAK TAHAKKUK ettirebiliyor. Erken faturalama imkânı veren kanuni düzenlemeye uygun ve Hazine lehine olan bu uygulamanın sorun oluşturmadığını düşünüyorum. 

Kiralama işlemlerinde vergi doğuran olay ne zaman geçekleşir?

Genel olarak birden fazla ayı ilgilendiren süreli hizmetlerde KDV’nin ne zaman doğduğu konusu diğer tartışmalı konulardan biridir.

KDV’nin aylık bir yükümlük olmasının da etkisi ile bu konuda hizmetin kısım kısım tamamlandığı yolunda görüş ve uygulama yaygındır. Örneğin taahhüt işlerinde bu yaklaşım kabul görmektedir.

Kiralama işlemlerinde de benzer bir durum vardır. Geçmişte bu konu da tartışılmıştır. Bugün için geçerli olan yaklaşım, birden fazla takvim ayını kapsayan kiraya verme hizmetlerinde KDV’nin, kira periyoduna dahil takvim aylarının her biri itibariyle ve o takvim ayına isabet eden kira tutarı üzerinden doğduğu şeklindedir. İdari görüş de bu doğrultudadır.

Bu nedenle 2023 yılı temmuz ayına ilişkin kira bedeline ilişkin KDV’nin, 9 günlük süre için eski orandan kalan süre için yeni orandan hesaplanması şeklindeki görüşleri doğru bulmuyorum.

Pandemi döneminde kira hizmetleri için geçici süreli yapılan oran indirimi uygulamalarında, Maliyenin de bu görüşte olduğu yönünde açıklamalar hatırlıyorum. Bu görüşler, kira KDV’lerinin aylık bazda doğduğu şeklindeki İdari görüş ile çelişmektedir. Eğer, kira KDV’lerinin aylık değil günlük bazda doğduğu şeklinde uygulama değişikliği yapılmak isteniyorsa, bunun yolu kanun değişikliğidir.

18.07.2023

Kaynak: www.MuhasebeTR.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)

>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.

>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.


GÜNDEM