6111 Sayılı Kanun Kaynaklı Ticari(!) Zararların
Mahsubunu Yapmayın!!!
Bilindiği üzere 6111 sayılı yasa ile getirilen en önemli ve kapsamlı düzenlemelerin başında mükellefler ve meslek mensupları arasındaki pratik tabiri ile “Kasa Affı”, “Stok Affı” ve “Matrah Artırımı” ile ilgili düzenlemeler gelmekteydi.
Yapılan bu düzenlemelerden yararlanan mükelleflere birtakım imkanlar getirilmesinin bir nevi bedeli yanında ilave bazı külfet niteliğinde de düzenlemeler yapılmıştır. Örneğin matrah artırımı yapılan yıllara ait mali zararların % 50 ‘nin takip eden dönemlerde indirim/mahsup hakkının kaybedilmesi gibi.[1]
Diğer yandan yine bilindiği üzere stok affının iki boyutu bulunmakta,
- Bunlardan ilki; İşletmede mevcut olduğu halde kayıtlarda yer almayan emtia, makine, teçhizat ve demirbaşlar ile ilgili olanı,
- Diğeri ise; Kayıtlarda yer aldığı halde işletmede bulunmayan emtia, kasa mevcudu ve ortaklardan alacaklar ile ilgili olanıydı.
İşletmede mevcut olduğu halde kayıtlarda yer almayan emtia, makine, teçhizat ve demirbaşlar ile ilgili olanlar:
Bilanço esasına göre defter tutan mükellefler, aktiflerine intikal ettirdikleri emtia için ayrı; makine, teçhizat ve demirbaşlar için ayrı olmak üzere pasifte karşılık hesabı açacaktır.
Emtia için ayrılan karşılık, ortaklara dağıtılması veya işletmenin tasfiye edilmesi halinde, sermayenin unsuru sayılacak ve vergilendirilmeyecektir. Bu cümle çok önemli.
Öte yandan, makine, teçhizat ve demirbaşlar ayrıca envantere kaydedilecek ve 6111 sayılı Kanunun 10 uncu maddesinin ikinci fıkrasına göre, ayrılan karşılık birikmiş amortisman olarak kabul edilecektir.
İşletme hesabı esasına göre defter tutan mükellefler ise beyan ettikleri emtiayı defterlerinin gider kısmına satın alınan mal olarak kaydedeceklerdir.
Örnek 1- (A) Limited Şirketi, stoklarında bulunan ancak kayıtlarında yer almayan (X) malına ilişkin envanter listesini hazırlamış ve 20/5/2011 tarihi itibarıyla beyan etmiştir. Genel oranda katma değer vergisine tabi olan bu malın, kendisi tarafından belirlenen rayiç bedeli 20.000 TL'dir. Şirketin bu bildirimine ilişkin muhasebe kayıtları aşağıdaki şekilde olacaktır.
________________________20/5/2011 ____________________________
153 TİCARİ MALLAR 20.000.-TL
191 İNDİRİLECEK KDV 2.000.-TL
525 KAYDA ALINAN EMTİA 20.000.-TL
ÖZEL KARŞILIK HESABI
(6111 sayılı Kanunun 10 uncu maddesi)
360 ÖDENECEK VERGİ VE FONLAR 2.000.-TL
(Sorumlu sıfatı ile ödenecek KDV)
__________________________ / ______________________________
Yukarıdaki örnekten ve 1 seri nolu tebliğde yapılan açıklamalardan anlaşılacağı üzere kyda alınan emtia karşılığında 525-Kayda Alınan Emtia Özel Karşılık Hesabına alınan tutar ;
- Ortaklara dağıtılabilir,
- Sermayeye eklenebilir,
-
Şirketin tasfiyesi
sırasında yine ortağa sermaye iadesi gibi kabul edilerek
stopajsız vergisiz iade edilebilir.
Kayıtlarda yer aldığı halde işletmede bulunmayan emtia, kasa mevcudu ve ortaklardan alacaklar
6111 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun 11 inci maddesinin ikinci fıkrasında;
"Kayıtlarda yer aldığı halde işletmede bulunmayan kasa mevcudu ve ortaklardan alacaklar hakkında aşağıdaki hükümler uygulanır:
a) Bilanço esasına göre defter tutan kurumlar vergisi mükellefleri, 31/12/2010 tarihi itibarıyla düzenleyecekleri bilançolarında görülmekle birlikte işletmelerinde bulunmayan kasa mevcutları ve işletmenin esas faaliyet konusu dışındaki işlemleri dolayısıyla (ödünç verme ve benzer nedenlerle ortaya çıkan) ortaklarından alacaklı bulunduğu tutarlar ile ortaklara borçlu bulunduğu tutarlar arasındaki net alacak tutarlarını bu Kanunun yayımlandığı tarihi izleyen üçüncü ayın sonuna kadar vergi dairelerine beyan etmek suretiyle kayıtlarını düzeltebilirler.
b) (a) bendi kapsamında beyan edilen tutarlar üzerinden % 3 oranında hesaplanan vergi, beyanname verme süresi içinde ödenir.
c) Bu fıkra
kapsamında ödenen vergiler, gelir veya kurumlar
vergisinden mahsup edilmez; beyan edilen tutarlar ve
ödenen vergiler, kurumlar vergisi matrahının tespitinde
gider olarak kabul edilmez. Bu fıkra uyarınca
beyan edilen tutarlar nedeniyle ilave bir tarhiyat
yapılmaz."hükmü yer almaktadır.
Yine konu ile ilgili olarak yayımlanan 1 seri no.lu Bazı
Alacakların Yeniden Yapılandırılması Hakkında 6111
sayılı Kanun Genel Tebliğinin "Kayıtlarda Yer Aldığı
Halde İşletmede Mevcut Olmayan Kasa Mevcudu ve
Ortaklardan Alacakların Beyanı" başlıklı (C) bölümünde
konuya ilişkin açıklamalar yapılmış olup, 6111 sayılı
Kanunun 11/2 inci maddesi kapsamında ortaklardan
alacaklara ilişkin beyan edilen tutarların "Diğer
Olağan Dışı Gider ve Zararlar" hesabına
alınacağı ve ayrıca nazım hesaplarında takip edileceği
belirtilmiş ve konu ile ilgili örnek uygulamalara yer
verilmiştir.
Ayrıca, aynı bölümün "4-Diğer Hususlar" başlıklı alt bölümünde ise; 6111 sayılı Kanunun 11 inci maddesinin ikinci fıkrası kapsamında ödenen vergilerin, gelir ve kurumlar vergisinden mahsup edilemeyeceği, bu kapsamda beyan edilen tutarlar ile ödenen vergilerin, kurumlar vergisi matrahının tespitinde gider olarak kabul edilmeyeceği ile kurumlar vergisi mükelleflerince 6111 sayılı Kanunun 11 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca, yapılan beyanla ilgili olarak söz konusu tutarların ortaklara dağıtılıp dağıtılmadığına bakılmaksızın kâr dağıtımına bağlı vergi kesintisine yönelik ilave bir tarhiyat yapılmayacağı açıklanmıştır.
Buraya kadar yapılan açıklama ve bu açıklamalara istinaden yapılan uygulamalarda bir problem yok. Muhtemel problem İzmir Vergi Dairesi Başkanlığı’nın 12.03.2013 tarih ve 84098128-125[15-2012/9]-145 sayılı özelgesini okuyanlar için (hatta okumayanlar için bile) ile başlıyor. Özelgenin tam metnine www.gib.gov.tr den erişilebilir. [2]
Yine bilindiği üzere
27.03.2013 tarih ve 28600 sayılı Resmi Gazetede
yayımlanarak yürürlüğe giren 425 seri nolu VUK Tebliği
ile özelgeler artık özel olmaktan çıkmış genel hale hale
gelmiştir. Konu için adı geçen tebliğe ve bu tebliğin
açıklaması ile ilgili 02.04.2013 tarih ve VUK-63/2013-8
sayılı sirkülere bakabilir.
Konuyu dağıtmadan 12.03.2013 tarihli özelgeye geri
dönelim.
İlgili özelge özet olarak yukardaki gibi konuyu
özetliyor ve bize göre özetlenen konuyu düzenleyen yasa
hükümleri ve tebliğ açıklamalarına aykırı olarak aşağıda
açıklandığı şekilde Kar Dağıtımına bağlı stopja
yapılması gerektiği sonucuna varıyor.
“Yukarıdaki hüküm ve açıklamalara göre; şirketiniz 6111
sayılı Kanunun 11 inci maddesinin ikinci fıkrası
kapsamında beyana konu edilen ve "Diğer Olağan Dışı
Gider ve Zararlar" hesabına kaydedilen tutarın,
beyannamede kanunen kabul edilmeyen gider olarak kurum
kazancına eklenmesi gerekmekte olup, bu Kanun kapsamında
kayıtların düzeltilmesi nedeniyle ortaya çıkan zararın,
izleyen yıllarda kurum kazancından indirim konusu
yapılması da söz konusu değildir.
Öte yandan, Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinin
birinci fıkrasında, maddede yer alan ödemeler üzerinden
vergi kesintisi yapmakla sorumlu olanlar sayılmış olup,
anılan maddenin 6/b-i numaralı bendinde ise, tam
mükellef kurumlar tarafından; tam mükellef gerçek
kişilere, gelir ve kurumlar vergisi mükellefi
olmayanlara ve gelir vergisinden muaf olanlara
dağıtılan, 75 inci maddenin ikinci fıkrasının (1), (2)
ve (3) numaralı bentlerinde yazılı kâr paylarından
(kârın sermayeye eklenmesi kâr dağıtımı sayılmaz.) % 15
oranında gelir vergisi tevkifatı yapılacağı hüküm altına
alınmıştır.
Dolayısıyla, şirketinizce 6111 sayılı Kanunun 11/2 inci
maddesi kapsamında kayıtların düzeltilmesi nedeniyle
"Diğer Olağan Dışı Gider ve Zararlar" hesabına
kaydedilen tutar gerçek anlamda ticari bir zarar
niteliği taşımadığından; söz konusu zararın, geçmiş
yıl kârlarından veya yedek akçelerden mahsup edilmesi
halinde, bu mahsup işlemi kâr dağıtımı olarak
değerlendirilecek ve mahsubu yapılan tutar üzerinden de
kâr dağıtımına bağlı vergi kesintisi yapılacaktır.
Bilgi edinilmesini rica ederim. “
Özelgenin (bize göre) eksik/hatalı yönleri nelerdir?
1-
İlgili tebliğin
"4-Diğer Hususlar" başlıklı alt bölümünde ise; 6111
sayılı Kanunun 11 inci maddesinin ikinci fıkrası
kapsamında ödenen vergilerin, gelir ve kurumlar
vergisinden mahsup edilemeyeceği, bu kapsamda beyan
edilen tutarlar ile ödenen vergilerin, kurumlar vergisi
matrahının tespitinde gider olarak kabul edilmeyeceği
ile kurumlar vergisi mükelleflerince 6111 sayılı Kanunun
11 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca,
yapılan beyanla ilgili olarak söz konusu tutarların
ortaklara dağıtılıp dağıtılmadığına bakılmaksızın kâr
dağıtımına bağlı vergi kesintisine yönelik ilave bir
tarhiyat yapılmayacağı açıklanmıştır.
Bunun ne demek olduğunu kasa affı üzerinden
açıklamaya çalışırsak; öncelikle şirket ortakları
vaktiyle peyderpey şirketten para çekmişler yada
belgesiz harcama yapmışlar. Şirket kasasında/ortaklar
cari hesabında kaydi olarak bulunan tutar neticede
şirketten çekilmiştir. Getirilen düzenleme ile bu ters
durum düzeltilmiş, düzeltme yapılırken de hani olur da
biri çıkar “sen kasa affına girerek kasanı düzelttin,
tamam bu kabul ama diğer yandan da bu parayı şirketten
çektiğini kabul etmiş oldun, o zaman da kar dağıtımına
bağlı stopaj yaparım” şeklinde bir iddia ile
karşılaşılması ihtimaline karşın yasa ve tebliğ ile “yapılan
beyanla ilgili olarak söz konusu tutarların ortaklara
dağıtılıp dağıtılmadığına bakılmaksızın kâr dağıtımına
bağlı vergi kesintisine yönelik ilave bir tarhiyat
yapılmayacağı” ayrıca açıklanmıştır.
2-
Özelgede belirtildiği
üzere 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 75 ve 94
maddeleri gereğince, karpayı dağıtımı ve bu dağıtıma
bağlı olarak gelir vergisi stopajı yapılması hatta bir
adım daha ileri gidecek elde edilen kar payının istisna
haddi üstüne kalan kısmının yıllık gelir vergisi
beyannamesi ile beyan edilmesi için
öncelikle;
a.
GVK’ nın 75. 1,2,3.
bentlerinde sayılı bir iradın elde edilmesi,
b.
Dağıtılan kar payı
tutarının, dolayısıyla gelir vergisi tevkifatına esas
bir matrahın bulunması,
c.
Yapılacak tevkifatın
(avans olarak ödenenler dahil) nakden veya hesaben
yapıldığı aşamada, istihkak sahiplerinin gelir
vergilerine mahsuben yapılması gerekir.[3]
3- Ayrıca şirketten vakti zamanında parayı çeken ortağın çektiği paranın bizatihi kendisi “ortaklara dağıtılıp dağıtılmadığına bakılmaksızın kâr dağıtımına bağlı vergi kesintisine yönelik ilave bir tarhiyat yapılmayacağı” açıklanmışken bu durumun affı ve düzeltilmesi ile ilgili yapılan muhasebe kaydına istinaden ortaya çıkan “ticari zararın” mükellefin varsa geçmiş yıl karlarından yada yedek akçelerinden karşılanması/mahsup edilmesi nasıl kar dağıtıma bağlı stopaja konu olabilir.
4- Son olarak kanun koyucu yaptığı düzenleme ile hangi zararların kabul edileceğini yada hangi zararların indiriminin/mahsubunun mümkün olmayacağını açıkça ortaya koymuştur. Örnek, 6111 sayılı Kanun Madde 6/9: “Gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinin matrah artırımında bulundukları yıllara ait zararların % 50'si, 2010 ve izleyen yıllar kârlarından mahsup edilmez”. Bunun dışında kasa yada stok affı ile ortaya çıkan zararın ticari zarar kabul edilmeyeceği yada bir başka kısıtlama bulunmamaktadır.
Sonuç olarak yasal düzenlemeler, tebliğ ile yapılan açıklamalara rağmen idarenin halihazırdaki özelgesi (mükellef, idare, inceleme elemanı dahil herkesi bağlayabilen) ortada iken durduk yerde sıkıntıya girmemek için 6111 sayılı kanun kaynakları zararlarınızı geçmiş yıl karlarından yada olağanüstü yedeklerden karşılayarak mahsup etmeyin.
[1]6111 sayılı Kanun Madde 6/9: “Gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinin matrah artırımında bulundukları yıllara ait zararların % 50'si, 2010 ve izleyen yıllar kârlarından mahsup edilmez.”
[3]GVK Madde 94: (ilgili bölüm) (…… avans olarak ödenenler dahil) nakden veya hesabenyaptıkları sırada, istihkak sahiplerinin gelir vergilerine mahsuben tevkifat yapmaya mecburdurlar.
[4]Hesaben Ödeme:Ayrıca, ilgili işyeri için nakden veya hesaben (vergi tevkifatına tabi kazanç ve iratları ödeyenleri, istihkak sahiplerine karşı borçlu durumda gösteren her türlü kayıt ve işlemler, hesaplarda işyeri kirası karşılığı olarak gider gösterilmesi gibi) kira ödemesi yapmadığınız anlaşıldığından, tarafınızca gelir vergisi tevkifatı yapılmasına gerek bulunmamaktadır. (http://www.gib.gov.tr/index.php?id=1079&uid=bWhtnH8fUIGni6aA&type=ozelge )
Kaynak:
www.MuhasebeTR.com
(Bu makale yazılı veya
elektronik ortamda kaynak
göstermeden yayınlanamaz.
Kaynak göstermeden yayınlayanlar hakkında yasal
işlem yapılacaktır .)
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.