YAZARLARIMIZ
Erhan Selim
Vergi Müfettişi
E. Gelirler Kontrolörü
erhanselim@yahoo.com



Koronavirüs ile Mücadelede Fransız Devleti Tarafından Alınan Ekonomik ve Sosyal Tedbirler

Bu yazıda Fransa Devleti’nin uygulamaya koyduğu koronavirüs tedbirlerinin ele alınmasının temel sebebi, ülkemiz için bir durum ve sonraki evre değerlendirmesi yapılabilmesidir. 1 Nisan tarihi itibariyle dünya genelindeki vaka sayısında Türkiye 10’uncu, Fransa 6’ıncı sırada bulunmaktadır. Listede önümüzdeki sıralarda yer alan ABD, Çin, İspanya ve İtalya uç örnekler durumundadır. Ölüm oranı düşük, yüksek test sayısı ve laboratuvar ağına sahip Almanya uygun bir örnek oluşturmayacaktır. İran’dan gelen rakamlara pek çok kaynakta şüphe ile yaklaşılmaktadır.

Sıralamada önümüzde yer alan bir diğer ülke İngiltere krizle mücadelede istikrarlı bir tutum ortaya koyamamıştır. Dokuzuncu sıradaki İsviçre ise sonraki evre değerlendirmesinde bulunulamayacak kadar ülkemize yakın rakamlara sahip bulunmaktadır. Bu yüzden Fransa, mevcut durum ve sonraki evre değerlendirmesi yapılabilecek en uygun ülke olarak bu yazıya konu edilmiştir. Fransa’da salgının gelişimi ve alınan tedbirler ele açıklandıktan sonra konuya ilişki değerlendirmemize yer verilecektir.

A- Fransa’da Salgının Gelişimi ve Tarihi Süreç

Fransa’daki ilk vaka 24 Ocak 2020 tarihinde Bordo şehrinde tespit edilmiştir. İlk hasta Çin Halk Cumhuriyeti’nden dönen bir Fransız vatandaşıdır. İlk ölüm 28 Ocak tarihinde gerçekleşmiş olup ölen kişinin Çinli bir turist olduğu açıklanmıştır. Evanjelik Hristiyan Açık Kapı Kilisesinin 17 – 24 Şubat tarihleri arasında gerçekleştirdiği yıllık toplantısı, salgın için bir kırılım noktası olarak gösterilmektedir. Bu toplantıya yaklaşık 2500 kişi katılım göstermiştir.

Fransa Radyosunun araştırmasına göre bu toplantıya katılan kişilerin yarısına hastalığın bulaştığı tahmin edilmektedir. Kilise temsilcileri hastalığın cemaatten çok daha fazla kimseye bulaşmış olabileceğini dile getirmiştir. Gerçekten de 15 Şubata kadar 12 kişiyle sınırlı olan ve 25 Şubata kadar değişmeyen vaka sayısı bu tarihinden sonra aralıksız olarak katlanarak artmıştır.

Fransız Devleti tarafından ilk tedbirin alındığı 12 Mart tarihindeki yeni vaka sayısı 595 kişi olup toplam vaka sayısı 2875 kişiye ulaşmıştır. Bu tarihte yapılan açıklamayla 16 Mart tarihinden itibaren okullar bir sonraki bildirime kadar tatil edilmiştir.  13 Şubatta Başbakan Édouard Philippe, toplu ulaşım dışında 100 kişiden fazla kişinin bir araya gelmesini yasaklamıştır. 15 Şubat tarihinde Başbakan gece yarısından itibaren geçerli olmak üzere sinema, kafe gibi zaruri nitelikte olmayan işletmelerin kapatılmasını istemiştir.

16 Mart tarihinde Devlet Başkanı Macron ülke çapında sokağa çıkma yasağı ilan etmiştir. Sokağa çıkma yasağının ilan edildiği tarihte yeni vaka sayısı 1.210 kişi, toplam vaka sayısı 6.632 kişidir. 15 gün sürmesi planlanan yasak Başbakanın açıklamasıyla 15 Nisan tarihine kadar uzatılmıştır. Sokağa çıkma yasağının devam ettiği 16 günün üzerindeki süreye rağmen yeni vaka sayısı artmaya devam etmiştir.

2020-290 sayı ve 23 Mart 2020 tarihli Olağanüstü Hal Kanunu 24 Mart 2020 tarihli resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe girmiştir. 24 Mart tarihinden başlamak üzere 2 ay süreyle (24 Mayısa kadar) olağanüstü hal ilan edilmiştir. Sokağa çıkma yasağına ilişkin kurallar 24 Mart tarihi itibariyle güncellenmiş olup oldukça katı bir uygulama devreye alınmış bulunmaktadır.

Evden ayrılınması gereken her durumda form doldurulması gerekmektedir.  Manava gitmek serbest olsa da küçük yöreler dışında açık pazarlar kapatılmıştır. Kanser gibi zorunlu tedaviler dışındaki tüm doktor ziyaretleri ertelenmiştir. Çocukları gezdirmek veya egzersiz için dışarı çıkılacak süre günlük bir saati geçemeyecek ve evden bir kilometre uzağa gidilemeyecektir. Polis çevirdiğinde bu kişiler bir saatlik süre içerisinde kaldıklarını ispat etmek zorundadır.

İşverenler uzaktan çalışma koşullarını düzenleyecek ve sağlayacaktır. İşyerine gidilmesi zorunlu olan hallerde işverenler tarafından bir form imza edilerek işçilere verilmesi gerekmektedir. Toplu ulaşımda yolcuların alınacağı kapılara kadar kurallar koyulmuştur. Otobüslerde bilet satılmasına son verilmiştir. Yolcuların arasında bir metre kadar mesafe bırakılmak zorundadır.

Teslimatların yapılması yasaklanmasa da teslimatlarda teslim alan ve teslim edenin birbiri ile teması yasaklanmıştır. Paketler dış kapıya bırakılacak olup teslim alan tarafından teslimata ilişkin belge imzalanmayacaktır. Acil durumlar dışında aile ziyaretleri yasaklanmıştır. Maske ve jel fiyatlarına ise çok daha önce kontrol getirilmiştir. 

Alınan tedbirlere riayet edilmemesi durumunda 135 Avro tutarında ceza uygulanacaktır. İlk ceza tarihinden itibaren ikinci bir ihlal 1.500 Avro cezaya tabidir. Bir ay içerisinde dört kez alınan tedbirleri ihlal eden kişiler 3.700 Avro para cezası ve 6 aya kadar hapis cezasına çarptırılabilecektir.

27 Mart tarihinde Fransız Hastaneler Birliği Başkanı Frederic Valletoux, hastanelerin ve bölgelerin sorunu çözmek için yalnız bırakılmaları durumunda, 24 ila 48 saat içerisinde kapasite sınırına ulaşılacağını açıklamıştır. Bunun temel sebebi, asimetrik bir görünüm sergileyecek şekilde, ülkenin doğusunun salgından fevkalade etkilenmiş olmasıdır. Lyon, Strazburg, Paris ve Marsilya’daki hastaneler ciddi doluluk oranlarına ulaşmıştır.

28 Mart tarihinde Sağlık Bakanı Olivier Veran, salgına karşı üçayaklı bir planı kamuoyonun bilgisine sunmuştur. Ortaya koyulan strateji; yoğun bakım yataklarının sayısının arttırılması, hastanelere ihtiyaç duydukları ek insan gücü ve ekipmanın sağlanması ve yoğunluk yaşanan hastanelerdeki hastaların ülke genelindeki başka hastanelere aktarılması üzerine kuruludur.

Başlangıçta 5000 olan yoğun bakım yatak sayısı hükümet tarafından 10.000 yatağa çıkarılmış olup 14.500 yatağa kadar arttırılması planlanmaktadır. Haftada sekiz milyon maske üretilmekle beraber 1 milyar maske için Çin Halk Cumhuriyetine sipariş verilmiştir. Ek olarak 15 dakikada sonuç veren 5 milyon test kiti için sipariş oluşturulmuştur. Günde yaklaşık 12 bin testin yapıldığı Fransa’da Nisan sonuna kadar günde 30 bin, Mayıs sonuna kadar 60 bin ve Haziran sonuna kadar 100 bin testin yapılması planlanmaktadır. 

29 Mart tarihi itibariyle yoğun bakımdaki kişi sayısı 4.632 kişidir. Bunların yüzde 34’ünün 60 yaşın altındaki kişiler olduğu açıklanmıştır. Aynı tarih itibariyle doluluk oranı yüksek hastaneler üzerindeki yükü dağıtmak üzere hastalar ülke çapında başka hastanelere taşınmıştır.

1 Nisan tarihi itibariyle tespit edilen vaka sayısı 52.128, vefat eden kişi sayısı 3.523 ve iyileşen kişi sayısı 9.444’tür. Fransa henüz salgında tepe noktasına ulaşamamıştır. Başbakan Philippe, yüz yıllık ülke tarihinde benzeri görülmemiş bir sağlık krizinin yaşandığını ifade etmiş olup Nisan ayının ilk 15 gününün oldukça zor geçeceğini açıklamıştır.

B- Alınan Ekonomik Tedbirler

Fransa koronavirüs için en yüksek tutarlı ekonomik paketler açıklayan ülkeler arasında yer almaktadır. Dolaylı bir tedbir olarak garanti verilecek kredi tutarı 300 Milyar Avro olarak açıklanmıştır.  Ertelenen vergi ve sosyal güvenlik ödemelerinin neden olacağı geçici gelir kaybı 35 Milyar Avro olarak hesap edilmektedir. Kısmi çalışma ödeneğinin maliyeti 8,5 Milyar Avro, kurulacak Dayanışma Fonunun dağıtacağı tutar 2 Milyar Avro olarak belirlenmiştir.

Kredi garantileri dışında kalan üç başlık toplamda yaklaşık 45 Milyar Avroluk doğrudan teşvik tutarına ulaşmaktadır. Fransa Ekonomi ve Maliye Bakanı Bruno Le Maire, 2020 yılında milli hasılada %1 civarında düşüş yaşanacağı ve resesyon beklentisi olduğunu açıklamıştır. Ayrıca kamu borcunun milli hasılanın %100’ünü aşacağı bakan tarafından onaylanmıştır. Fransa’nın açıkladığı ekonomik tedbirlerin bir kısmına özet şeklinde aşağıda yer verilmiştir.

Vergi ve Sosyal Güvenlik Ödemelerinin Ertelenmesi

Şirketlerin kurumlar vergisi, CVAE(ulusal düzeyde toplanan ve geliri yerel otoritelere giden) gibi işletme vergileri ve emlak vergilerine ilişkin ödemelerini 3 ay süreyle ertelemelerine izin verilmiştir.  Ertelemeden yararlanabilmesi için form doldurup gönderilmesi yeterli olup formla beraber herhangi bir destekleyici belge sunulması istenilmemektedir. Benzer şekilde sosyal güvenlik ödemeleri için de, işçi ve işveren payları dâhil olmak üzere, 3 aya kadar erteleme imkânı getirilmiştir. Bu ödemeleri çoktan yapan mükellefler iade talebinde bulunabilecektir.

Ek olarak firmaların CCSF’ye (vergi ve sosyal güvenlik borçlarının ödenmesinde güçlük yaşayan kurumların başvurularını değerlendiriyor) başvurmaları durumunda kendilerine özgü ödeme şartları belirlenebileceği ifade edilmiştir. CCSF tarafından başvurular ayrı ayrı değerlendirilmekte ve incelemeden geçirilmektedir. 

Stopaj Oranlarının Güncellenmesi ve Ödemelerin Ertelenmesi

Stopaj gelir vergisi ile ilgili olarak bazı kolaylıklar sağlanmıştır. Genel olarak stopaj (BIC, BNC, BA vergi rejimleri sayılmıştır) serbest meslek, işçiler, çiftçiler, kira gelirleri elde edenler, emekli aylığı alanlardan tarafından ödenmektedir. Taksitler halinde (aylık ve çeyrek dönemlerde) ödenen vergide, doğum, eşlerin ölümü, boşanma veya gelir düzeyinde meydan gelen değişikliklerde mükellef tarafından vergi oranlarında değişiklik talep edilebilmektedir. Koronavirüs krizi nedeniyle gelir seviyesinde değişiklik meydana gelen kişiler sistem üzerinden vergi oranlarında ayarlama yapabilecektir.

Stopaj oranındaki kolaylığı anlamak için Fransız Vergi Sisteminin bir miktar anlaşılması gerekmektedir. Şu an için sağlanan kolaylık bir önceki yazımızda OECD’nin “tevkifat gibi ön ödemelerde mükelleflerin değişen gelirlerini kavrayacak şekilde değişikliğe izin verin” çağrısıyla tutarlı bir hamledir. Kişinin geçmiş dönemde beyan ettiği gelir ve ödenen vergiye bağlı olarak mükellefler için kişileştirilmiş bir vergi oranı belirlenmektedir.

Buna karşın mükellefin geliri dönem içinde, örneğin iş değiştirme gibi bir sebeple düşebilmekte veya tersi de durumlar da yaşanabilmektedir. Bu durumda mükellefler önceki döneme göre belirlenen orandan vergilendirilmemeleri için değişlik talebinde bulunmalıdır. Yani tevkifat oranının güncellenmesi söz konusu olabilmektedir. Benzer şekilde mükelleflerin ödemelerinin bir yılda üç kez veya bir çeyrek dönem için ertelenmesi imkânı bulunmaktadır. 

Vergi Affı/İndirimi Talebinde Bulunma

Dolaysız vergiler (kurumlar vergisi, işletme vergileri)için firmaların vergi affı talebinde bulunması mümkündür. Bazı zorunluluk hallerinde vergi ödemelerinin ertelenmesinin yeterli olmaması durumunda bu seçenek masaya getirilebilecektir.  Vergi ödemelerinin ertelenmesi seçeneğinden farklı olarak bu yola başvuran mükellefler durumlarını ispatlayacak kanıtları sunmak zorundadır.

Mükellefler örneğin nakit akışında meydana gelen darboğazı, vergi dışı diğer borçlarının düzeyini veya karlılık durumundaki ani düşüşü ispatlamak zorundadır. Bu uygulamada mükellefler salgın dolayısıyla ödenmesi gereken vergileri ödeyemeyeceğini ifade etmektedir. Başvuruların tek tek değerlendirileceği ve mükelleflerinin finansal durumunun gözden geçirileceği açıktır.

Vergi İadelerinin Hızlandırılması

Gerek kurumlar vergisinde, gerekse katma değer vergisinde vergi indirim müesseseleri dolayısıyla iade edilebilir bir tutarın bulunması durumunda, bu iadelerin hızla yapılması politikası benimsenmiştir. Gerekli belgelerin tamamlanmasına bağlı olarak gereken iade süresi birkaç gün olarak ifade edilmektedir.

Kira Ödemeleri ve Elektrik, Su, Doğalgaz Faturaları Ödemelerinin Ertelenmesi

Salgından etkilenen küçük(mikro) işletmelerde kira, elektrik, su ve gaz faturası ödemelerinin ertelenmesi olanağı sağlanmıştır. Dayanışma Fonundan yararlanma koşullarına sahip küçük işletmelerin elektrik, su ve gaz şirketlerine telefon veya e-posta yoluyla erteleme taleplerini iletmesi gerekmektedir. Verilen hizmetin düzeyinde bir değişikliğe gidilemeyecek ve sözleşmeler iptal edilemeyecektir.

 İşletmede kullanılan varlıklara ilişkin alınan kiralarda, nisan ayı ve faaliyetin durdurulduğu takip eden dönemlerin kiralarının tahsil edilmemesi gerektiği duyurulmuştur. Bu ödemeler için gecikme faizi talep edilemeyecektir. Benzeri şekilde sözleşmelerde yer alan ceza-i şartlar devreye alınamayacak ve sözleşmeler iptal edilemeyecektir.

Dayanışma Fonu Yardımı

Finansmanı devlet ve idari bölgeler tarafından karşılanmak üzere küçük işletmeler, serbest meslek çalışanlar ve mikro girişimcileri desteklemek için dayanışma fonu kurulmuştur. Büyük ölçekli şirketler dâhil geniş bir kesimin finansmana katılabileceği ifade edilmiştir. Sigorta şirketleri fona 200 milyon Avroluk katkı yapacaklarını açıklamıştır. Fondan yararlanılabilmesi için yıllık cironun 1 Milyon Avroyu, vergilendirebilir kazancın 60 Bin Avroyu ve çalışan sayısının 10 kişiyi geçmemesi gerekmektedir.

 Bu mükellefler yukardaki şartlara ek olarak iki koşuldan birini sağlamaları durumunda fondan yararlanabilecektir. Bunlardan ilki yasaktan etkilenmiş olmaktır. 23 Mart 2020 tarihli kararname ile Fransa’da bazı sektör ve işletmelerin müşteri kabul etmesi yasaklanmıştır. Bu yasaktan etkilenen tüm mükellefler fondan yararlanabilecektir. Yasaktan etkilenmemiş olsalar bile Mart 2019 tarihindeki cirosuna oranla Mart 2020’de toplam cirosunda %50 ve üzeri kayıp yaşayan mükellefler de fondan yararlanma imkânına sahiptir.

Verilecek yardım tutarı 1500 Avro’ya kadardır. Ancak çok daha güç durumda kalan ve en az bir işçisi bulunan mükelleflerin batmasının engellenebilmesi için 2000 Avroluk ek bir tutar verilebilecektir.

Devlet Garantili Krediler

Fransız hükümeti, bankaların işletmelere verdiği kredilere yönelik garantileri devreye almıştır. Sağlanacak devlet garantisinin toplam tutarı 300 Milyar Avro olarak açıklanmıştır. 31 Aralık tarihine kadar (bazı finansal kurumlar haricinde) tüm mükellefler (ölçek ve hukuki niteliği dikkate alınmaksızın) iş yaptıkları bankalara başvurarak kredi talep edebilecektir. Bankalar tüm başvuruları hızlıca değerlendirmek ve mükelleflerin nakit akışını desteklemek için düşük maliyetli bu kredileri gecikmeksizin mükelleflere sağlamak zorundadır.

5000’den az çalışanı ve 1,5 Milyar Avrodan az cirosu olan mükelleflerin birden fazla krediye başvurma imkânları olmasına karşın alınacak kredi tutarı cirolarının %25’ini(2019 yılı cirosunun 3 aylık tutarı), yeni kurulan veya (araştırma geliştirme faaliyetleri ile uğraşan)inovasyon şirketlerinde son iki yıllık bordro toplamını geçemeyecektir. Bu mükelleflere verilen kredinin %90’ına kadarlık kısmı garanti edilmektedir.

Yukardaki kriterleri aşan mükelleflerin kredi başvuruları, alınabilecek maksimumum kredi miktarı aynı kalmakla beraber, içerisinde Hazine ve Maliyenin yer aldığı daha detaylı bir değerlendirme sürecinden geçmekte ve tek tek garanti verilmektedir. Büyük ölçekli mükelleflerin kullandığı krediler için verilecek bu garantilerde, cironun 5 milyar Avroyu geçip geçmemesine bağlı olarak en fazla %80 en az %70 oranında garanti sağlanmaktadır.

Halihazırda Alınmış Bulunan Krediler İçin Finansal Arabuluculuk

Faktöring şirketleri de dahil olmak üzere finansal kurumlarla sıkıntılar yaşayan işletmeler için 2008 yılından bu yana bir kamusal bir hizmet olarak kredi arabuluculuğu uygulanmaktadır. 2008 krizinde yaşanan sıkıntılar sonucunda geliştirilmiş bir sistemdir. Sistem, Fransız Merkez Bankası tarafından işletilmektedir. Alınan kredilerin geri ödenmesine ilişkin sorunlar yaşayan işletmelerin arabulucularına başvurabileceği dile getirilmiştir.

Arabulucular 48 saat içinde bu başvuruya cevap vermektedir.  Başvurular değerlendirilerek işletmeler için bir aksiyon planı hazırlanacaktır. Arabulucu finans kuruluşlarını konu hakkında haberdar etmektedir. Finans kuruluşları mükelleflerin başvurusunu kabul etmese dahi başvuruyu arabulucunun gözetimi altında değerlendirmek zorundadır.

Kısmı Süreli Çalışma

Korona kaynaklı kriz dolayısıyla kısmı süreli çalışma sisteminde yapısal bir değişikliğe gidilmiştir. Fransız makamlarının iddiası, söz konusu sistemin Avrupa Birliği’nin en koruyucu sistemi haline dönüştüğü yönündedir. Bu sisteme, işletmenin bir kısmının veya tamamının kapalı kalması durumunda ya da işletmede çalışma zamanlarının azalması karşısında başvurulabilmektedir. Sisteme başvurulması ile beraber iş sözleşmesi askıya alınmaktadır.

İşçilere işveren tarafından önceki brüt ücretinin en az %70’ine kadar ödeme yapılmaktadır. Asgari ücret ve daha altındaki ödemelerde ödemeler %100 düzeyinde gerçekleşmektedir. Asgari ücretin 4.5 katına kadar (brüt 6,927 Avro)aylık sınır bulunmaktadır. Yapılan bu ödemeler devlet tarafından %100 finanse edilecektir.

İşletme Arabuluculuğu

İşletme arabuluculuğu, işletmelerin kendi arasındaki veya işletmeler ve tüketiciler arasındaki hukuki problemlerin çözümünde tarafsız bir üçüncü bir tarafın aracılık faaliyetini içeren hızlı, ücretsiz ve esnek bir sistemdir. Arabulucu, 7 günlük içerisinde çağrıya cevap verip bir aksiyon planı hazırlamaktadır. Tarafların herhangi birisi istediği zaman arabuluculuk faaliyetinin sonlandırılmasını isteyebilse de arabuluculuk hukuki anlaşmazlıkların çözümünde pratiklik sağlamaktadır.

Arabuluculuk faaliyeti 2 veya 3 aya kadar uzayabilmektedir. Özel hukuk sözleşmelerinin uygulanmasına yönelik herhangi bir anlaşmazlık arabulucuya götürülebilecektir. Anlaşmazlıklar çok farklı şekilde çözülse de en başarılı şekli tarafların mutabakat zaptı imza ederek anlaşmazlığı sonuçlandırmasıdır.

Kamu Sözleşmelerinde Mücbir Sebep

Koronavirüs krizi devlet veya yerel yönetimlerin taraf olduğu tüm kamu sözleşmeleri için mücbir sebep olarak kabul edilmiştir. Dolayısıyla edimlerin geç ifasına yönelik uygulanacak cezalar devreye girmeyecektir.

Vergi İncelemeleri ve Bağış Kampanyası

Kriz devam ettiği sürece yeni incelemeler açılmayacaktır. Bu süreçte denetim ile ilgili tebligatların devam edeceği ifade edilmiştir. Basına yansıyan son haberler Fransa Devletinin zor durumdaki kişiler için bir bağış kampanyası başlatacağı yönündedir.

C- Değerlendirme

Koronavirüs krizi dünya tarihinin gördüğü en derin krizlerden birisidir. Çin Halk Cumhuriyeti’nden çıkmış ve pek çok ülkeye göstere göstere sirayet etmiştir. Öldürücülüğü %2 olan bir virüs başlarda çok fazla ciddiye alınmamış, inluenza ve diğer hastalıklardaki öldürücülük rakamları ile kıyaslanmıştır. Oysa 4 kişilik bir ailede bir bireyi kaybettiğinizde virüsün öldürücülük oranı sizin için %25’tir. Gayet insani olarak hiçkimse bu riske girmek istemeyeceğinden, yarattığı panik ve korku ile beraber virüs etkisini ekonomik alanda da göstermiştir.

Virüs kendisi ile beraber dünya devletleri için bir açmaz niteliğindeki ekonomi mi yoksa sağlık mı sorusunu gündeme getirmiştir. Önce sağlık dense bile, virüsün bulaşıcılığını ortadan kaldıracak bir mutasyon gerçekleşmez veya etkin bir aşı ya da tedavi geliştirilemezse, toplumunun önemli bir yüzdesi bu hastalığı geçirmeden bu hastalıktan kurtulmak artık mümkün değildir.

Ülkelerin şu an için tüm çabası vaka sayısını uzun biz zamana yayarak sağlık sisteminin çöküşünün engellenmesi yönündedir. Vaka sayısı ciddi bir şekilde baskılansa dahi her zaman yurtdışından gelen bir yolcu veya yurtiçinde gizli kalan hastalar nedeniyle salgında ikinci, üçüncü evreler yaşanabilecek niteliktedir.

ABD ve İngiltere gibi ülkeler önce ekonomi demelerine karşın kısa sürede çark etmişlerdir. ABD Başkanı Trump, koronavirüsü dalavere ve mucizevi şekilde ortadan kaybolacak bir hastalık olarak tarif ederken bugün gelinen durumda en iyi ihtimalle 200 Bin kişilik ölümden ve trilyon dolarlık yardım paketinden bahsetmektedir.

Sürü bağışıklığından bahseden İngiltere Başbakanı Boris Johnson için de durum farklı değildir. Bu liderlere Belarus’ta Lukashenko, Brezilya’da  Bolsonaro eklenebilir. Ülkelerdeki vaka ve ölü sayısının artması ile beraber söz konusu devlet adamları kuvvetle muhtemel halkını felakete sürükleyen liderler olarak anılmaya başlanacaktır. Sağlık sisteminin çöküşü, insanların hastane kapılarında yığılması ve giderek artan ölü sayısı zaten tek başına ekonomik bir krizi tetikleyecek ve siyasal iktidarları değiştirecek güce sahiptir.

İşte bu yüzden ülkeler ciddi bir açmazın içine girmiştir. Önce ekonomi demek kolay olmadığı gibi önce sağlık demesi de kolay değildir. Ancak iki seçenek birbiriyle kıyaslandığında önce sağlık demek çok daha insani ve çok daha tercih edilebilir seçenektir. Çünkü önce sağlık denildiği ve sert tedbirlerin alındığı bir süreçte aşı veya tedavinin geliştirilmesi imkân dâhilindedir.

Fransa da aynı ekonomi veya sağlık tereddüdünü yaşamış, gerekli tedbirleri zamanında almaması nedeniyle oldukça hacimli bir yardım paketi açıklamak zorunda kalmıştır. Aynı tereddüt dolayısıyla şu an hala sağlık sisteminin çökmemesi için çabalamakta olup salgının tepe noktasını görememiştir. Sokağa çıkma yasağının ilan edildiği 16 Mart itibariyle toplam vaka sayısı 6632, tedbirlerin sıkılaştırıldığı 24 Mart tarihindeki vaka sayısı 22.298 kişidir. 

Türkiye’nin de vaka sayısı oldukça hızlı bir şekilde artmış olup aynı patikada ilerlemektedir. Derin bir durgunluk dahil hangi ekonomik sonuçlara neden olacaksa olsun, önce sağlık denilerek alınacak tüm tedbirler kamu vicdanı tarafından hoş görülebilecektir. Sonuçta bu, tüm ülkelerin içine düştüğü küresel bir krizdir. Ülkemiz, tarihinde pek çok kez krizlerden dönebilmiş olup bu konuda oldukça deneyimlidir. Bu konuda üzerinde durulması gereken önemli bir husus Fransız Devleti tarafından alınan ekonomik tedbirlerinin önemli bir kısmının erken evrede ülkemiz tarafından alınmış olmasıdır. Yani maliyete halihazırda katlanılmaya başlanılmıştır. Ekonomi bir şekilde eski günlerine döndürülebilecek olsa da henüz ölüleri geri döndürebilecek bir yöntem geliştirilememiştir. Bu yüzden temennimiz ekonominin aleyhine de olsa sağlık açısından çok daha sert tedbirlerinin devreye alınıp uygulanması yönündedir.

01.04.2020

Kaynak: www.MuhasebeTR.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)

>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.

>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> SGK Teşvikleri (156 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.


GÜNDEM