YAZARLARIMIZ
Cihan Tekin
Vergi Müfettişi
Bilirkişi
cihantekinblog@gmail.com



Günlük Ev Kiralamalarında Kazancın Mahiyetinin Tespiti ve 2 No Lu KDV Beyanname Sorunsalı

193 sayılı Gelir Vergisi Kanunun 70. maddesine göre, kanunda yazılı mal ve hakların sahipleri, mutasarrıfları, zilyedleri, irtifak ve intifa hakkı sahipleri veya kiracıları tarafından kiraya verilmesinden elde edilen iratlar gayrimenkul sermaye iradı olarak tanımlanmıştır. Söz konusu madde kiralama işlemlerini gayrimenkul sermaye iradı saymaktadır. Bu bağlamda binaların kiralanması da gayrimenkul sermaye iradı sayılmaktadır. Ancak vergi kanunları bazı durumlarda binaların kiralanmasını ticari kazanç saymaktadır.

1. GİRİŞ

Günümüzde haftalık, günlük veya benzeri şekilde yapılan kiralamaların yaygın olduğu görülmektedir. Söz konusu kiralamaların yerli aracı sitelerden yapılabildiği gibi uluslararası kiralama platformları aracılığıyla da yapıldığı görülmektedir.

Kiralama faaliyeti kısa veya uzun süreli olması fark edilmeksizin vergi kanunlarına tabidir. Ancak kiralamanın şekli tabi olacağı kazanç veya iradı etkileyecektir. Söz gelimi, kiralama işleminin, organizasyon gerektirmemesi, organizasyon gerektiren işlemleri sunulmaması, ticari kazanç kapsamında değerlendirilemeyecek sayıda farklı şahıs veya kurumların tespit edilememesi halinde gelirin Gayrimenkul Sermaye İradı kapsamında değerlendirilmesi söz konusu olabilecektir. Kiralama işleminin süreklilik ve organizasyon içinde yapılması halinde ise ticari kazanç gündeme gelecektir.

Bu makalemizde haftalık, günlük veya benzeri şekilde kısa süreli konut kiralamalarının vergilendirilmesi ele alınacaktır.

2. KİRALAMA GELİRİNİN VERGİ KANUNLARI KARŞISINDAKİ DURUMU

2.1. Gelir Vergisi Yönünden Değerlendirme

193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 70’inci maddende gayrimenkul sermaye iradı tanımlanmış olup söz konusu maddeye göre, aşağıda yazılı mal ve hakların sahipleri, mutasarrıfları, zilyedleri, irtifak ve intifa hakkı sahipleri veya kiracıları tarafından kiraya verilmesinden elde edilen iratlar gayrimenkul sermaye iradıdır:

1. Arazi, bina (Döşeli olarak kiraya verilenlerde döşeme için alınan kira bedelleri dahildir.), maden suları, menba suları, madenler, taş ocakları, kum ve çakıl istihsal yerleri, tuğla ve kiremit harmanları, tuzlalar ve bunların mütemmim cüzleri ve teferruatı;” hükmünü içermektedir.

Yukarıda yazılı mallar ve haklar ticari veya zirai bir işletmeye dahil bulunduğu takdirde bunların iratları ticari veya zirai kazancın tespitine müteallik hükümlere göre hesaplanır.

193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 37’nci maddesi hükmü uyarınca her türlü ticari ve sınai faaliyetlerden doğan kazançlar ticari kazançtır. Ticari faaliyet, emek ve sermaye unsurlarının birlikte kullanılarak devamlı bir organizasyona dayanan, zirai ve serbest meslek faaliyeti dışında kalan faaliyetlerdir.

193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 37 nci maddesinde, her türlü ticari ve sınaî faaliyetlerden doğan kazançların ticari kazanç olduğu belirtildikten sonra, ticari kazancın, Vergi Usul Kanunu hükümlerine ve Gelir Vergisi Kanununda yazılı gerçek (Bilânço veya işletme hesabı esası) veya basit usullere göre tespit edileceği hükme bağlanmıştır. Diğer taraftan, aynı Kanunun 46 ncı maddesinde, 47 ve 48 inci maddelerde yazılı şartları topluca haiz olanların ticari kazançlarının basit usulde tespit olunacağı belirtilmiş, anılan maddelerde ise basit usule tabi olmanın genel ve özel şartları açıklanmıştır. Kanunun 51 inci maddesinde de basit usulün hududu gösterilmiş olup, söz konusu maddenin verdiği yetkiye dayanılarak çıkartılan 12/01/1995 tarih ve 95/6430 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile büyükşehir belediyesi olan illerin (Erzurum, Diyarbakır, Sakarya ile 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunuyla Büyükşehir Belediyesi sınırları içerisine alınan yerlerden, yeni bağlanan mahallelerle birlikte 2000 yılı genel nüfus sayımındaki nüfusu 30.000'den az olan yerler hariç) mücavir alan sınırları dahil olmak üzere Büyükşehir belediye sınırları dahilinde eğlence ve istirahat yerlerini işletenler, 01.01.1995 tarihinden itibaren gerçek usulde vergilendirme kapsamına alınmıştır.

Konu ile ilgili olarak, yayımlanan 183 Seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliğinin "5/f" bölümünde; “Eğlence ve istirahat yerlerinden; çay ve kırbahçesi, çayhane, kahvehane, kıraathane, bezik, briç, bilardo, pingpong, masa futbolu, tenis, minyatür golf ve benzeri spor yerleri ile kaplıca, hamam, otel, motel, pansiyon ve dansing, düğün salonu, sinema, atlı karınca, dönme dolap gibi yerler anlaşılacaktır. ” Açıklamasına yer verilmiştir. Kanun ve tebliğ düzenlemesi ışığında günlük veya haftalık olarak kiralanan yerler otel, motel, pansiyon gibi yerler olduğundan basit usulden yararlanamayacak olup gerçek usulde gelir vergisine tabi olacakları açıktır.

İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı tarafından verilen 01.10.2010 tarih ve B.07.1.GİB.4.34.17.01- KDV.28-395 sayılı özelgede;[1] “Şirketiniz aktifinde kayıtlı bina içerisinde bulunan 1, 1+1, 1+2 şeklinde dayalı döşeli dairelerde geceleme hizmeti ve beraberinde her türlü temizlik, 24 saat resepsiyon, güvenlik ve talep edilmesi halinde oda servisi hizmeti vereceğinizi belirterek bu hizmetlere uygulanması gereken katma değer vergisi hususunda bilgi istediğiniz anlaşılmıştır.

2007/13033 sayılı Kararnamenin eki II sayılı listenin "B) Diğer Mal Ve Hizmetler" bölümünün 25 inci sırası uyarınca "Otel, motel, pansiyon, tatil köyü ve benzeri konaklama tesislerinde sunulan geceleme hizmeti" % 8 oranında KDV ye tabidir.

Kararname eki II sayılı listenin (B) bölümünün 25 inci sırasında sayılan işletmelerin niteliği 2005/9207 sayılı İşyeri Açma ve Çalışma Ruhsatlarına İlişkin Yönetmelik hükümlerine göre belirlenmektedir. Anılan yönetmelik ve diğer ilgili mevzuat gereğince, işletmelerin ilgili idareden konaklama hizmeti vermek üzere alınmış bir işyeri açma ve çalışma ruhsatına sahip olmaları gerekmektedir.

Ancak, başvurunuzdan Şirketinizin konaklama hizmeti vermek üzere yetkili makamlardan alınmış bir ruhsata sahip bulunmadığı anlaşıldığından, Şirketiniz aktifinde kayıtlı bina içerisinde bulunan 1, 1+1, 1+2 şeklindeki dayalı döşeli dairelerin günlük, haftalık, aylık olarak kiraya verilmesinin geceleme hizmeti kapsamında değerlendirilmesi mümkün bulunmamakta, bu kiralamalara genel oranda (% 18) KDV uygulanması gerekmektedir.” Şeklinde görüş bildirilmiştir.

Ankara Vergi Dairesi Başkanlığı tarafından verilen 13.09.2012 tarih ve B.07.1.GİB.4.06.16.01-120[37- 12/10]-928 sayılı Günlük veya haftalık sürelerle konut kiralama faaliyetinden elde edilen gelirin vergilendirilmesi konulu özelgesinde[2] “ İlgide kayıtlı özelge talep formunda, veraset yoluyla intikal eden müşterek maliki bulunduğunuz bir adet dairenin kira mukavelesi yapılmaksızın günlük veya haftalık sürelerle kiraya verildiği, eşyalı olarak kısa sürelerle kiraya verilen söz konusu dairede kalanlardan belirli bir kira bedeli alındığı ve kiralamadan başka hiçbir hizmet verilmediği belirtilerek, bu daireden elde edilen gelirin gayrimenkul sermaye iradı mı, ticari kazanç mı olduğu hususunda Başkanlığımızdan görüş talep edilmektedir.

193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 37 nci maddesinde; "Her türlü ticari ve sınai faaliyetlerden doğan kazançlar ticari kazançtır." hükmüne yer verilmiş olup, aynı Kanunun 70 inci maddesinin (1) numaralı bendinde, binaların sahipleri, mutasarrıfları, zilyetleri, irtifak ve intifa hakkı sahipleri veya kiracıları tarafından kiraya verilmesinden elde edilen gelirlerin gayrimenkul sermaye iradı olduğu belirtilmiştir.

Anılan Kanunun gayrimenkul sermaye iradına ilişkin hükümleri uyarınca, binaların kısmen veya tamamen ya da boş veya dayalı döşeli şekilde kiraya verilmesinden elde edilen gelir gayrimenkul sermaye iradı olarak kabul edilmektedir. Günümüzde de konut olarak kullanılan binalar kiraya verilirken oda ve diğer müştemilatı ile birlikte tamamen kiracının kullanımına terk edilebilmekte olup, bu tür kullanımlar Borçlar Kanununda düzenlenen adi kiralama kapsamına girmektedir. Dolayısıyla bu tip kiralamadan elde edilen gelir gayrimenkul sermaye iradı olarak vergiye tabi tutulmaktadır.

Ancak, gayrimenkullerin uzun süreli kiralanması suretiyle elde edilecek gelirden daha fazla gelir elde edilmesi amacıyla, günlük veya haftalık olarak, süreklilik arz eden bir şekilde farklı kişilerin kullanımına hazır halde bulundurulması, kalacak kişilere konutun teslimi ve kalma sürelerinin sonunda konutun teslim alınması ve yeniden kullanıma hazır hale getirilmesi bir organizasyonu gerektirmektedir. Ayrıca söz konusu konutun belirli bir bedel karşılığı olmak üzere günlük ya da haftalık olarak kullanıma sunulmasında bir kira akdinden söz edilmesi mümkün olmadığından bu faaliyetin ticari faaliyet olarak değerlendirilmesi gerekmektedir.

Bu hüküm ve açıklamalara göre, veraset yoluyla edinilen ve bir organizasyon içerisinde devamlı olarak kısa sürelerle (günlük, haftalık) başkalarının istifadesine sunulan konuttan müşterek maliklerinin her birinin elde ettiği gelirin ticari kazanç hükümlerine göre vergilendirilmesi gerekmektedir.” Şeklinde görüş bildirilmiştir.

İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı tarafından verilen 19.02.2016 tarih ve 62030549-120[40-2014/891]-14193 sayılı özelgesinde de;

“ Gayrimenkullerin uzun süreli kiralanması suretiyle elde edilecek gelirden daha fazla gelir elde edilmesi amacıyla, günlük veya haftalık olarak, süreklilik arz eden bir şekilde farklı kişilerin kullanımına hazır halde bulundurulması, kalacak kişilere konutun teslimi ve kalma sürelerinin sonunda konutun teslim alınması ve yeniden kullanıma hazır hale getirilmesi bir organizasyonu gerektirmektedir. Ayrıca, söz konusu konutun belirli bir bedel karşılığı olmak üzere günlük ya da haftalık olarak kullanıma sunulmasında bir kira akdinden söz edilmesi mümkün olmadığından bu faaliyetin ticari faaliyet olarak değerlendirilmesi gerekmektedir.” şeklinde görüş bildirilmiştir.

2.2. Katma Değer Vergisi Yönünden Değerlendirme

3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 1 inci maddesinde Türkiye’de ticari faaliyet çerçevesinde yapılan hizmetlerin KDV’ye tabi bulunduğu hüküm altına alınmıştır. Aynı Kanunun aynı maddesinde; Gelir Vergisi Kanununun 70 inci maddesinde belirtilen mal ve hakların kiralanması işlemlerinin de Katma Değer Vergisine tabi olduğu belirtilmiştir.

Kanunun 1’inci maddesinde sayılan faaliyetlerin kanunların veya resmi makamların gösterdiği gerek üzerine yapılması, bunları yapanların hukuki statü ve kişilikleri, Türk tabiyetinde bulunup bulunmamaları, ikametgah veya işyerlerinin yahut kanuni merkez veya iş merkezlerinin Türkiye'de olup olmaması işlemlerin mahiyetini değiştirmediği ve vergilendirmeye mani teşkil etmediği şeklinde hüküm bulunmaktadır.

Mezkur Kanununun 6’ncı maddesinde ise işlemlerin Türkiye’de yapılması;

  1. Malların teslim anında Türkiye'de bulunmasını,
  2. Hizmetin Türkiye'de yapılmasını veya hizmetten Türkiye'de faydalanılmasını, ifade eder.

Aynı Kanununun 8’inci maddesinde Katma Değer Vergisi Mükellefleri;

a) Mal teslimi ve hizmet ifası hallerinde bu işleri yapanlar,

h) Gelir Vergisi Kanununun 70 inci maddesinde belirtilen mal ve hakları kiraya verenler,

... Olarak belirlenmiştir.

KDV oranları, KDV Kanununun 28 inci maddesinin Bakanlar Kuruluna verdiği yetkiye dayanılarak yayımlanan 2007/13033 sayılı Bakanlar Kurulu Kararnamesi eki I sayılı listede yer alan teslim ve hizmetler için %1, II sayılı listede yer alan teslim ve hizmetler için %8, listelerde yer almayan vergiye tabi işlemler için %18 olarak tespit edilmiştir.

2007/13033 sayılı Bakanlar Kurulu Kararnamesi’nin eki (II) sayılı listenin (B) bölümünün 25 inci sırasında parantez içi hüküm olarak, “1618 sayılı Kanun hükümlerine göre Kültür ve Turizm Bakanlığından işletme belgesi almış seyahat acenteleri tarafından müşteriye aktarılan geceleme hizmet tutarı ve bu hizmete ilişkin aracılık bedellerine de konaklama tesislerinde verilen geceleme hizmetlerinin ait olduğu oran uygulanır.” ibaresi yer almaktadır.

KDVK’ nun 17/4-d maddesine göre, iktisadi işletmelere dahil olmayan gayrimenkullerin kiralanması işlemleri katma değer vergisinden istisnadır.

Buna göre, kiralama işleminin organizasyon gerektirmemesi, organizasyon gerektiren işlemleri sunulmaması, rezervasyon dökümünde ticari kazanç kapsamında değerlendirilemeyecek sayıda farklı şahıs veya kurumların tespit edilememesi, netice itibariyle eşyalı ya da eşyasız kiralanan gayrimenkulün hiçbir hizmet verilmeksizin kiralama işleminin gayrimenkul sermaye iradı kapsamında olduğunun tespiti halinde KDVK’ nun 17/4-d hükmünün dikkate alınması gerekmektedir.

Kiralama işleminin ticari kazanç kapsamında olduğunun tespiti halinde, söz konusu işlem KDV’ye tabi bulunduğundan, KDV oranının ruhsatlı işletmelerde %8, ruhsatsız işletmelerde %18 olarak göz önünde bulundurulması gerekmektedir.

3. KİRALAMA İŞLEMİMİN ULUSLARARARASI ARACI KURUMLAR ARACILIĞIYLA YAPILMASI

Kısa dönemli ev kiralamanın en kolay yolu aracı internet siteleri aracılığıyla yapılandır. Ülkemizde bu anlamda birçok site ve uygulama bulunmaktadır. Söz konusu site ve uygulamalar daha çok ülke bazında hizmet vermektedir. Öte yandan kiralama işlemine aracılık eden uluslararası birçok kurum da bulunmaktadır.

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’ na göre kurum kazancı, gelir vergisinin konusuna giren gelir unsurlarından oluşmaktadır.

Mezkur Kanunun tam ve dar mükellefiyete ilişkin 3 üncü maddesi hükmü ise aşağıdaki gibidir:

“(1) Tam mükellefiyet: Kanunun 1 inci maddesinde sayılı kurumlardan kanunî veya iş merkezi Türkiye'de bulunanlar, gerek Türkiye içinde gerekse Türkiye dışında elde ettikleri kazançların tamamı üzerinden vergilendirilirler.

  1. Dar mükellefiyet: Kanunun 1 inci maddesinde sayılı kurumlardan kanunî ve iş merkezlerinin her ikisi de Türkiye'de bulunmayanlar, sadece Türkiye'de elde ettikleri kazançları üzerinden vergilendirilirler.

Kanunî merkez, vergiye tâbi kurumların kuruluş kanunlarında, tüzüklerinde, ana statülerinde veya sözleşmelerinde gösterilen merkezdir. İş merkezi ise iş bakımından işlemlerin fiilen toplandığı ve yönetildiği merkezdir.

KDVK’ nın 9. maddesinde vergi sorumlusu tanımı yapılmış olup, 9/1 bendinde; “Mükellefin Türkiye içinde ikametgahının, işyerinin, kanuni merkezi ve iş merkezinin bulunmaması hallerinde ve gerekli görülen diğer hallerde Maliye Bakanlığı, vergi alacağının emniyet altına alınması amacıyla, vergiye tabi işlemlere taraf olanları verginin ödenmesinden sorumlu tutabilir. (Ek cümleler: 28/11/2017-7061/41 md.) Şu kadar ki Türkiye ’de ikametgâhı, işyeri, kanuni merkezi ve iş merkezi bulunmayanlar tarafından katma değer vergisi mükellefi olmayan gerçek kişilere elektronik ortamda sunulan hizmetlere ilişkin katma değer vergisi, bu hizmeti sunanlar tarafından beyan edilip ödenir. Maliye Bakanlığı elektronik ortamda sunulan hizmetlerin kapsamı ile uygulamaya ilişkin usul ve esasları belirlemeye yetkilidir.” İfadesi yer almaktadır. Kanun çerçevesinde verilen bu yetkiye istinaden; Katma Değer Vergisi Uygulama Genel Tebliği’nin I/C-2.1.2 bölümünde tam tevkifat uygulaması düzenlenmiştir. Tebliğin ilgili bölümü kapsamındaki işlemlerde, işlem bedeli üzerinden hesaplanan KDV’nin tamamı, mal veya hizmetin alıcıları tarafından tevkifata tabi tutulacaktır. Tebliğin I/C-2.1.2.1 bölümünde “İkametgâhı, İşyeri, Kanuni Merkezi ve İş Merkezi Türkiye’de Bulunmayanlar Tarafından Yapılan İşlemler” tam tevkifat kapsamına alınmıştır. Tebliğ hükümleri uyarınca ikametgâhı, işyeri, kanuni merkezi ve iş merkezi Türkiye’de bulunmayanların Türkiye’de yaptığı hizmetler ile bunların yurt dışında yaptığı ancak Türkiye’de faydalanılan hizmetler KDV’ye tabi olacaktır. Öte yandan KDV’nin sorumlu sıfatıyla beyan edilmesi için hizmetten Türkiye’de faydalanan muhatabın KDV mükellefi olması şart değildir. KDV mükellefiyeti bulunmayanlar da söz konusu hizmetler nedeniyle KDV tevkifatı yaparak 2 No’lu KDV Beyannamesi ile beyan etmek ve ödemek zorundadır.

KDV oranları, KDV Kanununun 28 inci maddesinin Bakanlar Kuruluna verdiği yetkiye dayanılarak yayımlanan 2007/13033 sayılı Bakanlar Kurulu Kararnamesi eki I sayılı listede yer alan teslim ve hizmetler için %1, II sayılı listede yer alan teslim ve hizmetler için %8, listelerde yer almayan vergiye tabi işlemler için %18 olarak tespit edilmiştir.

2007/13033 sayılı Bakanlar Kurulu Kararnamesi’nin eki (II) sayılı listenin (B) bölümünün 25 inci sırasında parantez içi hüküm olarak, “1618 sayılı Kanun hükümlerine göre Kültür ve Turizm Bakanlığından işletme belgesi almış seyahat acenteleri tarafından müşteriye aktarılan geceleme hizmet tutarı ve bu hizmete ilişkin aracılık bedellerine de konaklama tesislerinde verilen geceleme hizmetlerinin ait olduğu oran uygulanır.” ibaresi yer almaktadır.

Yukarıda belirtildiği üzere, kiralama işlemine aracılık eden uluslararası birçok kurum bulunmaktadır. Bunların başında Airbnb gelmektedir. Airbnb, mekan sahipleri ile konaklamak isteyenleri buluşturan web uygulamasıdır. Airbnb, ev sahiplerine yapılan ödemeler üzerinden hizmet bedeli kesmektedir. Airbnb tarafından ev sahiplerinden alınan hizmet bedelleri, Airbnb’ ye ödenen komisyon bedeli niteliğinde olup, ödenen komisyon bedelleri %18 oranında KDV’ye tabidir.[3] Söz konusu işlemin tam tevkifat kapsamında bulunması nedeniyle, hizmet bedeli dahil tutarlar üzerinden KDV ayrıştırılarak 2’nolu KDV beyannamesi ile beyan edilmesi gerekmektedir. Ancak uygulamada söz konusu işlem için 2’nolu KDV beyanname verilmediği görülmektedir.

Airbnb’nin Türkiye’de kanuni merkezi ve iş merkezi bulunmadığı gibi işyeri veya daimi temsilcisi de bulunmamaktadır. Dolayısıyla Airbnb’nin ev sahiplerinden elde etmiş olduğu komisyon gelirleri üzerinden ülkemizde Kurumlar Vergisi yönünden herhangi bir vergilendirme söz konusu olmayacaktır.

4. KİRALAMALARDA 2 NOLU KDV BEYANNAME ÖRNEĞİ

Örnek: (A) Kiralama A.Ş. kanuni merkezi ve iş merkezi Türkiye’ de bulunmayan uluslararası bir kiralama platformları aracılığıyla kısa süreli ve sürekli olarak evlerini kiraya vermektedir. Söz konusu kiralama platformu tarafından mükellef kuruma 2019 yılında gönderilen tutar KDV dahil 2.000.000 TL olup, aracı kuruma ödenen hizmet bedeli KDV dahil 50.000 TL’ dir.

Kanuni merkezi ve iş merkezi Türkiye’ de bulunmayan uluslararası bir kiralama platformuna komisyon olarak ödenen bedellerin %18 oranında KDV’ye tabi olduğu varsayımı altında mükellefin 2 no’ lu KDV Beyannamesi ile beyan etmesi gereken KDV tutarı aşağıdaki gibi olacaktır.

Yıl

 

KDV dâhil

Ödenen

Hizmet Bedeli

(A)

Ödenen Hizmet

Bedeli

(B=A/1,18)

2’nolu KDV Beyannamesi ile Beyan Edilmesi Gereken KDV (C=A- B)

2019

50.000

42.372,88

7.627,12

5. SONUÇ

Gelir Vergisi Kanunun 70. maddesine göre, binaların sahipleri, mutasarrıfları, zilyedleri, irtifak ve intifa hakkı sahipleri veya kiracıları tarafından kiraya verilmesinden elde edilen iratlar gayrimenkul sermaye iradı olarak tanımlanmıştır. Ancak, gayrimenkullerin uzun süreli kiralanması suretiyle elde edilecek gelirden daha fazla gelir elde edilmesi amacıyla, günlük veya haftalık olarak, süreklilik arz eden bir şekilde farklı kişilerin kullanımına hazır halde bulundurulması ticari faaliyet olarak kabul edilmektedir.

Gayrimenkullerin kiralanmasının tabi olacağı kazanç ve iradın tespiti büyük önem arz etmektedir. Söz gelimi kiralama işleminin organizasyon gerektirmemesi, organizasyon gerektiren işlemleri sunulmaması, ticari kazanç kapsamında değerlendirilemeyecek sayıda farklı şahıs veya kurumların tespit edilememesi, netice itibariyle eşyalı ya da eşyasız kiralanan gayrimenkulün hiçbir hizmet verilmeksizin kiralama işleminin Gayrimenkul Sermaye İradı kapsamında olduğunun tespiti halinde KDVK’nun 17/4-d hükmünün dikkate alınması gerekmektedir. Buna göre verilen kiralama hizmetinin KDV’ den istisna olması söz konusu olacaktır. Kiralama işleminin ticari kazanç kapsamında olduğunun tespiti halinde ise, söz konusu işlem KDV’ye tabi olacak olup, KDV oranı ruhsatlı işletmelerde %8, ruhsatsız işletmelerde %18 olarak uygulanacaktır.

KAYNAKÇA

193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu.

3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu.

 Ankara Vergi Dairesi Başkanlığı’ nın 13.09.2012 tarih ve B.07.1.GİB.4.06.16.01-120[37- 12/10]-928 Sayılı Özelgesi.

İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı’ nın 01.10.2010 tarih ve B.07.1.GİB.4.34.17.01- KDV.28-395 Sayılı Özelgesi.

İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı’ nın 19.02.2016 tarih ve 62030549-120[40-2014/891]-14193 Sayılı Özelgesi.

(Bu makalem Yaklaşım Dergisi’ nin 2021/Kasım sayısında yayımlanmıştır.)


[1] İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı’ nın 01.10.2010 tarih ve B.07.1.GİB.4.34.17.01- KDV.28-395 sayılı özelgesi.

[2] Ankara Vergi Dairesi Başkanlığı’ nın 13.09.2012 tarih ve B.07.1.GİB.4.06.16.01-120[37- 12/10]-928 sayılı özelgesi.

[3] Airbnb işletme belgesi almış seyahat acentesi olmadığından hizmet bedeli %18 oranında KDV’ye tabi bulunmaktadır.

31.03.2022

Kaynak: www.MuhasebeTR.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)

>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.

>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.


GÜNDEM