YAZARLARIMIZ
Ali Özbek
Serbest Muhasebeci Mali Müşavir
Marka ve Patent Vekili
aliozbek68@gmail.com



Marka ve Marka Stratejileri Yazı Dizisi -3

MARKA’NIN VERGİ KANUNLARINDAKİ YERİ VE MARKA’NIN TESCİLİNDEN DOĞAN HAKLARLA İLGİLİ HUKUKİ İŞLEMLER 

         1- Marka’nın Vergi kanunları açısından değerlendirilmesi; 

         Gayrimaddi haklar nelerdir ve neler bu gruba girer konusu vergi mevzuatında ve diğer hukuki mevzuatlarda  henüz netliğe kavuşturulamamıştır. 

         Bir nolu Muhasebe sistemi Uygulama genel tebliğinde “260-HAKLAR başlığı altında İmtiyaz,patent,lisans,ticari marka ve unvan gibi bir bedel ödeyerek elde edilen bazı hukuki tasarruflar ile kamu otoritelerinin işletmeye belirli alanlarda tanıdığı kullanma,yararlanma gibi yetkiler dolayısıyla yapılan harcamaları kapsar.”denilmektedir.

         Bu tanımdan da anlaşılacağı gibi; a)maddi bir edinim söz konusu değildir. b)Kamu otoriterlerinin tanıdığı bir kullanma ve yararlanma yetki vardır. c)Elde etmek için yapılan harcamaların bütünü unsurları aslında hakların doğuşu anlamına gelmektedir.

         Tek düzen Hesap Planında ise Haklar; (2) duran varlıkların altında (26) maddi olmayan duran varlıklar ve onun altında da (260) HAKLAR olarak bölümlenmektedir.Bu hesabın işleyişi ise ;Edinilen haklar maliyet bedelleri ile bu hesaba borç kaydedilir.Yararlanma süreleri yani faydalı ömürleri içerisinde itfa olunarak yok edilir.Yok edilmesinde ise 268 nolu Birikmiş amortisman hesabı kullanılır.

         Ancak bütün bunların yanı sıra,aynı maddi haklarda olduğu gibi,maddi olmayan haklar da mülkiyete konu olabilir ve alınıp,satıla bilir.Öyle ki,gayri maddi haklar aynı Gayri menkullerin değerlemesine ilişkin esaslar dairesinde aktifleştirilirler.Herbiri kendine ait esaslar dairesinde itfa edilirler.

         213 sayılı VUK.269. maddesi ise bu konuya özgü bir hükümdür.Madde şu şekildedir.”İktisadi işletmelere dahil bilumum gayrimenkuller maliyet bedelleri ile değerlenir.

Bu kanuna göre, aşağıdaki yazılı kıymetler gayrimenkuller gibi değerlenir:

1. Gayrimenkullerin mütemmim cüzüleri ve teferruatı;

2. Tesisat ve makinalar;

3. Gemiler ve diğer taşıtlar;

4. Gayrimaddi haklar.” 

         Madde hükmünden de anlaşılacağı üzere 4. sırada sayılan Gayri maddi haklar maliyet bedeli ile değerlenir.Maliyet bedeli ile değerleme hususu ise aynı kanunun 262.maddesinde “Maliyet bedeli, iktisadi bir kıymetin iktisap edilmesi veyahut değerinin artırılması münasebetiyle yapılan ödemelerle bunlara müteferri bilumum giderlerin toplamını ifade eder.”Bu tanımdan ise maliyet bedelinin şu faktörlerden oluştuğunu söyleyebiliriz.a)İktisap için yapılan ödemeler b)Değerin arttırılması için yapılan ödemeler.c)Bunlara bağlı olarak yapılan ödemeler.

         Enflasyon Düzeltmesi açısından baktığımızda ise;5024 sayılı yasa ile Haklar, parasal olmayan kıymet olarak kabul edildiğinden,Enflasyon düzeltmesine tabi tutulacaktır.

         Amortisman konusu ise 28.04.2004 tarih 25446 sayılı gazete ile yayınlanan 333 nolu genel tebliğ ve  24.08.2004 tarih ve 25563 sayılı gazete de yayınlanan 339 nolu tebliğ ile düzenlenmiş.Bu tebliğlerde belirtilen 5. sınıf içinde yer alan 55.grupta ayrımlaştırılmış ve “Gayrimaddi İktisadi Kıymetler” olarak belirtilmiştir.Faydalı ömrü 15 yıl, Normal amortisman oranı ise %6,66 dır.

         2- Marka’nın tescilinden doğan haklarla ilgili hukuki işlemler;

         556 sayılı KHK.markanın devir veya miras yoluyla intikalini,lisans sözleşmesine konu teşkil etmesini,haczini ve teminat olarak gösterilmesini 15. ve 22.maddeleri arasında düzenlenmiştir.

         Bu hükümlerde marka,işletmelerden ayrı düşünülmüş,ayrı olarak devredilebileceği,haczedilebileceği,lisans verilebileceği ve rehinedilebileceği hükme bağlanmıştır.

         KHK.nin 15. maddesi uyarınca tescilli bir marka başkasına devir edilebilir,Tescilli bir marka miras yolu ile intikal edebilir, kullanma hakkı lisans konusu olabilir, rehin edilebilir. Rehin hakkı bakımından Medeni Kanunun rehin hakkına ilişkin hükümleri uygulanır.

         Tescilli bir marka üzerindeki sağlar arası işlemler yazılı şekle tabidir.

         KHK.nin 16.maddesine göre ise; Marka, tescil edildiğini mal veya hizmetlerin tümü veya bir kısmı için devredilebilir.

          Bir işletmenin aktif ve pasifleri ile birlikte devri, aksi kararlaştırılmamışsa, işletmeye ait markaların da devrini kapsar. Bu hüküm, işletmenin devrine, sözleşmeden doğan yükümlülük halinde uygulanır.

         İkinci fıkra hükmü hariç olmak üzere, bir markanın devri, mahkeme kararının sonucu olan devir hariç, yazılı olarak yapılır ve devir sözleşmesi taraflarca imzalanır. Aksine sözleşmeler hükümsüzdür.

         Markanın devri, mal veya hizmetlerin coğrafi kaynağı, kalitesi veya markanın kendisi ile ilgili olarak halkı yanılgıya düşürebilecek nitelikte ise, yeni marka sahibi halkı yanılgıya düşürmeyecek şekilde mal veya hizmetlerde marka tescilinin sınırlı bir hale getirilmesini kabul etmediği takdirde devir işlemi Enstitü tarafından yapılmaz.

         Tescilli bir markanın devri sırasında aynı markanın veya ayırt edilemeyecek derecede benzerinin, aynı veya halkı yanılgıya düşürecek derecede benzeri mallar veya hizmetler için başka marka tescillerinin bulunması halinde, bu markaların da devredilmesi şarttır.

         Devir, taraflardan birinin talebi üzerine, sicile kayıt edilir ve yayınlanır.

         Devir, sicile kayıt edilmediği sürece, taraflar markanın tescilinden doğan yetkileri iyi niyetli üçüncü kişilere karşı ileri süremez.

         Marka sahibinin izni olmadan onun ticari vekili veya temsilcisi adına marka tescil edilmesi halinde, ticari vekil veya temsilcinin haklı bir ge rekçesi yoksa, marka sahibinin söz konusu tescilin kendi lehine devredil mesini isteme yetkisi vardır.

         Tescilli bir marka, işletmeden bağımsız olarak, teminat olarak gösterilebilir.

          Markanın teminat olarak gösterilmesi, taraflardan birinin talebi üzerine,sicile kayıt edilir ve yayınlanır.

         Tescilli bir marka işletmeden bağımsız olarak, haciz edilebilir. Haciz sicile kayıt edilir ve yayınlanır.

         Tescilli bir markanın kullanım hakkı, tescil edildiği mal veya hizmetlerin bir kısmı veya tamamı için lisans sözleşmesine konu olabilir.

         Lisans, inhisari lisans veya inhisari olmayan lisans şeklinde verilebilir.

         Aksi sözleşmede kararlaştırılmamışsa, lisans inhisari değildir. Lisans veren markayı kendi kullanabileceği gibi, üçüncü kişilere aynı markaya ilişkin başka lisanslar da verebilir.

         İnhisarı lisans söz konusu olduğu zaman, lisans veren başkasına lisans veremez ve hakkını açıkça saklı tutmadıkça, kendisi de markayı kullanamaz.

         Aksi sözleşmede kararlaştırılmamışsa lisans sahipleri, lisanstan doğan haklarını üçüncü kişilere devredemez veya alt lisans veremez.

         Aksi sözleşmede kararlaştırılmamışsa lisans hakkını alan kişi, markanın koruma süresinde markanın kullanılmasına ilişkin her türlü tasarrufta bulunabilir.

         Aksi sözleşmede kararlaştırılmamışsa, inhisari lisansa sahip olan kişi,üçüncü bir kişi tarafından marka sahibinin markadan doğan haklarına, tecavüz edilmesi durumunda, marka sahibinin bu Kanun Hükmünde Kararname uyarınca açabileceği davaları, kendi adına açabilir. İnhisari olmayan lisans sahiplerinin,dava açma hakları yoktur.

         Altıncı fıkra hükümlerine göre, markaya tecavüz dolayısıyla dava açma hakkı olmayan bir lisans alan, noter vasıtasıyla yapacağı bir bildirimle, gereken davayı açmasını marka sahibinden isteyebilir. Marka sahibinin, bu talebi kabul etmemesi veya bildirimin alındığı tarihten itibaren üç ay içinde, gerekli davanın açılmaması halinde, lisans alan yaptığı bildirimi de ekleyerek, kendi adına dava açabilir. Lisans alan, ciddi bir zarar tehlikesi karşısında ve söz konusu sürenin geçmesinden önce, ihtiyati tedbire karar verilmesini mahkemeden talep edebilir. Lisans alan, dava açtığını marka sahibine bildirir.

         Marka sahibi, talimatlarıyla uygunluk içinde, lisans alan tarafından üretilen malın veya sunulan hizmetlerin kalitesini garanti edecek önlemleri alır.

         Sözleşme şartlarının lisans alan tarafından ihlali halinde, tescilli bir markadan doğan haklar, lisans alana karşı, dava yoluyla ileri sürülebilir.

         Lisans sicile kayıt edilmediği sürece, iyi niyetli üçüncü kişilere karşı ileri sürülemez.

         Lisans sözleşmelerinde, bu Kanun Hükmünde Kararname ile konuya ilişkin diğer kanun, tüzük, yönetmelik ve tebliğlere aykırı hükümler bulunamaz. Bu tür düzenlemeler lisans tarihinden sonra yapılsa dahi, lisans sözleşmelerindeki aykırı hükümler geçersiz sayılır.

         Devir, lisans, intikal, haciz, rehin ve marka sahibi hakkındaki değişiklikler ile ilgili hukuki işlemler marka başvurularına da uygulanır.

    (Ek fıkra: 22/06/2004 - 5194 S.K./14. md.) Bildirim adresinde bir değişiklik olması durumunda, adres değişikliğinin yazılı olarak Enstitüye bildirilmesi zorunludur. Bu bildirimin yapılmaması halinde, Enstitüde mevcut en son adrese yapılmış bildirimler geçerlidir.

         MARKANIZI TESCİL ETTİRİN,İŞYERİ KAPINIZ AÇIK KALMASIN !!!

 

04.08.2007

Kaynak: www.MuhasebeTR.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)

>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.

>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> SGK Teşvikleri (156 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.


GÜNDEM