BASINDAN YAZILAR
Yurtdışı Ücretsiz İzin Hakkı / Celal Kaplan - MuhasebeTR

Yurtdışı Ücretsiz İzin Hakkı / Celal Kaplan

  Okurumuz Mustafa Şadoğlu, çok kişiye sorduğu, ancak net bir cevap alamadığını belirttiği sorusunu bizimle paylaştı. Gerçekten de bize gönderdiği maili, aynı anda çok sayıda sosyal güvenlik yazarına gönderdiği gördük. Okurumuz ilk defa, 1997/Kasım ayında Bağ-Kur sigortalısı olarak çalışmaya başlamış. Öğretmen olarak ataması yapılınca da 25 Eylül 2002 tarihinde Emekli Sandığı iştirakçisi olmuş. Verdiği bilgilere göre 4 yıl 10 ay Bağ-Kur ve 9 yılı da aşan bir Emekli Sandığı iştirakçiliği mevcut. Toplamda 14 tam yılı doldurmuş. 15 yıllık hizmet süresi de bu yıl Kasım ayında tamamlanacak. Yaş ve askerlik bilgilerini vermemiş olan Okurumuz, istifa ederek yurtdışına çıkmayı planlıyor. Kafasındaki soruların başında, istifa ederse emeklilik hakkının ne olacağı geliyor. Aynı şekilde kendisine 15 yılını doldurmadan istifa etmemesi tavsiye edilmiş olmalı. Çünkü 15 yılı doldurmuş olmanın kendisi için ne gibi bir anlamı olduğunu soruyor. Kısacası 15 yılı doldurarak istifa etmenin emeklilik, kıdem tazminatı ve ikramiye hakkına etkisini merak ediyor. Ayrıca, tekrar çalışmaya başladığında önceki hizmetinin devam edip etmeyeceğini ve son olarak da yurtdışına eğitim amaçlı gidebilme ve 10-20 yıl gibi uzun sürelerde ücretsiz izinli sayılabilmesinin mümkün olup olmadığını soruyor.

15 YIL DOLMALI
Öncelikle Okurumuz için, 15 yıllık fiili hizmet süresinin doldurulmasının gerçekten önemli olduğuna değinmekte yarar var. Bu süre hem emeklilik şartları hem de emeklilikte ikramiye hakkı için önemli bir süre. Çünkü okurumuz 1 Ekim 2008 tarihinden önce 5434 Sayılı Emekli Sandığı Kanunu'na göre iştirakçilik sıfatı kazandığı için, ileride bu kanun hükümlerine göre emekli olma hakkını koruyan sigortalılardan. Emekli Sandığı iştirakçiliğinde de 15 yıllık hizmet süresi önem taşıyor. Çünkü Emekli Sandığı'ndan istek üzerine emeklilikte, emekli kesenekleri geri verilmemiş olanların 15 yıllık fiili hizmetlerinin bulunması ve 61 yaşını doldurmaları halinde emekli aylığı bağlanması mümkün. Zaten fiili hizmeti 10 yılı aşanlara da memuriyetten ayrılmaları halinde kesenekleri iade edilmez.
Okurumuz örneğinde olduğu gibi, memuriyette on beş yıllık fiili hizmet süresini tamamlamanın önemli olduğu bir başka nokta ise, kendisini emekli ikramiyesi hakkında gösteriyor. Çünkü, bu konuya daha önce birkaç kez değindiğimiz üzere, istifa eden memurlara ikramiye ödenebilmesi konusunda önemli bir değişiklik yapılmıştı. Buna göre istifa eden memurlar da İş Kanunu'nda işçilerin kıdem tazminatına hak kazanabilme koşullarına paralel şartlarda ikramiye hakkı elde ettiler. İş Kanunu'nda işçinin, istifa ettiği halde kıdem tazminatı alabilmesi için en az 15 yıllık sigortalılık süresi ve 3 bin 600 prim gün sayısına sahip olması gerekiyor. Aynı koşulları memurlara uyguladığımızda da istifa eden memurun, emekli olurken memurlukta geçen hizmet yılları karşılığında ikramiye alabilmesi için en az 15 yıllık hizmet süresinin bulunmasının şart olduğunu söyleyebiliriz.

DEĞİŞİKLİKLER VAR
Tabii bu bütün anlattıklarımız okurumuzun istifa edip yurtdışına çıkması ve geri dönüşünde burada yurtdışı borçlanması yapmaması ya da Türkiye'de bir daha sigortalı bir işte çalışmaması ihtimali göz önünde bulundurularak söylenmiş noktalar. Oysa okurumuzun, Türkiye'ye kesin dönüşünde yapacağı yurtdışı borçlanması ya da sigortalı olarak çalışması, emeklilik koşullarını doğrudan etkileyecektir. Hatta okurumuzun yurtdışında kalma süresi, yaşı v.b. gibi koşullara bağlı olarak, Türkiye'ye dönüşte herhangi bir memuriyet görevine tekrar ataması yapılabileceği gibi belediye başkanlığına seçilme yoluyla tekrar Emekli Sandığı iştirakçisi olma şansı da mevcuttur.
Gelelim okurumuzun ücretsiz izinli sayılıp yurtdışına çıkabilme hakkına. Bu konu, sosyal güvenlik mevzuatından ziyade, 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu'nu ilgilendiriyor. Üstelik 657 Sayılı DMK'nun "Aylıksız izin" başlıklı 108'inci maddesinde 6111 Sayılı Torba Kanun'la önemli değişikliklere gidildi. 

GRUPLARA AYRILIR
Bu kapsamlı bir konu olduğundan, ileride ayrı bir yazı konusu yapmayı daha uygun gördük. Fakat kanunda aylıksız izin konularını çeşitli şekillerde gruplara ayırabiliriz. İlk grubu hastalık, kaza, doğum gibi nedenlerle hem zarar gören kişiler ve hem de bunların bakım ve refakatini üstlenen memurlara sağlanan ücretsiz izin hakkı oluşturur. İkinci grubu eğitim ve görev mazeretine bağlı olan, üçüncü grubu ise askerlik hizmeti nedeniyle alınabilen aylıksız izin hakkı oluşturur. Nihayet dördüncü ve son grup aylıksız izin hakkı ise, herhangi bir mazeret içermeksizin, sadece en az beş yıllık hizmet süresi ve memurun isteğiyle verilebilen ücretsiz izin imkanıdır. Konuyu burada kısaca keserken okurumuzun bu son grup ücretsiz hakkını ve ayrıca eğitim mazereti seçeneğini kullanabileceğini belirtelim. Fakat hemen ekleyelim, öyle kendisinin sorduğu gibi 10 hatta 20 yıl gibi uzun sürelerle ücretsiz izin hakkı söz konusu olmaz. Buna hem mevzuat izin vermez hem de ücretsiz izin boyunca memurun kadrosu dolu kalacağı, yerine atama yapılamayacağı için bu görevin aksamasına izin verilmez.

(Kaynak: Yeni Asır | 26.06.2012)

>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.

>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> SGK Teşvikleri (156 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.


GÜNDEM