Anadolu Ajansından Haberler
KDV Sistemi Bu Haliyle Sürdürülebilir Değil | Muhasebe TR

KDV Sistemi Bu Haliyle Sürdürülebilir Değil

 - "(KDV düzenlemesiyle ilgili) Bütün sivil toplum örgütlerinden yavaş yavaş görüşler gelmeye başladı. İnşallah birkaç ay içerisinde bunları toparladıktan sonra bütün bu çalışmaların bulgularını masaya koyacağız" - "Reel sektörün devletten 140 milyar lirayı aşan KDV alacağı var" - "Ne zaman başınız sıkışsa, bir yanlışı görünce beni arayın. Methetmek için değil şikayet etmek için arayın. 'Sayın bakanım şurada şu işler yanlış gidiyor.' deyin"


İSTANBUL (AA) - Maliye Bakanı Naci Ağbal, KDV düzenlemesine ilişkin iş dünyasından ve ilgili çevrelerden raporların gelmeye devam ettiğini belirterek, birkaç ay içerisinde bunları toparladıktan sonra bütün bu çalışmaların bulgularını masaya koyacaklarını ve KDV reformunu nasıl yapacaklarını hep birlikte kararlaştıracaklarını söyledi.

Türkiye İhracatçılar Meclisinin (TİM) "Genişletişmiş Başkanlar Kurulu Toplantısında" konuşan Ağbal, KDV Reformu kapsamında TİM’in görüşlerini birinci ağızdan dinleyeceklerini kaydederek, onların ortaya koyacağı görüşler çerçevesinde KDV Reformunu
şekillendireceklerini ifade etti.

Türkiye’nin Katma Değer Vergisi ile 1985 yılında tanıştığını anımsatan Ağbal, 32 yıllık uygulaması olan bu kanunun Türk vergi sistemi açısından doğru bir tercih olduğunu aktardı.
Ağbal, KDV’nin ekonomiye yaptığı katkıdan ve kamu maliyesine önemli bir gelir kaynağı olmasından bahsederek, ancak ihracatçıların, ticaret ve sanayi odalarının KDV Kanunundan şikayetçi olduğunu bildirdi.
Türkiye’nin dört bir tarafında mevcut sistemle ilgili şikayet olduğunu dile getiren Ağbal, bürokrasi için karmaşık bir sistem olduğunu,

KDV'nin aslında tüketimi vergilendirmesi gerektiğini, mavcut kanunun tüketimi değil üretimi, yatırımı, işletmeleri ve ihracatı vergilendiren bir vergiye dönüştüğünü anlattı.

Ağbal, "Ciddi anlamda işletmelerimizin mevcut sitem dolayısıyla birikmiş alacakları var. Biz size borçluyuz yani bu çalışmalar sırasında onu da gördük. Reel sektörün devletten 140 milyar lirayı aşan bir KDV alacağı var." diye konuştu.
Sistemin zamanla karmaşık hale geldiğini, farklı oranların uygulanmaya başlandığını, bunun kayıtdışılığa neden olduğunu, rekabetin bozulduğunu anlatan Ağbal, KDV sisteminden memnun olan kimseyi görmediğini vurguladı.

- "KDV sistemi bu haliyle sürdürülebilir değil"

Ağbal, bu sistemden herkes gibi kendilerinin de şikayetçi olduğunu kaydederek, az sayıda firmadan toplanan firmadan KDV topladıklarını, milyonun üzerinde işletmenin hemen hemen hiç KDV ödemediğini bildirdi.
Bakan Ağbal, "Sistem, bu haliyle sürdürülebilir değil. Yatırımın, üretimin, istihdamın ve ihracatın önünde ciddi bir engel oluşturuyor bu haliyle. Mevcut KDV sistemi yerli üretimin aleyhine çalışyor. İthalat yapmak daha cazip. bütün bunları gördüğümüz noktada, '32 yıllık kanunun artık reforma tabi tutulma zamanı gelmiş' dedik" ifadelerini kullandı.

Bu kapsamda bütün STK'lara ve ilgililere KDV sisteminin değiştirilmesi konusunun çok önemli olduğu ve onlarla istişare yaparak bunu değiştirmeleri konusunda çağrıda bulunduklarını anımsatan Ağbal, STK'ların, ihracatçıların ve birçok ilgili kuruluşun kendilerine pozitif dönüş yaptığını aktardı.

Ağbal, bu toplantıda ortaya çıkan raporu her zaman değerlendireceklerini vurguladı.
KDV reformuna ilişkin görüşlerin gelmeye devam ettiğini belirterek, "Bütün sivil toplum örgütlerinden de yavaş yavaş görüşler gelmeye başladı. İnşallah birkaç ay içerisinde bunları toparladıktan sonra bütün bu çalışmaların bulgularını masaya koyacağız ve yine sizlerle birlikte KDV reformunu yapacaksak nasıl yapacağımızı birlikte kararlaştıracağız." dedi.
Ağbal, TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi ve ihracatçılara bu konuda verdikleri destek nedeniyle teşekkür etti.

- "Methetmek için değil şikayet etmek için arayın"

Ağbal, kendisinin ihracatçıları çok rahat arayabildiğini kaydederek, "Nerede bulunursak bulunalım, konumumuz ne olursa olsun hepimizin ortak sorumluluğu bu ülkeyi kalkındırmak, ileri taşımak, çocuklarımız, torunlarımız için daha müreffeh bir ülkeyi inşa etmek." diye konuştu.

Bu nedenle gece-gündüz herkesi arayabildiğini dile getiren Ağbal, "Siz de beni arayın. Ne zaman başınız sıkışsa, bir yanlışı görünce beni arayın. Methetmek için değil şikayet etmek için arayın. 'Sayın bakanım şurada şu işler yanlış gidiyor.' deyin." ifadelerini kullandı.
Ağbal, ihracatçıların önemine değinerek, onlara "yeşil" değil kırmızı pasaportun bile az olduğunu, ihracatçıların önünün açılması, varsa sıkıntıların ortadan kaldırılması gerektiğini vurguladı.

- "Her geçen gün daha iyiyi hedefliyoruz"

Ağbal, KDV iadelerinin ihracatçıların için öneminden bahsederek, bu iadeleri en kısa sürede ve kolay bir şekilde gerçekleştirmek istediklerini söyledi.

Son bir yılda bu anlayışla mevzuatta, tebliğ düzeyinde, kanunlarda değişiklikler yaptıklarını, ihtisas vergi daireleri kurduklarını anlatan Ağbal, bu konudalarda geri ihracatçılardan değerlendirme anlamında dönüş beklediklerini anlattı.
Ağbal, bir yola çıktıklarını kaydederek, her geçen gün daha iyiyi hedeflediklerini vurguladı.
 
- "Enflasyona sebep olabilecek herhangi bir vergi artışını önümüzdeki dönemde yapmayacağız. Dolaylı vergiler üzerinden fiyat ayarlamalarına neden olacak ve bu yolla enflasyonu yukarıya çekecek bir vergisel düzenlememiz olmayacak" - "Mali disiplinden asla vazgeçmeyiz. Türkiye'nin ekonomik kazanımları için mali disiplinin ne kadar önemli olduğunu kitaplardan okumadık, yaşayarak öğrendik" - "Bu yıl yüzde 5 civarında büyüme yakalayacağımızı öngörüyoruz. Büyümeye bu yıl ihracattan çok önemli bir katkı gelecek. Bu bizi sevindiriyor" - "Türkiye'nin 2017 için öngördüğümüz bütçe açığı yüzde 2'nin hemen altında veya hemen üstünde. Önümüzdeki aylarda yapacağımız çalışmalarla yüzde 2'nin altında bir seviyede tutmak için gayret sarf ediyoruz. Bunun için üretime, istihdama, ihracata yük getirmeyeceğiz"
İSTANBUL (AA) - Maliye Bakanı Naci Ağbal, enflasyona sebep olabilecek herhangi bir vergi artışını gelecek dönemde yapmayacaklarını belirterek, "Dolaylı vergiler üzerinden fiyat ayarlamalarına neden olacak ve bu yolla enflasyonu yukarıya çekecek bir vergisel düzenlememiz olmayacak." dedi.
Ağbal, Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin (TİM) Genişletilmiş Başkanlar Kurulu Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, 2016'nın herkes için olağanüstü olayların meydana geldiği, ekonomik sıkıntıların olduğu, çevre ülkelerde jeopolitik sıkıntıların yaşandığı, terör belalarının geldiği, içeride alçak 15 Temmuz darbe girişiminin olağanüstü etkilerinin bulunduğu bir yıl olduğunu söyledi.
Kasım ve aralık aylarında morallerin iyi olmadığını ifade eden Ağbal, şunları kaydetti:
"Olumsuz bir beklenti vardı, sıkıntılar vardı. Açıkçası hükümet olarak 'bunlarla ilgili neler yapabiliriz?' diye gece gündüz çalıştık. Bütün politika araçlarını kullanarak‚ 'ekonomideki canlanmayı meydana getirecek ne tür tedbirler alabiliriz?' diye çok önemli çalışmalar yaptık ve kararlar aldık. Bugün görüyorum ki şükürler olsun, 2017 yılının ocak ayından itibaren ekonomide birçok gösterge arka arkaya olumlu gelmeye başladı. Moraller düzeldi. Ben morallerde bir bozukluk görmüyorum. Herkesin morali iyi ise sorun yok."
Ağbal’ın "İhracatçımızın morali iyi mi?" diye sorması üzerine salondaki ihracatçılar, "iyi" şeklinde cevap vererek alkışladı. İhracatçının moralinin daha da iyi olacağını ifade eden Ağbal, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Bu yıl size güveniyoruz, rakamlar istatistikler onu gösteriyor. Bu yıl yüzde 5 civarında büyüme yakalayacağımızı öngörüyoruz. Büyümeye bu yıl ihracattan çok önemli bir katkı gelecek. Bu bizi sevindiriyor. Büyümenin oranı tek başına yeterli değil, büyümenin kalitesi ve sürdürülebilirliği de önemli. Türkiye’nin yüksek büyüme oranlarına ihtiyacı var. Bizim en asgari yüzde 5-6 büyümemiz lazım. Bunu daha çok yatırım, üretim ve ihracata dayandırmamız lazım."

- "OVP'deki ihracat hedefi aşılacak"

Naci Ağbal, ihracat verilerinin gayet güzel gittiğini, gelecek ayların da önemli olduğunu belirterek, Orta Vadeli Program’da (OVP) öngördükleri ihracat hedefinin yakalanacağı ve aşılacağının görüldüğünü bildirdi.
Milli gelirin 2016’nın son çeyreğinde yüzde 3,5, 2017’nin ilk çeyreğinde ise yüzde 5 arttığını hatırlatan Ağbal, 2017’nin ilk çeyreğinde Türkiye'nin yüzde 5 büyürken, OECD ortalamasının yüzde 2,6, AB ortalamasının da yüzde 2,1 olduğunu kaydetti.
Verilere bakıldığında üretimin çarklarının döndüğünün görüldüğünü ifade eden Ağbal, mobilya ve beyaz eşyada hem üretim hem de satış rakamlarının son derece iyi gittiğini söyledi.
Mobilya sektöründe şubat-mayıs döneminde satışların bir önceki yıla göre yüzde 23, beyaz eşyada ise aynı dönemde satışların yüzde 35 arttığını aktaran Ağbal, özel sektör yatırım harcamalarında da yavaş yavaş hareketlenmenin bulunduğunu ancak bunun istedikleri düzeyde olmadığını söyledi.
Hükümet olarak bu konuda tedbirler aldıklarını anımsatan Ağbal, "Hala yatırımlarla ilgili katetmemiz gereken mesafe var. Bu açıdan bu yatırımlarda başlayan ivmelenmenin yukarıya gitmesi gerekiyor." diye konuştu.
Turizmde de yavaş yavaş toparlanma görüldüğünü ifade eden Ağbal, özellikle Avrupa'dan gelen turist sayısını yükseltmeye dönük çabaların artırılması gerektiğini vurguladı.

- "Bu yıl global dış konjonktür, finansal piyasalar bizim lehimize çalışıyor"

Maliye Bakanı Ağbal, gerek kur gerek faiz gerekse finansal piyasalarda görülen dalgalanmaların geride bırakıldığını belirterek, şunları kaydetti:
"Siyasi belirsizliklerin ortadan kalkması, 2019’a kadar herhangi bir seçimin olmayacak olması, Anayasa değişikliğinin referandumda kabulle sonuçlanması nedeniyle ileriye dönük beklentilerin olumlu olması ve global dış konjonktürün bizim lehimize olması sonucunda şu anda gerek döviz kurlarında gerekse faiz oranlarında belirli bir aralıkta volatilitenin azaldığı bir ortamda devam ediyoruz. Bu yıl global dış konjonktür, özellikle finansal piyasalar kanalı bizim lehimize çalışıyor. Bizim mutlaka global konjonktürdeki iyileşmeyi sonuna kadar kullanıp yapacağımız çalışmalarla bu imkanı kullanmamız lazım. 2018’de finansal piyasalardaki koşullar nasıl olur? Belki ileriye doğru gittikçe belirsizlik artıyor. Ama yıl sonuna kadar olan vadede finansal piyasalara ilişkin özellikle Amerikan Merkez Bankası, Avrupa Merkez Bankası olsun buradaki beklentiler gelişmekte olan piyasaların lehine. Dolayısıyla kendi lehimize kullanmamız gerekiyor."

- "Ne yapıp edip enflasyonu tek haneli düşük seviyelere getirmeliyiz"

Naci Ağbal, ne yapıp edip enflasyonu tek haneli düşük seviyelere getirmeleri gerektiğine işaret ederek, enflasyonun olumsuz etkilerini 1990’lı yıllardan bildiklerini ifade etti.
Ağbal, "Şu anda Merkez Banka'mız enflasyon tek haneli, sürdürülebilir seviyelere gelene kadar sıkı para politikasına devam etme kararı içerinde. Maliye politikası kanalından biz para politikasına destek vermeye devam edeceğiz. Özellikle enflasyona sebep olabilecek herhangi bir vergi artışını önümüzdeki dönemde yapmayacağız. Dolaylı vergiler üzerinden fiyat ayarlamalarına neden olacak ve bu yolla enflasyonu yukarıya çekecek bir vergisel düzenlememiz olmayacak." şeklinde konuştu.
Kamu maliyesi alanında bir süredir genişlemeci maliye politikası uyguladıklarını hatırlatan Ağbal, şöyle devam etti:
"Zaman zaman bütçe açıklarının arttığı ifade ediliyor. Doğru... Biz o parayı aldık, ihracatçıya, üreticiye, yatırımcıya, istihdam edene verdik. 2016’nın ikinci yarısından başlayarak, özellikle ağustos ve eylül aylarından başlayarak uygulamaya koyduğumuz teşvik paketleriyle, destek paketleriyle ekonomide canlanmaya destek vermek üzere maliye politikasını aktif şekilde kullanıyoruz. Maliye politikasının içeriğine baktığınızda biz hep ekonominin arz tarafını destekleyecek araçları kullanıyoruz. Hiçbir zaman için doğrudan doğruya ekonominin talep tarafında sosyal kesimlere kaynak aktararak, gelirlerini artırarak bir genişlemeci maliye politikası izlemedik."

- "Bütçe açığını yüzde 2'nin altında tutmak için çalışıyoruz"

Maliye Bakanı Ağbal, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın himayelerinde istihdam seferberliği başlatarak istihdam yapan işletmelere destek verdiklerini, ocak ayında sıkışan perakende sektörünün SGK primlerini ertelediklerini, maliye politikasının konjonktürel olarak ekonominin ihtiyacı olan destekleri vereceğini söyledi.
Zamanı geldiğinde, ekonominin kendi ayakları üzerinde daha hızlı koşmaya başladığı zaman bu desteklerin kaldırılacağını bildiren Ağbal, 2009'da aldıkları tedbirlerin etkisini 2010-2011'de gördüklerini ifade etti.
Aldıkları tedbirlerin enflasyon ve ekonominin konjonktürüne uygun olduğunu, mali disiplinden asla vazgeçmeyeceklerini vurgulayan Ağbal, "Türkiye'nin ekonomik kazanımları için mali disiplinin ne kadar önemli olduğunu kitaplardan okumadık, yaşayarak öğrendik." dedi.
Ağbal, 1990'lı yıllarda tarumar edilen kamu bütçelerinin ekonomi üzerindeki yıkıcı etkisini yaşayan bir ülke olduklarını belirterek, 2000'li yıllarda ayağını yorganına göre uzatmanın, mali disiplinden vazgeçmemenin önemini yaşayarak öğrendiklerini söyledi.
2002'de AK Parti iktidara geldiğinde bütçe açıklarının milli gelire oranının yüzde 10'un üzerinde olduğunu anımsatan Ağbal, bu rakamın 2006'da yüzde 1'in altına düşürüldüğünü, 2009'da global kriz geldiğinde bütçe açığının yüzde 5,5'e çıktığını, ertesi yıl yüzde 3,5'e, 2011'de yüzde 2'ye düştüğünü bildirdi.
Türkiye'de son 5 yıldır ortama bütçe açığının yüzde 1 olduğunu belirten Ağbal, bu yıl ekonominin ihtiyaçlarını dikkate alarak maliyepolitikasında bir miktar gevşeme yaptıklarını söyledi.
Ağbal, "Bugün Türkiye'nin 2017 için öngördüğümüz bütçe açığı yüzde 2'nin hemen altında veya hemen üstünde. Önümüzdeki aylarda yapacağımız çalışmalarla yüzde 2'nin altında bir seviyede tutmak için gayret sarf ediyoruz. Bunun için üretime, istihdama, ihracata yük getirmeyeceğiz." ifadelerini kullandı.

- "Yüzde 5 civarında büyümeyi yakalayacağız"

Naci Ağbal, bütçe açığını azaltmak için işlerini daha iyi, daha doğru yapacaklarını, gelir ile gider arasındaki dengeyi tutturacaklarını söyledi.
Bu yıl yüzde 5 civarında bir büyümeyi yakalayacaklarını belirten Ağbal, 15 Temmuz darbe girişimine rağmen son bir yıldır ciddi reformlar hayata geçirdiklerini anımsattı.
Ağbal, üretim, iş gücü ve Ar-Ge gibi alanlarda ciddi reformlar getirdiklerini, tasarrufları artıracak birçok yasal düzenlemeyi, çek konusundaki kanunu bu dönemde hayata geçirdiklerini anlattı.
Yapacakları çok düzenleme olduğunu ifade eden Ağbal, şöyle devam etti:
"Burada Türkiye'nin orta ve uzun vadede büyüme potansiyelinin daha da yukarıya çekilmesi için mutlaka ve mutlaka eğitim alanında çok daha büyük, çok daha radikal ve her bakımdan dönüşümü sağlayacak, bu genç nüfusu çok daha donanımlı bir şekilde yetiştirecek bir eğitim sistemini inşa etmeliyiz, inşa da ediliyor. İnşallah o konuda güzel gayretlerimiz var."
Ağbal, üretim yapısını değiştirecek düzenlemeyi sürdürdüklerini, sanayicinin karlılığını artıracak şeyler yapmaları gerektiğini belirterek, Ar-Ge ve inovasyonun önemine değindi.
Konuşmasının ardından Ağbal'a, TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi tarafından günün anısına ağaç sertifikası takdim edildi. Ağbal, sertifikayı alırken gülerek, "Ben de 'bir dikili ağacım yok' diyordum." ifadesini kullandı.
(20.07.2017)

Anadolu Ajansı (AA) | Kaynak Gösterilse Dahi Yayınlanamaz.

>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.

>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> SGK Teşvikleri (156 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.


GÜNDEM