Anadolu Ajansından Haberler
Kredi Derecelendirme Kuruluşlarının Değerlendirmeleri ve Vergi Artışı | Muhasebe TR

Kredi Derecelendirme Kuruluşlarının Değerlendirmeleri ve Vergi Artışı

 -"Yıl sonuna kadar özellikle gelir elde etme amacıyla herhangi bir vergi artışı, vergi ayarlaması yapmayacağız. Bu yolla ekonominin enflasyon tarafında, para politikasına destek olmaya devam edeceğiz" - "2018-2020 dönemini kapsayan OVP dokümanını en geç ekim ayının başında yayımlayacağız. Orada bu yıla ilişkin hükümet olarak revize büyüme tahminimizi kamuoyuyla paylaşacağız ama bugünden beklentilerin olumlu bir revize olduğunu söyleyebilirim"


ANKARA (AA) - Maliye Bakanı Naci Ağbal, "Yıl sonuna kadar özellikle gelir elde etme amacıyla herhangi bir vergi artışı, vergi ayarlaması yapmayacağız. Bu yolla ekonominin enflasyon tarafında, para politikasına destek olmaya devam edeceğiz." dedi.
Ağbal, Bakanlık Konferans Salonu'nda gerçekleştirilen "Ekonomik Gelişmeler ve Ocak-Haziran 2017 Dönemi Merkezi Yönetim Bütçe Gerçekleşmeleri" konulu basın toplantısında gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Orta Vadeli Program'da (OVP) büyüme rakamlarında bir revizyon olup olmayacağına yönelik soru üzerine Ağbal, 2017-2019 dönemine ilişkin OVP'de bu yıla ilişkin büyüme tahminini yüzde 4,4 olarak belirlediklerini hatırlattı.
Ağbal, "Her ne kadar yılın başında birçok çevre Türkiye ekonomisinin 2017 yılında yüzde 2-3 büyüyeceğini ifade etmiş olsa da hükümet olarak ortaya koyduğumuz kararlar, aldığımız tedbirler sayesinde ekonomide özellikle 2016'nın son çeyreğinden başlamak üzere güçlü bir toparlanmayı görüyoruz." ifadelerini kullandı.
Bu yılın ilk çeyreğinde bu toparlanmanın da güçlenerek devam ettiğini dile getiren Ağbal, ikinci çeyreğe ilişkin öncü göstergelerin de son derece olumlu olduğunu kaydetti.

Ağbal, birçok uluslararası kuruluş ve piyasa analistlerinin Türkiye ekonomisinin 2017 yılına ilişkin büyüme tahminlerini yukarı yönlü revize ettiğine işaret ederek, "2017 yılına ilişkin ekonomide ikinci yarıda, ekonomiyi olumlu yönde etkileyecek öncü göstergeler olduğu kadar, tabii ki birtakım riskler de var. Burada hem riskleri hesap ederek, hem olumlu göstergeleri bir arada değerlendirdiğimizde en azından OVP'de ortaya konulan büyüme tahmininin üzerinde bir büyümenin gerçekleşeceğini söyleyebiliriz." diye konuştu.

Her sene eylül veya ekim ayının başında OVP'nin dokümanını hazırladıklarını anımsatan Ağbal, "Şu anda arkadaşlar bu konuyla ilgili teknik çalışmalara başladılar. 2018-2020 dönemini kapsayan OVP dokümanını inşallah en geç ekim ayının başında yayımlayacağız. Orada da bu yıla ilişkin hükümet olarak revize büyüme tahminimizi kamuoyuyla paylaşacağız. O dönem geldiğinde zaten ikinci çeyreğe ilişkin büyüme rakamları, üçüncü çeyreğe ilişkin birçok öncü gösterge de ortaya çıkmış olacak ama bugünden beklentilerin olumlu bir revize olduğunu söyleyebilirim." değerlendirmesinde bulundu.
- "Beklentileri yukarıya çekecek politika seti oluşturma kararımız var"

Ekonomide büyümenin sürdürülebilirliğinin son derece önemli olduğunu vurgulayan Ağbal, gelecek aylarda en fazla dikkat etmeleri gereken konunun, büyümenin finansmanının sürdürülebilirliği ve finansman kalitesinin devamlılığı olduğunu kaydetti.
Ağbal, Kredi Garanti Fonu (KGF) üzerinden uygulamaya konulan çok güçlü bir paket bulunduğunu ve kullanımda 190 milyar liralık büyüklüğe ulaşıldığını belirterek, bundan sonraki süreçte KGF'nin kullanımında özellikle yatırımı ve üretimi destekleyecek bir içerikte programın şekillenmesinin, ekonominin büyüme tarafına arz kanalına ciddi bir destek vereceğini söyledi.
Yılın ikinci yarısında ekonominin talep tarafından beklentilerin olumlu yönde gelişmesini sağlayacak bir karar çerçevesinin oluşturulması gerektiğini dile getiren Ağbal, "Bu konuda da hükümet olarak özellikle beklenti kanalında, beklentileri yukarıya çekecek genel bir politika seti oluşturma kararımız da var." dedi.

Ağbal, 2018-2020 dönemini kapsayan OVP'yi çok önemsediğini ifade ederek, bu dönemde merkezi yönetim bütçe dengesi bakımından mali disipline kararlı bir şekilde devam ettiklerini gösteren bir kamu maliyesi çerçevesi oluşturulması gerektiğini, bu konuda yoğun gayretlerinin devam ettiğini kaydetti.
- Kredi derecelendirme kuruluşlarının değerlendirmeleri
Kredi derecelendirme kuruluşu Fitch'in yapacağı değerlendirmeye ilişkin bir öngörüsünün bulunup bulunmadığının sorulması üzerine
Ağbal, bu kuruluşların Türkiye ekonomisine ilişkin zaman zaman değerlendirmelerde bulunduğunu, bunların birtakım varsayımlara, gerçekleşmelere dayalı olduğunu söyledi. Ağbal şöyle devam etti:
"Bizim tabii kredi derecelendirme kuruluşlarından 'Türkiye'yi övün' diyecek halimiz yok. Sadece söylediğimiz şu, Türkiye ekonomisinde bu kredi derecelendirme kuruluşlarının 15 Temmuz alçak darbe girişimi sonrasında yapmış olduğu değerlendirmeleri, kısa vadeye ilişkin tahminleri vardı ama şimdi görüyoruz ki kredi derecelendirme kuruluşlarının bu tahminleri ve bu beklentileri kendi bekledikleri şekilde gerçekleşmedi. Türkiye ekonomisi çok daha hızlı bir şekilde toparlandı, güçlü bir büyüme momentumuna girdi. Ekonominin yapısal, özellikle finansman tarafında söyledikleri karamsar tahminlerin gerçekleşmediğini görüyoruz."
Şu anda Türkiye ekonomisinin dış konjonktür bakımından son derece olumlu bir durumda olduğunu ifade eden Ağbal, dış çevrenin gerek jeopolitik, finansman, gerekse finansal istikrar olarak Türkiye ekonomisine destek verdiğini söyledi.
Küresel talep, özellikle AB tarafında Türkiye ekonomisinin dış ticaret tarafına çok güçlü bir destek olduğuna dikkati çeken Ağbal, "Geçici değil, kalıcı çünkü Avrupa'da ekonomi büyüme ve momentum kalıcı ve yaygınlaşarak devam ediyor. Biz bundan en fazla istifade edecek ülkeyiz. İhracatımızın inşallah bu sene sonrasında ekonomik büyümeye büyük bir katkı vereceğini görüyoruz ama bu katkının önemli bir kısmı Avrupa'ya yapmış olduğumuz ihracattan gelecek." ifadelerini kullandı.

- "Yıl sonuna kadar vergi artışı yapmayacağız"
Ağbal, gelecek dönemde kamu ürün ve hizmetlerine yönelik herhangi bir vergi artışı olup olmayacağına yönelik bir soruya karşılık, maliyepolitikasının Merkez Bankasının enflasyonla mücadele politikasına destek vereceğini vurguladı.
Bugüne kadar maliye politikasının para politikası arasındaki uyuma her dönem dikkat ettiklerini anlatan Ağbal, "Bu dönem daha çok dikkat ediyoruz. Özellikle enflasyon üzerinde etki yapabilecek vergi ayarlamalarından kesin bir dille kaçınıyoruz. Dolayısıyla yıl sonuna kadar özellikle gelir elde etme amacıyla herhangi bir vergi artışı, vergi ayarlaması yapmayacağız. Bu yolla ekonominin enflasyon tarafında, para politikasına destek olmaya devam edeceğiz. Özellikle kamu maliyesinin oluşturduğu harcama tasarruf dengesi, gerekse kamu gelirleri ayağında da uygulayacağımız politikalarla piyasadaki arz ve talebin oluşmasına olumlu yönde katkı yapmak suretiyle Merkez Bankasının enflasyonla mücadelesine destek vereceğiz." dedi.

Hükümet olarak 180 günlük eylem planı hazırlığı içinde olduklarını anımsatan Ağbal, Bakanlık olarak buna ilişkin eylem planı taslağını Başbakanlığa gönderdiklerini ifade etti.
Ağbal, eylem planında özellikle vergi mükelleflerinin vergiye uyumunu kolaylaştıracak, vergiye uyum maliyetlerini düşürecek ve vergi uygulamalarında kolaylık sağlayacak önemli program önerilerinin bulunduğunu söyledi.

Maliye
 Bakanı Ağbal, "Bu dönem süresinde Gelir Vergisi, Kurumlar Vergisi Kanununun iyileştirilmesi ile ilgili kanunun süratle yasalaşması konusu var. Katma Değer Vergisi (KDV) reformunu bu dönem içinde hayata geçirmek istiyoruz. Vergi kanunlarında gerek Gelir Vergisi, Gerek Vergi Usul Kanunu, gerekse KDV kanunlarıyla ilgili önemli yapısal düzenlemeleri yapıyoruz. Burada istişarelere büyük önem veriyoruz." ifadelerini kullandı.
Gelir Vergisi yasa taslağının içinde hala yapılabilecek ilave düzenlemelerin olduğunu düşündüğünü dile getiren Ağbal, "Gelir Vergisi Kanunu reform mahiyetinde bir kanun olsun istiyorsak, gerek vergi tabanının genişletilmesi, gerek vergi yüklerinin adil ve piyasanın ihtiyaç duyduğu rekabetçiliğe uygun bir şekilde dağıtılmasını sağlayacak düzenlemeler yapmamız lazım." dedi.

"Şu anda bütün gayretimiz merkezi yönetim bütçe açığının milli gelire oranını yüzde 2'nin altında bir seviyede gerçekleşmesini sağlamaktır. Geleceğe dönük yüzde 1,9-2,1 arasında bir baz senaryo öngörüyoruz" - "Spor camiasında mali sürdürülebilirliğin olduğu yeni bir sistemin süratle hayata geçmesini istiyoruz" - "Önce hep beraber sporun finansmanını sürdürülebilir, kalıcı, kurumsal bir yapıya dönüştürecek bir reform çalışması yapalım, artık kişilere bağlı olmaktan çıksın. Biz de hükümet olarak böyle bir sistemin kurulduğunu görürsek vergi tarafında birtakım düzenlemeler ile destek sağlayabiliriz"

ANKARA (AA) - Maliye Bakanı Naci Ağbal, bütün gayretlerinin merkezi yönetim bütçe açığının milli gelire oranını yüzde 2'nin altında bir seviyede gerçekleşmesini sağlamak olduğunu belirterek, "Geleceğe dönük yüzde 1,9-2,1 arasında bir baz senaryo öngörüyoruz." dedi.
Ağbal, Bakanlık Konferans Salonunda gerçekleştirilen "Ekonomik Gelişmeler ve Ocak-Haziran 2017 Dönemi Merkezi Yönetim Bütçe Gerçekleşmeleri" konulu basın toplantısında soruları yanıtladı.
Sporcuların yıllık gelir vergisi beyannamelerine ilişkin bir düzenleme hazırlığı olup olmadığının sorulması üzerine Ağbal, bu konuya sporcuların vergilendirilmesi olarak bakmanın eksik ve yanlış olduğunu dile getirerek, Gelir Vergisi Kanunu içerisinde sporcuların vergilendirilmesi adeta magazinsel boyut taşıdığını söyledi.

"Herkes işi gücü bıraktı bu meseleye bakıyor. Açıkçası benim çok ön sıralara getirdiğim bir konu değil." ifadelerini kullanan Ağbal, genel olarak spor camiasında mali sürdürülebilirliğin olduğu yeni bir sistemin süratle hayata geçmesini istediklerini vurguladı.
Spor kulüplerinin de kalıcı, sürdürülebilir bir mali politika, bir finans çerçevesi oluşturması gerektiğini dile getiren Ağbal, kulüplerin sağlam gelir kaynaklarına sahip olması, harcamalarında mali disipline uygun bir harcama çerçevesi olması, sporun finanse edilmesi konusunda da kurumsal yapıların, süreçlerin ve mekanizmaların oluşturulması gerektiğine işaret etti.
Ağbal, kulüplerin uluslararası organizasyonların getirdiği birtakım yükümlülüklere uyduklarını ancak içeride ulusal mevzuatta da mali sürdürülebilirlikle ilgili bir çalışma yapılması gerektiğini ifade etti.

Gençlik ve Spor Bakanlığının Maliye Bakanlığı ile istişare halinde diğer sivil toplum örgütleriyle çalışmalarını yürüttüğüne dikkati çeken Ağbal, "Burada gerek sporcuların vergilendirilmesi gerek spor kulüplerinin farklı kanallardan ödedikleri vergilerde gerekse sporun finansmanında ne yaparsak yapalım günü kurtarmak için yapmayalım. Geçmişte zaman zaman kulüplerin vergi borçlarının ödenmesi noktasında yeniden yapılandırma kanunları başta olmak üzere birçok düzenleme yapıldı. Sonuçta kulüplerimiz, spor bizim açımızdan son derece önemli, vatandaşlarımız da sporu çok önemsiyor. O açıdan kulüplerimizin ayakta kalması, finansal açıdan sürdürülebilir olması çok önemli." diye konuştu.

Ağbal, bugünü kurtarmak adına birtakım taleplerde bulunulmaması gerektiğinin altını çizerek, "Önce hep beraber sporun finansmanını ileriye dönük, sürdürülebilir, kalıcı, kurumsal bir yapıya dönüştürecek bir reform çalışması yapalım, bu da artık kişilere bağlı olmaktan çıkan tamamen kurumsal kural, kaide ve mekanizmalar olsun, biz de hükümet olarak böyle bir sistemin kurulduğunu görürsek burada da vergi tarafında birtakım düzenlemeler ile destekler sağlayabiliriz. Ama bunların hiçbirisini yapmadan bugünkü oluşan yüklerin bir şekilde azaltılmasına yönelik tedbir veya önerileri çok doğru bulmuyorum." ifadesini kullandı.
Kulüplerin de aynısını istediklerini, "Buna kurumsal, yapısal kural ve kaideler getirilirse en başta biz rahat edeceğiz" dediklerini dile getiren Ağbal, "Bu fırsatı yakaladık. Hep beraber, Gençlik ve Spor Bakanlığımızla beraber genel anlamda sporun vergilendirilmesine ve finansal sürdürülebilirliği ile ilgili bir çalışma yapıyoruz. Bir noktaya gelince sizlerle paylaşacağız." değerlendirmesinde bulundu.
-"Bütçenin gelir tarafında çok daha hızlı bir toparlanma yaşanabilir"
Ağbal, bir soru üzerine, haziran ayında 12,5 milyar lira faiz dışı açık meydana geldiğini ifade ederek, ocak-haziran döneminde ise 1,8 milyar lira faiz dışı fazla verildiğini bildirdi.

Maliye
 Bakanı Ağbal, merkezi yönetim bütçe dengesine yönelik bir soruya ilişkin de şöyle konuştu:
"Şu anda bütün gayretimiz merkezi yönetim bütçe açığının milli gelire oranını yüzde 2'nin altında bir seviyede gerçekleşmesini sağlamaktır. Normal ortalama bir senaryoda, yani geleceğe dönük bir baz senaryo ürettiğimizde yüzde 2'nin hemen altında veya hemen üstünde yüzde 1,9 -2,1 arasında bir baz senaryo öngörüyoruz ama özellikle ikinci yarıda bakanlık olarak diğer kamu kurum ve kuruluşlarla hükümet olarak yapacağımız çalışmalar sayesinde bu açığın daha aşağılara gelmesi noktasında gayretlerimiz olacak. Baz senaryoda ben gelir tarafında daha ihtiyatlıyım, geleceğini bildiğim bazı gelirleri saymıyorum. 'Birtakım giderler de olabilir' diye bakıyorum. Dolayısıyla benim senaryom aslında bu açıdan bakıldığında bir miktar kötümsere kayan bir senaryo. O açıdan bir taraftan bu ihtiyatlı senaryoyu ifade ederken bir taraftan da Gelir İdaresi Başkanlığımıza, Özelleştirme İdaresi Başkanlığımıza, Bakanlığımızın diğer birimlerine kararlı bir şekilde bu rakamların daha da iyileşmesi noktasındaki elimizdeki potansiyeli harekete geçirmemiz konusunda talimatlar veriyorum. Yeniden yapılandırma kanunu, özelleştirme gelirleri ve diğer birtakım gelirler tarafında daha önceki senaryolarda ifade ettiğim rakamlardan daha iyi bir performans yakalayacağımızı söyleyebilirim."
Ağbal, şu andaki senaryoya göre bir olumsuzluk olmadığı sürece ekonomideki güçlü toparlanma sayesinde bütçenin gelir tarafında çok daha hızlı bir toparlanmanın yaşanabileceğini ve bütçe dengesinin söz konusu ortalama senaryodan daha iyi olacağını beklediklerini dile getirdi.

- "Maliye disiplininden, bütçe dengesinden asla vazgeçmeyiz"
Bir soru üzerine, Hazine Müsteşarlığının nakit gerçekleşmelerinin doğrudan doğruya merkezi yönetim bütçe gerçekleşmeleriyle eş değer ve paralel görmenin yanlış olduğuna dikkati çeken Ağbal, şöyle devam etti:
"Merkezi yönetim bütçe dengesi itibarıyla bakıldığında kendi senaryomuza uygun bir kamu borçlanma politikası olacak. Bu bir miktar
Hazinenin başlangıçta hazırladığı borçlanma miktarını yukarıya çekecek ama burada Müsteşarlık, Kalkınma Bakanlığı ve Maliye Bakanlığı olarak merkezi yönetim bütçesinden kaynaklanan ilave borçlanma miktarını ayağı çekmek için yoğun bir gayret gösteriyoruz. Onun dışında başka faktörlerden kaynaklanan nedenlerle de Hazine'nin nakit planlamasında öngörülenin bir miktar üzerinde gideceğiz. Ama toplamda bütün bu yüklerin aşağıya çekilmesi ve Hazine'nin nakit dengesinin de piyasalar bakımından öngörülenden daha iyi bir sınır içerisinde kalması noktasında gayretlerimiz var. Kimse şundan endişe etmesin, 'Maliye disiplininden, bütçe dengesinden asla vazgeçmeyiz ama kamu maliyesinin ekonomik konjonktürdeki ihtiyaçlara göre zaman zaman daralması, genişlemesi olacak. Önemli olan yapısal olarak orta ve uzun vadedeki bütçenin görünümü."

Türkiye'nin yakaladığı bütçe performansının uluslararası karşılaştırmalarda en güçlü olduğu yönlerden biri olduğunu ifade eden Ağbal, ortalama senaryoda, yılın başında hedeflenene göre bütçe dengesinin mille gelire oranının 0,3-0,6 arasında yukarı yönlü bir gerçekleşmeden bahsedildiğini, buna rağmen uluslararası karşılaştırmalarda son derece olumlu bir noktada olduğunu, alınacak tedbirlerin bu gerçekleşmeleri aşağıya çekebileceğini söyledi.

Gerek bütçe dengesinde gerek kamu borcunun milli gelire oranında kamunun olumlu bir performans sağladığını belirten Ağbal, orta vadede de bu performansı sürdüreceğini ancak bir taraftan da ekonominin ihtiyacı olan kararları alacağını vurguladı.
Ağbal, kamu maliyesinde 11,9 milyarlık genişlemeye gittiklerine işaret ederek, sözlerini şöyle tamamladı:
"Milli gelire oran olarak bakıldığında bu yüzde 0,3 mertebesinde ama bu tedbirleri almasaydık, vergi indirimleri, SGK prim ertelemeleri yapmasaydık, KGF'yi, KOSGEB'i devreye sokmasaydık Türkiye'nin 2016 yılındaki son çeyrek büyümesinin bu yılın ilk çeyrek büyümesini yakalayabilir miydik? Dolayısıyla bütçeden 11,9 milyar lira harcadık veya vergilerden vazgeçtik ama sadece milli gelirin yüzde 1'i kadar etki yapsa bunun belki de 10 katı katma değer ürettik. Onun için kamu maliyesinde kontrollü, geçici ve selektif bir genişleme var ve bu genişleme yönetilebilir ve sürdürülebilir seviyelerde. İnşallah 2017 Ekim başında Orta Vadeli Programı açıkladığımızda da gerek faiz dışı dengede gerek bütçe dengesinde önümüzdeki yıllara ilişkin de bu mali disiplinin de devam ettiğini göreceksiniz. Bütün amacımız odur."
 
(17.07.2017)

Anadolu Ajansı (AA) | Kaynak Gösterilse Dahi Yayınlanamaz.

>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.

>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> SGK Teşvikleri (156 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.


GÜNDEM