YAZARLARIMIZ
Yusuf Akdağ
Yeminli Mali Müşavir
Bağımsız Denetçi
akdagyusuf@hotmail.com



Tutar İçermeyen Sözleşmelerde Damga Vergisi

1.    Giriş


Damga Vergisi Kanuna ekli (1) sayılı tabloda yer alan kağıtlar Damga Vergisine tabidir. Kağıtlar terimi, yazılıp imzalamak veya imza yerine geçen bir işaret konmak suretiyle düzenlenen ve herhangi bir hususu ispat veya belli etmek için ibraz edilebilecek olan belgeler ile elektronik imza kullanılmak suretiyle manyetik ortamda ve elektronik veri şeklinde oluşturulan belgeleri ifade eder.


Damga Vergisinin mükellefi kağıtları imza edenlerdir. Resmi dairelerle kişiler arasındaki işlemlere ait kağıtların Damga Vergisini kişiler öder. Yabancı memleketlerle Türkiye`deki yabancı elçilik ve konsolosluklarda düzenlenen kağıtların vergisini, Türkiye`de bu kağıtları resmi dairelere ibraz eden, üzerlerinde devir veya ciro işlemleri yapanlar veya herhangi bir suretle hükümlerinden faydalananlar öderler. Ancak bunlardan ticari veya mütedavil kağıt mahiyetinde bulunanların vergisini, bunları en evvel satan veya kabul veya başka suretle kullanan kişiler öderler.

Damga vergisi, belli bir hususu ispat ve belirleyen; hukuki hükümler sonuçlar doğuran bir işlemin sözleşmeye bağlanması anında meydan gelir.


2.    Sözleşmelerde Belli Bir Para Gösterme Mecburiyeti


Bir kağıdın tabi olacağı verginin tayini için o kağıdın mahiyetine bakılır ve buna göre tabloda yazılı vergisi bulunur. Kağıtların mahiyetlerinin tayininde, şekli kanunlarda belirtilmiş olanlarda kanunlardaki adlarına, belirtilmemiş olanlarda üzerlerindeki yazının tazammun ettiği hüküm ve manaya bakılır. Mahiyeti tayin edilmek istenen kağıt üzerinde başka bir kağıda atıf yapılmışsa, atıf yapılan kağıdın hükümlerine nazaran iktisap ettiği mahiyete göre vergi alınır.


Damga Vergisi nispi veya maktu olarak alınır. Nispi vergide, kağıtların nevi ve mahiyetlerine göre, bu kağıtlarda yazılı belli para, maktu vergide kağıtların mahiyetleri esastır. Belli para terimi, kağıtların ihtiva ettiği veya bunlarda yazılı rakamların hasıl edeceği parayı ifade eder.


Damga Vergisi Kanun’ unun 11’ inci maddesinde “Cari hesap şeklinde açılan kredilerle her türlü ikrazata ait taahhütname ve mukavelenameler (İskonto ve iştira senetleri taahhütnamesi - Dispans - dahil) ve bunların temlik, yenileme, devir ve değiştirilmesine müteallik bütün kağıtlarda ve keza matlupların devir ve temlikine ilişkin mukavelename ve temliknamelerde ikraz veya temlik edilen para miktarının veya azami haddinin gösterilmesi mecburidir. Gösterilmediği takdirde bu kağıtların her birinden alınması gereken Damga Vergisi ile cezası olayın meydana çıktığı tarihte, ilgili bulunduğu cari hesapta kayıtlı kredi veya ikrazat miktarına göre hesaplanır ve alınır.


Bu vergi ve cezanın ödenmesinde mukriz ve müstakrizlerle temlik eden ve adına temlik yapılan şahıslar ve müesseseler müteselsilen sorumludurlar.”Şeklinde düzenlemeye yer verilmiştir. Yapılan düzenlemeye istinaden cari hesap şeklinde açılan kredilerle her türlü ikrazata ait taahhütname ve mukavelenamelerde para miktarının veya azami haddinin gösterilmesi mecburiyeti getirilmiştir. Bunun dışındaki işlemlerden kaynaklı sözleşmelerde benzer bir zorunluluk bulunmamaktadır.


3.    Belli Bir Tutar İçermeyen Sözleşmelerde Damga Vergisi


Sözleşmelerle ilgili düzenlenen kağıtlar vergilendirilmesinde Damga Vergisi Kanununa ekli (1) sayılı Tablonun “I” numaralı fıkrası ile ikili bir ayırıma gidilmiştir. Buna göre bazı sözleşmeler değer esasına göre, bazı sözleşmeler ise maktu yani miktar esasına göre damga vergisine tabi tutulmaktadır.


Damga Vergisi Kanununa ekli (1) sayılı Tablonun “I/A” alt bendinde, “Belli parayı ihtiva eden kâğıtlar”: “I/B” alt bendinde, “Belli parayı ihtiva etmeyen kâğıtlar” şeklindedir.

Yapılan düzenlemeden anlaşılacağı üzere Damga Vergisi Kanununa ekli (1) sayılı Tablonun “I/A” alt bendinde yer alan kağıtlar belli parayı ihtiva etmediği (belli bir tutar gösterilmesi mecburiyeti bulunan kağıtlar hariç) takdirde damga vergisine tabi tutulmamaktadır. Çünkü daha önceki bölümlerde değinildiği üzere Damga Vergisi Kanun’ un 1’ inci maddesine göre damga vergisinin konusuna bu Kanuna ekli (1) sayılı tabloda yazılı kağıtlar girmektedir. Dolayısıyla Damga Vergisi Kanununa ekli (1) sayılı Tablonun “I/A” alt bendinde yer alan ancak belli parayı ihtiva etmeyen kağıtlar damga vergisinin konusu dışında kalmaktadır.


Damga Vergisi Kanununa ekli (1) sayılı Tablonun ““I/B” alt bendinde “Belli parayı ihtiva etmeyen kâğıtlar” olarak sırasıyla: “Tahkimnameler, Sulhnameler  ve Turizm işletmeleri ile seyahat acentelerinin aralarında düzenledikleri kontenjan sözleşmeleri (Belli parayı ihtiva edenler dahil)” sayılmıştır.  Bununla birlikte Tahkimnameler ve Sulhnameler aynı zamanda “I/A” alt bendinde “Belli parayı ihtiva eden kâğıtlar” kısmında da sayılmıştır. Buradan şöyle bir anlam ortaya çıkmaktadır. Tahkimnameler ve sulhnameler belli parayı ihtiva etmeleri durumunda Kanun’a ekli (1) sayılı Tablonun “I/A” bendine göre nispi; belli parayı ihtiva etmemeleri durumunda ise aynı Tablonun “I/B” bendine göre maktu damga vergisine tabi tutulmaları gerekmektedir.

Konuya ilişkin olarak benzer şekilde açıklamalara 43 seri No.lu Damga Vergisi Genel Tebliği'nde yer verilmiştir.  Söz konusu Tebliğde “488 sayılı Kanuna ekli (1) sayılı tablonun "I-Akitlerle ilgili kağıtlar" başlıklı bölümü, "A-Belli parayı ihtiva eden kağıtlar" ve "B-Belli parayı ihtiva etmeyen kağıtlar" olarak ayrılmıştır.

Yapılan düzenleme ile (1) sayılı tablonun I/A fıkrasında sayılan kağıtlardan belli parayı ihtiva etmeyenler damga vergisinin konusu dışına çıkarıldığından, belli parayı ihtiva etmeyen mukavelenameler, taahhütnameler ve temliknameler, kira mukavelenameleri, kefalet, teminat ve rehin senetleri, fesihnameler damga vergisine tabi tutulmayacaktır. Ancak, tahkimnameler ve sulhnameler, belli parayı ihtiva etmeleri durumunda Kanuna ekli (1) sayılı tablonun I/A-4 bendine göre nispi; belli parayı ihtiva etmemeleri durumunda ise aynı tablonun I/B fıkrasının ilgili pozisyonuna göre maktu damga vergisine tabi tutulacaklardır.


Diğer taraftan, aynı tablonun I/B-3 bendinde yer alan "Turizm işletmeleri ile seyahat acentelerinin aralarında düzenledikleri kontenjan sözleşmelerinin" belli parayı ihtiva edip etmediğine bakılmaksızın maktu vergiye tabi tutulması gerekmektedir...” şeklinde açıklamalarda bulunulmuştur.

Sözleşmelerin belli bir tutar içermesi koşulu uygulamada vergiden kaçınma aracı olarak kullanıldığı gerekçesiyle vergi idaresi ile mükellefler arasında uygulamada sık karşılaşılan sorunlardan biridir.  Mükellefler tarafından sözleşme serbestisi kapsamında herhangi bir tutar içermeyecek şekilde sözleşme düzenlemeleri mümkün olmakla birlikte; ticari teamüller dikkate alındığında belirli bir tutar veya bedel içermesi gereken sözleşmelerde de herhangi bir tutar veya bedel belirtilmeyerek damga vergisinden kaçınmaya çalışıldığı görülmektedir. Bu durum ise  mükellefler ile vergi idaresini karşı karşıya getirmektedir. Burada bahsedilen sözleşme tipi sözleşmede yer alan birim fiyat, miktar vb verilerden hareketle  yapılanacak hesaplamalar sonucunda  bedelin tespit edilmesi  mümkün olabilecek sözleşmelerdir. Bu konuda gerek vergi idarenin gerekse yargının görüşleri aynı şekildedir. Danıştay 7. Dairesi’nin 12.10.2004 tarih E.2001/3798 K.2004/2005 sayılı kararında “Olayda, vergisi uyuşmazlık konusu sözleşmede, iki parsel üzerinde 22x22 metre ebatlı 10'ar katlı iki blok yapımı işinin bedelinin, Bayındırlık ve İskan Bakanlığı’nın belirlediği yapı birim maliyet fiyatları ile belirleneceği kararlaştırılmıştır. Sözleşmede yapımı taahhüt edilen iş, sözleşmede yer alan ebatlara göre m2 olarak belli olduğundan; anılan Bakanlıkça ilan edilen yapı birim maliyet fiyatlarının sözü edilen m2 ile çarpılması suretiyle sözleşmenin ihtiva ettiği bedelin hesaplanması olanaklıdır. Dolayısıyla, içerdiği matematiksel verilerden hareketle belli parayı içerdiği saptanan sözleşme nedeniyle nispi vergi hesaplaması olanağı bulunduğundan; işlemin iptali yolundaki mahkeme kararındaki gerekçeye katılma olanağı bulunmamaktadır.” şeklinde karar verilmiştir.  Buna göre sözleşme açık şekilde tutar içermese dahi içeriği itibariyle belli bir bedel hesaplamaya imkân bulunması durumunda nispi damga vergi uygulaması gerektiği yönünde karar verilmiştir. Ancak bununla birlikte sözleşmelerde tutar bilgisine yer verilmediği ve söz konusu tutarın hesaplanmasına da imkan bulunmadığı  durumlarda nispi damga vergisi uygulanması mümkün değildir. Burada dikkate alınması gereken husus sözleşme içeriğinden bir tutar hesaplaması yapma imkânının bulunup bulunmadığıdır. Buna göre miktarı belli olmaması veya bedelin sonradan belli olması durumunda aşağıda belirtilen şekilde işlem yapılması gerektiği düşünülmektedir.


4.    Sözleşme Tutarının Sonradan Belli Olması


Sözleşme düzenleme anında çeşitli nedenlerle sözleşmeye konu tutar belirlenememektedir. Söz konusu tutarın daha sonraki tarihlerde belli olması durumunda ise vergi idaresi ile mükellefler arasında damga vergisi yönünden tartışmalara neden olmaktadır.

Ticari işlemlerin devamlılığını sağlamak adına mükellefler karşılıklı olarak sözleşme düzenlemektedirler. Ancak düzenlenen sözleşmelere ilişkin tutar daha sonra dönem içerisinden gerçekleştirilecek işlemler sonucunda belirlenebilmesi sıkça karşılaşılan bir durumdur.


Burada üzerinde durulması gereken nokta sözleşme tarihinden sonra belli olan bedelin mektup veya şerhlerle yeni bir belgeye bağlanıp bağlanmadığıdır. Damga Vergisi Kanunu’nun 2’ inci maddesinde yer aldığı üzere “vergiye tabi kâğıtlar mahiyetinde bulunan veya onların yerini alan mektup ve şerhlerle, bu kâğıtların hükümlerinin yenilenmesine, uzatılmasına, değiştirilmesine devrine veya bozulmasına ilişkin mektup ve şerhlerin de damga vergisine tabidir.” Damga vergisi Kanun’ un 14’ üncü maddesinde ise “…belli parayı ihtiva eden mukavelenamelerin değiştirilmesi halinde artan miktarın aynı nispette vergiye tabidir…”[1]

Yapılan düzenlemelerden anlaşılacağı üzere tutarın sonradan tespit edilebildiği işlemlerde yeni ek bir sözleşme düzenlendiği veyahut var olan sözleşme üzerinde değişiklik yapıldığı anda dam vergisi hesaplanması gerekmektedir. Aksi takdirde damga vergisi yönünden işlem yapılması ve vergi idaresince yapılan söz konusu işlemin eleştiriye konu edilmesi mümkün değildir.

 


[1] Damga vergisi uygulaması ve sık yapılan hatalar I; http://www.bursa-smmmo.org.tr/yazarlar/makaleler/148OTA.pdf; Erişim Tarihi: 14.04.2017

26.04.2017

Kaynak: www.MuhasebeTR.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)

>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.

>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> SGK Teşvikleri (156 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.


GÜNDEM