YAZARLARIMIZ
Sibel Bağcı Uzun
sibeluzun@bursahaber.com.tr



Yolumuz; Bilim yolu!

AB’nin geliştirdiği çerçeve programları, küresel rekabette öne çıkmak için bilim ve araştırma alanının desteklenmesini amaçlıyor. Avrupa Araştırma-Geliştirme (Ar-Ge) Ortak Pazarı'nın kurulması hedefiyle oluşturulan 7. Çerçeve Programı, 2007-2013 yıllarını kapsıyor. Programın Avrupa araştırmacılığının mühendislik, sosyo-ekonomik bilimler ve insani bilimleri de kapsayacak şekilde bütün bilim ve teknoloji alanlarında üretkenliği zenginleştirmesi bekleniyor.

7. Çerçeve Programı'nda dokuz konuya 'öncelik' veriliyor. Sağlık (8.3 milyar avro), Gıda-tarım-bioteknoloji (2.5 milyar avro), Bilgi-iletişim teknolojileri (12.7 milyar avro), Nanobilim-nanoteknoloji-malzeme ve yeni üretim teknolojileri (4.8 milyar avro), Enerji (2.9 milyar avro), Çevre ve iklim değişimi (2.5 milyar avro), Ulaşım (5.9 milyar avro), uzay ve güvenlik (4 milyar avro), Beşeri ve sosyo ekonomik bilimler (0.8 milyar avro). 6’ıncı programa 200 milyon avro katkı koyup 50 milyon avroluk proje alan ülkemiz, bütçesi 53,2 milyar avro olan 7’inci Çerçeve Programı için daha iddialı…

Çerçeve programlarının temelini, bilim ve araştırma oluşturmuşsa, biz de bilim ülkesi olma yolunda daha iddialıyız diyebiliriz yani… Öte yandan Türkiye’nin bilim ve araştırmaya ayırmak istediği pay, 2010 yılı için milli gelirinin yüzde 2’si kadar. AB ise bu hedefin yüzde 3 olmasını istiyor… 6’nci Çerçeve Programı’ndan 1217 projenin 370’sinin kabul edilmesi, Avrupa tarafından Türkiye’nin henüz öğrenme aşamasında olduğu şeklinde yorumlanıyor…

Atatürk, “Hayatta en hakiki mürşit (yol gösterici) ilimdir, fendir” demişti… Eğitim, ilim ve bilimin yol göstericiliğini ilke edinmemizi söylemişti… Yolun daha başında, öğrenme aşamasında olduğumuz yorumları bizim ‘bilimin yol göstericiliği’ ilkesini çok ciddiye almadığımız anlamına gelmiyor mu? Sanırım içimizden kimse çıkıp ‘biz bilim ülkesiyiz’ savunmasını yapmayacaktır… Henüz bir bilim toplumu değiliz ve AB’nin zorlayıcı gücüyle daha iddialı olmaya çalışıyoruz… Bilimsel çalışmalar hiç yapılmıyor demek tabii ki haksızlık olur. Ancak ülkemizin kalkınmasını sağlayacak, ürüne dönen bilimsel çalışma çok az. ‘Görünen köy kılavuz istemez’ atasözü buraya çok denk düşüyor… Bu anlamda sorumluluk sadece devlete, hükümetlere, üniversitelere ait değil elbette.

Özel şirketler daha yeni yeni ar-ge için kaynak ayırmayı lüks olmaktan çıkarıyor. Çocuklarımız aldığı eğitim sayesinde, teknolojiyi internette oyun oynamak zannediyor… Araştırmayı, bilimi kopyala-yapıştır zannediyor… Üretkenliğin ne olduğunu bilmiyor… Bu aralar Hükümet-YÖK-TÜBİTAK üçgeninde dönen tartışmalar ise kafalarımızı gittikçe karıştırıyor…

Kaynak: Gazete Avrupa

01.03.2007

Kaynak: www.MuhasebeTR.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)

>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.

>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> SGK Teşvikleri (156 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.


GÜNDEM