YAZARLARIMIZ
Dr.Okan Gelmedi
Yeminli Mali Müşavir
Bağımsız Denetçi
okangelmedi@hotmail.com



Geç Ödenen Elektrik Faturasının Gecikme Faizi

I.GİRİŞ

Özellikle sanayi kuruluşlarının üretimde büyük oranda elektrik enerjisi kullanması ve dünyadaki gelişmelere bağlı olarak enerji fiyatlarının yükselmesi işletmeler için enerji giderlerini birinci sıraya oturtmuştur. Koronavirüs sonrası Rusya-Ukrayna savaşıyla enerji fiyatlarının daha da yükseleceğini öngörebiliriz.

En büyük gider kalemi olan enerji faturasının geç ödenmesi durumunda tahakkuk edecek gecikme faizlerinin vergi matrahının belirlenmesinde gider olarak dikkate alınıp alınmayacağı yönünde tereddütler yaşandığı görülmektedir.

II.KURUMLAR VERGİSİ AÇISINDAN

Bilindiği üzere vergi matrahının belirlenmesinde şirketler Kurumlar Vergisi Kanununun 6. Maddesini dikkate almakta ve bu maddede de şirketlerin Gelir Vergi Kanununun ticari kazanç hakkındaki hükümleri uygulanacağı hükmedilmektedir.

Gelir Vergisi Kanununun Ticari Kazanç hükümleri bölümünde yer alan 90’ ıncı maddesinde de, “gelir vergisi ile diğer şahsi vergiler ve her ne şekilde olursa olsun vergi cezaları ve para cezaları, Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkındaki Kanun hükümlerine göre ödenen cezalar, gecikme zamları ve faizler ile Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre ödenen gecikme faizlerinin, vergi matrahından ve gelir unsurlarından indirilemez” denmektedir.

Bu düzenlemelerden vergi ve para cezaları dışında bir gecikme zammı veya faizinin gider yazılabilmesi için 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkındaki Kanun hükümlerine göre takip edilmemesi gerektiği anlaşılmaktadır.

Söz konusu kanun, Devlete, il özel idareleri ve belediyelere ait vergi, resim, harç, ceza
tahkik ve takiplerine ait muhakeme masrafları, vergi cezası, para cezası gibi asli, gecikme zammı, faiz
gibi fer’i amme alacakları ve aynı idarelerin akitten, haksız fiil ve haksız iktisaptan doğanlar
dışında kalan ve amme hizmetleri tatbikatından mütevellit olan diğer alacakları ile, bunların takip masraflarının tahsili hakkında uygulanmaktadır.

Şirketlerin elektrik dağıtım firmalarıyla yaptığı sözleşmeler iki taraflı bir borçlar hukuku sözleşmesi olup, dağıtım şirketi ödenmeyen veya geç ödenen elektrik faturası için 6183 sayılı kanun hükümlerine göre takipte bulunamayacaktır.  Ortaya çıkan bu borçlar sözleşmeden doğmakta olup, enerjinin satın alınması şirketlerin başkaca bir tedarikçiden satın aldığı hammadde ve benzerleri için yaptığı sözleşmelere benzer bir nitelik taşımaktadır.

Maliye Bakanlığı’nın 14.06.2001 tarih ve 32996 sayılı Özelgesi ile;

“PTT ve TEAŞ gibi kurumların kamu kuruluşu olmasının bu kuruluşlara ait alacakların kamu alacağı niteliğinde olduğunu göstermeyeceği, bu kurumların alacaklarının 6183 sayılı Kanuna göre takip ve tahsilinin mümkün olmadığı, elektrik, su ve telefon faturalarının süresinde ödenmemesi nedeni ile alınan gecikme zamlarının işle ilgili olarak mukavelenameye göre ödenen tazminat olarak nitelendirilmesi gerektiği ve kurum kazancının tespitinde gider olarak yazılmasının mümkün olduğu”

 “Telefon, elektrik, su, doğalgaz iletim ve dağıtım kuruluşlarına gecikme bedeline bağlı olarak ödenen katma değer vergisinin indirim konusu yapılması mümkün bulunmaktadır. Ancak, bu indirim yapılırken Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 58. maddesi hükmünün de dikkate alınacağı tabiidir.”

şeklinde görüş bildirerek bu zamların gider yazılmasında bir sakınca görmemiştir. 

III. KATMA DEĞER VERGİSİ AÇISINDAN

Konunun Katma Değer Vergisi açısından irdelenmesinde giderin kendisinin vergi matrahının belirlenmesinde dikkate alınması mümkün bulunduğundan buna istinaden tahakkuk eden KDV’nin de indirim konusu yapılması olağandır.

Konuyla ilgili olarak (Bursa Vergi Dairesi Başkanlığının 14/04/2014 tarih ve 118  özelgesinde;

“Bu tür ödemelerin süresinde yapılmaması  halinde ödenen gecikme zamları bir akde dayanmakta ve medeni ve ticari akitlerden doğan alacaklar da 6183 sayılı kanun kapsamına girmemekte, adı geçen kanun’a göre takip ve tahsili söz konusu olmamaktadır. Elektrik, su doğalgaz bedellerinin geç ödenmesi nedeniyle uygulanan gecikme zamları işle ilgili olarak mukavelenameye göre ödenen tazminat niteliğinde olmaktadır. “ denmektedir.

IV. YARGISAL DEĞERLENDİRME

Konunun yargısal boyutta değerlendirilmesinde Danıştay 4. Dairesinin 2013/7569 esas ve 2016/853 no.lu kararında gecikme faizinin kendisinin gider olarak dikkate alınması ve KDV’sinin indirim konusu yapılmasındaki uygulamayı doğruladığı görülmektedir.

Söz konusu kararda; Diğer taraftan, 3065 sayılı Kanun’un 20’inci maddesinde teslim ve hizmet işlemlerinde matrahın, bu işlemlerin karşılığım teşkil eden bedel olduğunun ve bedel deyiminin; malı teslim alan veya kendisine hizmet yapılan veyahut bunlar adına hareket edenlerden bu işlemler karşılığında her ne surede olursa olsun alman veya bunlarca borçlanılan para, mal ve diğer suretlerde sağlanan ve para ile temsil edilebilen mevzuat, hizmet ve değerler toplamım ifade ettiği hüküm altına alınmıştır. Kanun’un 24’üncü maddesinin c bendinde ise vade farkı, fiyat farkı, faiz, pirim gibi çeşitli gelirler ile servis ve benzeri adlar altında sağlanan her türlü menfaat, hizmet ve değerlerin matraha dahil olduğu hükme bağlanmıştır.

Katma değer vergisi mükelleflerinin faaliyetleri ile ilgili alacaklarının zamanında ödenmemesi nedeniyle alacaklılardan tahsil ettikleri gecikme zammı, bir finansman hizmetinin karşılığının teşkil ettiğinden 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun l’nci maddesi gereğinde vergiye tabi olup, alacakların tahsil sırasında, gecikme zammı ismi altında elde edilen gelirler tahsil edildiği dönemde katma değer vergisine tabi olacağı gerekçesiyle Mahkeme kararının onanması gerektiği düşünülmektedir. Denilerek yargı mercilerinin de konuya idare gibi baktığını teyit etmiştir.

V.SONUÇ

Bu açıklamalar ışığında  elektrik  faturalarının zamanında ödenmemesinden kaynaklanan gecikme faizlerinin sözleşmeye dayalı olan bir nevi vade farkı olduğu, vergi matrahının belirlenmesinde gider olarak dikkate alınmasının önünde bir engel bulunmadığı aynı durumun doğalgaz, telefon ve su faturalarının ödenmesinin gecikmesinde de geçerli bulunduğu dikkate alınarak muhasebe kayıtlarının buna göre oluşturulması uygun olacaktır. 

02.03.2022

Kaynak: www.MuhasebeTR.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)

>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.

>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> SGK Teşvikleri (156 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.


GÜNDEM