YAZARLARIMIZ
Murat Dayanç
Yeminli Mali Müşavir
Eski Baş Hesap Uzmanı
Bağımsız Denetçi
Bilim Uzmanı
mdayanc@bnddenetim.com



7143 Sayılı Af Kanunu Kapsamında KDV Yönünden Vergi Artırımı

I- GİRİŞ

TBMM Genel Kurulu’nca 11.5.2018 tarihinde kabul edilen ve 18.05.2018 tarih ve 30425 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 7143 sayılı Kanun (Af Kanunu)’un 5, 9 ve 10 uncu maddeleri uyarınca, KDV mükellefleri 2013 ila 2017 takvim yılları katma değer vergisini (KDV) vergi artırımı olarak ve bu vergileri peşin olarak veya ilk taksitini 1 Ekim 2018 (30 Eylül 2018 Pazar gününe rastladığı için) sonuna kadar ikişer aylık dönemler hâlinde azami altı eşit taksitte ödemeleri halinde, kendileri nezdinde söz konusu vergiyi ödemeyi kabul ettikleri yıllara ait vergilendirme dönemleri ile ilgili olarak katma değer vergisi incelemesi ve tarhiyatı yapılmayacaktır. Anılan Kanunun yukarıda bahsedilen tüm maddeleri 18.05.2018 tarih itibariyle yürürlüğe girmiştir.

Öte yandan Maliye Bakanlığı tarafından söz konusu Af Kanunun uygulanmasına yön vermek üzere 26.05.2018 tarih ve 30432 sayılı Resmi Gazete’de 1 seri no.lu Tebliğ yayımlanmıştır.

Yazının ilerleyen bölümlerinde KDV mükelleflerince yapılması mümkün olacak matrah artırımının koşulları anılan Af Kanunu çerçevesinde özetlenecektir.

II- KDV VERGİ ARTIRIMI SÜRECİ

A) Taksitlendirme Katsayıları, Kredi Kartı veya İade Alacağı Karşılığı Mahsuben Ödeme, Af Kanunundan Yararlanma Hakkının Kaybedilmesi ve Diğer Ortak Hükümler

Bu konuda Uzmanlığımızca yazılan ve 01.06.2018 tarihinde www.muhasebetr.com adresinde yayımlanan “Af Kanunu Kapsamında Yapılandırılan Amme Alacakları İçin Uygulanacak Ortak Hükümler” isimli makalemizde yer alan açıklamalardan yararlanılabilecektir.

Ayrıca bu makaledeki bilgilere ilave olarak aşağıdaki ortak hükümlerinde dikkate alınması gerekecektir.

Matrah veya vergi artırımı dolayısıyla mükelleflerce verilen yıllık, muhtasar ve katma değer vergisi beyannameleri ve diğer beyannameler için damga vergisi alınmayacaktır.

VUK’nun 359 uncu maddesinin (b) fıkrasındaki “defter, kayıt ve belgeleri yok edenler veya defter sahifelerini yok ederek yerine başka yapraklar koyanlar veya hiç yaprak koymayanlar veya belgelerin asıl veya suretlerini tamamen veya kısmen sahte olarak düzenleyenler” veya bu fiiller nedeniyle incelemesi devam edenler ile terör suçundan hüküm giyenler, 18.05.2018 tarih itibarıyla haklarında terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulunca Devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı olduğu gerekçesiyle adli makamlar, genel kolluk kuvvetleri veya Mali Suçları Araştırma Kurulu Başkanlığı tarafından yürütülen soruşturma ve kovuşturmalar kapsamında vergi incelemesi yapılması, terörün finansmanı suçu veya aklama suçu kapsamında inceleme ve araştırma yapılması talep edilenler, matrah artırımı hükümlerinden yararlanamazlar.

Ancak VUK’nun 359 uncu maddesinin (b) fıkrasında yer alan defter, kayıt ve belgeleri yok etme veya defter sahifelerini yok ederek yerine başka yapraklar koyma veya hiç yaprak koymama veya belgelerin asıl veya suretlerini tamamen veya kısmen sahte olarak düzenleme fiillerinden hareketle yapılan vergi incelemesinin tamamlanması sonucu bu fiillerin varlığının tespit edilememesi durumunda, bu durumun tespitine ilişkin raporun mükelleflere tebliği tarihinden itibaren bir ay içerisinde yazılı başvurmaları, matrah ve vergi artırımı sonucu hesaplanan vergileri, raporun tebliğini izleyen aydan başlamak üzere ikişer aylık dönemler halinde altı eşit taksitte ödemeleri ve maddede öngörülen diğer şartları yerine getirmeleri koşuluyla matrah artırımı hükümlerinden yararlanırlar.

Mükelleflerin matrah veya vergi artırımı yaptıkları dönemlere ilişkin olarak kanuni süresinde vermedikleri anlaşılan beyannameler nedeniyle VUK’nun usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezalarına ilişkin hükümleri uygulanmayacaktır.

Matrah artırımı hükümlerinden yararlananlar hakkında VUK’nun 367 nci maddesi kapsamında hükmedilecek cezalar bakımından yapılacak inceleme hakkı bulunmaktadır. Ancak, bu incelemeler sonucunda matrah veya vergi artırımında bulunulan dönemler ve vergiler için tarhiyat yapılmayacaktır.

B) KDV’de Matrah Artırımı

1) Artırıma İlişkin Yılda Verilmesi Gereken 1 No.lu KDV Beyannamelerinin Tamamını Vermiş Olan Mükellefler

a) Artırıma Esas Tutar ve Uygulanacak Artırım Oranları

KDV mükellefleri, ilgili yıllar içindeki her bir vergilendirme dönemine ilişkin olarak verdikleri beyannamelerindeki (ihtirazi kayıtla verilenler dâhil) hesaplanan katma değer vergisinin yıllık toplamı üzerinden;

2013 yılı için %3,5,

2014 yılı için %3,

2015 yılı için %2,5,

2016 yılı için %2

2017 yılı için %1,5

oranından az olmamak üzere belirlenecek katma değer vergisini, kanunda öngörülen sürede beyan etme ve ödeme koşulu ile Af Kanunundan yararlanacaklardır.

Mükelleflerce ilgili yıllarda düzeltme beyannamesi verilmiş ve düzeltme işlemlerinin 7143 sayılı Kanunun yayımı tarihine kadar sonuçlandırılmış olması hali de dahil olmak üzere, ikmalen, re’sen veya idarece yapılan tarhiyatlar üzerine 18.5.2018 tarihinden önce yapılıp kesinleşen tarhiyatlar, ilgili dönem beyanı ile birlikte dikkate alınacaktır.

Öte yandan, 3065 sayılı KDV Kanununun (11/1-c) ve geçici 17 nci maddeleri uyarınca tecil-terkin uygulaması kapsamında teslimleri bulunan mükelleflerde, tecil edilen vergiler, ilgili dönem beyannamesinde yer alan “Hesaplanan Katma Değer Vergisi” satırındaki tutardan düşülecek ve yıllık toplama dâhil edilmeyecektir.

Bu şekilde hesaplama yapılabilmesi için, teslim edilen malların süresi içinde ihracının gerçekleştirilmiş olması gerekmektedir. Aynı Kanunun geçici 17 nci maddesi kapsamında teslimleri bulunanlarda ise bu şart aranmayacaktır.

 “Tecil edilen vergiler” ifadesinden kasıt, 1 No.lu KDV Beyannamesinin “İhraç Kayıtlı Teslimler” bölümünde yer alan “Tecil Edilebilir KDV” satırındaki tutardır.

b) Kısmi Tevkifat Uygulaması Kapsamında İşlemi Bulunanlarda Bu İşlemlerine İlişkin Olarak, Yıllık Hesaplanan Katma Değer Vergisi Tutarının Hesabında Dikkate Alınacak Tutar

Bu uygulamada, işlem bedeli üzerinden hesaplanan verginin, Maliye Bakanlığınca belirlenen kısmı sorumlu sıfatıyla alıcı tarafından, kalan kısmı ise satıcı tarafından beyan edilmektedir.

Bu tür işlemleri bulunan satıcıların yapacakları KDV artırımları ile ilgili “Yıllık Hesaplanan KDV" tutarının belirlenmesinde, alıcı tarafından sorumlu sıfatıyla beyan edilen KDV dikkate alınmadan, kendileri tarafından beyan edilen kısım hesaplamaya dâhil edilecektir.

c) Sorumlu Sıfatıyla Beyan Edilen Katma Değer Vergisi

2 No.lu KDV beyannameleri için Af Kanunundan yararlanılması mümkün değildir. Bu çerçevede, 2 No.lu KDV Beyannamesi ile sorumlu sıfatıyla beyan edilen vergiler, yukarıda belirtildiği üzere satıcılar ve alıcılar tarafından yıllık toplama dâhil edilmeyecektir.

ç) Artırımın Takvim Yılı Bazında Yapılacağı

Mükelleflerin, artırıma esas alınan ilgili yılların vergilendirme dönemlerinin tamamı için artırımda bulunmaları gerekmektedir. Ancak, mükelleflerin yıl bazında seçimlik hakları mevcuttur.

d) Beyannamelerin Tamamı Verilmekle Birlikte, Beyannamelerin Bir Kısmında veya Tamamında Vergiye Tabi İşlemlerin Bulunmaması Hâlinde Artırım Tutarı

Mükelleflerce ilgili yıl içindeki KDV beyannamelerinin tamamı verilmiş olmakla birlikte, vergiye tabi işlem bulunmaması nedeniyle bazı dönemlere ilişkin beyannamelerde veya bütün dönem beyannamelerinde “Hesaplanan Katma Değer Vergisi” beyan edilmemesi durumunda, bu yazının (II-B/3) bölümündeki açıklamalar çerçevesinde işlem yapılacaktır.

e) Özel Hesap Dönemine Tabi Mükelleflerin Durumu

Özel hesap dönemi tayin edilen mükellefler bu yazının (II-B/3) bölümü kapsamındaki hesaplamayı ilgili takvim yılı bazında yapacaklardır.

2- Artırıma İlişkin Yılda Verilmesi Gereken 1 No.lu KDV Beyannamelerinin Bir Kısmını veya Tamamını Vermemiş Olan Mükellefler

a) En Az Üç Döneme Ait KDV Beyannamesi Vermiş Olanlar

Verilmesi gereken katma değer vergisi beyannamelerinden, en az üç döneme ait beyannamenin verilmiş olması hâlinde, bu yıla ait dönemlerden verilmiş olan beyannamelerdeki hesaplanan katma değer vergisi tutarlarının ortalaması bir yıla (12 ile çarpılmak suretiyle) iblağ edilerek, artırıma esas olmak üzere yıllık hesaplanan katma değer vergisi tutarı bulunur ve bu tutar üzerinden;

2013 yılı için %3,5,

2014 yılı için %3,

2015 yılı için %2,5,

2016 yılı için %2

2017 yılı için %1,5 oranlara göre artırım tutarı hesaplanacaktır.

b) Hiç Beyanname Vermemiş veya En Fazla İki Dönemde Beyanname Vermiş Olanlar

Hiç beyanname verilmemiş ya da bir veya iki döneme ilişkin beyanname verilmiş olması hâlinde, ilgili yıl için gelir veya kurumlar vergisi matrah artırımında bulunulmuş olması şartıyla artırılan matrah üzerinden %18 oranında KDV artırımında bulunmak suretiyle bu fıkradan yararlanılacaktır. Bu durumda olan adi ortaklık, kollektif ve adi komandit ortaklıklarda ortakların tamamının gelir veya kurumlar vergisi yönünden matrah artırımında bulunmaları şarttır.

Ortaklık yapısının tamamen gerçek kişilerden oluşması durumunda, bilanço esasında gelir vergisi mükellefleri için belirlenen matrah artırımına ilişkin asgari tutar; adi ortaklığın ortaklık yapısında en az bir kurumlar vergisi mükellefi bulunması durumunda, kurumlar vergisi matrah artırımına ilişkin asgari tutar, ortaklık için KDV artırım tutarının tespitinde dikkate alınacaktır.

3- 1 No.lu KDV Beyannamelerinde, Hesaplanan KDV Bulunmayan veya Hesaplanan KDV Beyanları Sadece Tecil-Terkin Uygulaması Kapsamındaki Teslimlere İlişkin Olanlar ile 1 No.lu KDV Beyannamelerinin Bazılarında Hesaplanan KDV Bulunanlar

İlgili takvim yılı içindeki işlemlerin tamamının istisnalar kapsamındaki teslim ve hizmetlerden oluşması veya diğer nedenlerle hesaplanan katma değer vergisi bulunmaması ile tecil-terkin uygulaması kapsamındaki teslimlerden oluşması hâlinde, ilgili yıl için gelir veya kurumlar vergisi matrah artırımında bulunulmuş olması şartıyla artırılan matrah üzerinden %18 oranında katma değer vergisi artırımında bulunmak suretiyle bu fıkradan yararlanılacaktır.

Eğer en az üç dönemde 1 No.lu KDV beyannamesi veren ve hiçbir dönemde hesaplanan vergisi çıkmayan veya sadece tecil-terkin uygulaması kapsamındaki teslimleri nedeniyle hesaplanan vergi beyanı bulunan mükelleflerin artırım taleplerinde de yukarıdaki paragrafta açıklandığı şekilde işlem yapılacaktır.

Ancak ilgili takvim yılı içinde yukarıda belirtilen durumların yanı sıra vergiye tabi diğer işlemlerin de mevcudiyeti nedeniyle hesaplanan vergisi çıkan mükelleflerin bu fıkra hükmüne göre ödemeleri gereken katma değer vergisi tutarı, yukarıda belirtildiği şekilde hesaplanacak %18 oranındaki katma değer vergisi tutarından aşağı olamayacaktır. Bu kapsama giren mükellefler, gelir veya kurumlar vergisi için matrah artırımında bulunmamaları hâlinde bu fıkra hükmünden yararlanamazlar.

Buna göre, mükelleflerin KDV artırımından yararlanmak istedikleri yıl içindeki bazı dönemlerine ait beyannamelerinde, tecil-terkin uygulaması kapsamındaki işlemler dışındaki işlemleri dolayısıyla “Hesaplanan Katma Değer Vergisi” yer alması durumunda, vergi artırımı nedeniyle ödemeleri gereken verginin tespiti için gelir veya kurumlar vergisi matrah artırımında bulundukları tutarın %18’i ile karşılaştırma yapılması gerekmektedir.

Bu çerçevede, yıl içindeki beyannamelerinin tamamını vermekle birlikte, beyannamelerin bazılarında (uygulamada en az üç dönem olarak dikkate alınmaktadır) “Hesaplanan Katma Değer Vergisi” bulunmayan mükelleflerin artırım talebinde bulunmaları hâlinde, hesaplanan vergi bulunan beyannamelerindeki hesaplanan vergiler toplanacak ve bu toplama, ilgili yıl için öngörülen artırım oranı uygulanarak artırım tutarı hesaplanacaktır. Ancak bu tutar, mükellefin gelir/kurumlar vergisi matrah artırımına %18 oranı uygulanmak suretiyle bulunan tutardan küçük olursa büyük olan tutar dikkate alınacaktır. Bu kapsama giren mükelleflerin, yıllık gelir veya kurumlar vergisi matrah artırımında bulunmaları zorunludur.

Ancak bu noktada kısaca belirtilmek gerekirse yıl içindeki beyannamelerinin tamamını vermekle birlikte, beyannamelerin bazılarında (üç dönem esas alınmaktadır ve bunun niye böyle olduğu da bilinmemektedir.) “Hesaplanan Katma Değer Vergisi” bulunmayan mükelleflerin artırım talebinde bulunmaları konusunda bundan evvel yayımlanan ve aynı şekilde yasalaşan 6111 ve 6736 sayılı Kanunlar ve bunların uygulanmasına yönelik çıkarılan Tebliğler aynı olmakla birlikte ve uygulama koşullarında farklılık yaratılmıştır. Zira gerek Yasa ve gerekse Tebliğ açıklamaları aynı olmasına rağmen yukarıda özetlenen durum 6111 Yasa için çıkarılan 2011/4 sayılı İç Genelgede “artırımda bulunacakları yıl içindeki dönemlere ilişkin verdikleri beyannamelerin bir kısmında hesaplanan vergi beyan eden, diğer kısmında bu bölümde belirtilen nedenlerle hesaplanan KDV bulunmayan mükelleflerin, hesaplanan KDV bulunan beyannamelerinde yer alan hesaplanan KDV tutarlarını toplayacakları, çıkan toplama ilgili yıl artırım oranını uygulamak suretiyle katma değer vergisi artırım tutarını hesaplayacakları belirtilmiş ve bu şartları taşıyan mükelleflerin gelir veya kurumlar vergisi bakımından matrah artırma ve karşılaştırma yapma zorunlulukları bulunmadığı” şeklinde açıklama yapılmıştır. Fakat bu yaklaşım aynı durumdaki mükellefler bakımından 6736 sayılı Yasa ile terkedilmiş ve hem kıyaslama yapma ve hem de Gelir ve Kurumlar vergisi yönünden matrah artırımında bulunma şartı getirilmiştir.

Diğer yandan bu yazının (II-B/2-a) bölümünde belirtildiği üzere en az üç döneme ait KDV beyannamesi vermiş olanlar diğer dönemlerde beyanname vermeseler dahi KDV artırım imkânından yararlanmaları için ilgili yıla ilişkin olarak gelir veya kurumlar vergisi yönünden matrah artırımında bulunma zorunluluğu bulunmazken ve matrahsız dahi olsa boş beyanname veren mükelleflerin vergi usulü yönünden ve hiç beyanname vermeyenlere göre yukarıda belirtilen şekilde kıyaslamaya tabi tutulması ve Gelir ve Kurumlar vergisi yönünden matrah artırımında bulunma şartının olması eleştiriye açık bir durum sergilemektedir.

Eğer Mali İdare yukarıda özetlenen hususla alakalı olarak, 7143 sayılı Kanunun uygulama şeklini 6736 sayılı Yasa ile getirdiği anlayışa göre çözmek isterse (ki 7143 sayılı yasanın uygulanmasını içeren Tebliğ’de ve uygulamada bu şekil bir anlayış hâkimdir) yukarıda anlatılan ve bize göre doğru bulmadığımız bir tercih ve uygulamada bulunmuş olacaktır.

Fakat eğer tıpkı 6111 sayılı yasa ile ilgili çıkarılan ve detayı yukarıda özetlenen 2011/4 sayılı İç Genelge’deki gibi makul ve akla uygun bir yaklaşımı seçer ve bu konuda benzer şekilde bir İç Genelge yayımlarsa (ki uygulamada tam tersi olmaktadır) sorunun çözümü noktasında olumlu adım atılmış olunacaktır. Aksi halde bu konudan dolayı vergi ve usul davalarının açılması gündeme gelecektir.

4- Vergilendirme Dönemleri Üç Aylık Olan KDV Mükelleflerinin Durumu

Vergilendirme dönemi üç aylık olan katma değer vergisi mükelleflerinin, yıllık asgari artırım tutarı, hiç beyanname vermemiş olmaları hâlinde bu yazının (II-B/2-b) bölümünde belirtilen esaslar çerçevesinde işlem yapacaklar ancak en az bir dönem için beyanname vermiş olmaları hâlinde ise bu yazının (II-B/2-a) bölümünde belirtilen esaslar çerçevesinde hareket edeceklerdir.

Buna göre;

- Bir dönem beyanname verilmişse, bu beyannamenin “Hesaplanan Katma Değer Vergisi” satırındaki tutarın 4 katı alınarak,

- İki dönem için beyanname verilmişse, verilen beyannamelerdeki “Hesaplanan Katma Değer Vergisi” satırlarında yer alan tutarların toplamının 2 katı alınmak suretiyle,

 - Üç dönem için beyanname verilmişse, üç dönem için verilen bu beyannamelerin “Hesaplanan Katma Değer Vergisi” satırlarında yer alan tutarların toplamına, bu tutarın 1/3’ü ilave edilerek yıllık hesaplanan KDV tutarı bulunacaktır. Diğer taraftan dört dönem için beyanname verilmişse, dört dönem için verilen bu beyannamelerin “Hesaplanan Katma Değer Vergisi” satırlarında yer alan tutarların toplamının dikkate alınacağı tabiidir.

Üç aylık vergilendirme dönemlerinin hiçbirinde beyanname vermemiş mükelleflerin KDV artırımından yararlanabilmeleri için, gelir veya kurumlar vergisi matrahlarını artırmaları şarttır. Bunların KDV artırımı dolayısıyla ödemesi gereken vergi, artırılan gelir veya kurumlar vergisi matrahına %18 oranı uygulanmak suretiyle hesaplanacaktır.

5- Yıl İçinde İşe Başlayan veya Bırakan KDV Mükellefleri

KDV mükelleflerinin, artırıma esas alınan ilgili yılın vergilendirme dönemlerinin tamamı için artırımda bulunmaları zorunludur. Şu kadar ki, mükelleflerin artırımda bulunmak istedikleri yıl içinde işe başlamaları ya da işi bırakmaları hâlinde, faaliyette bulunulan vergilendirme dönemleri için yukarıda belirtilen esaslar çerçevesinde artırımda bulunulmalıdır.

Bu kapsamda, kurumlar vergisi mükelleflerinin tasfiyeye girmeleri hâlinde kıst dönem hesaplaması yapılmayacaktır. Ancak, tasfiyeleri sonuçlanarak ticaret sicilinden silinen kurumlar vergisi mükelleflerinin nihai tasfiye dönemi ile kurumların devir veya tam bölünme hallerinde ilgili yıl için kıst dönem hesaplaması yapılacaktır.

6- Artırımda Bulunanlar Nezdinde İnceleme ve Tarhiyat Yapılması

Artırım talebinde bulunulan yılları izleyen dönemlerde yapılacak vergi incelemelerine ilişkin olarak artırım talebinde bulunulan dönemler için, sonraki dönemlere devreden katma değer vergisi yönünden ve artırım talebinde bulunulan dönemler için ihraç kaydıyla teslimlerden veya iade hakkı doğuran işlemlerden doğan terkin ve iade işlemleri ile ilgili inceleme ve tarhiyat hakkı bulunmaktadır. Sonraki dönemlere devreden KDV yönünden yapılan incelemelerde artırım talebinde bulunulan dönemler için tarhiyat önerilemeyecektir.

7- Ödenen KDV’nin Gelir veya Kurumlar Vergisi Matrahından İndirilememesi, İade Konusu Yapılamaması

Vergi artırımı sonucu ödenen KDV, gelir veya kurumlar vergisi matrahlarının tespitinde gider veya maliyet unsuru olarak dikkate alınamaz.

Ayrıca bu tutarlar, KDV beyannamelerine indirim olarak ithal edilemeyeceği gibi, 1 No.lu KDV beyannamelerine göre ortaya çıkan “Ödenmesi Gereken Katma Değer Vergisi” tutarlarından da indirilemez. Ödenen bu tutarların herhangi bir şekilde iade edilmesi de mümkün değildir.

III- SONUÇ

Yazının önceki bölümlerinde yer alan açıklamalardan anlaşılacağı üzere yayımlanan bu Af Yasası ile KDV mükellefleri 2013 ila 2017 takvim yılları katma değer vergisini (KDV) vergi artırımı olarak ve bu vergileri peşin olarak veya ilk taksitini 1 Ekim 2018 (30 Eylül 2018 Pazar gününe rastladığı için) sonuna kadar ikişer aylık dönemler hâlinde azami altı eşit taksitte ödemeleri halinde, kendileri nezdinde söz konusu vergiyi ödemeyi kabul ettikleri yıllara ait vergilendirme dönemleri ile ilgili olarak katma değer vergisi incelemesi ve tarhiyatı yapılmayacaktır.

Ayrıca bize göre beyannamelerinin tamamını vermekle birlikte, beyannamelerin bazılarında (üç dönem esas alınmaktadır ve bunun niye böyle olduğu da bilinmemektedir.) “Hesaplanan Katma Değer Vergisi” bulunmayan mükelleflerin artırım talebinde bulunmaları konusunda 6111 Yasa için çıkarılan 2011/4 sayılı İç Genelgede çerçevesi belirlenen yaklaşımın uygulanması yani gelir yada kurumlar vergisi beyannamesi yönünden matrah artırımında bulunmaksızın ve kıyaslama yapılmaksızın KDV yönünden yıl içinde beyan edilen toplam hesaplanan KDV’nin aylık ortalamasının alınıp bir yıla teşmil edilmesinin daha makul bir yaklaşım olacağı düşünülmektedir.

K A Y N A K Ç A

1)  Kanun Metni, Gerekçesi,

2)  İlgili Kanunlar.

3) 26.05.2018 tarih ve 30432 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 1 seri no.lu Vergi Ve Diğer Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına İlişkin 7143 Sayılı Kanun Genel Tebliği.

4) 6111 sayılı Kanun ile ilgili 2011/4 sayılı İç Genelge.

19.07.2018

Kaynak: www.MuhasebeTR.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)

>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.

>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> SGK Teşvikleri (156 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.


GÜNDEM