YAZARLARIMIZ
Prof.Dr. Muhammet Akdiş
Yeminli Mali Müşavir
Mizan Yeminli Mali Müşavirlik A.Ş.
muhammetakdis@yahoo.com



İşin Terki veya Tasfiyesi Durumunda İndirilemeyecek KDV’nin Gider Yazılıp Yazılamayacağı: Vergi İdaresi (Özelgeler) ve Yargı Arasında Tartışmalı Bir Konu...

3065 sayılı Katma Değer Vergisi (KDV) Kanununun 58. maddesinde, “Mükellefin vergiye tabi işlemleri üzerinden hesaplanan KDV, Gelir ve Kurumlar Vergisi matrahlarının tespitinde gider olarak kabul edilmez” hükmü yer almaktadır. Aynı şekilde 1 Seri No.lu KDV Genel Uygulama Tebliğinin "Verginin Gider Kaydedilemeyeceği" başlıklı (VI/B-1) bölümünde de,   "Mükelleflerin vergiye tabi işlemleri üzerinden hesapladıkları KDV gelir ve kurumlar vergisi matrahlarının tespitinde gider olarak kabul edilemez. Mükellefin mal ve hizmet alımları nedeniyle hesaplanan bu işlemlere ilişkin olarak alış vesikalarında gösterilen ve indirilebilecek KDV durumunda bulunan KDV de gider olarak kabul edilemez. Diğer yandan indirilemeyecek KDV’nin gelir ve kurumlar vergisi matrahlarının tespitinde işin mahiyetine göre gider ve maliyet unsuru olarak dikkate alınabileceği tabiidir” denilmektedir.

KDV Kanunu’nda, işi bırakan mükelleflerin indirim konusu yapamadıkları KDV’lerle ilgili olarak yapılacak işlem konusunda özel bir düzenleme bulunmamakla beraber, 1 Seri No.lu Genel Uygulama Tebliği bu konuda bir açık kapı bırakmıştır. Zaten, işi bırakan mükelleflerce yüklenilip indirilemeyen KDV, işi bırakma nedeniyle “İndirilemeyecek KDV” haline dönüşmekte olup, KDV Kanunu’nun 58. maddesinden hareketle Gelir Vergisi Kanunu ve Kurumlar Vergisi Kanunu yönünden gider olarak dikkate alınması gerekir. Aksi halde yüklenilip indirilemeyen ve işi bırakma nedeniyle de bir daha indirilmesi mümkün olmayan KDV’nin, gider yazma yoluyla telafisine imkan sağlanmaması, işi bırakan mükellefleri nihai tüketici konumuna getirir ki, bu da KDV’nin genel teorisine aykırıdır

Nitekim Maliye Bakanlığı da aynı görüşte olup, verdiği özelgeleri ile bu konuda makul olan çözümü benimsemiştir. Bu özelgelerden bazılarının  özetleri aşağıdadır: (Yılmaz Sezer- “İşi bırakan mükellefler indiremedikleri KDV’yi gider yazabilecekler”, 16 Ocak 2014, http://www.dunya.com/gundem/isi-birakan-mukellefler-indiremedikleri-kdvyi-gider-yazabilecekler-haberi-234638)

• “Buna göre, tasfiye memuru olarak görevlendirildiğiniz Tasfiye halindeki ... Ltd. Şti.'nce tasfiye sonuçlanıncaya kadar KDV beyannamesi verilmesi ve tasfiyenin sonuçlandığı dönemde işletmede yer alan mevcutların işletme kayıtlarından çıkarılması gerekmektedir. Tasfiye kapanış döneminde hala indirim yoluyla giderilemeyen KDV bulunması halinde bu verginin kurumlar vergisi uygulamasında gider veya maliyet unsuru olarak dikkate alınabileceği tabiidir.” (Ankara VDB 22/06/2011 Tarih ve B.07.1.GİB.4.06.18.02-32323-8114-449 Sayılı Özelgesi)

• “Tasfiyeye giren şirketinizin mevcutlarını işi terkten önce satış vb. yollarla tasfiye ettiği takdirde teslim bedeli üzerinden, mevcutlar tasfiye edilmemişse işletmeden çekiş göstererek emsal bedeli üzerinden KDV hesaplayıp beyan etmesi gerekmektedir. Hesaplanan bu vergilere rağmen indirilemeyen bir tutarın kalması halinde, söz konusu tutarın iadesi söz konusu olmayacaktır. Dolayısıyla, tasfiyeye giren şirketinizin tasfiye sonucunda devreden KDV’sinin bulunması halinde indirim imkanı kalmayan bu tutarın, kurumlar vergisi matrahının tespitinde gider olarak dikkate alınması mümkün bulunmaktadır.”(Sivas Defterdarlığı’nın, 17.8.2011 tarih ve B.07.4.DEF.0.58.10.00-2010-2-12-5 sayılı Özelgesi)

• “Mükellefiyetin terkin edildiği tarih itibariyle indirim yoluyla giderilemeyen KDV ilgili dönem gelir ya da kurumlar vergisi matrahının tespitinde gider veya maliyet unsuru olarak dikkate alınabilecektir. Diğer taraftan, devreden vergilerin gider yazılabilmesi ile ilgili bu uygulama sadece faaliyeti bırakan mükellefler için geçerlidir. Faaliyetin devamı süresince devreden vergilerin gider veya maliyet olarak değerlendirilmesinin mümkün olamayacağı tabiidir.” (İstanbul VDB’nin, 27.08.2011 tarih ve B.07.1.GİB.4.34.17.01-KDV.58-1443 sayılı Özelgesi)

• “Diğer taraftan, devreden vergilerin gider yazılabilmesi ile ilgili bu uygulama sadece faaliyeti bırakan mükellefler için geçerlidir. Faaliyetin devamı süresince devreden vergilerin gider veya maliyet olarak değerlendirilmesinin mümkün olamayacağı tabiidir.” (İstanbul VDB’nin, 25.10.2011 tarih ve B.07.1.GİB.4.34.17.01- KDV.29-1875 sayılı Özelgesi)

• “31.08.2010 tarihinde işi bırakmanız nedeniyle yüklendiğiniz ve indirim yoluyla gideremediğiniz KDV’yi 2010 yılı gelir vergisi matrahının tespitinde gider veya maliyet unsuru olarak dikkate almanız mümkün bulunmaktadır.” (GİB. Balıkesir VDB’nin, 26.10.2011 tarih ve B.07.1.GİB.4.10.15.01-KDV-2010/107-1308/-107 sayılı Özelgesi)

• “ Öte yandan, iadesi talep edilen tutar düşüldükten sonra kalan devreden vergi tutarının, gelir vergisi matrahının tespitinde işin mahiyetine göre gider veya maliyet unsuru olarak dikkate alınabileceği tabiidir.” (Denizli VDB 15/11/2011 Tarih ve B.07.1.GİB.4.20.15.01-40-MUK-2010-164-402 Sayılı Özelgesi).

• “Yukarıdaki açıklamalar kapsamında; mükellefiyetinizin sona ermesi nedeniyle üzerinizde kalan ve indirim yoluyla giderilemeyen (sonraki döneme devrolunan) katma değer vergisinin; indirilemeyen söz konusu vergilerin KDV Kanununun 58 inci maddesi uyarınca kurumlar vergisi matrahınızın tespitinde gider veya maliyet unsuru olarak dikkate alınabilmesi mümkün bulunmaktadır.” (Ankara VDB 27/01/2012 Tarih, B.07.1.GİB.4.06.17.01-130 [2011-4-29-15]-128 Sayılı Özelgesi)

Ancak bütün bunlara rağmen, T.C. Danıştay Dördüncü Dairesi  işyerini kapatan ve indirilemeyen katma değer vergilerini gider yazarak muhasebeleştiren bir mükellefin bu işlemini kabul etmeyen vergi dairesi uygulamasına karşı açılan davada şu ana kadar verilen bütün özelgeleri yok sayan bir hüküm vermiştir (Esas No : 2014 Karar No : /8443 2015/3323) Yüksek mahkeme savunmanın mükellefiyetin sona ermesi sonucu indirilemeyen katma değer vergilerinin gider olarak yazılabileceğine ilişkin özelgelerin bulunduğu ve uygulamanın bu yönde olduğu açıklamalarına rağmen, özelgeleri dikkate almamış ve  Katma değer Vergisi Kanunu'nun 58’inci maddesinde indirilecek katma değer vergilerinin gelir ve kurumlar vergisi matrahlarının tespitinde gider olarak kabul edilmeyeceğine ilişkin açık hüküm bulunmasını gerekçe göstererek bu vergilerin gider yazılamayacağına hükmeden Vergi Mahkemesi kararını yerinde bulmuştur.  (Danıştay Dergisi, Yıl:2015 Sayı : 140, s. 313-314. http://www.danistay.gov.tr/upload/yayinlar/20_10_2016_014847.pdf).

İşin doğrusu, davaya konu Ankara Başkent Vergi Dairesinin o tarihlerde idarenin bu konudaki görüşü tam oluşmadığı için 2010 yılında işyeri kapanan mükellefin indirilemeyen KDV’sini gider yazmasını kabul etmemesini ve bu giderlerin reddiyle ortaya çıkan gelir üzerinden gelir vergisi, geçici vergi ve vergi ziya cezası salmasını anlamak mümkün ise de, Vergi Mahkemesi ve Danıştay’ın 2011 ve sonrası tarihlerde  farklı vergi idareleri tarafından verilen özelgeleri kanunun açık hükmüne aykırı görerek dikkate almaması da ilginç bir gelişme olarak değerlendirilmelidir.

Yüksek Mahkemenin bu kararından sonra işyerinin kapanması veya tasfiyesi halinde indirilemeyen KDV’lerin gider olarak gösterilmesi konusu biraz daha  sorunlu hale gelecektir O nedenle Gelir İdaresinin Özelge olarak değil, yasal anlamda bu boşluğu dolduracak bir adım atması beklenmelidir.

06.04.2017

Kaynak: www.MuhasebeTR.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)

>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.

>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.


GÜNDEM