YAZARLARIMIZ
İsmail Dülger
Yeminli Mali Müşavir
ismaildulger59@gmail.com



Mükellefiyet Kayıtlarının Terkin Edilmesi ve veraset Nedeniyle Hissedevri

Mükellef olarak tanımlanan, vergiye tabi ticaret ve sanaterbabı, serbest meslek erbabı, kurumlar vergisi mükellefleri, kolektif ve adi komandit şirketlerin komandite ortakları V.U.K.  153 cü maddesi uyarınca işe başladıklarını vergi dairesine bildirmeye mecburdurlar. Ticaret sicil Memurlukları , kurumlar vergisi mükellefi olup da TTK uyarınca tescil için başvuran mükelleflerin başvuru evraklarının  bir suretini ilgili vergi dairesine intikal ettirdiğinden bu mükellefler işe başlamayı bildirme yükümlülüklerini yerine getirilmiş sayılmaktadır.

VergiUsul Kanununun160.ncı maddesinde, 153.ncü maddede yazılımükelleflerden işi bırakanların bu durumu aynı yasanın 160 cı maddesi uyarınca vergi dairesine bildirmeye mecbur oldukları, işi bırakmalarına rağmen işi bırakma bildiriminde bulunmayan mükelleflerin işi bıraktığının tespit edilmesi veya yapılan araştırma ve yoklamalar sonucunda bilinen adreslerinde bulunamaması ve başka bir adreste faaliyetine devam ettiğine dair bilgi edinilememesi veya başkaca birticari, zirai ve mesleki faaliyette olmadığı halde münhasıran sahte belge düzenlemek amacıyla mükellefiyet tesis ettirdiğinin vergi incelemesine yetkili olanlarca düzenlenen rapor ile tespit edilmesi ve mükellefiyet kaydının devamına gerek görülmediğinin raporda belirtilmesi halinde, mükellef ( matrahlı veya matrahsız beyanname verenler dahil) işi bırakmış addolunur ve mükellefiyet kaydı vergi dairesince terkin edilir. Bu durum, ilgili kamu kurum ve kuruluşu ile kamu kurumu niteliğindeki meslek üstkuruluşuna da bildirilecekleri açıklanmıştır.

Mükellefiyet kaydının terkin edilmesi, mükellefin işi bırakmasından önceki dönemlere ilişkin yükümlülüklerini kaldırmayacağı gibi bu tarihten sonra faaliyette bulunduğunun tespiti halinde bu döneme ilişkin vergilendirmeye ve sahte belge düzenleyenler hakkında kovuşturmayapılmasına veceza uygulanmasına da engel teşkil etmeyeceği belirtilmiştir.

Ancak, yasa maddesinde mükellefiyetleri terkin edilenlerle ilgili olarak kamu kurumu niteliğindeki Ticaret Sicil Memurluklarının söz konusu mükelleflerin daha sonra yapacakları Tescil işlemleri ile ilgili olarak vergi dairesine bilgi verme zorunluluğuna ilişkin hükmün olmaması önemli bir eksikliktir.

Maliye Bakanlığı bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esasları belirleyerek mükellefiyet kayıtları terkin edilecek mükelleflerle ilgili olarak yapılacak işlemleri 2004/13 ve 2009/3 sayılı Uygulama İç Genelgelerinde açıklamıştır.

2004/13 sayılı genelgenin(F) bölümünde Mükellefiyet kayıtları terkin edilen mükelleflerden faaliyetine başka bir adreste devam ettiği veya yeniden faaliyete geçtikleri yada tasfiyeye tabi tutuldukları öğrenilenlerin mükellefiyetkaydı yeniden ihdas edileceği, söz konusu mükelleflerden faaliyetine başka bir adreste devamettiği tespitedilenler ile tasfiyeyegirdikleri öğrenilenlerin mükellefiyet kaydı, mükellefiyetinterkin edildiği tarihten itibaren, yeniden faaliyete geçtikleri belirlenenlerin mükellefiyet kaydı ise, yeniden faaliyete geçtikleri tarihten itibaren yapılacakve mükellefiyetin ihdas edildiği tarihten sonraki dönemlere ilişkin yükümlülüklerinin yerine getirilmesi istenileceği belirtilmiştir.

Gelir İdaresi Başkanlığı 2004/13 seri numaralı Uygulama İç Genelgesinde yeralan resen mükellefiyet terk işleminden sonra tasfiyeye başvuran ve bu işlemi vergi dairesine bildiren mükellefleri tekrar resen terk tarihinden itibaren mükellefiyet tesis ettirilerek arada geçen sürelerde mükellefçe yapılamayan beyan ve bildirimler için yüksek cezalara muhatap olmalarını önlemek amacıyla; 2009/3 sayılı uygulama iç genelgesi ile bu uygulamaya son vererek;tasfiyeye giriş tarihinin mükellefiyetin başlangıç tarihi olarak dikkate alınması  gerektiğini belirtmiştir.

Konuyu örneklersek: (X) Ltd. Şti. nin mükellefiyeti 22.10.2009 tarihinde vergi dairesince terkin edilmiştir.Şirket ortakları g.menkulu bulunan şirketi 09.05.2012 tarihinde tekrar faal hale getirmek istemektedirler. Söz konusu şirketin ortaklarından  (B) 15.12.2009 tarihinde vefat etmiş olup, mirası retetmemiş eşi ve bir çocuğu bulunmaktadır.

(X) Ltd. şti. mirasçıların hissedar olmalarına ilişkin ortaklar kurulu kararı alarak ve  şirket ortağı ( B)nin mirasçılarınaait veraset ilamı ve ilişik  kesme belgesini, ticaret sicil müdürlüğünce istenilen  diğer belgelerle  birlikte vererek  tescil ve ilan işlemini  yapacak ve bağlı olduğu vergi dairesine başvurarak 09.05.2012 tarihi itibariyle tekrar faaliyetine başlayacağını bildirecektir. Bu durumda vergi dairesi 09.05.2012 tarihi itibariyle  (X) Ltd.Şti. nin mükellefiyetini başlatacaktır. Örneğimizde Ticaret sicil memurluğu yapılan tescil işleminiyeni işe başlama olarak görmediğinden ilgili vergi dairesine bilgi vermeyeceğinin dikkate alınmasında yarar vardır.

Örneğimizdeki mirasçıların 2009 tarihi itibariyle dönem başı bilançosuna göre çıkarılmış olan özsermaye tutarını V.İ.V. beyannamesinde beyan etmeden veraset ilamı ile hisse devir işlemlerini yapmaları halinde ise vergi idaresince bu durumun tespit edildiği tarihte vergi ve cezalara muhatap olacaklardır.

Re’sen terk işlemi yapılanşirketin ortaklarından birinin vefatı nedeniyle mirası ret etmeyen mirasçıların şirkete ortak olmalarını sağlayan Veraset nedeniyle hissedevri için ticaret tescil işlemleri yapılırken Ticaret Sicil Müdürlüklerince istenilendiğer belgelerin yanında Veraset İlamıda istenilmektedir. Ancak İstanbulTicaret Sicil Müdürlüğü bu işlemleri için sadeceVeraset İlamını yeterli görerek hisse devirve tescil işlemlerini yaparken, Bursa Ticaret Sicil MüdürlüğüVeraset İlamının yanında haklı olarak vergi kayıp ve kaçağının önlenmesine yönelik olarak VergiDairesinden alınacak V.İ.V.  ilişik kesme belgesini de istemektedir.

Ticaret Sicil Müdürlüklerinin veraset nedeniyle hisse devri işlemlerinde ilişikkesme belgesi olmadan tescil işlemi yapmaları durumda, şirket ortağının ölüm tarihi itibariyle hesaplanan özsermaye hissesinin V.İ.V. beyannamesinde beyan edilmeden hisse devrinin yapılmasına olanak tanımış olacaklardır. Ayrıca, mükellefiyeti terkin edilen firmanın aktifine kayıtlı g.menklü varise vergi dairesinin bilgisi dışında yapılan hisse devrine yönelik Ticaret sicil tescil işlemi sonucu şirket ortakları veya mirasçılar hissedar olduktan sonra hisse devri yapmak suretiyle g.menkulün satışınıda gerçekleştirmiş olacaklardır.

Ülkemizde yapılan Ltd. Şti. hisse devirlerinden doğan vergi (G.V.K. 80/4:  Değer Artışı  Kazancı) kayıp ve kaçağının önlenmesi,verasetten hisse devri, mükellefiyetiterkin edilen şirketlerin Ticaret sicil Müdürlüklerinde yapmış oldukları hisse devir işlemlerinin ilgili vergi dairesine bildirilerekön incelemeye tabi tutulması gerekmektedir.

 Bu durumda re ’sen terk işlemi yapılan bir şirketin aktifinde gayrimenkul, taşıtvb. g.menkul, menkul mal bulunan bir şirketin varisleri V.İ.V.  beyannamesi vermeden mükellefiyeti resen terkinedilen şirketeortak olup, bir süre sonra hisse devri yaparak adlarına doğması muhtemel vergi yükümlülüklerini ödemeden şirketin hisse devir işlemini yapmış olacaklardır. Bu durum halen faal olup, ortaklarından biri vefat eden şirketler içinde söz konusudur. Veraset ve İntikal Vergisi kanununun 20.ci maddesinin (b) bendinde, verilen beyannamede gösterilmeyen mallar ile beyanname verilmeyen hallerde intikal eden malların idarece tespit olunduğu tarihte mükellefiyetin başlayacağı hüküm altına alınmıştır. AncakTicaret Sicil Müdürlüğünce tescil işlemiyapılırken veraset yolu ile hisse devirlerinde vergi dairesine verilen V.İV. Beyannamesinde şirket öz sermayesine( V.İ.V. mad. 10/a: Ticari sermaye: Bilanço esasına göre defter tutanlarda ölüm tarihine takaddüm eden takvim yılı bilançosuna göre bulunacak öz sermaye, ticari sermayedir. Mükellefler isterlerse ölüm tarihi itibariyle çıkaracakları bilançoyu esas alarak öz sermayelerini tespit edebilirler.  İşletme esasına göre defter tutanlar ile basit usulde mükellefiyete tabiolanlarda ticari sermaye olarak murisin ölüm tarihindeki ticari varlığı beyan edileceği belirtilmiştir.)ilişkin hissenin beyana edilipedilmediğinin ve ilişik kesme belgesinde bu hususun açıkça yer alması verginin zamanında tarh ve tahakkuk ettirilmesini sağlayacağı gibi, kamu kurumu niteliğinde çalışan Ticaret Sicil Müdürlüklerinin bu durumu sorgulamalarının vazgeçilmez görevleri arasındaolduğu kanaatindeyim.

06.05.2013

Kaynak: www.MuhasebeTR.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)

>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.

>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> SGK Teşvikleri (156 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.


GÜNDEM