YAZARLARIMIZ
Hüseyin Yerli
Serbest Muhasebeci Mali Müşavir
huseyin_yerli@hotmail.com



Yasal Belgelerin Deftere Kayıt Edilmemesinin KDV Açısından Sonuçları

ÖZET

Bu makale yüksek mahkemenin vermiş olduğu karar doğrultusunda yasal defterlerin, tasdiksiz kullanılması veya tasdikli defterlerin yazılmamasının doğuracağı vergisel sonuçları anlatmaktadır.

 

Türk Ticaret Kanuna Göre Defterlerin Tanımı aşağıdaki gibi, yapılmıştır,

 

a.        Yevmiye defteri; kayda geçirilmesi gereken işlemlerin ilgili belge veya ispata dayanan evraktan çıkarılarak tarih sırasıyla ve "madde" halinde düzenli olarak yazıldığı defterdir.[1]

 

b.       Defteri Kebir; yevmiye defterine geçirilmiş olan işlemleri buradan alarak sistemli bir şekilde ilgili olduğu hesaplara dağıtan ve tasnifli olarak bu hesaplarda toplayan defterdir. [2]                                    

 

c.        Envanter defteri; ticari işletmenin açılışında ve açılıştan sonra her hesap döneminin sonunda taşınmazların, alacakların, borçların, nakit para tutarının ve varlıklar ile borçların değerlerinin teker teker kaydedildiği ciltli ve sayfaları müteselsil sıra numaralı defterdir.[3]

Envanter defterine,  işe başlama tarihinde ve müteakiben her hesap döneminin sonunda çıkarılan envanter ve bilançolar kaydolunur ve bu tarihe "bilanço günü" denir. Envanter defteri ciltli ve sayfaları müteselsil sıra numaralı olur.[4]

 

 

 

A-KÂĞIT ORTAMINDA YEVMİYE DEFTERİ

 

Yukarıda bahsedilen defterlerin Türk Ticaret Kanuna göre kuruluş sırasında ve kullanmaya başlamadan önce açılış onaylarını noter tarafından tasdik edilmesi gereklidir.  Elektronik ortamda defter tutan firmaların, Yevmiye ve Kebir defterlerinin belirtilen süreler dahilin de aylık beratların alınması gerekmektedir. Diğer defterler yine kağıt ortamında süresi içinde tasdik edilir.

 

213  Sayılı Vergi Usul Kanununa göre ,  ciltli defterlerin tasdik esnasında sayfalarının sıra numarasıyla teselsül ettiğine bakılarak, bu sayfalar teker teker tasdik makamının resmi mühürü ile mühürlenir.

 

 

3065 sayılı KDV Kanunun 34. Maddesinde KDV indirimin gerçekleşebilmesi için,     

 

Yurt içinden sağlanan veya ithal olunan mal ve hizmetlere ait Katma Değer Vergisi, alış faturası veya benzeri vesikalar ve gümrük makbuzu üzerinden ayrıca gösterilir ve bu vesikalar kanuni defterlere kaydedilmek şartıyla indirilebilir.

 

Yasa koyucu KDV indirimin gerçekleşebilmesini iki şekil şartına bağlamıştır.  Bunlar; belgelerde KDV’nin  ayrıca gösterilmesi ve yasal defterlere kayıt edilmesidir.

 

 Kanun maddesi açıkça, belgelerin kayıt edileceği defterin ismini belirtmemiş, fakat KDV’nin 54. maddesinin özelliklerinde ayrıntılı belirtmiştir. Bu defterde Yevmiye Defteri’dir.

 

3065 sayılı KDV’ kanunun 54 maddesinde;

                   1.Katma değer vergisi mükellefleri, tutulması mecburi defter kayıtlarını bu verginin hesaplanmasına ve kontrolüne imkan verecek şekilde düzenlerler. 

                   Bu kayıtlarda özellikle aşağıdaki hususların açıkça gösterilmesi şarttır:

a.        Vergi konusu işlemlerin mahiyeti, vergisiz tutarları, hesaplanan vergi, indirilebilir vergi miktarları,

b.       Vergiden istisna edilen işlemlerin, indirim hakkı tanınan ve tanınmayanlara göre mahiyeti ve ayırımı ile hesaplanan indirilebilir vergi miktarı,

c.        İndirim konusu yapılamayacak işlemlerin niteliği ve bu işlemlerle ilgili vergi miktarları,

d.       Matrah ve indirim miktarlarındaki değişmelerle, ödenen, terkin edilen ve iade olunan vergiler.[5]

 

VUK’nun 220[6] maddesinde, tasdike tabi defterler arasında “Defteri Kebir” in Tasdik Zorunluluğu bulunmamaktadır.”  Bu nedenle bu defterin yazdırılmamış olması sebebiyle KDV indirimlerinin iptali söz konusu olamaz.

 

Gelir idaresi, vergi mükelleflerin dönem içinde yapmış oldukları ticari faaliyetleriyle ilgili işlemlerde, almış oldukları ve tanzim etmiş oldukları belgeleri yukarıda belirtilen defterlere kayıt etmek zorundadır. Yasal defterlerin mutlaka, yetkili kurumlar tarafından işe başlamadan veya ticari dönem başlamadan zamanında tasdik edilme mecburiyeti getirmiştir.  Danıştay’ın gerek mükellefin lehine ve gerekse mükellefin aleyhine farklı kararları mevcuttur.  

 

T.C. Danıştay Vergi Dava Daireleri Genel Kurulu’nun  E: 2006/00228  K: 2007/00057 Sayılı kararında  Müteharrik yapraklı yevmiye defterinin tasdikli sayfalarının tasdiksiz arka yüzlerine yapılan kayıtlarda gösterilen katma değer vergisi indirimlerinin kabul edilemeyeceğinden bahisle, davacı adına ilgili dönemler  re'sen ağır kusur ve kusur cezalı katma değer vergisi salınmış, usulsüzlük cezası kesilmiştir.Yüksek mahkeme kdv reddinin sadece tasdiksiz tarafa kayıtlarının yapılmasından dolayı kesilen cezaları kanuna uygun bulmayarak red etmiştir.[7]

 

 

T.C Danıştay Vergi Dava Daireler Kurulu 29.03.2017 Tarih ve E:2017/96 K:2017/179 Sayılı  kararında Katma Değer Vergisinin indirim konusu yapılabilmesi için, indirim konusu yapılacak verginin fatura veya benzeri belgeler üzerinde gösterilmesi ve söz konusu belgelerin usulüne uygun bir biçimde tutulması zorunlu defterlere kaydının yapılmış olması gerektiği, davacı tarafından bilgisayarda tutulduğu iddia edilen ancak, hangi veri ortamında üretildiği, dayanakları ve güvenirliğinin ne şekilde saptandığı belirsiz olan kayıtların esas alınarak kanıt olarak değerlendirilmesinin mümkün olmadığı, izinsiz ve tasdiksiz bilgisayar kayıtlarının yasal defter olarak kabul edilemeyeceği hakkında mükellefin aleyhine karar vermiştir. [8]

 

Çanakkale Valiliği, Defterdarlık Gelirler Müdürlüğünün vermiş olduğu bir özelgede; Tasdiksiz deftere yapılacak olan kayıtları, Vergi Usul Kanununun 30/3’ncü maddesine göre re'sen tarhiyat nedeni olup, bu defterlere kaydı yapılan belgelerde yer alan KDV’nin de indirimi Kanunun 29 ve 34 üncü maddeleri gereğince mümkün bulunmamaktadır. Ancak, yapılacak incelemede ya da dönem matrahının takdiri sırasında tasdik ettirilmemiş defterlere kaydedilen belgelerin gerçek olduklarına kanaat getirilmesi ve bu verginin satıcı tarafından beyan edildiğinin tespit edilmiş olması kaydıyla bu belgelerdeki KDV’nin  indirim konusu yapılması mümkün bulunmaktadır.[9]   

 

Gelir İdare sininde bu konuda farklı tarihlerde vermiş olduğu, mükellef lehine özelgeleri mevcuttur.

Danıştay Vergi Dava Daireler kurulu  2006 yılında vermiş olduğu karara zıt olarak 2017 yılında farklı bir karar vermiş bulunmaktadır. 2017 yılında verilen bu  karar doğrultusunda Mükelleflerin defter tasdiki ve defterin yazdırılması konusunda ki ihtilaflarda, mahkemelerin kararları genelde maliyenin görüşü doğrultusunda karar verilecek gibi gözükmektedir.

,

 

 

B-ELEKTRONİK  DEFTER  (E-DEFTER)

 

213 sayılı Vergi Usul Kanununun Mükerrer 242’nci maddesinin 2 numaralı fıkrası hükmü ile

Vergi Usul Kanunu uyarınca kâğıt ortamında düzenlenen, tutulan, muhafaza ve ibraz edilen defter ve belgeler yerine, aynı bilgileri içeren elektronik defter ve belgelerin oluşturulması, kaydedilmesi, iletilmesi, muhafazası ve ibrazına ilişkin usul ve esaslar belirlemiştir.[10]

 

E-defter mükellefleri, aylık dönemler itibarıyla elektronik defterlerini oluşturmaya ve saklamaya başlayacaklardır. Defterlerini elektronik defter biçiminde tutmaya başlayanlar, söz konusu defterlerini kâğıt ortamında tutamazlar.  Elektronik Defterler, (e-defter)  kullanıcıların üçer aylık sürelerin son gününe kadar beratların yüklenmesi veya beratlara zaman damgasının eklenmesi gerekmektedir.

(Hesap döneminin son ayına ait beratlar ise Kurumlar Vergisi Beyannamesinin verileceği ayın son gününe kadar gönderilebilir. Örneğin Ocak ayına ait beratların sisteme Nisan ayının sonuna kadar yüklenmesi gerekmektedir.)

 

 Elektronik defterler,  kâğıt ortamında tutulmadığında yazdırılması söz konusu değildir. Gelir idaresi için on iki aya ait beratların zamanında alınması, yasal defterin zamanında yazıldığı anlamına gelmektedir.

 

 Mükellefin beratlarının zamanında oluşturmaması halinde o aya ait Defterlerin yazılmadığı anlamına gelmektedir.  Bu da maliyenin görüşüne göre indirim konusu yapılan belgelere ait kdv’lerin iptali anlamına gelmektedir. Mükellef lehine ağır sonuçlar doğurmaktadır. Yıl içinde geç gönderilen aylara ait defter beratlarına usulsüzlük cezası uygulanması, daha adil bir uygulama olur. 

Yargı organları, zamanında incelemeye teslim edildiği ve e-defler beratların geçte olsa oluşturtması nedeniyle KDV indirimlerin red edilemeyeceği, ancak usulsüzlük nedeniyle cezalandırılması gerektiği şeklinde karar vereceği  düşüncesi içindeyim.

 E-defter beratların hiç oluşturulmaması ve incelemeye teslim edilmemesi sonucunda defterlerin yazılmadığı   anlamına gelir ve KDV indirimleri red edilir. Yüksek bir ihtimalle yukarıda belirtmiş olduğum karar doğrultusunda mahkeme maliyenin verdiği cezayı onaylayacak  yönde karar verir.

 

 

 

C-SONUÇ

 

Vergi Usul Kanununun 134’üncü maddesine göre, vergi incelemesi, ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunu araştırmak, tespit etmek ve sağlamak amacıyla yapılır. Vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyeti esastır. Bu kuralın gereği olarak mükelleflerin Katma Değer Vergisi Kanununun yukarıda sözü edilen 29. maddesi hükmünden yararlanabilmelerinin ön şartı fatura ve benzeri vesikaların gerçeği yansıtmasıdır. Bu madde hükümlerine göre mal alışları nedeniyle yüklenilen katma değer vergilerinin indirim ve iade konusu yapılabilmesi için faturaların gerçek bir mal alım satımı karşılığı düzenlenmesi gerekmektedir. Türk vergi mevzuatımız belge esasına dayanmaktadır. Var olan, bir belge yokmuş gibi uygulamaya koymak vicdan muhasebesine aykırıdır. Yargı kurumu farklı tarihlerde farklı kararlar vermiş bulunmaktadır.  Gelir idaresi, vermiş olduğu özelgelere karşın farklı uygulamalar yapmakta olup, şekil şartına uymayan mükellefi çok ağır bir şekilde cezalandırmaktadır. Yevmiye Defterinin yazılmaması ve Defterin tasdik edilmemesi nedeniyle mükellefin bir dönem boyunca almış olduğu vesaikleri kabul etmemesi, cezalı tarhiyat uygulaması incelemenin amacına aykırıdır. Bir incelemede amaç mükellefin ödeyeceği doğru vergiyi ortaya çıkarmaktır.


 


[1] 19.12.2012 tarih ve 28502 sayılı Resmi Gazete Gümrük Sanayi ve Ticaret Bakanlığı

[2] 19.12.2012 Tarih ve 28502 sayılı Resmi Gazete Gümrük Sanayi ve Ticaret Bakanlığı ve 10.01.1961 Tarih ve 

   10703-10705 sayılı Resmi Gazete 213 Sayılı VUK.

[3] 10.01.1961 tarih ve 10703-10705 sayılı Resmi Gazete 213 sayılı V.U.K

[4] 10.01.1961 Tarih ve 10703-10705 sayılı Resmi Gazete 213 Sayılı VUK.

[5] 3065 sayılı KDV’nin 54 maddesi 02.11.1984 Tarih ve 18563 Sayılı Resmi Gazete

[6] 213 Sayılı VUK  220 md. 10.01.1961 Tarih ve 10703-10705 sayılı Resmi Gazete

[7] http://www.digitalmevzuat.com/Users/Default.aspx 13.09.2017 T.C Dan. Vergi Daireler Kurulu                                         

   E: 2006/00228 K:2007/00057

[8] 29.03.2017 Tarih E:2017/96 K:2017/179 Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu  Yaklaşım Dergisi 2017/07 sayısı

[9] http://www.gib.gov.tr/node/92942  13.09.2017 Sayı: B.07.4.DEF.0.17.10.00-KDV-2010-02-15 Tarih:16.02.2012

[10] 213 sayılı VUK 242 Maddesine ek 11.07.2006 tarih ve 26225 Sayılı Resmi Gazete

14.09.2017

Kaynak: www.MuhasebeTR.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)

>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.

>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> SGK Teşvikleri (156 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.


GÜNDEM