YAZARLARIMIZ
Güray Öğredik
Serbest Muhasebeci Mali Müşavir
MAZARS/DENGE
Vergi Departmanı, Kıdemli Müdür
gogredik@mazarsdenge.com.tr



5766 Sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunda ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun

TBMM Genel Kurulu’nda, Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunda ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı kabul edilmiştir.

Temel yasa olarak görüşülen kanun tasarısı, yeni maddeler ihdas edilerek ve değişikliklerle Genel Kuruldan geçmiştir.  

Önümüzdeki günlerde Cumhurbaşkanı’nın onayı sonrası Resmi Gazete’de yayımlanması beklenen 5766 sayılı Kanun ile yapılan düzenlemelerden bazıları aşağıda kısaca açıklanmaktadır. 
 

KURUMLARDA ÖRTÜLÜ KAZANÇ DAĞITIMINDA “HAZİNE ZARARI” ARANACAKTIR  

5766 sayılı Kanunun 21’inci maddesi ile 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun “Transfer Fiyatlandırması Yoluyla Örtülü Kazanç Dağıtımı” başlıklı 13’üncü maddesine aşağıdaki fıkra eklenmiştir.   

“Tam mükellef kurumlar ile yabancı kurumların Türkiye’deki işyeri veya daimi temsilcilerinin aralarında ilişkili kişi kapsamında gerçekleştirdikleri yurt içindeki işlemler nedeniyle kazancın örtülü olarak dağıtıldığının kabulü Hazine zararının doğması şartına bağlıdır. Hazine zararından kasıt, emsallere uygunluk ilkesine aykırı olarak tespit edilen fiyat ve bedeller nedeniyle kurum ve ilişkili kişiler adına tahakkuk ettirilmesi gereken her türlü vergi toplamının eksik veya geç tahakkuk ettirilmesidir.” 
 

LİMİTED ŞİRKET ALACAKLARI

5766 sayılı Kanunun 3 ve 4’üncü maddeleri ile 6183 sayılı Kanunun 35’inci maddesinde yapılan düzenlemelere göre, limited şirketlerden tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya edilemeyeceği anlaşılan alacaklarda; ortağın şirketteki sermaye payını devretmesi halinde, payı devreden ve devralan şahıslar devir öncesine ait amme alacaklarının ödenmesinden müteselsilen sorumlu tutulacak. Amme alacağının doğduğu ve ödenmesi gerektiği zamanlarda pay sahiplerinin farklı şahıslar olmaları halinde bu şahıslar, amme alacağının ödenmesinden müteselsilen sorumlu olacak. Vergi Usul Kanunu kapsamına giren amme alacaklarının, kanuni ödeme sürelerinde farklı şahısların ortak olması halinde bu hüküm bunlar hakkında da uygulanacak.
 

YURT DIŞINA ÇIKIŞ

5766 sayılı Kanunun 5’inci maddesi ile 6183 sayılı Kanuna eklenen 36/A maddesine göre; Devlete ait olup Vergi Usul Kanunu ile Gümrük Kanunu kapsamına giren amme alacakları ile bunlara ait zam ve cezalarını ödeme emrinin tebliğini takip eden 7 gün içerisinde ödemeyenler ya da haklarında bu alacaklar nedeniyle ihtiyati haciz kararı alınanların yurt dışına çıkışı, alacaklı tahsil dairesinin talebi halinde ilgili makamlarca engellenecek.  

Yurt dışı çıkış tahdidi, 100.000 YTL ve üzerinde olan teminat altına alınmamış amme alacağı için uygulanacak. Bakanlar Kurulu, bu tutarı 10 katına kadar arttırmaya, yarısına kadar indirmeye ve yeniden kanuni tutarına getirmeye yetkili olacak.  

Kamu alacağına karşılık teminat alınması, alacağın tecil edilmesi, borçlunun aciz halinin tespit edilmesi, yargı mercilerince bu alacağının takibinin durdurulmasına karar verilmesi veya takibin kanunen durdurulması gereken diğer hallerde yurt dışı çıkış tahdidi, alacaklı tahsil dairesinin talebi üzerine ilgili makamlarca kaldırılacak.  

Amme borçlusu hakkında uygulanan yurt dışı çıkış tahdidi, hastalık, iş bağlantısı gibi zorunlu hallerde alacaklı tahsil dairesinin uygun görmesi ve bildirimi üzerine ilgili makamlar tarafından kaldırılacak, ancak kaldırılmış olması yeniden uygulanmasına mani olmayacak. 

Amme borçlusuyla birlikte amme alacağının ödenmesinden sorumlu olan ve amme borçlusu sayılan kişiler hakkında da yurt dışı çıkış tahdidi uygulanacak.

 
5084 SAYILI KANUN KAPSAMINDA TEŞVİKLİ BÖLGELERDE ASGARİ GEÇİM İNDİRİMİ UYGULAMASI  

5766 sayılı Kanunun 8’inci maddesi ile Gelir Vergisi Kanununa geçici 73’üncü madde eklenmiştir.  

Buna göre, 5084 sayılı Yatırımların ve istihdamın Teşviki Kanunu kapsamında, Gelir Vergisi Stopajı Teşviki uygulanan işçi ücretlerinin vergilendirilmesinde asgari geçim indirimi öncelikle dikkate alınacaktır.

Bu madde hükümlerinin uygulanmasına ilişkin esas ve usulleri Maliye Bakanlığı belirleyecektir.
 

DAMGA VERGİSİ KANUNUNDA YAPILAN DEĞİŞİKLİKLER  

5766 sayılı Kanunun 9’uncu maddesi ile Damga Vergisi Kanununda da bazı değişiklikler yapılmıştır. Bunlardan bazıları;  

İşverenlerce çalışanlara hizmet karşılığı yapılan avans ödemeleri, damga vergisine tabi olacaktır. (5766 s.k. Md. 10/ç)  

Yurt dışında ölen kişilerin cenazesinin Türkiye’ye girişi sırasında düzenlenen evraktan, damga vergisi alınmayacak. (5766 s.k. Md. 10/e)
 

GAYRİMENKUL İŞLEMLERİ

5766 sayılı Kanunun 11’inci maddesi ile 492 sayılı Harçlar Kanununda yapılan düzenlemelere göre; menkul ve gayrimenkul mallar hakkında alım, satım, taahhüt ve rehinle ilgili her nevi mukavele, senet ve kağıtlarda değer gösterilmesi zorunlu olacak. Gayrimenkul devir ve iktisaplarında tapu ve kadastro harcı, emlak vergisi değerinden az olmamak üzere, beyan edilen devir ve iktisap bedeli üzerinden hesaplanacak. Tapuda yapılan işlemden sonra, emlak vergisi değerinden daha düşük bir bedel üzerinden harç ödendiğinin veya beyan edilen devir ve iktisap bedelinin gerçek durumu yansıtmadığının anlaşılması durumunda, aradaki farka isabet eden miktar tarh edilecek. Tapu ve kadastro harcında, vergi ziyaı cezası yüzde 25 olarak uygulanacak.  
 

KATMA DEĞER VERGİSİ KANUNUNDA YAPILAN DEĞİŞİKLİKLER  

5766 sayılı Kanunun 12’inci maddesi ile KDV Kanununun “Mal ve Hizmet İhracatı” başlıklı 11’İnci maddesinde yapılan değişiklik ile, Serbest bölgelerdeki müşteriler için yürütülen fason hizmetlerde, bu bölgelerde uygulanan KDV istisnasından yararlanacak. Bunun için; fason hizmet serbest bölgede faaliyet gösteren müşteriler için yapılmış olmalı ve fason hizmetten serbest bölgede faydalanılmalıdır.

Yine 5766 sayılı Kanunun 12’inci maddesi ile KDV Kanununa eklenen geçici 26’ıncı maddeye göre; Birleşmiş Milletler (BM) temsilciliği, BM’ye bağlı fon ve özel ihtisas kuruluşları ile İktisadi İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatının (OECD) Türkiye'deki faaliyetleriyle ilgili mal ve hizmet alımları, KDV’den muaf olacak. 
 

ELEKTRONİK DEFTER, BELGE VE KAYITLAR
 
5766 sayılı Kanunun 17’inci maddesi ile Vergi Usul Kanununun 242’inci maddesinin 2 no.lı fıkrasının son paragrafı değiştirilmiş ve Maliye Bakanlığı, elektronik defter, belge ve kayıtların oluşturulması, kaydedilmesi, iletilmesi, muhafaza ve ibrazı ile defter ve belgelerin elektronik ortamda tutulması ve düzenlemesi uygulamasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye yetkili kılınmıştır.  
 

ARAÇLARIN KAYIT VE TESCİL YETKİSİ

5766 sayılı Kanunun 18’inci maddesi ile 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununda yapılan değişiklikler yapılmıştır.

Tescil edilmiş araçların her çeşit satış ve devirleri, satış ve devri yapılacak araçtan dolayı motorlu taşıtlar vergisi borcu bulunmadığının tespit edilmesi halinde, araç sahibi adına düzenlenmiş tescil belgesi esas alınarak trafik tescil şube veya bürolarındaki ilgili memurlar
tarafından siciline işlenmek suretiyle yapılacak. Trafik tescil şube veya büroları tarafından yapılmayan her çeşit satış ve devirler geçersiz sayılacak.

Bir diğer söyleyişle bundan sonra, ikinci el araç alım – satım işlemleri bundan sonra noterler vasıtasıyla yapılamayacak, trafik tescil şube veya büroları tarafından yapılacaktır.

Satış üzerine, trafik tescil şube veya bürolarında alıcı adına tescil belgesi veya geçici tescil belgesi düzenlenecek. Ayrıca, tescil edilmiş araçların satış ve devir işlemlerine ilişkin bilgiler, işlemin tamamlanmasının ardından en geç 15 iş günü içinde ilgili vergi dairesi müdürlüklerine bildirilecek.  

Hüküm altına alınan isteme ve bildirme yükümlülüklerini, sorumluluk hükümleri saklı kalmak kaydıyla, elektronik ortamda yaptırmaya ve bu uygulamaya ilişkin usul ve esasları müştereken belirlemeye Gelir İdaresi Başkanlığı ve Emniyet Genel Müdürlüğü yetkili olacak. 

Haciz, müsadere, zapt, buluntu, trafikten men gibi nedenlerle icra müdürlükleri, vergi dairesi müdürlükleri, milli emlak müdürlükleri ile diğer yetkili kamu kurum ve kuruluşları tarafından satışı yapılan araçların satış tutanağının bir örneği, aracın kayıtlı olduğu trafik tescil şube veya bürolarına 3 iş günü içerisinde gönderilecek. Aracı satın alanlar gerekli bilgi ve belgeleri sağlayarak ilgili tescil kuruluşundan bir ay içerisinde adlarına tescil belgesi alacak. Araç satın alıp tescil yaptırmayanlara 115 YTL idari para cezası verilecek.
 

BELGESİZ MAL BULUNDURDUĞU TESPİT EDİLENLERE CEZALI ÖZEL TÜKETİM VERGİSİ TARHİYATI YAPILACAKTIR  

5766 sayılı Kanunun 19/b maddesi ile 4760 sayılı ÖTV Kanununun 4’üncü maddesine aşağıdaki fıkra eklenmiştir.

“Fiilî veya kaydî envanter sırasında bu Kanuna ekli listelerdeki malların belgesiz olarak bulundurulduğunun tespiti halinde, belgesiz mal bulunduran mükelleflere, bu malların alış belgelerinin ibrazı için tespit tarihinden itibaren 10 günlük bir süre verilir. Bu süre içinde alış belgelerinin ibraz edilememesi halinde, belgesi ibraz edilemeyen malın tespit tarihindeki emsal bedeli üzerinden hesaplanan özel tüketim vergisi, alışını belgeleyemeyen mükellef adına re’sen tarh edilir. Tarh edilecek özel tüketim vergisi, asgari maktu vergi tutarına göre hesaplanacak vergiden az olamaz. Bu tarhiyata vergi ziyaı cezası uygulanır. 

Ancak, belgesiz mal bulunduran mükelleflere bu malları satanlara, bu satışları ile ilgili vergi inceleme raporuna dayanılarak özel tüketim vergisi tarhiyatı yapıldığı takdirde, ayrıca alıcıdan özel tüketim vergisi ve buna ilişkin ceza aranmaz.” 

Bilindiği gibi bu Kanuni düzenlemenin KDV açısından uygulaması ise aynı şekilde KDV Kanunu’nun 9’uncu maddesinde de yer almaktadır.
 

ENGELLİLERİN ARAÇLARINI ELDEN ÇIKARMALARINDA ÖTV UYGULANMAYACAK
 
Engelliler 4760 sayılı ÖTV Kanunu’nun 7’nci maddesinin (2) numaralı bendi kapsamında araç alımlarından ÖTV muafiyetinden yararlanmaktaydılar. Ancak, 4760 sayılı ÖTV Kanununun 15/2-a maddesi aşağıdaki şekildedir:
 
 “(II) sayılı listedeki mallardan kayıt ve tescile tabi olanların, veraset yoluyla intikaller hariç ilk iktisabında istisna uygulanan malların istisnadan yararlananlar dışındakilerce iktisabında, ilk iktisabındaki matrah esas alınarak adına kayıt ve tescil işlemi yapılandan, kayıt ve tescili tarihinde geçerli olan oran üzerinden, bu tarihte özel tüketim vergisi alınır.” 

5766 sayılı Kanunun 19/f maddesi ile 4760 sayılı ÖTV Kanunu’nun 15/2-a maddesine aşağıdaki fıkra eklenmiştir:  

“Kanunun 7’nci maddesinin (2) numaralı bendi çerçevesinde istisnadan yararlananlar tarafından bu istisnadan yararlanılarak iktisap ettikleri kayıt ve tescile tabi malları 5 yıldan fazla kullanarak elden çıkarmaları durumunda bu hüküm uygulanmaz.” 

Bu düzenlemelere göre bundan sonra, engelliler iktisap ettikleri araçlarını 5 yıldan fazla kullandıktan sonra engelli olmayan başka birisine devretmeleri/satmaları halinde, bu araç için ilk iktisap tarihinde ödenmeyen ÖTV’nin  beyanı gerekmeyecektir.
 

DERNEK VEYA VAKIFLARIN KİRA GELİRLERİ İLE MENKUL SERMAYE İRADI GELİRLERİ  

5766 sayılı Kanunun 22’inci maddesi ile 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’na eklenen geçici 2’inci madde gereği; 01/01/2008 – 31/12/2015 tarihleri arasında dernek veya vakıflar Gelir Vergisi Kanununun 94’üncü maddesinin (5) numaralı bendi ve geçici 67’nci maddesi kapsamında elde ettikleri ve kesinti suretiyle vergilendirilmiş kazanç ve iratları dolayısıyla iktisadi işletme oluşturmuş sayılmayacaklardır.

TBMM Genel Kurulu’nda, Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunda ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı kabul edilmiştir.
Temel yasa olarak görüşülen kanun tasarısı, yeni maddeler ihdas edilerek ve değişikliklerle Genel Kuruldan geçmiştir.

Önümüzdeki günlerde Cumhurbaşkanı’nın onayı sonrası Resmi Gazete’de yayımlanması beklenen 5766 sayılı Kanun ile yapılan düzenlemelerden bazıları aşağıda kısaca açıklanmaktadır.

 
KURUMLARDA ÖRTÜLÜ KAZANÇ DAĞITIMINDA “HAZİNE ZARARI” ARANACAKTIR

5766 sayılı Kanunun 21’inci maddesi ile 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun “Transfer Fiyatlandırması Yoluyla Örtülü Kazanç Dağıtımı” başlıklı 13’üncü maddesine aşağıdaki fıkra eklenmiştir.   

“Tam mükellef kurumlar ile yabancı kurumların Türkiye’deki işyeri veya daimi temsilcilerinin aralarında ilişkili kişi kapsamında gerçekleştirdikleri yurt içindeki işlemler nedeniyle kazancın örtülü olarak dağıtıldığının kabulü Hazine zararının doğması şartına bağlıdır. Hazine zararından kasıt, emsallere uygunluk ilkesine aykırı olarak tespit edilen fiyat ve bedeller nedeniyle kurum ve ilişkili kişiler adına tahakkuk ettirilmesi gereken her türlü vergi toplamının eksik veya geç tahakkuk ettirilmesidir.”
 

LİMİTED ŞİRKET ALACAKLARI

5766 sayılı Kanunun 3 ve 4’üncü maddeleri ile 6183 sayılı Kanunun 35’inci maddesinde yapılan düzenlemelere göre, limited şirketlerden tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya edilemeyeceği anlaşılan alacaklarda; ortağın şirketteki sermaye payını devretmesi halinde, payı devreden ve devralan şahıslar devir öncesine ait amme alacaklarının ödenmesinden müteselsilen sorumlu tutulacak. Amme alacağının doğduğu ve ödenmesi gerektiği zamanlarda pay sahiplerinin farklı şahıslar olmaları halinde bu şahıslar, amme alacağının ödenmesinden müteselsilen sorumlu olacak. Vergi Usul Kanunu kapsamına giren amme alacaklarının, kanuni ödeme sürelerinde farklı şahısların ortak olması halinde bu hüküm bunlar hakkında da uygulanacak.
 

YURT DIŞINA ÇIKIŞ

5766 sayılı Kanunun 5’inci maddesi ile 6183 sayılı Kanuna eklenen 36/A maddesine göre; Devlete ait olup Vergi Usul Kanunu ile Gümrük Kanunu kapsamına giren amme alacakları ile bunlara ait zam ve cezalarını ödeme emrinin tebliğini takip eden 7 gün içerisinde ödemeyenler ya da haklarında bu alacaklar nedeniyle ihtiyati haciz kararı alınanların yurt dışına çıkışı, alacaklı tahsil dairesinin talebi halinde ilgili makamlarca engellenecek.  

Yurt dışı çıkış tahdidi, 100.000 YTL ve üzerinde olan teminat altına alınmamış amme alacağı için uygulanacak. Bakanlar Kurulu, bu tutarı 10 katına kadar arttırmaya, yarısına kadar indirmeye ve yeniden kanuni tutarına getirmeye yetkili olacak.  

Kamu alacağına karşılık teminat alınması, alacağın tecil edilmesi, borçlunun aciz halinin tespit edilmesi, yargı mercilerince bu alacağının takibinin durdurulmasına karar verilmesi veya takibin kanunen durdurulması gereken diğer hallerde yurt dışı çıkış tahdidi, alacaklı tahsil dairesinin talebi üzerine ilgili makamlarca kaldırılacak.  

Amme borçlusu hakkında uygulanan yurt dışı çıkış tahdidi, hastalık, iş bağlantısı gibi zorunlu hallerde alacaklı tahsil dairesinin uygun görmesi ve bildirimi üzerine ilgili makamlar tarafından kaldırılacak, ancak kaldırılmış olması yeniden uygulanmasına mani olmayacak. 

Amme borçlusuyla birlikte amme alacağının ödenmesinden sorumlu olan ve amme borçlusu sayılan kişiler hakkında da yurt dışı çıkış tahdidi uygulanacak.

 
5084 SAYILI KANUN KAPSAMINDA TEŞVİKLİ BÖLGELERDE ASGARİ GEÇİM İNDİRİMİ UYGULAMASI  

5766 sayılı Kanunun 8’inci maddesi ile Gelir Vergisi Kanununa geçici 73’üncü madde eklenmiştir.  

Buna göre, 5084 sayılı Yatırımların ve istihdamın Teşviki Kanunu kapsamında, Gelir Vergisi Stopajı Teşviki uygulanan işçi ücretlerinin vergilendirilmesinde asgari geçim indirimi öncelikle dikkate alınacaktır. 

Bu madde hükümlerinin uygulanmasına ilişkin esas ve usulleri Maliye Bakanlığı belirleyecektir.
 

DAMGA VERGİSİ KANUNUNDA YAPILAN DEĞİŞİKLİKLER  

5766 sayılı Kanunun 9’uncu maddesi ile Damga Vergisi Kanununda da bazı değişiklikler yapılmıştır. Bunlardan bazıları;  

İşverenlerce çalışanlara hizmet karşılığı yapılan avans ödemeleri, damga vergisine tabi olacaktır. (5766 s.k. Md. 10/ç)  

Yurt dışında ölen kişilerin cenazesinin Türkiye’ye girişi sırasında düzenlenen evraktan, damga vergisi alınmayacak. (5766 s.k. Md. 10/e)  

GAYRİMENKUL İŞLEMLERİ

5766 sayılı Kanunun 11’inci maddesi ile 492 sayılı Harçlar Kanununda yapılan düzenlemelere göre; menkul ve gayrimenkul mallar hakkında alım, satım, taahhüt ve rehinle ilgili her nevi mukavele, senet ve kağıtlarda değer gösterilmesi zorunlu olacak. Gayrimenkul devir ve iktisaplarında tapu ve kadastro harcı, emlak vergisi değerinden az olmamak üzere, beyan edilen devir ve iktisap bedeli üzerinden hesaplanacak. Tapuda yapılan işlemden sonra, emlak vergisi değerinden daha düşük bir bedel üzerinden harç ödendiğinin veya beyan edilen devir ve iktisap bedelinin gerçek durumu yansıtmadığının anlaşılması durumunda, aradaki  farka isabet eden miktar tarh edilecek. Tapu ve kadastro harcında, vergi ziyaı cezası yüzde 25 olarak uygulanacak.  
 

KATMA DEĞER VERGİSİ KANUNUNDA YAPILAN DEĞİŞİKLİKLER  

5766 sayılı Kanunun 12’inci maddesi ile KDV Kanununun “Mal ve Hizmet İhracatı” başlıklı 11’İnci maddesinde yapılan değişiklik ile, Serbest bölgelerdeki müşteriler için yürütülen fason hizmetlerde, bu bölgelerde uygulanan KDV istisnasından yararlanacak. Bunun için; fason hizmet serbest bölgede faaliyet gösteren müşteriler için yapılmış olmalı ve fason hizmetten serbest bölgede faydalanılmalıdır.

Yine 5766 sayılı Kanunun 12’inci maddesi ile KDV Kanununa eklenen geçici 26’ıncı maddeye göre; Birleşmiş Milletler (BM) temsilciliği, BM’ye bağlı fon ve özel ihtisas kuruluşları ile İktisadi İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatının (OECD) Türkiye'deki faaliyetleriyle ilgili mal ve hizmet alımları, KDV’den muaf olacak.
 

ELEKTRONİK DEFTER, BELGE VE KAYITLAR

5766 sayılı Kanunun 17’inci maddesi ile Vergi Usul Kanununun 242’inci maddesinin 2 no.lı fıkrasının son paragrafı değiştirilmiş ve Maliye Bakanlığı, elektronik defter, belge ve kayıtların oluşturulması, kaydedilmesi, iletilmesi, muhafaza ve ibrazı ile defter ve belgelerin elektronik ortamda tutulması ve düzenlemesi uygulamasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye yetkili kılınmıştır.  


ARAÇLARIN KAYIT VE TESCİL YETKİSİ

5766 sayılı Kanunun 18’inci maddesi ile 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununda yapılan değişiklikler yapılmıştır.

Tescil edilmiş araçların her çeşit satış ve devirleri, satış ve devri yapılacak araçtan dolayı motorlu taşıtlar vergisi borcu bulunmadığının tespit edilmesi halinde, araç sahibi adına düzenlenmiş tescil belgesi esas alınarak trafik tescil şube veya bürolarındaki ilgili memurlar tarafından siciline işlenmek suretiyle yapılacak. Trafik tescil şube veya büroları tarafından yapılmayan her çeşit satış ve devirler geçersiz sayılacak.  

Bir diğer söyleyişle bundan sonra, ikinci el araç alım – satım işlemleri bundan sonra noterler vasıtasıyla yapılamayacak, trafik tescil şube veya büroları tarafından yapılacaktır.


Satış üzerine, trafik tescil şube veya bürolarında alıcı adına tescil belgesi veya geçici tescil belgesi düzenlenecek. Ayrıca, tescil edilmiş araçların satış ve devir işlemlerine ilişkin bilgiler, işlemin tamamlanmasının ardından en geç 15 iş günü içinde ilgili vergi dairesi müdürlüklerine bildirilecek.  

Hüküm altına alınan isteme ve bildirme yükümlülüklerini, sorumluluk hükümleri saklı kalmak kaydıyla, elektronik ortamda yaptırmaya ve bu uygulamaya ilişkin usul ve esasları müştereken belirlemeye Gelir İdaresi Başkanlığı ve Emniyet Genel Müdürlüğü yetkili olacak. 

Haciz, müsadere, zapt, buluntu, trafikten men gibi nedenlerle icra müdürlükleri, vergi dairesi müdürlükleri, milli emlak müdürlükleri ile diğer yetkili kamu kurum ve kuruluşları tarafından satışı yapılan araçların satış tutanağının bir örneği, aracın kayıtlı olduğu trafik tescil şube veya bürolarına 3 iş günü içerisinde gönderilecek. Aracı satın alanlar gerekli bilgi ve belgeleri sağlayarak ilgili tescil kuruluşundan bir ay içerisinde adlarına tescil belgesi alacak. Araç satın alıp tescil yaptırmayanlara 115 YTL idari para cezası verilecek.
 

BELGESİZ MAL BULUNDURDUĞU TESPİT EDİLENLERE CEZALI ÖZEL TÜKETİM VERGİSİ TARHİYATI YAPILACAKTIR  

5766 sayılı Kanunun 19/b maddesi ile 4760 sayılı ÖTV Kanununun 4’üncü maddesine aşağıdaki fıkra eklenmiştir.

“Fiilî veya kaydî envanter sırasında bu Kanuna ekli listelerdeki malların belgesiz olarak bulundurulduğunun tespiti halinde, belgesiz mal bulunduran mükelleflere, bu malların alış belgelerinin ibrazı için tespit tarihinden itibaren 10 günlük bir süre verilir. Bu süre içinde alış belgelerinin ibraz edilememesi halinde, belgesi ibraz edilemeyen malın tespit tarihindeki emsal bedeli üzerinden hesaplanan özel tüketim vergisi, alışını belgeleyemeyen mükellef adına re’sen tarh edilir. Tarh edilecek özel tüketim vergisi, asgari maktu vergi tutarına göre hesaplanacak vergiden az olamaz. Bu tarhiyata vergi ziyaı cezası uygulanır. 

Ancak, belgesiz mal bulunduran mükelleflere bu malları satanlara, bu satışları ile ilgili vergi inceleme raporuna dayanılarak özel tüketim vergisi tarhiyatı yapıldığı takdirde, ayrıca alıcıdan özel tüketim vergisi ve buna ilişkin ceza aranmaz.” 

Bilindiği gibi bu Kanuni düzenlemenin KDV açısından uygulaması ise aynı şekilde KDV Kanunu’nun 9’uncu maddesinde de yer almaktadır.
 

ENGELLİLERİN ARAÇLARINI ELDEN ÇIKARMALARINDA ÖTV UYGULANMAYACAK
 
Engelliler 4760 sayılı ÖTV Kanunu’nun 7’nci maddesinin (2) numaralı bendi kapsamında araç alımlarından ÖTV muafiyetinden yararlanmaktaydılar. Ancak, 4760 sayılı ÖTV Kanununun 15/2-a maddesi aşağıdaki şekildedir:
 
 “(II) sayılı listedeki mallardan kayıt ve tescile tabi olanların, veraset yoluyla intikaller hariç ilk iktisabında istisna uygulanan malların istisnadan yararlananlar dışındakilerce iktisabında, ilk iktisabındaki matrah esas alınarak adına kayıt ve tescil işlemi yapılandan, kayıt ve tescili tarihinde geçerli olan oran üzerinden, bu tarihte özel tüketim vergisi alınır.” 

5766 sayılı Kanunun 19/f maddesi ile 4760 sayılı ÖTV Kanunu’nun 15/2-a maddesine aşağıdaki fıkra eklenmiştir:  

“Kanunun 7’nci maddesinin (2) numaralı bendi çerçevesinde istisnadan yararlananlar tarafından bu istisnadan yararlanılarak iktisap ettikleri kayıt ve tescile tabi malları 5 yıldan fazla kullanarak elden çıkarmaları durumunda bu hüküm uygulanmaz.” 

Bu düzenlemelere göre bundan sonra, engelliler iktisap ettikleri araçlarını 5 yıldan fazla kullandıktan sonra engelli olmayan başka birisine devretmeleri/satmaları halinde, bu araç için ilk iktisap tarihinde ödenmeyen ÖTV’nin  beyanı gerekmeyecektir.
 

DERNEK VEYA VAKIFLARIN KİRA GELİRLERİ İLE MENKUL SERMAYE İRADI GELİRLERİ  

5766 sayılı Kanunun 22’inci maddesi ile 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’na eklenen geçici 2’inci madde gereği; 01/01/2008 – 31/12/2015 tarihleri arasında dernek veya vakıflar Gelir Vergisi Kanununun 94’üncü maddesinin (5) numaralı bendi ve geçici 67’nci maddesi kapsamında elde ettikleri ve kesinti suretiyle vergilendirilmiş kazanç ve iratları dolayısıyla iktisadi işletme oluşturmuş sayılmayacaklardır.



 

07.06.2008

Kaynak: www.MuhasebeTR.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)

>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.

>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> SGK Teşvikleri (156 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.


GÜNDEM