YAZARLARIMIZ
Dursun Ali Yaz
Serbest Muhasebeci Mali Müşavir
Yeditepe Üniversitesi, MBA
aliyaz@suadiyedenetim.com.tr



Muhasebe Kaça Ayrılır?

Giriş

Muhasebenin bilim dalı olarak kabul görmesindeki en büyük pay, akademik çalışmaların zenginliği veya aşılması gereken sistematik adımların tamamlanmış olmasında değil, ticaretin doğal seyrinde aranmalıdır. Yazar, doğru iz üzerinde olduğunun emarelerinden en başat olanına, halen akademik düzeyde muhasebe biliminin sınıflandırılmasında ortak bir paydaya gelinememiş olmasını sunacaktır. 

Bunun yanında muhasebe kuramları tarihinin, muhasebe uygulamaları tarihi kadar geçmişi olmamasının payını da unutmamak gerekir[1]. Muhasebe sadece bir kelime veya sözcük değildir. Bilimsel bir terimdir. Her bilim dalı, bir üst-dile sahiptir. Mesela kamu kurumlarına ödenen her para, sıradan vatandaş nezdinde ‘vergi’ olarak adlandırılabilir. Ancak muhasebe biliminde gündelik dile uyarak ‘vergi’ deyip geçemeyiz. Yapılan bu ödeme, belki geçici vergi, belki gelir vergisidir. Hatta vergi bile değil; harç, resim, teminat veya mahsup işlemine konu bir ödemede olabilir. Elbette ki ilgili kavrama göre kullanılacak hesap ve raporlaması farklı olacaktır.

Muhasebe Kuramı

Muhasebe kuramları, muhasebe olgularının muhasebeleştirmesine ait sistemleri ve bunlara ilişkin ilke ve kavramları araştırmak, incelemek ve ortaya koyduğu bulgularla muhasebe tekniğinin ve uygulamalarının geliştirilmesine katkıda bulunmaktır[2], biçiminde tanımlanmaktadır. Genelde muhasebe kuramlarının, hesap kuramları olarak da ele alındığı gözlenmektedir[3].

Gerçektende muhasebe kuramlarının adları, doğuş biçimleri, içerikleri gibi konularda yazarlar arasında görüş birliği olmadığı görülmektedir. Muhasebe kuramları tarihçilerinin ise bu duruma açıklık getirdiklerini ve nedenlerini ortaya koyduklarını söylemek güçtür[4].

Her bilim dalının birincil metinlerine ‘kuramsal eserler’ adı verilir. Mesleğimizin kurallarını çizen bu sıkıcı kitapların tamamı, yakın zamana kadar üniversite hocaları tarafından kaleme alınmaktaydı. Literatür dediğimiz ikincil metinler ise kitap okumayı boş zaman eğlencesi gören bir toplumda zaten yaşam şansı bulamadı.

Başyapıtlar kuram oluşturmak için kaleme alınır. Başka bir ifadeyle ‘kuram’ oluşturan eserler, başyapıttır. Peki ‘kuram’ teriminden ne anlamalıyız? Türk Dil Kurumu, ‘Bir bilime temel olan kurallar, yasalar bütünü’ şeklinde tanım verirken, Meydan Larousse ise; ‘Bir olaylar demetini açıklamaya yönelik kurallar, bilimsel yasalar bütünü’ şeklinde tarif eder. Düşünceler ne kadar güçlü olursa olsun, belli bir sistematik süzgeçten damıtılmaz ise kuram haline dönüşemez, özellikle sosyal bilimler alanında.

Öncelikle uzun zaman içinde uygulanarak örf ve adetlerin oluşması gerekir[5]. Bu da aynı olayın farklı kişilerce tatbik edilmesi durumunda benzer sonuçların elde edilebilmesiyle mümkündür. Ardından genel kabul görmüş bu kuralların hepsi sınıflandırmaya tabi tutulur[6]. Bu aşama, kuramların alt yapısını oluşturan kavramların da kuluçka evresidir. Böylelikle geniş kesimlerin üzerinde mutabık kaldığı kurallar bütünü ortaya çıkar. Çelişkilerin minumum, uyumun ise maksimum düzeye eriştiği kurallar demetine ise ‘kuram’ başka bir ifadeyle ‘bilim’ diyoruz.

Muhasebenin Bölümleri

Muhasebenin kaça ayrıldığını öğrenmek istediğimizde, her kuram kitabının farklı sayı ve başlıkları işaret ettiğini görmekteyiz. Kimi muhasebe kitaplarında; Genel (Finansal) Muhasebe, Şirketler Muhasebesi, Maliyet Muhasebesi ve Yönetim Muhasebesi şeklinde dörde[7], kimisinde ise Genel Muhasebe, Uzmanlık Muhasebeleri (Maliyet muhasebesi, Banka muhasebesi, Sigorta muhasebesi vs.), Yönetim Muhasebesi gibi daha çetrefilli bölümlere[8] [9], eski kitaplarda Genel (Finansal) Muhasebe, İşletme (Maliyet) Muhasebesi ve Yönetim Muhasebesi olmak üzere üçe[10] ve benim çok beğendiğim bir eserde ise Genel Muhasebe, Maliyet ve Yönetim Muhasebesi olmak üzere üçe[11] ayrılmıştır.

Değinmeden geçmek doğru olmaz sanırım, Harvard Üniversitesi’nin bu alanda başucu kitabı olan ‘Accounting’[12] isimli eser ise, Finansal Muhasebe, Yönetim Muhasebesi ve Vergi Muhasebesi olmak üzere muhasebe bilimini üç kısımda sınıflandırmayı uygun bulmuştur.

Açıkçası meslektaşlarımızın temel alabileceği kuramsal yapıtlarda görüş birliği oluşmamakla birlikte, bize göre muhasebe bilimi üçe ayrılmaktır. Bunlar;

1.) Finansal Muhasebe; Genel muhasebe, işletme muhasebesi veya ticaret muhasebesi şeklinde de adlandırıldığı görülmektedir. Tüm finansal bilgileri kaydederken, sınıflandırırken ve raporlarken belli ilke ve kavramlar ışığında sistematik olarak işleyen bir sistemdir. İşletmenin varlıkları ve bu varlıkları elde ederken kullandığı kaynakları, bunun yanında belirli dönemler sonunda ‘kâr veya zarar’ edip etmediği sorusuna cevap arayan muhasebe dalıdır.

Hemen belirtelim, genel muhasebede kullanılan teknikler ve hazırlanan veriler olmadan ne yönetim muhasebesi ne de vergi muhasebesi yapılmasına imkân yoktur. Bu yüzden tüm mesleki kitaplarımız, genel muhasebe veya finansal muhasebe başlığıyla yayımlanır.

2.) Yönetim Muhasebesi; Finansal muhasebeden sayısal verileri, maliyet muhasebesinden miktarsal bilgileri alarak, bunları tahmine dayanan tablolara dönüştürür ve raporlayarak idari kademelere sunar.

Yönetim muhasebesi, karar alma ve planlama için bilgi sağlayarak işletmelerin karar alma ve planlama sürecine katılır, günlük faaliyetlerin kontrol ve yönetiminde yöneticilere yardımcı olur[13]. Gelişmekte olan ülkelerin hemen hemen tümünde görülen ‘kesin maliyet verilerini bilmemek’ ve bu nedenle de ‘etkin bir yönetim aracından yoksun kalmak’ gibi kronikleşmiş sorunlar Türkiye için de geçerlidir[14]. Dolayısıyla maliyet muhasebesinin yönetim muhasebesinin bir alt dalı şeklinde değerlendirilmesi gerçek hayatın doğal bir yansıması olacaktır.

Yasal prosedürlere, usûl ve şekil şartlarına bağlı olmadığı gibi müesseselerin tüm işlemlerini yönetim kademesine sunmak üzere pragmatik bir açıdan kayıt eden, raporlayan, tahminler yürüten, zamana ve ekonomik şartlara göre kendini yenileyen ve geliştiren bir raporlama sistemidir.

Yönetim muhasebesi her düşüncesini sayılara indirgemek zorunda kalmaz. Hatta çoğu çalışmasında akçeli işlere hiç girmeyen bir görünüm sergiler. Belli formül ve denklemleri bir kaldıraç gibi kullanır. Bu sebeple, ulaştığı her sonuç, her yönetici için farklı bir sebeptir ve o sebeplerin her birinden farklı sonuçlar çıkar.

Finansal muhasebeyi yönetim muhasebesinden ayıran en belirgin özellik, finansal muhasebenin geriye dönük çalışan bir yapıya sahip olmasıdır. Başka bir ifadeyle finansal muhasebe departmanından alınan tüm veriler geçmiş döneme aittir. Zira ‘Bilanço’, ‘Gelir Tablosu’ ve ‘Satışların Maliyeti Tablosu’ gibi temel mali tabloların tamamı, üzerlerinde yazılı tarihten sonra hazırlanmıştır..

Yönetim Muhasebesi ile Finansal Muhasebe Arasındaki Ortak Yönler

Geleceğe dönük tahminleri içeren yönetim muhasebesinin yönetime sunduğu veriler, karar alma sürecinde yeterli olmaz. Geçmişe dönük bilgiler içerse de finansal muhasebe tarafından sunulan temel mali tablolar ve bunlar üzerinde yapılan finansal analizler, yönetim muhasebesi verilerini tamamlayıcı nitelik arz eder.

Yönetim muhasebesinin alt dalı olan maliyet muhasebesinden elde edilen, hammadde, yarı mamul ve mamullerin dönem sonu stok rakamları, maliyetleri, artık, fire ve ıskartalar finansal muhasebe tarafından hazırlanan ‘Bilanço’, ‘Gelir Tablosu’ ve ‘Satışların Maliyeti Tablosu’ hazırlanırken ihtiyaç duyulan en gerekli bilgiler arasında yer alır.

Bilançoda yer alan stoklar, gelir tablosunda yer alan satılan mamul veya satılan ticari malın maliyeti, satışların maliyeti tablosunda yer alan dönem sonu stok veya dönem maliyetleri yönetim muhasebesinin alt dalı olan maliyet muhasebesinden tedarik edilir.

Gerek yönetim muhasebesinden gerekse finansal muhasebeden elde edilen çıktıların temeli, kanıtlayıcı belgeye sahip olsun veya olmasın aynı iş veya işlemlerden oluşur. İşleme alma veya bölümlemede sistemsel farklılıklar olmasına rağmen, sonuçta her iki disiplinin amacı, işletme yöneticilerine karar almalarında yardımcı olmak üzere doğru bilgiyi zamanında sunmaktır.

Yönetim Muhasebesinin Finansal Muhasebeden Farklılıkları

Finansal muhasebenin hâkim olduğu atlas, yönetim muhasebesine kıyasla belirgin farklılıklara sahiptir. Finansal muhasebeden alınan bilgi ve raporların geçmişe dönük olduğunu belirtmiştik. Geçmişe dair bu raporlar şirket yöneticilerinin geleceğe yönelik karar almalarına yetecek donanımdan uzaktır.

Tarihsel verilerin bu açıdan yetersiz kaldığı durumlarda ise yönetim muhasebesi, geleceğe yönelik tahminler yapmak ya da kendisi dışında yapılmış tahminleri toparlayıp senteze ulaşmak yoluyla, yönetim kademesine yardımcı olmaya çalışır.

Örneğin, bir kapasite artırma kararına ışık tutmak üzere, son dönemlerde var olan kapasitenin ‘kullanılmamış’ kısmı (üretilmemiş mamul miktarı) ya da tam kapasitede çalışılıyorsa, kapasite yetersizliği nedeniyle ‘karşılanamamış’ talep miktarı (yapılmamış satışlar) ve bunun sonucu ‘kaçırılmış’ gelir ve kârlar yönetim muhasebesi için önemli olabildiği halde, bu verilerin finansal muhasebede yeri yoktur[15].

Yönetim muhasebesi, tek düzen hesap planında yer alan finansal rakamların görünen yüzünden farklı olarak hesapların özüne ulaşılmasını sağlayacak fiziksel cins ve miktarlar, rasyolar, tahminler, analizler, yorumlamalar, verilen kararların kontrolüne ve denetimine ilişkin çalışmaları esas alır. Bu çalışmalar esnasına, finansal muhasebede olduğu gibi yapılan işlemlere dayanak teşkil edecek ispat edici kâğıtlara veya herhangi bir şekil şartına tabi değildir.

Yönetim muhasebesi, herhangi bir şekil şartına tabi olmadığı gibi tutulan kayıtlar yönünden de herhangi bir sistematiğe veya usûl şartına da bağlı değildir. Her işletme kendi sistematiği veya işleyişi çerçevesinde bir düzen oluşturma özgürlüğüne sahiptir.

Finansal muhasebe, bir şirketin yasal çerçevede hazırlanan finansal bilgilerini işletme yöneticilerine ilaveten ilgili üçüncü şahıslara yönelik hazırlarken, yönetim muhasebesi herhangi bir yasal kaygıdan uzak, gerek rakamsal gerekse miktarsal açıdan çok geniş yelpazede hazırladığı raporları, şirket yöneticilerinin talepleri uyarınca hazırlamayı hedefler.

3.) Vergi Muhasebesi; Şirketlerin ticari faaliyetleri sonucunda elde ettiği kârlardan şirket ortaklarının olduğu kadar devletin de hakkı vardır. Kısaca bu paya ‘vergi’ diyoruz. Verginin konusu, matrahı ve oranı şirketlerin türüne, sektörüne, yatırım yaptıkları alanlara, işçi sayılarına, muafiyet ve istisna durumlarına, gelir dilimlerine göre farklılaşabilir.

Tüm ticari ve mali faaliyetleri kayıt altına alan, bunları belli esaslara göre sınıflandıran ve uluslararası standartlara göre tablo halinde sunan muhasebe bilimi, aynı çalışmalar ile eş güdümlü olarak şirketlerin elde ettikleri veya edecekleri kârlar üzerinden ödenecek vergi miktarını da hesaplamak ve kayıt altına almak durumundadır. Bu amaca yönelik olarak tutulan muhasebeye ise vergi muhasebesi adı verilmektedir.

Bu alandaki ikincil eserlerin fazlalığına karşın kuramsal metin eksikliği[16] nedeniyle Vergi Muhasebesi’nin, muhasebe biliminin alt dalları arasında gösterilmeye değer bulunduğunu söylemek şimdilik güçtür.


[1] Prof.Dr. Oktay Güvemli, Muhasebe Tarihi, 1.Cilt, İstanbul YMM Odası Yayınları, İstanbul, 2000, s. 8.

[2] Hikmet Keyman, Muhasebede Nazariyeler, Kardeş Matbaası, Ankara, 1967.

[3] Mehmet Yazıcı, Ahmet Durmuş, Muhasebe Kuramları ve Uygulamaları, 2. Baskı, İstanbul, 1975.

[4] Oktay Güvemli, a.g.e., s. 10.

[5] Prof.Dr. M. Âkif Aydın, Türk Hukuk Tarihi, Genişletilmiş 5.Baskı, Hars Yayıncılık, İstanbul, 2005.

[6] Prof.Dr. Fatma Erkman-Akerson, Edebiyat ve Kuramlar, İthaki yayınları, İstanbul, 2010, s. 22- 29.

[7] Prof.Dr. İbrahim Lazol, Genel Muhasebe, Ekin Basım, 14.Baskı, Bursa, 2008.

[8] A. Tugay Yücel, Genel Muhasebe, Hesap Uzmanları Derneği, İstanbul, 2010, s. 8, 9.

[9] Doç.Dr. Kemalettin Çonkar, Hikmet Ulusan, Mehmet Öztürk, Genel Muhasebe, Gazi Kitabevi, Ankara, 2001, s. 6, 7.

[10] Prof. Jale Sihay, Genel Muhasebe, Ankara İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi Yayını, 2.Baskı, Kalite Matbaası, Ankara, 1975, s. 6, 7.

[11] Prof. Dr. Orhan Sevilengül, Genel Muhasebe, Genişletilmiş 11.Baskı, Gazi Kitabevi, Ankara, 2003, s. 19, 20.

[12] Robert N. Anthony, David F. Hawkins, Kenneth A. Merchant, Accounting Text&Cases, Twelfth Edition, McGraw-Hill International Ed.,USA, 2007, s. 4- 6.

[13] Fatih Kemal Ebiçlioğlu - Abdülkadir Kahraman, Yönetim Muhasebesi, TÜRMOB, Ankara 2000, s. 4, 5.

[14] Murray D. Bryce, Inustrial Development, A Guiade for Accelerating Economic Growth, Mc Graw – Hill Book Co. Inc., Newyork-Toronto-London, 1960, s. 162.

[15] Prof.Dr. H. Kamil Büyükmirza, Maliyet ve Yönetim Muhasebesi, 15.Baskı, Ankara, Ekim 2010, s. 30.

[16] Ender örnek eserlerden; Alper Şimşek, Servet Özkök, Vergi Muhasebesi, 3.Baskı, Oluş Yayıncılık, Ankara, 2009.

21.10.2013

Kaynak: www.MuhasebeTR.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)

>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.

>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> SGK Teşvikleri (156 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.


GÜNDEM