YAZARLARIMIZ
Adem Kayaoğlu
Serbest Muhasebeci Mali Müşavir
Kıdemli Denetçi
adem.kayaoglu@jhiturkey.com



Kurumlar Vergisi Kanunu’nda Zarar Mahsubu ile 6111 Sayılı Yasa ile Getirilen Uygulama Durumları

Bu yazımda 5520 Sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 9. Maddesi ile getirilen “Zarar Mahsubu” hükümlerinden “Geçmiş Yıllar Zararlarının mahsubu, Devir ve Bölünme Hallerinde Zarar Mahsubu ile Yurtdışı Faaliyet Zararlarının” uygulanma hükümleri ile “Zarar Mahsubu” hükümlerinin 6111 sayılı Kanun ile ortak hükümlerine değineceğim.

Zarar Mahsubu halinde geçmiş yıl mali zararlarının Ticari Kazanç oluşması durumunda uygulama hükümlerine madde madde olarak açıklamalara yer vereceğim.

-         Geçmiş yıllar Mali Zararlarının Ticari Kazanç oluşana kadar her dönem beyannamesinde ayrı ayrı gösterilmesi ile

-         Geçmiş yıllar Mali Zararlarının 5 hesap döneminden fazla nakledilmemesi esastır.

Devir ve Bölünme Hallerinde ise zarar mahsubunun uygulanma esasları ise;

-         Devir halinde devralınan kurumların devir tarihi itibarıyla öz sermaye tutarını geçmeyen zararları ile

-         Tam bölünme işlemi sonucu bölünen kurumun öz sermaye tutarını geçmeyen zararları’dır.

Devir ve Bölünme halinde yukarıda bahsi geçen ve Vergi Usul Kanunu’nda da bahsedilen “Özsermaye Tutarı” devir ve/veya tam bölünme durumuna konu olan kurumunAktif Toplamı-Borçlar’ıdır. Örneğin;

Aktif Toplamı                        : 500 birim

Borçlar                                : 450 birim

Sermaye                            : 300 birim

Geçmiş Yıllar Zararları (-)   : 250 birim

Yukarıda bahsi geçen örneği açıklayacak olursak; kurumun aktif toplamının 500 birim, borçlarının ise 450 birim olması halinde devir ve/veya tam bölünmeye konu olan şirketin zarar mahsubunun sadece gelecek 5 hesap dönemi içinde zarar mahsubu sadece 50 birim olacaktır. Burada firmanın geçmiş yıllar zararlarının 250 birim olması bu durumu değiştirmeyecektir.

Devralınan ve/veya tam bölünmeye giden kurumun özsermaye’sinin sıfır veya negatif olması halinde zarar mahsubu söz konusu olmayacaktır.

Yurtdışı Faaliyetin Zarar ile Sonuçlanması durumunda;

Kurumlar Vergisi Kanunu’nda 3. Maddesinde 2 tür mükellefiyetten bahsedilmektedir. Bunlar Tam ve Dar Mükellefiyet türleridir.Tam Mükellef Kurumlar kanuni veya iş merkezleri Türkiye’de bulunanlar, gerek Türkiye içinde gerekse Türkiye dışında elde ettikleri kazançların tamamı üzerinden vergilendirilmektedir. Kanun koyucu Türkiye’de Tam Mükellef kurumların gerek yurtiçi gerekse yurtdışı kazançları üzerinden ( Kurumlar Vergisi Kanunu 5. Madde istisna hükümleri hariç ) vergi alma hükümleri ile yurtdışı faaliyet sonucunu zarar ile sonuçlandırması durumunda da bu yurtdışı zararı bir takım şartlar dahilinde Türkiye’deki kazançlarından mahsup edebilme imkanı tanımaktadır. Bunlar;

-         Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 5. Maddesi ile getirilen yurtdışı kazanç istisnalarından dolayı oluşan zararların Türkiye’deki kazançlardan mahsubu mümkün değildir.

-         Yurtdışında oluşan zararın yurtdışında mahsup edilmesi halinde veya gider yazılması halinde bu mahsuptan önceki kazancın Türkiye’deki kayıtlara intikal ettirilmesi esastır.

-         Yurtdışında ilgili ülke mevzuatına göre oluşan zararın ilgili ülkede denetim yetkisine sahip kuruluşlara incelettirilerek, rapora bağlanması ve bu raporun Türkçe’ye tercüme ettirilerek Türkiye’de bağlı bulunulan vergi dairesine verilmesi zorunludur. Yurtdışında denetim yetksine sahip kuruluşun bulunmaması halinde ise ilgili ülkede Türk Elçilik-konsolosluk veya Türk menfaatlerini koruyan temsilciliklere onaylatılarak Türkiye’de bağlı bulunulan vergi dairesine verilmesi zorunludur.

-         Yurtdışı zarar mahsubu halinde ilgili mükellefin son 5 yıla ilişkin denetim raporlarını hazırlattırıp Türkiye’de bağlı bulunulan vergi dairesine vermesi zorunludur. ( KVK 1 no.lu Tebliğ 9.3.2 bölümü )

-         Ayrıca Tam Mükellef kurumların yurtdışındaki kazanç ve zararlarını Türkiye’de sonuç hesaplarına aktarırken aynı para cinsinden kayıtlara intikal ettirmesi gerekmektedir. Örneğin 2010 yılı zararını Euro olarak kayıtlarına alan bir mükellef,  2011 yılı karınıda yine Euro olarak kayıtlarına intikal ettirmesi gerekmektedir.

Ayrıca tüm meslek camiamızın da bildiği üzere tekrar bir konuyu hatırlatma ihtiyacı hissetmekteyim. Özellikle firmaların Muhasebe Departmanı yöneticilerinin çok sık değiştiği kurumlarda Matrah Arttırımı konusunu özellikle irdelemek ve bir hata yapmamak adına geriye yönelik olarak yapılan bir takım düzenlemeleri de çok sıkı takip edilmesi gerekmektedir.

6111 sayılı Kanun’un 6. Maddesi ile 2006, 2007, 2008 ve 2009 yılları Kurumlar Vergisi sonucu ZARAR HALİ ile sonuçlanmış olmasına rağmen Matrah Arttırımından faydalanan mükelleflerin bu yıllara ilişkin Zararlarının ancak %50’sinden faydalanabilecektir. Buna göre, 2007, 2008 ve 2009 yılları sonucu ZARAR olan ve Matrah Arttırımı hükümlerinden faydalanan mükellefler 2012 ve izleyen yıllarda Kurumlar Vergisi Beyannamelerini hazırlama safhasında vergi matrahı oluşması halinde 2007, 2008 ve 2009 yılı Mali Zararlarının ancak %50’sini Geçmiş Yıllar Zararı olarak yazımın 2. Paragrafında belirtilen hükümler çerçevesinde mahsup edebileceklerdir. 

05.12.2012

Kaynak: www.MuhasebeTR.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)

>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.

>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> SGK Teşvikleri (156 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.


GÜNDEM