BASINDAN YAZILAR
Mustafa TAN - Dövizli Borçlarda Vergi Doğabilir - MuhasebeTR

Mustafa TAN - Dövizli Borçlarda Vergi Doğabilir

Finansal piyasalarda yıl içinde ciddi dalgalanmalar yaşadık. Özellikle de yaza girerken döviz kurlarında yukarı yönlü sert hareket izlemiştik. Yılın sonuna yaklaşırken ise piyasalarda gevşeme yaşanmaya başlandı.

Döviz kurlarındaki bu düşme, uluslararası piyasalarda geçen haftalarda ABD Doları’nın değer kaybına, Amerikan Merkez Bankası FED’in açıklamalarına bağlanıyor.

Döviz kurlarında aşağı veya yukarı yönlü hareket yaşandığında vergiye tabi  kazanç doğrudan etkilenmektedir. Çünkü döviz cinsinden olan tüm alacak ve borçların YTL cinsinden değeri değişmektedir.

Bu yazımızda yabancı para cinsinden ortaktan alınan ve örtülü sermaye niteliği taşıyan borçlarda kurdaki düşmeyle meydana gelen azalmayı vergisel açıdan ele alacağız.

 

Ortaktan borç alınabilir

Yeni Kurumlar Vergisi Kanunu yasalaştıktan sonra önemli gördüğümüz bazı konuları bu köşeden sizlere aktarmıştık. Yeni uygulamayla birlikte ortakların şirketlerine borç para vermeleri ve bu para karşılığında faiz almalarının önü açılmıştır. Eski uygulamada örtülü sermaye kabul edilen bu borçlanmaların faiz, kur farkı vb. giderleri kazançtan düşülemiyordu.

Referans’ta 7 Temmuz 2006 tarihli “hangi para birimi üzerinden borç vermeli” başlıklı yazımızla ilgili okurlarımızdan çeşitli sorular aldık. Şirket ortaklarının, reel kayba uğramamak, faiz üzerinden stopaj sorumluluğu yaratmamak, beyanname vermek zorunda kalmamak için yabancı para cinsinden faizsiz borç para vermeyi daha çok tercih ettikleri anlaşılmaktadır.

Döviz cinsinden faizsiz olarak borç alan şirket, kurlarda artış yaşanırsa, oluşacak kur farkını gider kaydedecektir. Bu noktada, borç veren ortak açısından yapılacak bir işlem bulunmamaktadır. Ancak örtülü sermaye sınırı aşılmış, yani ortaktan özsermayenin üç katı tutarında borç para alınmışsa, sınırı aşan kısma ait kur farkları gider olarak kazançtan düşülemeyecektir.

Bu noktada şu soru gündeme geliyor. Borç aldığımızdaki kur, borcu ödediğimizde veya dönem sonunda kurdan daha düşükse ne yapacağız? Bu borcun kur farkı gideri olsaydı bir kısmı kanunen kabul edilmeyecekti. Kurda düşmeyle oluşan kazançta da aynı mantık geçerli olur mu, soruları bize yöneltilen sorular arasında.

 

Kur düşmesindeki gelir vergiye tabi

Örtülü sermaye ve transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü kazanç dağıtımı  müesseseleri kurumlar vergisinin vergi güvenliğini sağlamaya yöneliktir. Örtülü sermayede, şirket kazancının ortaklardan veya ilgili kişilerden borçlanma yoluyla vergiye tabi tutulmadan işletme dışına aktarılmasının önlenmesi amaçlanmaktadır.

Şirket, ortağından veya ortağıyla ilgili kişilerden özsermayesinin üç katını aşan tutarda borç almış ve bu borca karşılık faiz veya kur farkı hesaplamış olabilir. Bu takdirde üç kat sınırını aşan borca isabet eden giderler kazançtan düşülemeyecektir. Bu giderler işletme için gerçekleşmiştir. Ancak kanun bu giderleri vergi matrahının hesaplanmasında kabul etmemektedir.

Oysa tersi durumda, yani döviz üzerinden alınan borçlarda kurdaki düşmenin getireceği gelirde aynı mantık geçerli değildir. İşletme yabancı para cinsinden almış olduğu borcu, defterlerine kaydettiği tarih itibariyle Merkez Bankası döviz alış kuru üzerinden YTL olarak kaydedecektir. Borç ödenmiş ise ödendiği tarihte, ödenmemiş ise dönem sonunda geçerli kur üzerinden değerlemesi yapılacaktır. Şayet kurda düşme yaşanmış ise -ki son dönemde kurlarda gevşeme görülmektedir- bu takdirde borç döviz olarak aynı kalmakla birlikte, YTL olarak başlangıçtaki tutardan daha az olacaktır. Bu durumda işletmeler için kur farkı geliri doğmaktadır.

İlk defter değeri ile son defter değeri arasındaki fark işletme tarafından gelir hesaplarına alınacak ve üzerinden vergi ödenecektir.

Bazı işletmelerde alınan borcun yatırımda veya emtia alımında kullanıldığı ileri sürülerek, oluşan kur farklarının maliyetten düşülmesi gerektiği yönünde de görüşler oluşabilmektedir. Maliyetten düşülme gerçekleştiğinde verginin ötelenmesi söz konusu olacaktır. Bu konuda Bakanlık tarafından net bir açıklama yapılmamış olduğundan bu yolun tercih edilmesinin uygun olamayacağını düşünüyoruz.

 

(Mustafa TAN - Gelirler Kontrolörü, Vergi Sorunları Dergisi Yazı İşleri Md)

(Kaynak: Referans Gazetesi | 02.11.2006)

>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.

>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> SGK Teşvikleri (156 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.


GÜNDEM