BASINDAN YAZILAR
Sigortalının bakmakla yükümlü olduğu kişi tanımında değişiklik / Celal Kaplan - MuhasebeTR

Sigortalının bakmakla yükümlü olduğu kişi tanımında değişiklik / Celal Kaplan

Yeni sosyal güvenlik sistemini oluşturan 5510 Sayılı Kanun'un sosyal sigortalar uygulamalarına ilişkin hükümleri iki yılı aşkın bir süredir uygulanıyor. Kanunun genel sağlık sigortasına ilişkin hükümlerinin ise zorunlu uygulamasına geçilmesi bir türlü mümkün olmadı. Zorunlu uygulama dönem dönem erteleniyor. Ancak isteyenler, SGK'ya talepte bulunarak genel sağlık sigortası kapsamında prim ödüyor ve sağlık güvencesi altına giriyor. Genel sağlık sigortasında zorunlu uygulamaya geçilememesinin çeşitli nedenleri var. Bu nedenlerin araştırılıp değerlendirilmesi başlı başına bir inceleme konusu. Yine uygulama süresi içerisinde 5510 Sayılı Kanun'da, bizzat kanun metninden kaynaklanan bazı pürüzlerin, yorum farklılıklarının olduğu da görüldü. Bunların olması gayet doğal. Çünkü sosyal sigorta anlayışı açısından yaklaşım farklılıkları bulunan ve zaman içerisinde onlarca değişikliğe uğramış olan üç ayrı kanun metninden tek bir kanun oluşturulmaya çalışılmıştı. Üstelik kazanılmış haklar mümkün olduğunca korunmaya çalışılarak. Her ne kadar 5510 Sayılı Kanun'un ana temelini 506 Sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu oluşturmaktaysa da ortaya çıkan yeni kanun metni, bambaşka bir dile sahip oldu.

YENİ DÜZENLEMELER
Oysa 506 Sayılı Kanun, yapısı itibariyle kolay anlaşılabilir bir metne sahipti. Buna karşın 5510 Sayılı Kanun metninin okuyup yorumlarken kişiyi sürekli tereddütte bırakan bağlantılı bir yapısı mevcut. İşte hazırlıkları devam eden Torba Kanun'da, 5510 Sayılı Kanun'un uygulamasında zaman içerisinde görülen uygulama sorunlarının düzeltilmesine yönelik düzenlemeler de yer alacak.
Her ne kadar genel sağlık sigortasında zorunlu uygulama başlamadığı için varlığı hissedilmediyse de, 5510 sayılı Kanun'un açıklığa kavuşması gereken noktalarından birisini de, bakmakla yükümlü olunan kişi/kişiler kavramı oluşturuyor. Bizde geçmişten gelen sosyal sigortalar uygulamasında, aile içerisinde eşlerden birisinin sigortalı olarak çalışması halinde çalışmayan eş, evlenmediği ve çalışmadığı sürece herhangi bir yaş koşulu olmadan kız çocukları, öğrenim durumuna göre de en fazla 25 yaşına kadar erkek çocukları ile sigortalının bakmakla yükümlü olduğu ana ve babasına sağlık güvencesi otomatik olarak sağlanıyor. 5510 Sayılı Kanun'un uygulamasında, sosyal sigortalar sigortalısı ile, genel sağlık sigortalısı kavramları birbirinden bir ölçüde ayrılıyor.

2. İŞLEME GEREK YOK
Eskiden sosyal sigortalar sigortalısı olmaksızın, sadece sağlık primi ödeyerek sağlık güvencesine kavuşmak mümkün değildi. Oysa 5510 Sayılı Kanun, bu iki sigortalılık niteliğini bir ölçüde birbirinden ayırt ederken, sadece sağlık primi ödeyerek genel sağlık sigortalısı olma ve sağlık güvencesi kapsamına girebilmeye de imkan tanıdı. Bunun yanı sıra sosyal sigortalar sigortalısının genel sağlık sigortalısı olması için, ikinci bir işlem yapmasına gerek yok. Her sosyal sigorta sigortalısı aynı zamanda genel sağlık sigortalısı sayılıyor.
Gelelim bakmakla sigortalının yükümlü olduğu kişi/kişiler kavramına.
Kamuoyunda henüz tam anlaşılamayan konulardan birisi de bu kavram. 5510 Sayılı Kanun, sosyal sigorta sigortalısı olup otomatik olarak da genel sağlık sigortalısı sayılanlar için, geçmişten gelen bakmakla yükümlü olunulan kişi/kişiler tanımlamasını bazı farklarla sürdürüyor. Kısacası eskiden olduğu gibi 4/a (eski SSK'lı), 4/b (eski Bağ-Kur'lu) ya da 4/c (eski Emekli Sandığı)statüsünde çalışıp da sigortalı olanların eşleri, belirli koşullarla çocukları ve ana-babalarının sağlık güvencesi hakkı sürüyor. 5510 Sayılı Kanun, sadece kız çocuklarının sağlık yardımlarından yararlanma haklarını, erkek çocuklarıyla eşitledi. Kız çocukları da aynen erkek çocukları gibi en fazla 25 yaşına kadar anne-babalarından sağlık güvencesi alabilecek. Tabii geçmişten gelen kazanılmış haklar, statü ve durum değişikliği olmadığı müddetçe devam ediyor. Buna karşın, kanun isteğe bağlı sigorta primi ödeyenlere de aynen normal sigortalı çalışması gibi, bakmakla yükümlü olduğu kişilere sağlık güvencesi hakkını getirdi.


"Sigortalı sayılmayan" ibaresi değiştirilecek
Sosyal sigorta sigortalısı olmayıp da sadece genel sağlık sigortalısı olanlar için uygulamanın nasıl olacağına dair tereddütler bulunuyor. Kısacası ailede anne ya da babadan sadece bir kişinin genel sağlık sigortası primi ödemesi, prim ödemeyen eş, çocuklar ile büyük anne ve babaya da sağlık güvencesi sağlayabilecek mi? SGK'nın görüşü ve 5510 Sayılı Kanun'un gerekçesine göre, genel sağlık sigortalılığı şahsi nitelikte. Eşlerden birinin sadece genel sağlık sigortalısı olarak ödediği prim, diğer eş, çocuklar ile anne babaya sağlık güvencesi sağlamıyor. Diğer aile fertlerinin durumları ayrı ayrı değerlendirilmek zorunda. Sadece genel sağlık sigortası olanlarla, sosyal sigorta sigortalıları ve isteğe bağlı sigortalılar arasında böyle bir farklılık mevcut. Ancak 5510 Sayılı Kanun'un "Tanımlar" başlıklı 3. maddesinde "bakmakla yükümlü olduğu kişi" tanımında, bu kapsama giren kişiler için "sigortalı sayılmayan veya isteğe bağlı sigortalı olmayan, kendi sigortalılığı nedeniyle gelir veya aylık bağlanmamış olan" şeklinde genel bir koşul bulunuyor. İşte bu koşuldaki "sigortalı sayılmayan" ibaresi de kafa karışıklığına yol açmaktaydı. Torba Kanun ile söz konusu "sigortalı sayılmayan" ibaresi "genel sağlık sigortalısı sayılmayan" şeklinde değiştirilecek. Böylece genel sağlık sigortalılığının şahsi olduğu, aile fertlerini kapsamadığı yönündeki görüş netlik kazanmış olacak.

(Kaynak: Yeni Asır | 15.01.2011)

>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.

>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> SGK Teşvikleri (156 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.


GÜNDEM