Matrah artırımı mı borç yapılanması mı? / İsmail Kökbulut

Sayın Başbakanın referandum öncesi iş dünyasına müjdesi ile başlayan süreç devam ediyor.
İlk etapta vergi ve soysal güvenlik prim borcu altında ezilen iş dünyasına rahat nefes aldıracak müjde geldi. Vergi ve sigorta borcunu ödeyemeyenler her ay banka faizlerinin çok üzerinde faiz yüküne katlanmak zorunda. Borç yapılanması ile birçok işletme rahat bir nefes alacak.

Tahsili güç alacaklar

Daha önceki yazılarımızda değinmiştik. Vergi borçlarının bir kısmı ödenebilir nitelikte değil. Bu borçların bir bölümü naylon fatura düzenleyicisi kişi ve kurumlara ait. Ancak şirketlerin ortada görünen ortak ve sorumluların bırakın bu borçları ödeyecek durumları yiyecek ekmekleri yok. Yıllardan beri vergi daireleri bu borçluların peşinde ancak tahsil edilme şansı yok.

Gelir İdaresi'ni tahsil edemeyeceğini bildiği alacağını farklı kategoride değerlendirme şansı yok. Diğer alacakları gibi takip etmek durumunda. Ancak tahsil edilmeyen alacaklar vergi dairelerinin tahsilat oranını düşürüyor. Birçok vergi dairesinin tahsilat oranının düşüklüğünün sebebi bu tür alacaklar. Yani tahsil edilme şansı bulunmayan vergi alacakları. Tahsil edilme şansı az olan veya bulunmayan vergi alacaklarının hem iş yükü hem de tahsilat oranına yaptığı olumsuz etkiyi kaldırmak için bu tür alacakları farklı değerlendirmek gerekir. Özel sektörde şüpheli hale gelen alacağın tahsil koşulları kamuda da geçerli olmalı. Gerekirse karşılıklı uzlaşma yoluyla bir kısım alacağın tahsili mümkün olabilir. Olmuyorsa bir başka mekanizma ile takip edilmeli.

Matrah artımı olacak mı?

Son günlerde en çok gündemde olan konulardan biri vergi ve diğer kamu alacakların tahsiline yönelik kolaylık getiren düzenleme yanında matrah artırımı, vergi barışı veya varlık barışı türünde bir düzenleme olup olmayacağı. İş dünyasının bu konuda istekli olduğu TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu tarafından ifade edildi. Geçmişte yapılan hatalar üzerinden bir bedel ödeyerek herkes önüne bakmak istiyor. Hükümetin bu taleplere olumlu bakacağı düşünülüyor. Henüz kapsamı netleşmiş gibi görünmese de iş dünyasında borçların yapılandırmanın yanı sıra bu tür bir beklenti devam ediyor.

Stok barışı var mı?

Ticari işletmelerin bilançolarında görünen rakamların ve varlıkların fiili duruma uyması açısından bu önemli bir husus. Fiilen var olan stokun bilançoda görünmemesi ileride vergi kayıp ve kaçağına neden olur. Bilançoda görünmeyen bir malın satışı da mali tablolarda büyük ihtimalle görünmez. Geçmişte belgesiz mal alımından kaynaklanan problemin bir şekilde işletmelerden alınacak bir bedel ve Katma Değer Vergisi karşılığında bilançolarına aktarabilme imkânı getirilmeli. Böylelikle kayıt dışı ekonominin önlenmesine yönelik bir çözüm üretilirken bu düzenlemeden devlet büyük gelir elde edebilir.

Kasada olmayan para!

Birtakım giderlerini belgelendiremeyen firmaların gerçekte olmayan paraları bilançoda fiktif olarak görünmekte. Bu durum inceleme esnasında tespit edilirse bu paraların kasada tutulmasının mümkün olmayacağı ve bu nedenle ortaklar tarafından şahsi işlerinde kullanıldığı gerekçesi ile faiz geliri ve ayrıca Katma Değer Vergisi hesaplanmakta. Ayrıca bu vergiler cezalı olarak istenmekte. Kasa hesaplarında görülen fiktif tutarların bir şekilde gerçek duruma getirilmesi bilançoların fiili durumu göstermesi açısından önemli.

Vergi ve sigorta primleri dışında kapsam genişliyor

Devletin alacağı sadece vergi ve sigorta primlerinden oluşmuyor. Öğrenci kredisinden, idari cezalara kadar birçok alanda devlet vatandaştan alacaklı durumda. Yapılacak düzenleme ile eşitlik ve adalet ilkesi gereği daha geniş kesimleri rahatlatacak düzenleme bekleniyor.

(Kaynak: Bugün Gazetesi | 08.11.2010)

>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.

>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> SGK Teşvikleri (156 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.