BASINDAN YAZILAR
Kalkınma planları ve reformlar / Veysi Seviğ - MuhasebeTR

Kalkınma planları ve reformlar / Veysi Seviğ

Anayasanın 166'ncı maddesi gereği, "Ekonomik, siyasal ve kültürel kalkınmayı, özellikle sanayinin ve tarımın yurt düzeyinde dengeli ve uyumlu biçimde hızla gelişmesini, ülke kaynaklarının döküm ve değerlendirilmesini yaparak verimli şekilde kullanılmasını planlamak, bu amaçla gerekli teşkilatı kurmak devletin görevidir".
Planda milli tasarrufu ve üretimi artırıcı, fiyatlarda istikrar ve dış ödemelerde dengeyi sağlayıcı, yatırım ve istihdamı geliştirici tedbirler öngörülür; yatırımlarda toplum yararları ve gerekleri gözetilir, kaynakların verimli şekilde kullanılması hedef alınır. Kalkınma girişimleri bu plana göre gerçekleştirilir.
Kalkınma planlarının hazırlanmasına, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nce onaylanmasına, uygulanmasına, değiştirilmesine ve bütünlüğünü bozacak değişikliklerin önlenmesine ilişkin usul ve esaslar kanunla düzenlenir.
Türkiye'de Devlet Planlama Teşkilatı, 5 Ekim 1960 tarihinde 91 sayısı yasa ile kurulmuş olup, bu oluşum anayasal buyruk gereğidir.
Plan çalışmalarının ilk aşamasında genel hedefler ve bunları gerçekleştirmek için yapılması gereken temel tercihler belirlenmiştir. Devlet Planlama Teşkilatı'nın ilk ürünü Birinci Plan Stratejisi olmuştur. Buna göre;
- Ülkemizde plan çalışmalarının 15 yıllık bir zaman perspektifi içinde tasarlanması öngörülmüştür.
- Planların 5'er yıllık dönemi kapsaması uygun görülmüştür.
- Birinci Beş Yıllık Plan için ekonomik büyüme hedefi yılda yüzde 7 olarak belirlenmiştir.
- Plan için seçilmiş bulunan bu model, milli gelir hesapları, yatırımlarla ilgili büyüklükler, yatırım öncelikleri, finansman kaynakları konularındaki çözümlemeler için ana rehber işlevini üstlenmiştir. Bunun yanında ‘strateji' de plan hedeflerini gerçekleştirmek için ana rehber olarak kabul edilmiştir.
Plancıların ‘kapsamlı plan' anlayışını yansıtan bu ‘strateji', gerçekleştirilmesi büyük çabalar gerektiren hedefleri içeren, köklü toplumsal dönüşümleri öngören iddialı bir kalkınma vizyonunu göstermektedir.
Türkiye'de Beş Yıllık Kalkınma Planı'nın en önemli özelliği, toplum yapısında köklü değişimler öngören radikal bir vizyona dayanması idi. Bu vizyon, plan görüşmelerini sürdüren hükümetlerin programlarında yer alan bir dünya görüşü değil, plan hazırlayan kadroların bulgu ve öngörülerini yansıtıyordu.
1920'lerde, bir Kurtuluş Savaşı ertesinde kurulan ve ulus-devlet olan Türkiye, 1950'lere kadar az gelişmiş bir devlet kapitalizmi içinde varlığını sürdürmüş, İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra gelişmiş kapitalist dünyanın yörüngesinde yer almıştır.
1960 yılı sonrasında Türkiye'nin siyasal sistemi ve uluslararası ilişkileri açısından yeni bir döneme başlanmıştır. Birinci beş yıllık Kalkınma Planı bu dönemin izlerini taşımaktadır.
Planda öngörülen kalkınma modeli başarılı bir kalkınma sürecinde bulunması gereken bütün öğeleri Türkiye'de gerçekleştirmek amacına yönelmiştir.
Planda bir kalkınma vizyonunun izlerini kolayca bulmak mümkündür. Buna göre;
- KİT'lerde öngörülen reorganizasyonlarla yeni bir yapıya kavuşacak devlet sektörü öncülüğünde gerçekleştirilecek sanayi atılımı sağlanacaktır.
- ‘Toprak reformu' ile gerçekleştirilecek tarım sektöründe modernleşme sağlanacak, bu bağlamda toplumsal ve ekonomik dengesizlikler giderilecektir.
- İnsan kaynaklarının geliştirilmesine yönelik köklü bir eğitim reformu yapılacaktır.
- Bilimsel araştırma kapasitesini güçlendirecek ve teknolojik gelişmesini sağlayacak bilim ve teknoloji politikaları geliştirilecektir.
- Kalkınmanın finansmanında katkıda bulunacak ve toplumdaki gruplar arasındaki gelir farklılıklarını azaltacak ‘vergi reformu' yapılacaktır.
Ancak, uygulamada ve özellikle siyasi baskılar sonucunda söz konusu hedefe yönelmesi gereken çalışmalar engellenmiş, yapılan girişimlerin önü kesilmiş, konuya emek veren plancıların teker teker görevlerini bırakmalarına seyirci kalınmıştır.
Türkiye'de 60 yıl önce yaşanması muhtemel ekonomik sorunların önlenebilmesi için, ülkemize özgü doğal özellikler de dikkate alınarak planlı bir kalkınma modelinin oluşturulması ve uygulanması öngörülmüştür. Bu bağlamda da anayasanın 166. maddesinde yer alan buyruk gereği olarak kalkınma planlarının hazırlanması, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nce onaylanması, uygulanması, değiştirilmesi ve bütünlüğünün bozulmasına yönelik değişikliklerin önlenmesine ilişkin usul ve esasların kanunla (yasal düzenleme ile) düzenlenmesi öngörülmüştür.
Yıllar öncesinde vergilerimizin iktisadi fonksiyon ve sosyal adalet yönünden ıslaha muhtaç olduğu tespit edilmesine ve vergi sisteminin genel iktisadi etkisinin toplam yatırımı artıracak ve yatırımların istenilen sahalara kaymasını sağlayacak şekilde olması gerektiği görüşünde birleşilmesine rağmen bugüne kadar bu öngörü gerçekleştirilememiştir.

(Kaynak: Referans Gazetesi | 26.06.2010)

>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.

>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> SGK Teşvikleri (156 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.


GÜNDEM