Tahsin SINAV - İstikrar

Ramazan ayı, yardımlaşma ve ihtiyaçları karşılamak için üretimde düşünce dozu yüksek bir istikrar mevsimi oluşturarak yoksulluğu da çözüme yönelmeye işaret ederken, bireylerin kalitesini de yükseltiyor. Diğer bir deyişle bireylerde iç ve dış istikrar oluşturan Ramazan ayı, topluma da istikrar aşılamaya dönük sosyolojik süreçlerin dönüşümünü başlatıyor. Ama bunu çekemeyenler var. Ve sanki Müslüman bireyin iç ve dış istikrarını test eder gibi, ülkemizdeki istikrarı, en çok bu ayda bozmaya ve ülkemiz insanının Ramazan bereketini doyasıya yudumlamasını engellemeye çabalıyorlar. Bu olumsuzluğun haklı hiçbir yönü yok.

Millete rağmen ve onun vergileriyle sınırsız güç kullanabilme alışkanlığı edinmiş bazı çevreler, sivil etkinliklerin direnç için zıvanadan çıkmasını mı bekliyorlar? Bu çevreler, yeterince kimlik çabası göstermeyen istikrarlı ve dingin insanların, toplumsal derinliklerini sivil toplum inisiyatifi olarak ortaya koymada henüz dirayet göstermemelerini edilginlikle eşleştirip kale almamayı sürdürürlerse, hiç beklemedikleri dirençlerin çekirdeğini mümbit topraklara düşürmüş olacaklardır. Siyasal davranışlar göstermesine tahammül edilmeyenler de elbette etkin ve bilinçli bir siyasal birikim düşüncesi geliştirmekten aciz değillerdir. Zaten bu oluşum ve olgunluğu siyasal zemine oturtmak için nerdeyse bir asırdır sabrediyor, sessiz kalabalıklar.

Sessiz kalabalıkların istikrar için demokratik bekleyişlerini kimse kötüye kullanmamalıdır. Eli kalem tutanların görevi, sivil toplum etkinliğinin oluşup işlevsellik kazanması için gerekli felsefi donanımın oluşmasına katkı sağlamaktır. Ve bunu görev olarak yüklenen ve gerekli düşünce yapısını demokratik sunuma kavuşturmuş dirayetli sivil yapıların sadece siyasal parti düzeyinde kalmakla yetinmemeleri gerekiyor, artık. Çünkü siyasal partileşmeyi oyuncaklaştırma girişimlerinin önünü, olgun ve ayakları yere basan, düşünceden başka silahları bulunmayan sivil toplum örgütlerinin gelişim düzeyleri kesecektir. Ve demokrasiyi bile başkaları getiremeyecek, bizzat bu örgütler, kurulmuş demokrasimizi geliştirerek koruyacaklardır.

Kültürel dokuyu demokratik direnç gösterebilme yeteneğine dönüştürme görevi, sözkonusu sivil toplum örgütlerinindir. İstikrarı bu toplumsal direnç yeteneğinin etkinleşmesiyle ancak koruyabiliriz. Girişimciliğin geliştiren dokusu da bu mantıktan yola çıkmaktadır. Dünyada 10 büyük ülkeden biri olacaksak bu toplumsal dinamizmi de üretmek, geliştirmek ve dirayetle yaşatmak zorundayız. Bütün kurumlarımızın toplumumuzun bu dinamizmi kazanmasında büyük yararları bulunmaktadır.

 

 

 

 

(Kaynak: Yeni Şafak Gazetesi | 10.10.2006)

>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.

>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> SGK Teşvikleri (156 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.