BASINDAN YAZILAR
Talep nereden gelecek! / Deniz Gökçe - MuhasebeTR

Talep nereden gelecek! / Deniz Gökçe

Doğru söze ne denir? Financial Times'ta çıkan bir editoryal şöyle diyor: İthal et ve tüket modeli iflas etmiş ise (mesela ABD, İngiltere), ihraç et ve tasarruf et modeli de iflas etmiştir (mesela Avrupa geneli ve Asya, yani Almanya ve Japonya).
Bu üzerinde çok düşünmemiz gereken bir söz. Çünkü bir de Türkiye'nin modeli var;  'İhraç et ama daha fazla tüket!' Yıllarca dışa kapalı bir modelle yaşayan Türkiye 1980 sonrasında ihracat ve serbestiye geçtiğinde  ihracatı başarı ile artırmış, ama tüketimi de kısamamıştı. Kentleşme deyin, genç nüfus deyin, ne derseniz deyin, siyaset deyin, bizim model hiçbir dünya genel gerçeğine uymuyor.  
Ancak bugün Türkiye konuşmayacağız, dünya konuşacağız. Bütün ekonomik kabadayılığımıza rağmen (Osmanlı torunlarıyız ya), sanayi devrimini yüzyıllar önce ıskalamış, bugün pek teknoloji üretmeyen, verimliliğe de pek saygısı olmayan, eğitimi, sağlığı sorunlu bir ülke, içine kapanma meraklısı ve bir de hızla tüketme meraklısı ise, işi zordur. Ama bunlar  uzun vade analizleri.
Biz ise önce kısa vadede ayağa kalkmak zorundayız. Bu nedenle biz şimdi dünyaya dönelim, çünkü ancak dünya toparlanırsa, biz de toparlanırız. Türkiye kendi kendini ayaklarından tutup bataklıktan çıkartamaz.Geçmişte bizi çekip çıkartanlar da şimdi problemli!      
Şu anda dünyada, sanki ABD'de biraz iyileşme var, kıpırdanma var gibi bir algılama mevcut. Bazı iyileşmeler olduğu gerçek. Ama Avrupa'da gelen haberler kötü olmaya devam ediyor. Bu ortamda ABD tek başına, kendisi tutup kendisini çukurdan çıkartabilir mi? Şimdi biraz sayılara bakalım.
Eldeki son verilere göre euro bölgesi  sanayi üretimi ocak ayından şubat ayına yüzde 2.3 düşmüş. Ama euro bölgesi sanayi üretimi şubat 2008 döneminden 2009 şubatına da  yüzde 18 düşmüş. 1990 yılından bu yana en hızlı düşüş olmuş bu seferki ! Euro bölgesinde sanayi üretimi düşüşü tüm sektörlere yaygın durumda. Yatırım  malları üretimi yüzde 25, ara mallar üretimi yüzde 24 , dayanıklı tüketim malları üretimi yüzde 22, dayanıksız tüketim malları üretimi yüzde 6.3 ve enerji üretimi yüzde 3.6 düşmüş bulunuyor.
En zor durumdaki  ülkeler ihracatçılar. Sanayi üretimi yüzde yıllık olarak yüzde 21 düşmüş olan Almanya ve gene yüzde 21 düşmüş olan İtalya (üstelik bir de büyük deprem tahribatı gerçekleşti). Fransa  yüzde 16 ile Almanya ve İtalya'dan iyi durumda. Bu şartlarda euro bölgesindeki 2009 büyüme daralmasının  eksi yüzde dört düzeyindeki tahminleri aşacağı düşünülüyor. Üretip ihraç edip tasarruf edenler (örneğin Almanya) üretemiyorlar ve ihraç da edemiyorlar! Çünkü talep yok!
Ancak ABD verileri de aslında kötü denilebilir.
Lehman Borther's  iflasından sonra, 2008 yılının son üç ayında 17 yıldır artan tüketim,  hızla yüzde 1.1  düşmüş, üretim yüzde 1.6 daralmış, sanayi üretimi 5.6 daralırken, tarım dışı istihdam da 2 milyon kişi daralmıştı. Ancak sorunlar daha da farklı. Tüm dünya talep daralması içinde. Dünyada her zaman talebin kaynağı olan ABD'nin tüketicisi, aşırı borçlu. 2007 ortasından bu yana ABD hane halkı borçluluğu yüzde 2.5 artmış ve 14.2 trilyon dolara gelmiş bulunuyor. ABD hane halkı varlıkları ise yüzde 16 değer kaybetmiş ve 65.7 trilyona inmiş bulunuyor. Böyle durumlarda ABD hane halkı da tasarrufa başlar. ABD finans kesimi ise çok sorunlu  denebilir.
Böyle bir durumda, ABD biraz kıpırdansa da, Avrupa kıpırdanmadığı sürece dünya kıpırdanamaz. Talep nereden gelecek sorusu, tüm dünyadan geliyor diye cevaplandırılmadıkça, hayat zor!
Bu söylediklerimiz de, Avrupa'ya çok endeksli olan Türkiye açısından oldukça zor şeyler! Tabii  hiç bitmemiş kriz yok ama, ülkemiz kriz bitince de  kendine bir model uydurmak zorunda.
İktisatçıların kalkınma ve gelişme konusundaki modelleri de bugün pek yol gösterir gözükmüyor.
Neden bazı ekonomiler başarılı bazıları da başarısız konulu 'False Economy' adlı yeni bir kitap yazmış olan Alan Beattie'ye göre, Protestan etik yaklaşımı Katolik İrlanda, Portekiz  ve İspanya kalkınınca moda olmaktan çıkmış. Konfüçyüs'e kötü bakanlar Doğu Asya ülkeleri hızla kalkınınca şaşırmışlar. Müslüman Malezya ise Hıristiyan Filipinleri sürekli geçince de hayrete düşüyorlar. Kalkınma ve gelişmenin tek bir açıklaması, tek bir modeli yok. Afrika'nın geri kalmasını yolsuzluk ve rüşvet ile açıklayanlar, Asya'nın daha da fazla yolsuzluk ve rüşvet yeri olduğunu çakınca zor duruma düşmüşler. Batan bazı ülkeleri sahtekarlıkla suçlayanlar, bugün başta ABD olmak üzere Batı'nın finans sistemindeki sahtekarlığın dozunun herhalde İtalya'dakinden daha fazla olduğunu anlamışlardır. Stalin ve Mao biyografisi okuyanlar, kalkınma adına ne tür gaddar canilere  muhatap olunduğunu her halde çakmışlardır.
Bu nedenle kriz sona erdiği zaman, bizim 'yepyeni' bir modele gereksinmemiz olacak! Tabii dünyanın da! 

 

(Kaynak: Akşam Gazetesi | 20.04.2009)

>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.

>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> SGK Teşvikleri (156 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.


GÜNDEM